BİZ AYRIŞTIRMADAN İNCİLTMEDEN YOLUMUZA DEVAM EDECEĞİZ

Burdur Belediyesi Konferans ve Sergi Salonu’nda düzenlen Kitap Fuarı’na katılan Yazar İrfan Değirmenci imza gününde okurlarının kitaplarını imzaladı. Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz’inde katıldığı bir söyleşi düzenlendi. Söyleşide toplumun kutuplaştırılmasından rahatsız olduğunu dile getiren Başkan Ali Orkun Ercengiz, “Birleştirici düşünceyi büyütemediğimiz sürece, ayrışmaya devam ederiz. Birbirimizi anlamak yerine sesimizi daha çok yükseltip birbirimize bağırarak konuşuruz. Bizim beş yıllık bir belediye başkanlığı süreci içersinde yaşadığımız, gördüğümüz şu maalesef toplum kutuplaştırılmaya çalışılıyor. Halbuki ortalıkta olup biteni herkesi sorgulayıp, her kesimi algılayıp, herkesin kendi içersinde ölçüp tartıp değerlendirip kendi hür iradesiyle karar vermesini isteriz. İlla benim tarafım olsun istemem, illa benim yanımda olsun istemem. Beni de sorgulasın, beni de yargılasın, beni de eleştirsin isterim.” Dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Burdur’da yaptığı konuşma sırasında Millet İttifakı’nın yasa dışı terör örgütlerinin ittifakı olarak tanımlamasının hem milleti ayrıştırdığını, hem de geçen seçimde Burdur’da CHP’ye oy veren 20 bin 566 seçmene hakaret olduğunu vurgulayan Ercengiz, “şimdi seçime kısa bir zaman kaldı, Şunu gözlemliyorum. Sayın Cumhurbaşkanı Burdur’daydı. Ondan önce kürsüye Dışişleri Bakanı çıktı. Bizim yurt dışına gittiğimizde başımıza bir iş geldiğinde yurttaş olarak ilk baş vuracağımız bakanlık. 5 - 6 yıldır bu siyasetin içersinde kendi doğrularımı değil, olması gereken doğruları anlatmaya çalışıyorum. Bu memleketin, milletin kaynaklarını doğru kullanmaya çalışıyorum. İnsanlarımızın bize verdiği sorumluluğu ve bu görevi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.” Şeklinde konuştu.

Askerlik yaptığı dönemde gönüllü olarak terörle mücadele birliğine katıldığını anlatan Başkan Ercengiz Şunları söyledi:” 1998 yılında Tunceli’nin dağlarında gönüllü olarak katıldığım o birlikte, sırtımda G3 piyade tüfeği ile gezdim. Belki de bugün yanınızda olmama ihtimali de olmak üzere, ben de o dağlarda görev yaptım. Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı daha çok dalgalanabilsin diye. Sadece siyaseti merkezine koyduğunuz ayrıştırıcı anlayışla, birbirimizi anlamamız mümkün değil. Hiç kimsenin, kimseyi hiç bir şeyle suçlama hakkı yok. Birileri terörist eylemi içersinde ise onların temsil hakkını, yada onları temsil etme gücünü elinden alın. Devletiz, böyle bir yetkiyi kimseye vermeyelim. Ama kimseyi de hak etmediği bir suçlamayla suçlayıp, kimsenin karşısına çıkartmayalım. Bu bizim içimizi acıtmıştır. Biz bu vatanı seviyoruz. Biz bu milleti seviyoruz. Atatürk’ün evlatları olarak biz, bizden sonraki nesillere iyi bir ülke bırakabilmek için mücadele veriyoruz. Aksi taktirde biz de kenara çekilip, herkesin yaşadığı gibi bir hayat yaşayabilirdik.Hepinize tekrar gösterdiğiniz ilgiden dolayı teşekkür ediyorum.”