ÇİN İSVEÇ POLİSİNİN ÇİNLİ TURİSTLERE KABA DAVRANIŞINI SERT BİR DİLLE KINADI

Çin'in İsveç Büyükelçiliği, bugün yaptığı açıklamada, bu ayın başında İsveç polisinin Çinli turistlere kaba şekilde müdahale etmesini sert bir dille kınadı.

 İsveç polisinin bu davranışının Çin vatandaşlarının can güvenliğini ve temel insan haklarını ciddi şekilde çiğnediğini vurgulyan Çin tarafı hadisenin acilen soruşturulmasını ve Çin vatandaşlarının ceza ve tazminat taleplerinin yerine getirilmesini istiyor. Edinilen bilgiye göre Çin vatandaşı Zeng, 2 Eylül'de ailesiyle birlikte İsveç'e gitti. 3 kişi rezervasyon yaptırdıkları Stockholm merkezindeki bir otele sabah saatlerinde vardı, ancak otele giriş işlemi gündüz yapılabileceğinden dolayı, Zeng otel görevlilerinden yardımcı olmalarını istedi. Zeng, 60 yaşlarındaki anne ve babasının sağlık durumu iyi olmadığı için ücret ödeyerek lobide kalmalarına izin verilmesini rica etti. Ancak otel görevlileri buna da izin vermedi ve polisi çağırdı. İsveç polisi otele gelerek son derece kaba şekilde Zeng ailesini otelden çıkarıp şehir dışındaki bir toplu mezarlık yakınına bıraktı. Zeng ailesi, yoldan geçen insanların yardımıyla şehir merkezine döndü. Ardından Zeng Çin'in Stokholm Büyükelçiliği'ne başvurdu ve yerel polise durumu bildirdi. Olayın ardından Çin'in İsveç Büyükelçiliği ve Çin Dışişleri Bakanlığı, ayrı ayrı Stockholm ve Beijing'de İsveç hükümeti nezdinde ciddi girişimlerde bulundu. Ancak İsveç tarafı, şu ana kadar bu olayla ilgili Çin'e herhangi bir açıklama yapmadı. İsveç basını da olay karşısında sessiz kalıyor. Belki de İsveç gizli bir sebepten dolayı sessizliğini sürdürüyor. Olayın sebebi ve ayrıntılarının aydınlatılması da sorgulamayı gerektiriyor. Ne var ki video görüntüleri, İsveç polisinin tavrının akıl almaz boyutlara ulaştığını gösteriyor. Birincisi, iki polisin Bay Zeng'in babasını (67 yaşında, kardiyovasküler hastalığı olan biri) yerde sürükleyerek otel dışına çıkarması. Bu kadar şiddetli ve kaba bir müdahale, her insanın vicdanını yaralar. İsveç dünyada insan haklarının en üst düzeyde olduğu bir ülke olarak biliniyor. İsveç, Mayıs 2017'de Dünya İnsan Hakları Raporu yayımlayarak Çin dahil olmak üzere birçok ülkenin insan hakları durumuna sorumsuz eleştirilerde bulundu ve kendisini 'dünyanın insan hakları hakimi' olarak konumlandırdı. Devlet organının önemli bir parçası olan İsveç polisinin seviyesinin, İsveç'in gelişmiş medeniyetini ifade etmesi beklenirdi. Oysa 2 Eylül sabaha karşı Stockholm şehrinin merkezinde bulunan o otel ve sokak başında meydana gelen bu hadise, İsveç'te insan haklarına dair ciddi şüphelere yol açtı. Acaba bu ülkenin insan hakları çifte standardına mı dayanıyor? Yani kendi vatandaşlarını korurken, öteki ülkelerin vatandaşlarının temel haklarını ihlal edebiliyor. Ayrıca, olayın meydana gelmesinden bu yana 2 hafta geçti. Bu süre içinde Çin'in Stockholm Büyükelçiliği ve Çin Dışişleri Bakanlığı İsveç hükümeti nezdinde ciddi girişimlerde bulundu, ancak İsveç tarafından henüz bir açıklama gelmedi. Bu durum, ülkeler arasında olması gereken diplomatik protokole aykırı. Bu sessizliğin arkasında İsveç polisi hatta hükümetinin bir çeşit saygısızlığı mı, yoksa hatayla yüzleşme cesaretinin olmaması mı yatıyor? İsveç'in bazı kentlerinde son dönemde kundaklama ve otomobilleri ateşe verme gibi şiddet olaylarının meydana geldiği ve ülkede sosyal asayiş durumunun kötüleştiği bildiriliyor. Çin'in İsveç Büyükelçiliği son 2 ayda 3 kere seyahat uyarısı yapmıştı, İsveç'teki Çinli vatandaşların uyanık kalmaları ve hassas yerlerden uzak durmaları istenmişti. Zeng ailesinin İsveç polisi tarafından yapılan kaba muameleye maruz kalması, İsveç'teki insan hakları durumuna yönelik endişelerin artmasına yol açtı. Bu, sadece polisin kaba davrandığı sıradan bir olay mı, yoksa İsveç'te insan hakları durumundaki eksikliğin yansıması mı? Ya da ırk ayrımcılığının göstergesi mi? Bu sorunun cevabı İsveç hükümetinin yapacağı ve Zeng ailesinin kabul edeceği, kamuoyunu ikna edebilecek bir açıklamaya bağlıdır.