HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE HİJYEN

GÜNDEM 29.09.2021 - 16:42, Güncelleme: 17.02.2023 - 08:17 3624+ kez okundu.
 

HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI VE HİJYEN

Hayvancılık sektörü dünyada stratejik bir öneme sahip olması sebebi ile tüm devletlerce desteklenmektedir.
Burdur Ticaret ve Sanayi Odası tarafından serenler otel de düzenlenen toplantı da köy muhtarları ve kooperatif başkanları ile üreticiler katıldı. Üreticiler tarafından süt hayvancılığının önemli girdilerinden biri olan yem sorunu ve üretilen sütün büyük bir bölümünün büyük firmalar tarafından alındığını buna karşılık yem dayatmasının üretici ile pazarlık konusu yapıldığını dile getirdiler Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Kelik ise yaptığı konuşmada; Hayvancılık Sektörü her geçen gün kan kaybeden, kan kaybettikçe de beslenmede dışa bağımlılığımızı arttıran, sonuç olarak ülkemizin geleceğini riske eden  sosyal açıdan büyük etkilere sahip bir sektördür. Hayvancılık sektörü dünyada stratejik bir öneme sahip olması sebebi ile tüm devletlerce desteklenmektedir.   Artan nüfus karşısında, azalan hayvan sayısı, tarım alanlarının yetersizliği, sektördeki sorunların çözülememesi sektörün her zaman gündemde kalmasına sebep olmaktadır.  Sektör; yapılmış ve yapılmakta olan tüm teşvik ve desteklere rağmen istenilen düzeye gelememiş,  Her geçen gün eskiyi aratır haldedir.   Ne yazık ki Tarım Bakanlığının; sürdürülebilir 5 yıllık, 1 yıllık hatta 1 aylık hedef koyamaması sektörde büyük boşluk oluşturmaktadır. Dünya genelinde artan nüfus karşısında kaynakların yetersizliği, yakın zamanda gıda, su, ilaç ve tohum sektörlerinde bazı sorunların yaşanacağını şimdiden görmekteyiz. Üreticiler için yem üretimi en önemli sorunlardan biridir. Girdi maliyetlerinin dövize endeksli olması yemin fiyatını kontrolsüz bir şekilde artırmaktadır. Girdi maliyetleri dövize endeksli artarken süt fiyatının aynı oranda artmaması üreticiyi mağdur etmektedir.  Mevcut meraları ve mera olarak kullanabileceğimiz alanları hayvan yetiştiriciliğine tahsis etmemiz gerekmektedir. Ayrıca hangi bölgelerde ne tür yem bitkileri yetiştirebileceğimiz belirlenmeli, yetiştiricilerimize eğitim ve gerekli destekler verilmelidir. Son zamanlarda baskısını daha şiddetli hissettiren kuraklık sebebi ile istenilen verim alınamamaktadır. Bu da üreticinin daha fazla yem tüketmesine, süt ve et maliyetinin artmasına, karlılığın azalmasına sebep olmaktadır. Döviz kurunun kontrol altına alınamaması; ithalatta aleyhimize işlemektedir.  Her ithal edilen ürün, kendi üreticimizi baltalamaktadır.  Üreticilerimiz ithal ürünler karşısında haksız rekabete sürüklenmiş, birçok üreticimiz zor duruma düşmüştür. Et ithalat söylentisi karkas ette fiyatı düşürürken, Karkas etteki düşüş market fiyatlarına yansımamaktadır.  Yani üretici her hâlükârda mağdur olmaktadır. Üreticinin korunması adına ülkemizde yetiştirebileceğimiz hiçbir ürün ithal edilmemelidir.  Yurt dışında sığır et fiyatlarının düşük olması yerli üreticimiz üzerinde adeta baskı oluşturmaktadır. Oysa yabancı ülkelerde domuz etinin tüketilmesi, sığır etine olan talebi düşürmektedir. Genel olarak meralarımız küçükbaş hayvancılığına uygunken, halkımızın büyükbaş hayvan etine yönlendirilmesi de apayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde ve ilimizde hayvancılık sektörü önemli ölçüde küçük aile işletmeleri tarafından yapılmaktadır.  Aile işletmeleri kriz dönemlerinde daha fazla etkilenmektedir.    Devlet olarak aile işletmelerinin desteklenmesi sosyal sorumluluk açısından oldukça önemlidir. Devletimiz; Hayvancılık sektörüne önemli ölçüde desteklemeler vermektedir. Ancak sektör hakkında hiçbir bilgisi olmayan kişilere sağlanan bina, ekipman ve doğrudan alımının desteklenmesi yerine üretimin desteklenmesi  yapılabilse üreticiler korunacak, üretimin artmasına vesile olacaktır. Süt fiyatlarını belirleyen kurum ve kuruluşlarda görev alanların süt inekçiliği yapmaları yerinde olacaktır.  Süt inekçiliği yapmayanların süt fiyatlarını belirlemelerine anlam veremiyorum.  Damdan düşenin halini ancak damdan  düşen anlar derler.. Sonuç olarak; Süt fiyatı, yem fiyatına endekslenmeli, Bir de  kaliteye göre süt fiyatının belirlenmesi yerinde olacaktır.  İlimizde Büyükbaş hayvan işletme sayısı küçük ölçekli işletme sayısı oldukça fazladır.  Yukarıda da belirttiğimiz üzere sosyal sorumluluk anlayışı içerisinde küçük ölçekli işletmelerin daha çok desteklenmesinin faydalı olacağını düşünmekteyiz.
Hayvancılık sektörü dünyada stratejik bir öneme sahip olması sebebi ile tüm devletlerce desteklenmektedir.

