SEVGİ GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN

YAŞAM 15.02.2016 - 09:22, Güncelleme: 17.02.2023 - 08:17 4572+ kez okundu.
 

SEVGİ GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN

Aristo demiş ki, “Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek. “
Demek ki sevmek gerekiyor. Belki acı çekilecek ama ölmekten iyidir. Augustinus şöyle tamamlamış, “Sevgi ruhun güzelliğidir.” Yani ruhumuzu güzelleştirmek için sevmemiz gerekiyor. Peki, bu illa karşı cinse mi olmalı. Sevgililer günü denilince aklımıza sadece sevgilimiz mi gelmeli? Sevgilimiz kızımız olamaz mı, yâda oğlumuz veya anne, baba arkadaş. Bilmiyorum ki sevgili neydi? Sevmek neydi? Sevgi bir duygu çeşidi değil miydi? Evet, öyleydi. O zaman çeşitleme yapalım ve diyelim ki, Sevgide şefkat olmalı, tıpkı çocuğumuza gösterdiğimiz gibi, elbette sevginin içinde zevkte olmalı, eğlence olan her şey, sevgide tercihler de var, kim karşı çıkabilir? Kimse çünkü var. İyi de sevgi neydi? Şöyle diyebilir miyiz? Gördüklerimiz sevgi ürünüdür? O zaman karşı tarafta diyecek ki, İyide gördüklerimiz sevgi adı altında ise neden dehşet, acı, gözyaşı, Yâda neden kin, acımasızlık, nefret, zalimlik var? Cevabı hazır. “Sevgisizlik te ondan.” “Nedir sevgisizlik? Sevginin yokluğu, düz mantık. Sevgi yoksa kalbin katıdır, duygu eksikliğin vardır, şefkati tanımamışsındır, acıma duyguların yok olmuştur ki insan olarak içinde sevgi kalmamış! Sevgi eşittir merhamet. Sevgi eşittir, düşünmek, Sevgi eşittir, zarafet, Sevgi eşittir, insanlık. Ne alakası var şimdi, yani sevgisiz biri insan değil mi? Masanız sizi seviyor mu-ki eşyalarında enerjilerinin olduğunu kabul ettiğimiz halde! Size dokunabiliyor, bakabiliyor, görebiliyor mu? “Seni seviyorum” diyebiliyor, sevgi adına, güzellik adına sana elini uzatabiliyor mu? Hayvanlar duygularıyla hareket ederler, bir köpeğin sahibine gösterdiği sevgiyi kim yadsıyabilir? Eşya dedik, masayı örnek gösterdik, enerjisinden söz ettik. Dünya bir âlem değil midir? Bir kum tanesi bile trilyonlarca atom içermiyor mu? Atom neydi? Küçük canlılar değil miydi- ki, bunlarda her şeyin yapı taşlarıydı. Eeee atomlarda elementlerin küçük birimleri olduğuna göre… Bütün bunlar bir yana şöyle demek gerekmez mi? Her şey, bütün temellerin içinde sevgi vardır. Biz bunu bütün olumsuzluklara rağmen biliriz, hissederiz. Herhangi biri için onu sevmiyorum deriz. Oysa onu tanımayız bu bazen bir film yıldızı olur bazen bir devlet adamı, bazen de benim gibi bir yazar. Fark etmez ki onu tanımlamaya kalktığımızda, “Ben o yazarı çok severim.” “Tanır mısın?” “Tanımam.” “Peki, seviyorum dedin?” “Yazdıklarını biliyorum.” “O zaman onu seviyorsun öylemi?” “Ya iyi yazıyor.” “O zaman onu sevmen gerekiyor.” “Evet.” Sevgiye hazırlıklı olmakla alakalı olabilir mi, bu bonkörce sevgi sözcükleri. Bazen zengin bir gönül taşıdığımızdan mı öyle deriz. Bazen de ben o filmi çok sevdim, ben o ülkeyi seviyorum, o şehri severim, halamı severim, evimi severim, rujumu severim, ayakkabımı severim. Yâda tam tersi, “Ben onu sevmem, onu mu onu hiç sevmem, o programı da sevmiyorum, hele o artisti ya da o devlet adamını yâda o şairi hiç sevmem.” “Tanır mısın?” “Tanımam.” Karar verilmiştir. İşte bu kadar... Peki, sevmediklerin sana ne yaptı? Sen neden onlara kinlisin? O şehrin günahı ne? “Cevap veriyorum. Yaşadıklarım, duyduklarım, gördüklerim.” “Yetiyor mu karar vermek için.” “Elbette” Sevmek yâda sevmemek bu nasıl güzel duygulardır. Ben ikisine de varım. Yüreğim kuştan, kelebekten, çiçekten yana olsa da, esen rüzgârı, deniz dalgasını, müziği resmi çok sevsem de! Farabi demiş ki, Hiçbir şey kendiliğinden yok olmaz, böyle olsaydı var olmazdı. Önce doğruyu bilmek gerekir. Doğru bilinirse yanlış da bilinir ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz. Doğru sevmek anlamında olsa, Doğru sevda anlamında olsa, Yürekler katılaşmasa, Akıl ile yürek bir arada dans etse, şarkı söylese, karar verse… İşte ben o zaman varım. Her şeye rağmen,   Duygularımız varsa yaşıyoruz hamdolsun.     Nazan Şara Şatana    
Aristo demiş ki, “Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek. “

Demek ki sevmek gerekiyor. Belki acı çekilecek ama ölmekten iyidir. Augustinus şöyle tamamlamış,

“Sevgi ruhun güzelliğidir.”

