EĞİTİM KENTİ BURDUR VE EĞİTİM DE SON DURUM

EĞİTİM 30.09.2016 - 11:44, Güncelleme: 17.02.2023 - 08:17 4300+ kez okundu.
 

EĞİTİM KENTİ BURDUR VE EĞİTİM DE SON DURUM

Yıllardır ilimizdeki eğitimin kalitesiyle, öğrencilerimizin göstermiş olduğu başarıyla övünerek Burdur’un eğitimde fark yaratmasıyla gururlandık.
Burdur Eğitim-İş Sendikasından yapılan açıklamada:  “Bu başarıda eğitim emekçilerinin, velilerin ve çocuklarımızın çalışma azminin ve severek okula gitmelerinin önemi yadsınamaz. Ancak eğitim alanında ne yazık ki ülkemizde olduğu gibi ilimizde de tehlike çanları çalıyor. Burdur “Eğitim kenti” imajını hızla yok etmektedir. Gerek ülkenin içinde bulunduğu durum, gerekse bundan doğrudan etkilenen eğitim sisteminin karşı karşıya olduğu çok sayıda sorunun varlığına rağmen eğitim biliminin en temel ilkelerine aykırı düzenlemelerde ısrarını sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimi niteliksizliğe, düzensizliğe ve kaosa sürükleyerek çocuklarımızın geleceği ile oynamaya devam etmektedir. Burdur için de durum hiç farklı değildir. Özellikle il merkezinde eğitim kurumlarının fiziki yetersizliği, öğrencilerin barınma sorunları, aynı binada farklı okul türlerinin oluşturulması, taşımalı eğitimdeki sıkıntılar bu eğitim öğretim yılında da artarak devam etmektedir. Hala bazı ortaöğretim kurumları kuruluş amaçlarına uygun binalarına kavuşamamıştır. Burdur Güzel Sanatlar Lisesi yıllar önce pansiyon olarak kullanıldıktan sonra tadilat yapılarak okula dönüştürülen binada eğitim vermektedir. Spor Lisesi’nin binası bile yoktur. Göller Yöresi Anadolu Lisesi depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkılmış ancak yerine ne zaman yeni bir okul yapılacağı belli değildir. Aynı binada Spor Lisesi ile birlikte eğitim vermektedir. Üstelik bu adı geçen okulların tamamı yatılı okul olmasına rağmen hiçbirinin pansiyonu yoktur. Cumhuriyet Anadolu Lisesi inşaatı yıllardır bitirilememiş, ne zaman bitirileceği de meçhuldur. İlimizdeki en büyük sıkıntılardan biri de öğrencilerimizin barınma sorunudur. Geçmiş yıllarda da yaşanan bu soruna çözüm bulunamamıştır. Yukarıda adı geçen okulların tamamı yatılı okul olmasına rağmen bırakın pansiyon binasını eğitim verilecek binaları bile yoktur. Yine kırsal kesimde pek çok köy okulu işlevsiz kalmış, taşımalı eğitim artarak sürmüştür. Çocuklarımızı köylerden servislere bindirip merkezdeki belli okullara taşımakla onlara iyi bir eğitim verdiğimizi düşünmek ancak kendimizi kandırmaktır. Anlaşılan o ki il milli eğitim müdürlüğü eğitimin kalitesini artırmanın yolunu okul kapatmakta görmektedir. Taşıma kapsamında bulunan öğrencilere öğle yemeği verilmekte. Acaba verilen öğle yemeklerinin kalori ve sağlığa uygunluk açısından bilimsel olarak ölçümleri yapılmakta mıdır? Yine belli ortaokullara (Şeker Ortaokulu, Kemal Solmaz Ortaokulu, Suna Uzal Ortaokulu gibi) hiçbir pedagojik gerekçe ortaya koymadan imam hatip ortaokul sınıfları açılmıştır. Yani bir binada iki farklı okul türünde eğitim verilmektedir. Böyle bir uygulamanın gerekçesini bizler olduğu kadar kamuoyu da merak etmektedir. Abdi Özeren İmam Hatip Ortaokulu yeterli gelmemekte midir? 15 Temmuz’da gerçekleşen FETÖ darbe girişimi sonrasında ilimizde yaklaşık 400 öğretmen açığa alınmış ya da ihraç edilmiştir. Darbe girişiminden sonra demokratik düzene karşı yapılacak her türlü girişimin, her türlü darbenin tereddütsüz karşısında olduğumuzu dile getirmiş, devletin içine sızan cemaat ve tarikatlar dahil tüm paralel yapıların, devletin tüm kılcal damarlarından kökünün kazınmasının zorunlu olduğunu vurgulamıştık. İhraç edilen ya da açığa alınan öğretmenlerin yerine hala öğretmen görevlendirmeleri yapılamamış, dersler ya boş geçmekte ya da ücretli öğretmenler tarafından doldurulmaktadır. Bu durum çocuklarımızı olumsuz etkilemektedir. Bütün bu sorunlara rağmen “Burdur bir eğitim kentidir.” demek ne kadar gerçekçidir? İlimizdeki eğitim sorunlarına ivedilikle kalıcı çözümler üretilemezse “Eğitim Kenti Burdur” sloganı bir anı olarak hafızalarımızda kalmaya mahkum olacaktır. Tabiî ki hepimizin beklentisi eğitimde yaşanan tüm bu sıkıntıları İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün çözümler üretmesidir. Ancak gerek yerel basına gerekse ulusal basına yansıyan haberlerden anlaşıldığına göre İl Milli Eğitim Müdürünün eğitim sorunlarına çözümler üretme gibi bir derdinin olmadığı çok açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Özellikle vurgulamalıyız ki müdürün sosyal medyada yapmış olduğu paylaşımlar bir eğitimciye hele eğitim alanından ilin en tepesinde bulunan kişiye yakışmamıştır. En az bu olay kadar vahim olan bir başka konu ise bir eğitim sendikasının İl Milli Eğitim müdürüne destek çıkması, yanlışa ortak olmasıdır. Gerek İl Milli Eğitim Müdürü gerekse bu eğitim sendikasının yöneticileri kadınlarımıza en azından bir özür borçludur. Bu özür bile kadınlarımıza yapılan bu haksızlığı ve hakareti hafifletmeyecektir. Bütün bu yaşananlardan Sayın İl Milli Eğitim müdürünün o koltukta oturmasının hiçbir anlamı kalmamıştır. Sayın müdürün gereğini yapmasını bekliyoruz. Gazi Mustafa Kemal: “Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!”diyerek kadınlara olan saygılarını vurgulamışlardır. Sevgili peygamberimizin ve ülkemizin kurucusu ve ebedi liderimiz Gazi Mustafa Kemal’in görüşlerinin bize yol gösterdiğinin, ışık tuttuğunun bilinmesini isteriz. Eğitim-İş olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bilimsel, laik ve demokratik eğitim mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Ülkemizin geleceğini oluşturacak yeni kuşakların, akıl, bilim ve sanat ortamında barış ve huzur içinde verilen bir eğitim sistemiyle yetiştirilmesi için her türlü dayatmanın karşısında olacağız.  
Yıllardır ilimizdeki eğitimin kalitesiyle, öğrencilerimizin göstermiş olduğu başarıyla övünerek Burdur’un eğitimde fark yaratmasıyla gururlandık.

