BURDUR MİLLETVEKİLİ GÖKER”TARIM VE HAYVANCILIK DESTEKLENMELİ”

YAŞAM 07.05.2020 - 10:45, Güncelleme: 17.02.2023 - 08:17 3315+ kez okundu.
 

BURDUR MİLLETVEKİLİ GÖKER”TARIM VE HAYVANCILIK DESTEKLENMELİ”

Burdur CHP Milletvekili Dr. Mehmet Göker Tarım ve Hayvancılık konusunda yaptığı açıklamada dışa bağımlılıktan kurtulmak için sektör desteklenmelidir dedi.
CHP  Burdur Milletvekili Dr. Mehmet Göker,  Bu gün Dünyada pek çok ülkenin etkilendiği COVİD-19 salgınından sonra, ülkeler başta gıda temini ve güvenliği açısından,tarımda kendi kendine yetebilmenin ve yerli üretim yapabilmenin ne kadar hayati bir önem arz ettiği daha net anlaşılmıştır. Salgın nedeniyle ülkemizin hangi alanlarda sıkıntılı olduğu açık bir biçimde görünmüş, başta tarım ve gıda güvenliği olmak üzere dışa ne kadar bağımlı olduğumuz ortaya çıkmış ve tüm ülkeler bu alanda durumlarını gözden geçirmeye yönlenmiştir. Söz konusu bu aşamada ülkeler içine kapanmış ve iç piyasalarının gıda güvenliği açısından bazı tedbirler almışlardır. Avrupa ülkelerinin büyük çoğunluğu tarım ve hayvancılık ürünlerinin ihracatına kısıtlamalar getirmiş ve belli ürünlerin ihracatını durdurmuştur. Hükümet bu aşamada tarım ve hayvancılığın desteklenmesine yönelik bazı adımlar atmıştır. Son olarak Çiftçilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden aldığı hazine destekli kredilerin Mayıs ve Haziran’da ödenmesi gereken taksitlerinin faizsiz olarak 6 ay ertelenecek olması olumludur ancak yeterli değildir. Tarım ve Hayvancılığın “Stratejik Sektör” olarak ilan edilmesi ve bu kapsamda tarım ve hayvancılığımızın, gıda güvenliğinin sağlanması ve gıdada dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması açısından bazı tedbirlerin alınması gerekmektedir. Tarım kapsamında; · Yerli üretim desteklenmeli ve tarımın üstünden devletin yükü acilen kaldırılmalıdır.  · Üreticilere tohum, fide, ilaç, gübre, mazot vb. aşamalarda geri ödemesiz ve faizsiz teşvik sağlanmalıdır. · Mazot, elektrik ve sulama bedelleri üzerinden alınan vergiler sıfırlanmalıdır.  · Tarımsal destek ödemeleri kesinti yapılmaksızın ve geciktirilmeden ödenmelidir. Hayvancılık kapsamında; · Tarımda olduğu gibi hayvancılıkta da yerli üretim desteklenmeli ve acil eylem planı bir an önce açıklanmalıdır. · Her türlü hayvan ithalatı yasaklanmalı ve yerli üreticiyi korumak açısından belli miktarlarda Gümrük Vergisi konmalıdır. · Hayvancılığın en büyük sorunu olan Et-Süt-Yem paritesi belli kurallara bağlanmalı ve bu konuda bir mevzuat oluşturulmalıdır. Bu bağlamda, tarımla ve hayvancılıkla uğraşan üreticilerimizin her şartta desteklenmesi hayati derecede önem taşımaktadır. Tarımla ve hayvancılıkla ilgili olarak yeni bir dünya düzeni kurulmaya çalışılmaktadır. Bu itibarla geçmişten ders alınmalı ve bundan sonrası için neler yapılması gerektiği konusunda toplumun her kesiminin ortak bir çözüm noktasında düşüncelerini paylaşması, doğru politikalar oluşturması için yararlı olacaktır.  2019 yılında 9,8 milyon ton buğday ithalatında 2,3 milyar dolar ödeyerek dünya buğday ithalatında birinci olduk ve rekor kırdık. Yine 18 Nisan tarihli Resmi Gazetede yayınlanan kararlara göre Türkiye, 1 milyon ton buğday, 700 bin ton arpa, 700 bin ton mısır, 100 bin ton pirinç, 100 bin ton kuru baklagiller ithal edebilecektir. Öte yandan 2020 yılının Ocak ve Şubat aylarında sadece 9 ürünün ithalatına 899 milyon dolar para ödenmesi Türk çiftçisinin canını yakmaktadır. Hayvancılıkta da benzer bir tablo ile karşı karşıyayız. AKP döneminde 5 milyon 81 bin adet büyükbaş hayvan ithalatına 6 milyar 753 milyon dolar,  3 milyon 22 bin adet küçükbaş hayvan ithalatına 360 milyon dolar ödenmiştir. Canlı hayvan ithalatına toplamda 7 milyon 113 milyon dolar ödenmiştir. Artık bu paraların yerli üreticiye verilmesinin zamanı gelmiştir. Yukarıda anılan bütün gerekçeler Burdur özeli içinde geçerlidir. Burdur’umuz sahip olduğu tarımsal potansiyeli doğru değerlendirirse ve üretim odaklı bir politika uygulanırsa, kendi kendine fazlasıyla yetecek ve başka şehirleri de rahatlıkla besleyebilecektir. Burdur ilimizde yaklaşık 217 bin büyükbaş, 374 bin küçükbaş hayvan bulunmakta ve yılda 396 bin ton süt üretilmektedir. Gerek et hayvancılığı gerekse de süt hayvancılığı yapabilmenin en önemli şartı yemin ucuz olmasından geçmektedir. Hayvancılıkta ithalat bağımlılığından kurtulmanın en önemli girişimi yem başta olmak üzere hayvancılıkta kullanılan tüm girdi maliyetlerini düşürmeye yönelik olmalıdır. Hayvan üreticilerinin korunması ve üretici ailelerin refah seviyelerini artırmak için her türlü çalışma yapılmalı, meraların ve tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına asla izin verilmemelidir. Çiftçilerin demokratik temelde ve kendi çıkarlarını koruyacak biçimde kooperatifleşmesi desteklenmeli, meralardan etkin bir şekilde yararlanabilecek düşük ve orta seviyede süt verimine sahip sürüler desteklenerek büyükbaş hayvan varlığı arttırılmalıdır.  
Burdur CHP Milletvekili Dr. Mehmet Göker Tarım ve Hayvancılık konusunda yaptığı açıklamada dışa bağımlılıktan kurtulmak için sektör desteklenmelidir dedi.

