GÖZ’DE GLOKOM HASTALIĞI’NA DİKKAT

SAĞLIK 10.03.2016 - 15:32, Güncelleme: 17.02.2023 - 08:17 4572+ kez okundu.
 

GÖZ’DE GLOKOM HASTALIĞI’NA DİKKAT

Dünya Glokom Haftası kapsamında, hastalığın genellikle 40 yaş üstünde rastlantısal olarak yakalanması nedeniyle risk faktörleri ve düzenli kontrol konusunda hassas olmak gerektiği belirtildi
Tedavi edilemeyen ancak kontrol edilebilen" bir hastalık olarak tanımladığı glokomda erken tanı ve tedavinin önemli olduğunu, ailede ilk kez görüldüğü durumlarda birinci derece yakınların da kontrolden geçmesi gerektiğini belirtti. Sezer, "Birinci derece yakınlarında glokom olanlarda risk 5-6 kat daha fazladır" dedi. Dünya Glokom Haftası kapsamında açıklama yapan Göz konusundaki otoriteler halk arasında "göz tansiyonu" olarak adlandırılan glokomun, göz içi basıncının yükselmesi ile görme sinirinde geri dönüşümsüz ve ilerleyici harabiyet ile görme kaybına yolaçan sinsi bir hastalık olduğunu söyledi. Sezer, glokomun genellikle 40 yaş üstünde rastlantısal olarak yakalandığını belirtirken, "Hastaların çoğu hastalıklarından ancak görme kaybı ve görme alanının belirgin daralmasından sonra haberdar olur. Bu aşamada kaybın giderilmesi için geç kalınmıştır. Erken tanı ve tedavi çok önemlidir, çoğunda aile öyküsü vardır. Glokom saptanan hastaların 1. derece yakınları mutlaka kontrole çağırılmalıdır" dedi.                               MİGREN RİSK FAKTÖRÜ OLABİLİR  İleri yaş ve aile öyküsünün yanında diyabet, tansiyon, üveit (göz iltihabı), göz travmaları, geçirilmiş göz ameliyatları, migren tarzı başağrıları ve uzun süreli kortizon içeren ilaç kullanımını risk faktörleri olarak sıraladı. Dr. Sezer, hastalığın tanı ve tedavisi konusunda şu bilgileri verdi: "Yüksek göziçi basıncı veya optik diskte patoloji saptandığında görme alanı göz tomografisi (OCT) ve saydam tabaka (kornea) kalınlığı ile tanı doğrulanmaya çalışılır. Tanı konup tedavi başlandıktan sonra belli aralıklarla ömür boyu süren kontroller yapılır. Son yıllarda geliştirilen yeni ilaçlar sayesinde artık glokom korkulan bir hastalık olmaktan çıkmıştır. Hastaların büyük çoğunluğu ilaç tedavisi ile kontrol altında tutulabilmektedir. İlaç tedavisine cevap vermeyen hastalarda öncelikle laser tedavisi, bu tedaviyle kontrol altına alınamayan yüksek göziçi basıncı durumunda ise cerrahi gündeme gelir ama bu hasta grubu çok nadir olarak görülmektedir."  
Dünya Glokom Haftası kapsamında, hastalığın genellikle 40 yaş üstünde rastlantısal olarak yakalanması nedeniyle risk faktörleri ve düzenli kontrol konusunda hassas olmak gerektiği belirtildi

Tedavi edilemeyen ancak kontrol edilebilen" bir hastalık olarak tanımladığı glokomda erken tanı ve tedavinin önemli olduğunu, ailede ilk kez görüldüğü durumlarda birinci derece yakınların da kontrolden geçmesi gerektiğini belirtti. Sezer, "Birinci derece yakınlarında glokom olanlarda risk 5-6 kat daha fazladır" dedi.

Dünya Glokom Haftası kapsamında açıklama yapan Göz konusundaki otoriteler halk arasında "göz tansiyonu" olarak adlandırılan glokomun, göz içi basıncının yükselmesi ile görme sinirinde geri dönüşümsüz ve ilerleyici harabiyet ile görme kaybına yolaçan sinsi bir hastalık olduğunu söyledi. Sezer, glokomun genellikle 40 yaş üstünde rastlantısal olarak yakalandığını belirtirken, "Hastaların çoğu hastalıklarından ancak görme kaybı ve görme alanının belirgin daralmasından sonra haberdar olur. Bu aşamada kaybın giderilmesi için geç kalınmıştır. Erken tanı ve tedavi çok önemlidir, çoğunda aile öyküsü vardır. Glokom saptanan hastaların 1. derece yakınları mutlaka kontrole çağırılmalıdır" dedi.

 

                            MİGREN RİSK FAKTÖRÜ OLABİLİR

 İleri yaş ve aile öyküsünün yanında diyabet, tansiyon, üveit (göz iltihabı), göz travmaları, geçirilmiş göz ameliyatları, migren tarzı başağrıları ve uzun süreli kortizon içeren ilaç kullanımını risk faktörleri olarak sıraladı. Dr. Sezer, hastalığın tanı ve tedavisi konusunda şu bilgileri verdi:

"Yüksek göziçi basıncı veya optik diskte patoloji saptandığında görme alanı göz tomografisi (OCT) ve saydam tabaka (kornea) kalınlığı ile tanı doğrulanmaya çalışılır. Tanı konup tedavi başlandıktan sonra belli aralıklarla ömür boyu süren kontroller yapılır. Son yıllarda geliştirilen yeni ilaçlar sayesinde artık glokom korkulan bir hastalık olmaktan çıkmıştır. Hastaların büyük çoğunluğu ilaç tedavisi ile kontrol altında tutulabilmektedir. İlaç tedavisine cevap vermeyen hastalarda öncelikle laser tedavisi, bu tedaviyle kontrol altına alınamayan yüksek göziçi basıncı durumunda ise cerrahi gündeme gelir ama bu hasta grubu çok nadir olarak görülmektedir."

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.