Burdur Eğitim-İş Sendikasından yapılan açıklamada:  “Bu başarıda eğitim emekçilerinin, velilerin ve çocuklarımızın çalışma azminin ve severek okula gitmelerinin önemi yadsınamaz. Ancak eğitim alanında ne yazık ki ülkemizde olduğu gibi ilimizde de tehlike çanları çalıyor. Burdur “Eğitim kenti” imajını hızla yok etmektedir.

Gerek ülkenin içinde bulunduğu durum, gerekse bundan doğrudan etkilenen eğitim sisteminin karşı karşıya olduğu çok sayıda sorunun varlığına rağmen eğitim biliminin en temel ilkelerine aykırı düzenlemelerde ısrarını sürdüren Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimi niteliksizliğe, düzensizliğe ve kaosa sürükleyerek çocuklarımızın geleceği ile oynamaya devam etmektedir.

Burdur için de durum hiç farklı değildir. Özellikle il merkezinde eğitim kurumlarının fiziki yetersizliği, öğrencilerin barınma sorunları, aynı binada farklı okul türlerinin oluşturulması, taşımalı eğitimdeki sıkıntılar bu eğitim öğretim yılında da artarak devam etmektedir.

Hala bazı ortaöğretim kurumları kuruluş amaçlarına uygun binalarına kavuşamamıştır. Burdur Güzel Sanatlar Lisesi yıllar önce pansiyon olarak kullanıldıktan sonra tadilat yapılarak okula dönüştürülen binada eğitim vermektedir. Spor Lisesi’nin binası bile yoktur. Göller Yöresi Anadolu Lisesi depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle yıkılmış ancak yerine ne zaman yeni bir okul yapılacağı belli değildir. Aynı binada Spor Lisesi ile birlikte eğitim vermektedir. Üstelik bu adı geçen okulların tamamı yatılı okul olmasına rağmen hiçbirinin pansiyonu yoktur. Cumhuriyet Anadolu Lisesi inşaatı yıllardır bitirilememiş, ne zaman bitirileceği de meçhuldur.