CHP  Burdur Milletvekili Dr. Mehmet Göker,  Bu gün Dünyada pek çok ülkenin etkilendiği COVİD-19 salgınından sonra, ülkeler başta gıda temini ve güvenliği açısından,tarımda kendi kendine yetebilmenin ve yerli üretim yapabilmenin ne kadar hayati bir önem arz ettiği daha net anlaşılmıştır. Salgın nedeniyle ülkemizin hangi alanlarda sıkıntılı olduğu açık bir biçimde görünmüş, başta tarım ve gıda güvenliği olmak üzere dışa ne kadar bağımlı olduğumuz ortaya çıkmış ve tüm ülkeler bu alanda durumlarını gözden geçirmeye yönlenmiştir.

Söz konusu bu aşamada ülkeler içine kapanmış ve iç piyasalarının gıda güvenliği açısından bazı tedbirler almışlardır. Avrupa ülkelerinin büyük çoğunluğu tarım ve hayvancılık ürünlerinin ihracatına kısıtlamalar getirmiş ve belli ürünlerin ihracatını durdurmuştur.

Hükümet bu aşamada tarım ve hayvancılığın desteklenmesine yönelik bazı adımlar atmıştır. Son olarak Çiftçilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden aldığı hazine destekli kredilerin Mayıs ve Haziran’da ödenmesi gereken taksitlerinin faizsiz olarak 6 ay ertelenecek olması olumludur ancak yeterli değildir.

Tarım ve Hayvancılığın “Stratejik Sektör” olarak ilan edilmesi ve bu kapsamda tarım ve hayvancılığımızın, gıda güvenliğinin sağlanması ve gıdada dışa bağımlılığın ortadan kaldırılması açısından bazı tedbirlerin alınması gerekmektedir.

