AYIDAN POST GÂVURDAN DOST OLMAZ

Saadet Partisi Burdur İl Başkanlığı Şubat Ayı İl Divan Toplantısı AGD toplantı salonunda ilçe başkanları ve yönetimleri ve kadın kollarının katılımıyla gerçekleştirildi.

Toplantının basına açık bölümünde konuşan Saadet Partisi Burdur İl Başkanı Süleyman ARSLAN; Terör belasının Türkiye’nin gündeminde 1.sırada yer almaya devam ettiğini belirterek şunları söyledi. “Geçen ayki il divan toplantısında belirttiğimiz gibi ülkemizin pek çok hayati meselesi terör sebebiyle gündeme taşınıp tartışılamıyor. Terör tam bitti bitecek derken Türkiye’nin beyninde bir ton patlayıcı infilak ettirilerek 20’si rütbeli, 8’i sivil görevli şehit ediliyor. Aynı gün Güneydoğudan sekiz şehid haberi daha geliyor. Bu vesile ile bu olayda ve bundan önceki olaylarda şehid düşenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyor, terörün her türlüsünü şiddet ve nefretle kınıyorum. Bizim terörden rant elde etmek gibi aşağılık bir tavrımız hiçbir zaman olmadı ve olamaz da. Çünkü bizim inancımızda akıtılan bir damla masum kanı, dünyanın tamamından daha değerlidir.” DOĞRU KONUŞMAK YETMEZ! DOĞRU TARAFTA DURMAK LAZIM GELİR.          Ankara’da cereyan eden menfur olayın arkasından Başbakanımız Sayın Ahmed Davutoğlu yaptığı açıklamayı hatırlatan ARSLAN şunları kaydetti: “Başbakanımız yaptığı açıklamada ‘Bugün elde ettiğimiz veriler ışığında, kesin bir şekilde bu saldırının Türkiye içindeki bölücü terör örgütü mensuplarıyla Suriye’den sızan YPG mensubu bir kişinin birlikte gerçekleştirdiği ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bu intihar saldırısını gerçekleştiren Salih Neccar isimli kişi Kuzey Suriye’nin Amuda şehrinde 1992 de doğmuştur.’ Sayın Reisicumhurumuz R.T. Erdoğan da saldırıya ilişkin açıklamasında: ‘’ Bu sürecin uluslararası camiada özellikle dostlarımız açısından bugüne kadar bu Suriye’nin kuzeyindeki PYD ve YPG ile bağlantısının Türkiye’deki PKK ile ne denli güçlü olduğunu söylediğimiz halde inandıramadığımız dostlarımızın herhalde bu olay karşısında bu işi daha iyi anlamalarına bu vesile olacaktır. Biz tabi, belgeler, bilgilerle bunu kendilerine hep söyledik. Bizim söylediklerimiz hep bizde kaldı. Biz yine söylemeğe devam edeceğiz.” Gerek Başbakanımız gerek Reisicumhurumuzun değişik zamanlarda ve değişik mekânlarda daha net, daha anlaşılır konuşmalar da yaptılar. Teröristlerin elindeki silahların dost ülkelerin özellikle ABD’nin patentini taşıdığını söylediler. Bizden yana mısınız, teröristlerden yana mısınız? Diye sorular da sordular. Ama Sayın Reisicumhurumuzun ifade ettiği gibi söylenenler hep bizde kaldı. Stratejik ortak-model ortak- değişmez ortak dediklerimiz ki başta ABD olmak üzere PYD’nin ve YPG’nin terör örgütü olmadıklarını DEAŞ’a karşı savaşan kahramanlar olduklarını bunlara her türlü silah ve mühimmat yardımı yapmaya devam edeceklerini söylemekten çekinmediler. Bu durumda ortaya çıkan gerçek şu: doğruyu söylemekten çok daha önemli olan doğru tarafta yer alabilmektir. Laf karın doyurmuyor, lafla peynir gemisi yürümüyor. Ayıdan post olmadığı gibi gâvurdan da dost olmuyor. BATI, TARİHİ YENİLGİLERİNİN İNTİKAMINI ALIYOR Batının İslam âlemine özellikle de Türkiye’ye karşı samimiyetten uzak bir tavır sergilediğini belirten Saadet Partisi İl Başkanı Süleyman ARSLAN; “Bunun başlıca iki sebebi vardır: birincisi Batı tarihi yenilgilerinin intikamını alıyor. Batı, Kosova’da Sultan Murad’ı, Niğbolu’da Yıldırım Beyazid’i, Konstantinepolis’i İstanbul yapan Fatih’i, Mohaç’ta Muhteşem Süleyman’ı, Akdeniz’de Barbaros’u hiçbir zaman unutmadı. İkincisi bu bölgede güçlü bir Türkiye’nin ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez’in kamuoyuna açıkladığı ve arşivimizde muhafaza ediyoruz dediği iki mektubu açıklamak istiyorum. Bunlardan birincisi bir Afrika ülkesi olan Liberya’dan: ‘Sizin Türkiye olarak şikayet etmeğe hakkınız yok. Şikâyet bizim hakkımız. Size düşen bizi tüm Müslümanları bir araya getirerek bu birliğin, İslam birliğinin kurulması için çabanızı ortaya koymaktır.’ Diğeri dünyanın öbür ucundan Haiti’den: ‘Bizler; babaları, ataları yüzyıllar boyunca Afrika’da köle olarak satılan Müslümanların çocuklarıyız. Burada anneler, babalar çocuklarına ninni söylerken, çocukları ağladığında onları susturmaya çalışırken ‘evladım üzülmeyin, korkmayın. Bir gün İstanbul’dan Müslümanlar gelecek, bizi kurtaracaklar.’ Biz bu cümlelerle büyüdük. Fakat biz yüz senedir bekliyoruz, gelmediniz. Şimdi sizin adresinizi bulduk. Son kez bu mektubu yazıyoruz eğer bu sefer de gelmezseniz ahirette sizi Allah’a şikâyet edeceğiz.’ Diye serzenişte bulunuyorlar” Dedi. Toplantı daha sonra basına kapalı olarak devam etti.