Burdur Ticaret ve Sanayi Odası tarafından serenler otel de düzenlenen toplantı da köy muhtarları ve kooperatif başkanları ile üreticiler katıldı. Üreticiler tarafından süt hayvancılığının önemli girdilerinden biri olan yem sorunu ve üretilen sütün büyük bir bölümünün büyük firmalar tarafından alındığını buna karşılık yem dayatmasının üretici ile pazarlık konusu yapıldığını dile getirdiler

Burdur Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Kelik ise yaptığı konuşmada; Hayvancılık Sektörü her geçen gün kan kaybeden, kan kaybettikçe de beslenmede dışa bağımlılığımızı arttıran, sonuç olarak ülkemizin geleceğini riske eden  sosyal açıdan büyük etkilere sahip bir sektördür.

Hayvancılık sektörü dünyada stratejik bir öneme sahip olması sebebi ile tüm devletlerce desteklenmektedir.   Artan nüfus karşısında, azalan hayvan sayısı, tarım alanlarının yetersizliği, sektördeki sorunların çözülememesi sektörün her zaman gündemde kalmasına sebep olmaktadır. 

Sektör; yapılmış ve yapılmakta olan tüm teşvik ve desteklere rağmen istenilen düzeye gelememiş,  Her geçen gün eskiyi aratır haldedir.  

Ne yazık ki Tarım Bakanlığının; sürdürülebilir 5 yıllık, 1 yıllık hatta 1 aylık hedef koyamaması sektörde büyük boşluk oluşturmaktadır.

Dünya genelinde artan nüfus karşısında kaynakların yetersizliği, yakın zamanda gıda, su, ilaç ve tohum sektörlerinde bazı sorunların yaşanacağını şimdiden görmekteyiz.

Üreticiler için yem üretimi en önemli sorunlardan biridir. Girdi maliyetlerinin dövize endeksli olması yemin fiyatını kontrolsüz bir şekilde artırmaktadır. Girdi maliyetleri dövize endeksli artarken süt fiyatının aynı oranda artmaması üreticiyi mağdur etmektedir. 

Mevcut meraları ve mera olarak kullanabileceğimiz alanları hayvan yetiştiriciliğine tahsis etmemiz gerekmektedir. Ayrıca hangi bölgelerde ne tür yem bitkileri yetiştirebileceğimiz belirlenmeli, yetiştiricilerimize eğitim ve gerekli destekler verilmelidir.

Son zamanlarda baskısını daha şiddetli hissettiren kuraklık sebebi ile istenilen verim alınamamaktadır. Bu da üreticinin daha fazla yem tüketmesine, süt ve et maliyetinin artmasına, karlılığın azalmasına sebep olmaktadır.

Döviz kurunun kontrol altına alınamaması; ithalatta aleyhimize işlemektedir.  Her ithal edilen ürün, kendi üreticimizi baltalamaktadır.  Üreticilerimiz ithal ürünler karşısında haksız rekabete sürüklenmiş, birçok üreticimiz zor duruma düşmüştür. Et ithalat söylentisi karkas ette fiyatı düşürürken, Karkas etteki düşüş market fiyatlarına yansımamaktadır.  Yani üretici her hâlükârda mağdur olmaktadır.

Üreticinin korunması adına ülkemizde yetiştirebileceğimiz hiçbir ürün ithal edilmemelidir. 

Yurt dışında sığır et fiyatlarının düşük olması yerli üreticimiz üzerinde adeta baskı oluşturmaktadır. Oysa yabancı ülkelerde domuz etinin tüketilmesi, sığır etine olan talebi düşürmektedir. Genel olarak meralarımız küçükbaş hayvancılığına uygunken, halkımızın büyükbaş hayvan etine yönlendirilmesi de apayrı bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Ülkemizde ve ilimizde hayvancılık sektörü önemli ölçüde küçük aile işletmeleri tarafından yapılmaktadır.  Aile işletmeleri kriz dönemlerinde daha fazla etkilenmektedir.    Devlet olarak aile işletmelerinin desteklenmesi sosyal sorumluluk açısından oldukça önemlidir.

Devletimiz; Hayvancılık sektörüne önemli ölçüde desteklemeler vermektedir. Ancak sektör hakkında hiçbir bilgisi olmayan kişilere sağlanan bina, ekipman ve doğrudan alımının desteklenmesi yerine üretimin desteklenmesi  yapılabilse üreticiler korunacak, üretimin artmasına vesile olacaktır.

Süt fiyatlarını belirleyen kurum ve kuruluşlarda görev alanların süt inekçiliği yapmaları yerinde olacaktır.  Süt inekçiliği yapmayanların süt fiyatlarını belirlemelerine anlam veremiyorum.  Damdan düşenin halini ancak damdan  düşen anlar derler..

Sonuç olarak; Süt fiyatı, yem fiyatına endekslenmeli, Bir de  kaliteye göre süt fiyatının belirlenmesi yerinde olacaktır.

 İlimizde Büyükbaş hayvan işletme sayısı küçük ölçekli işletme sayısı oldukça fazladır.  Yukarıda da belirttiğimiz üzere sosyal sorumluluk anlayışı içerisinde küçük ölçekli işletmelerin daha çok desteklenmesinin faydalı olacağını düşünmekteyiz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.