TÜRK KADINI’NIN SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ VERİLMESİ

YAŞAM 05.12.2019 - 11:18, Güncelleme: 17.02.2023 - 08:17 3056+ kez okundu.
 

TÜRK KADINI’NIN SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ VERİLMESİ

Cumhuriyet’in ilanı ile kadınlarımız çok önemli siyasi, hukuki ve sosyal haklar elde etmişler ve bunun sonucunda, çalışma hayatına katılabilmişlerdir.
Burdur Barosu Kadın Hakları Komisyonu tarafından yapılan yazılı açıklamada; 5 Aralık 1934’te Anayasamızda ve seçim kanunumuzda yapılan değişikliklerle Türk Kadınları Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkını elde etmişlerdir. Bundan sonra ilk olarak belediye ve muhtarlık seçimlerine katılan kadınlarımız, 1935 yılında yapılan TBMM 5. dönem seçimlerinde 17 kadın milletvekili ile Mecliste yer almıştır. Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesini kutladığımız bugün, maalesef kadının en temel insan hakkı olan yaşam hakkının elinden alındığı bir süreci yaşamaktayız. Karar alma mekanizmalarında kadının eşit temsille yer alması gerektiğini savunan ve mücadele eden kadınlar olarak bizler bugün kadınların kendi hayatlarıyla ilgili karar aldıklarında bunu canlarıyla ödediklerini görmenin büyük ıstırabı ve öfkesi içerisindeyiz.  Cumhuriyetle birlikte kadının erkekle eşit bir yurttaş olması yönünde önemli adımlar atılmış ve bu yönde yasal düzenlemeler yapılmışsa da; bugün hala kadınlarımızın “eşit yurttaş” olamadıkları açıktır. Nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımız karar alma mekanizmalarında yeterince yer almamaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması devletin sorumluluğundadır. Kadının özgür ve eşit bir birey olduğunun kabul edilmesi kadının insan haklarının ihlalini ortadan kaldıracaktır. Bunun içinde devletin başta eğitim olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte koordineli ve samimi olarak toplumda kadına bakış açısını değiştirecek, zihniyet dönüşümünü yapacak politikalar üretmesi ve uygulamaya koyması zorunludur. Bireylerin ve toplumun zihniyet dönüşümünü sağlayacak bilimsel çalışmaların ve buna bağlı hukuki değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Kız çocuklarının kesintisiz laik eğitim alması, kadın istihdamını arttıracak politikalar üretilmesi, erken yaşta evlenmelerle etkin mücadele edilmesi, kadına yönelik şiddet ve istismarın önüne geçilmesi gibi kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik adımlar hızla atılmalıdır. Tüm bunların yapılabilmesi içinde kadın bakış açısına sahip kadın milletvekili sayısının artmasının gerekliliği ortadadır. Bugün 589 Milletvekilinin olduğu meclisimizde kadın milletvekili sayısı 102 olup oran ise 17,32’dir. Bu, kadın temsilinin yeterince gerçekleşmediğinin göstergesidir. Kadınlarımızın siyasette yeterince söz sahibi olmaları, karar mekanizmalarında yer almaları için kadının önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir. Burdur Barosu olarak kadının insan haklarının sağlanması yönündeki mücadelemizi her zaman sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz  
Cumhuriyet’in ilanı ile kadınlarımız çok önemli siyasi, hukuki ve sosyal haklar elde etmişler ve bunun sonucunda, çalışma hayatına katılabilmişlerdir.

Burdur Barosu Kadın Hakları Komisyonu tarafından yapılan yazılı açıklamada; 5 Aralık 1934’te Anayasamızda ve seçim kanunumuzda yapılan değişikliklerle Türk Kadınları Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkını elde etmişlerdir. Bundan sonra ilk olarak belediye ve muhtarlık seçimlerine katılan kadınlarımız, 1935 yılında yapılan TBMM 5. dönem seçimlerinde 17 kadın milletvekili ile Mecliste yer almıştır.

Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesini kutladığımız bugün, maalesef kadının en temel insan hakkı olan yaşam hakkının elinden alındığı bir süreci yaşamaktayız. Karar alma mekanizmalarında kadının eşit temsille yer alması gerektiğini savunan ve mücadele eden kadınlar olarak bizler bugün kadınların kendi hayatlarıyla ilgili karar aldıklarında bunu canlarıyla ödediklerini görmenin büyük ıstırabı ve öfkesi içerisindeyiz. 

Cumhuriyetle birlikte kadının erkekle eşit bir yurttaş olması yönünde önemli adımlar atılmış ve bu yönde yasal düzenlemeler yapılmışsa da; bugün hala kadınlarımızın “eşit yurttaş” olamadıkları açıktır. Nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımız karar alma mekanizmalarında yeterince yer almamaktadır.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması devletin sorumluluğundadır. Kadının özgür ve eşit bir birey olduğunun kabul edilmesi kadının insan haklarının ihlalini ortadan kaldıracaktır. Bunun içinde devletin başta eğitim olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte koordineli ve samimi olarak toplumda kadına bakış açısını değiştirecek, zihniyet dönüşümünü yapacak politikalar üretmesi ve uygulamaya koyması zorunludur. Bireylerin ve toplumun zihniyet dönüşümünü sağlayacak bilimsel çalışmaların ve buna bağlı hukuki değişikliklerin yapılması gerekmektedir.

Kız çocuklarının kesintisiz laik eğitim alması, kadın istihdamını arttıracak politikalar üretilmesi, erken yaşta evlenmelerle etkin mücadele edilmesi, kadına yönelik şiddet ve istismarın önüne geçilmesi gibi kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik adımlar hızla atılmalıdır.

Tüm bunların yapılabilmesi içinde kadın bakış açısına sahip kadın milletvekili sayısının artmasının gerekliliği ortadadır. Bugün 589 Milletvekilinin olduğu meclisimizde kadın milletvekili sayısı 102 olup oran ise 17,32’dir. Bu, kadın temsilinin yeterince gerçekleşmediğinin göstergesidir. Kadınlarımızın siyasette yeterince söz sahibi olmaları, karar mekanizmalarında yer almaları için kadının önündeki engellerin kaldırılması gerekmektedir.

Burdur Barosu olarak kadının insan haklarının sağlanması yönündeki mücadelemizi her zaman sürdüreceğimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.