Tarım kapsamında;

· Yerli üretim desteklenmeli ve tarımın üstünden devletin yükü acilen kaldırılmalıdır. 

· Üreticilere tohum, fide, ilaç, gübre, mazot vb. aşamalarda geri ödemesiz ve faizsiz teşvik sağlanmalıdır.

· Mazot, elektrik ve sulama bedelleri üzerinden alınan vergiler sıfırlanmalıdır. 

· Tarımsal destek ödemeleri kesinti yapılmaksızın ve geciktirilmeden ödenmelidir.

Hayvancılık kapsamında;

· Tarımda olduğu gibi hayvancılıkta da yerli üretim desteklenmeli ve acil eylem planı bir an önce açıklanmalıdır.

· Her türlü hayvan ithalatı yasaklanmalı ve yerli üreticiyi korumak açısından belli miktarlarda Gümrük Vergisi konmalıdır.

· Hayvancılığın en büyük sorunu olan Et-Süt-Yem paritesi belli kurallara bağlanmalı ve bu konuda bir mevzuat oluşturulmalıdır.

Bu bağlamda, tarımla ve hayvancılıkla uğraşan üreticilerimizin her şartta desteklenmesi hayati derecede önem taşımaktadır. Tarımla ve hayvancılıkla ilgili olarak yeni bir dünya düzeni kurulmaya çalışılmaktadır. Bu itibarla geçmişten ders alınmalı ve bundan sonrası için neler yapılması gerektiği konusunda toplumun her kesiminin ortak bir çözüm noktasında düşüncelerini paylaşması, doğru politikalar oluşturması için yararlı olacaktır. 

2019 yılında 9,8 milyon ton buğday ithalatında 2,3 milyar dolar ödeyerek dünya buğday ithalatında birinci olduk ve rekor kırdık. Yine 18 Nisan tarihli Resmi Gazetede yayınlanan kararlara göre Türkiye, 1 milyon ton buğday, 700 bin ton arpa, 700 bin ton mısır, 100 bin ton pirinç, 100 bin ton kuru baklagiller ithal edebilecektir.

Öte yandan 2020 yılının Ocak ve Şubat aylarında sadece 9 ürünün ithalatına 899 milyon dolar para ödenmesi Türk çiftçisinin canını yakmaktadır.

Hayvancılıkta da benzer bir tablo ile karşı karşıyayız. AKP döneminde 5 milyon 81 bin adet büyükbaş hayvan ithalatına 6 milyar 753 milyon dolar,  3 milyon 22 bin adet küçükbaş hayvan ithalatına 360 milyon dolar ödenmiştir. Canlı hayvan ithalatına toplamda 7 milyon 113

milyon dolar ödenmiştir. Artık bu paraların yerli üreticiye verilmesinin zamanı gelmiştir.

Yukarıda anılan bütün gerekçeler Burdur özeli içinde geçerlidir. Burdur’umuz sahip olduğu tarımsal potansiyeli doğru değerlendirirse ve üretim odaklı bir politika uygulanırsa, kendi kendine fazlasıyla yetecek ve başka şehirleri de rahatlıkla besleyebilecektir.

Burdur ilimizde yaklaşık 217 bin büyükbaş, 374 bin küçükbaş hayvan bulunmakta ve yılda 396 bin ton süt üretilmektedir. Gerek et hayvancılığı gerekse de süt hayvancılığı yapabilmenin en önemli şartı yemin ucuz olmasından geçmektedir.

Hayvancılıkta ithalat bağımlılığından kurtulmanın en önemli girişimi yem başta olmak üzere hayvancılıkta kullanılan tüm girdi maliyetlerini düşürmeye yönelik olmalıdır. Hayvan üreticilerinin korunması ve üretici ailelerin refah seviyelerini artırmak için her türlü çalışma yapılmalı, meraların ve tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına asla izin verilmemelidir.

Çiftçilerin demokratik temelde ve kendi çıkarlarını koruyacak biçimde kooperatifleşmesi desteklenmeli, meralardan etkin bir şekilde yararlanabilecek düşük ve orta seviyede süt verimine sahip sürüler desteklenerek büyükbaş hayvan varlığı arttırılmalıdır.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.