İlimizdeki en büyük sıkıntılardan biri de öğrencilerimizin barınma sorunudur. Geçmiş yıllarda da yaşanan bu soruna çözüm bulunamamıştır. Yukarıda adı geçen okulların tamamı yatılı okul olmasına rağmen bırakın pansiyon binasını eğitim verilecek binaları bile yoktur.

Yine kırsal kesimde pek çok köy okulu işlevsiz kalmış, taşımalı eğitim artarak sürmüştür. Çocuklarımızı köylerden servislere bindirip merkezdeki belli okullara taşımakla onlara iyi bir eğitim verdiğimizi düşünmek ancak kendimizi kandırmaktır. Anlaşılan o ki il milli eğitim müdürlüğü eğitimin kalitesini artırmanın yolunu okul kapatmakta görmektedir. Taşıma kapsamında bulunan öğrencilere öğle yemeği verilmekte. Acaba verilen öğle yemeklerinin kalori ve sağlığa uygunluk açısından bilimsel olarak ölçümleri yapılmakta mıdır?

Yine belli ortaokullara (Şeker Ortaokulu, Kemal Solmaz Ortaokulu, Suna Uzal Ortaokulu gibi) hiçbir pedagojik gerekçe ortaya koymadan imam hatip ortaokul sınıfları açılmıştır. Yani bir binada iki farklı okul türünde eğitim verilmektedir. Böyle bir uygulamanın

gerekçesini bizler olduğu kadar kamuoyu da merak etmektedir. Abdi Özeren İmam Hatip Ortaokulu yeterli gelmemekte midir?

15 Temmuz’da gerçekleşen FETÖ darbe girişimi sonrasında ilimizde yaklaşık 400 öğretmen açığa alınmış ya da ihraç edilmiştir. Darbe girişiminden sonra demokratik düzene karşı yapılacak her türlü girişimin, her türlü darbenin tereddütsüz karşısında olduğumuzu dile getirmiş, devletin içine sızan cemaat ve tarikatlar dahil tüm paralel yapıların, devletin tüm kılcal damarlarından kökünün kazınmasının zorunlu olduğunu vurgulamıştık. İhraç edilen ya da açığa alınan öğretmenlerin yerine hala öğretmen görevlendirmeleri yapılamamış, dersler ya boş geçmekte ya da ücretli öğretmenler tarafından doldurulmaktadır. Bu durum çocuklarımızı olumsuz etkilemektedir.

Bütün bu sorunlara rağmen “Burdur bir eğitim kentidir.” demek ne kadar gerçekçidir? İlimizdeki eğitim sorunlarına ivedilikle kalıcı çözümler üretilemezse “Eğitim Kenti Burdur” sloganı bir anı olarak hafızalarımızda kalmaya mahkum olacaktır.

Tabiî ki hepimizin beklentisi eğitimde yaşanan tüm bu sıkıntıları İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün çözümler üretmesidir. Ancak gerek yerel basına gerekse ulusal basına yansıyan haberlerden anlaşıldığına göre İl Milli Eğitim Müdürünün eğitim sorunlarına çözümler üretme gibi bir derdinin olmadığı çok açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Özellikle vurgulamalıyız ki müdürün sosyal medyada yapmış olduğu paylaşımlar bir eğitimciye hele eğitim alanından ilin en tepesinde bulunan kişiye yakışmamıştır.

En az bu olay kadar vahim olan bir başka konu ise bir eğitim sendikasının İl Milli Eğitim müdürüne destek çıkması, yanlışa ortak olmasıdır. Gerek İl Milli Eğitim Müdürü gerekse bu eğitim sendikasının yöneticileri kadınlarımıza en azından bir özür borçludur. Bu özür bile kadınlarımıza yapılan bu haksızlığı ve hakareti hafifletmeyecektir. Bütün bu yaşananlardan Sayın İl Milli Eğitim müdürünün o koltukta oturmasının hiçbir anlamı kalmamıştır. Sayın müdürün gereğini yapmasını bekliyoruz.

Gazi Mustafa Kemal: “Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!”diyerek kadınlara olan saygılarını vurgulamışlardır. Sevgili peygamberimizin ve ülkemizin kurucusu ve ebedi liderimiz Gazi Mustafa Kemal’in görüşlerinin bize yol gösterdiğinin, ışık tuttuğunun bilinmesini isteriz.

Eğitim-İş olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bilimsel, laik ve demokratik eğitim mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Ülkemizin geleceğini oluşturacak yeni kuşakların, akıl, bilim ve sanat ortamında barış ve huzur içinde verilen bir eğitim sistemiyle yetiştirilmesi için her türlü dayatmanın karşısında olacağız.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.