BAŞKAN ERCENGİZ “SU”YUN DA KIYMETİNİ BİLMİYORUZ.

Hiçbir şeyin kıymetini bilmediğimiz gibi yaşamsal olarak en öncelikli olan “Su”yun da kıymetini bilmiyoruz.

Geçen yıl içme suyunda yaşadığımız sıkıntının nedenlerini konuşabiliriz ama sonucunu değiştirmek için neler yapmamız gerektiğini öncelikli konuşmalıyız.

Suyun siyaseti olmaz diyerek herkesi çözüme davet ettik.

Hatta 2021 yazından itibaren “göl geçişi projemizi” yeniden ayağa kaldırabilmek için bütün sorumluluklarımızı yerine getirdik.

Geldiğimiz noktada Ankara bürokrasisi bir bahane ile projenin hayata geçirilmesini başka bahara bıraktı.

Göreve geldiğimizde 50 metreden sondajla su üretirken şimdi derinlik 200 metreleri geçti.

Yeraltı sularını yanlış tarım ve hayvancılık politikaları ile hızla tüketiyoruz.

Tarım ve hayvancılık yapana yol göstermek zorundayız. Başka bir model önerip suyu korumalıyız ama bunu yaparken siyaset üstü bir düşünce ile sürdürülebilir bir yöntemi doğru bilim insanları ile tartışarak ortaya koymalıyız.

Bir diğer konu ise kaybettiğimiz ve kaybetmekte olduğumuz sulak alanlarımız; üzgünüm Burdur Gölü yok oluyor geri dönülmez bir sürece girdi çünkü besleyen tüm kaynakların önü kapalı yüzey suları ise yetersiz ne acıdır ki Gölü besleyen en önemli kaynak modernize edebildiğimiz Atık Su Arıtma Tesisi’nin boşalttığı günlük yaklaşık 17 bin metreküp atık su.

Diğer göllerde de durum hiç iç açıcı değil. Unutmayalım su biterse yaşam biter. İnsanoğlu topraksız tarım, fosil yakıtsız araç, hatta uzayda hayatı kuruyor ama susuz bir hayat asla mümkün değil en azından şimdilik!

Değerli hemşerilerim; lütfen suyumuzu dikkatli kullanalım boşa harcamayalım.

Meclisten bir karar alarak bundan böyle şebeke suyu ile halı, araç, balkon yıkama meyve ve sebze sulamayı yasaklayacağız.

Elbette yasaklar çözüm olmayacaktır ama benim Gadın Burdurum suyunu korumak için elinden geleni yapacaktır.

Susuz kalmayalım kıymetini bilelim saygı ve sevgilerimle