Yani ruhumuzu güzelleştirmek için sevmemiz gerekiyor. Peki, bu illa karşı cinse mi olmalı. Sevgililer günü denilince aklımıza sadece sevgilimiz mi gelmeli? Sevgilimiz kızımız olamaz mı, yâda oğlumuz veya anne, baba arkadaş. Bilmiyorum ki sevgili neydi? Sevmek neydi?

Sevgi bir duygu çeşidi değil miydi? Evet, öyleydi. O zaman çeşitleme yapalım ve diyelim ki,

Sevgide şefkat olmalı, tıpkı çocuğumuza gösterdiğimiz gibi, elbette sevginin içinde zevkte olmalı, eğlence olan her şey, sevgide tercihler de var, kim karşı çıkabilir? Kimse çünkü var. İyi de sevgi neydi?

Şöyle diyebilir miyiz? Gördüklerimiz sevgi ürünüdür?

O zaman karşı tarafta diyecek ki,

İyide gördüklerimiz sevgi adı altında ise neden dehşet, acı, gözyaşı,

Yâda neden kin, acımasızlık, nefret, zalimlik var?

Cevabı hazır.

“Sevgisizlik te ondan.”

“Nedir sevgisizlik?

Sevginin yokluğu, düz mantık. Sevgi yoksa kalbin katıdır, duygu eksikliğin vardır, şefkati tanımamışsındır, acıma duyguların yok olmuştur ki insan olarak içinde sevgi kalmamış!

Sevgi eşittir merhamet.

Sevgi eşittir, düşünmek,

Sevgi eşittir, zarafet,

Sevgi eşittir, insanlık.

Ne alakası var şimdi, yani sevgisiz biri insan değil mi?

Masanız sizi seviyor mu-ki eşyalarında enerjilerinin olduğunu kabul ettiğimiz halde! Size dokunabiliyor, bakabiliyor, görebiliyor mu?

“Seni seviyorum”

diyebiliyor, sevgi adına, güzellik adına sana elini uzatabiliyor mu?

Hayvanlar duygularıyla hareket ederler, bir köpeğin sahibine gösterdiği sevgiyi kim yadsıyabilir?

Eşya dedik, masayı örnek gösterdik, enerjisinden söz ettik.

Dünya bir âlem değil midir? Bir kum tanesi bile trilyonlarca atom içermiyor mu? Atom neydi? Küçük canlılar değil miydi- ki, bunlarda her şeyin yapı taşlarıydı. Eeee atomlarda elementlerin küçük birimleri olduğuna göre…

Bütün bunlar bir yana şöyle demek gerekmez mi?

Her şey, bütün temellerin içinde sevgi vardır.

Biz bunu bütün olumsuzluklara rağmen biliriz, hissederiz.

Herhangi biri için onu sevmiyorum deriz. Oysa onu tanımayız bu bazen bir film yıldızı olur bazen bir devlet adamı, bazen de benim gibi bir yazar. Fark etmez ki onu tanımlamaya kalktığımızda,

“Ben o yazarı çok severim.”

“Tanır mısın?”

“Tanımam.”

“Peki, seviyorum dedin?”

“Yazdıklarını biliyorum.”

“O zaman onu seviyorsun öylemi?”

“Ya iyi yazıyor.”

“O zaman onu sevmen gerekiyor.”

“Evet.”

Sevgiye hazırlıklı olmakla alakalı olabilir mi, bu bonkörce sevgi sözcükleri.

Bazen zengin bir gönül taşıdığımızdan mı öyle deriz.

Bazen de ben o filmi çok sevdim, ben o ülkeyi seviyorum, o şehri severim, halamı severim, evimi severim, rujumu severim, ayakkabımı severim.

Yâda tam tersi,

“Ben onu sevmem, onu mu onu hiç sevmem, o programı da sevmiyorum, hele o artisti ya da o devlet adamını yâda o şairi hiç sevmem.”

“Tanır mısın?”

“Tanımam.”

Karar verilmiştir. İşte bu kadar...

Peki, sevmediklerin sana ne yaptı?

Sen neden onlara kinlisin?

O şehrin günahı ne?

“Cevap veriyorum. Yaşadıklarım, duyduklarım, gördüklerim.”

“Yetiyor mu karar vermek için.”

“Elbette”

Sevmek yâda sevmemek bu nasıl güzel duygulardır. Ben ikisine de varım. Yüreğim kuştan, kelebekten, çiçekten yana olsa da, esen rüzgârı, deniz dalgasını, müziği resmi çok sevsem de!

Farabi demiş ki,

Hiçbir şey kendiliğinden yok olmaz, böyle olsaydı var olmazdı. Önce doğruyu bilmek gerekir. Doğru bilinirse yanlış da bilinir ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz.

Doğru sevmek anlamında olsa,

Doğru sevda anlamında olsa,

Yürekler katılaşmasa,

Akıl ile yürek bir arada dans etse, şarkı söylese, karar verse…

İşte ben o zaman varım.

Her şeye rağmen,

 

Duygularımız varsa yaşıyoruz hamdolsun.

 

 

Nazan Şara Şatana

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.