Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

1913’LÜ YILLARDA ISPARTA SOKAKLARININ GÜNLÜK YAŞAMINDAN BİR KESİT

Yıl1913. Balkan savaşının şehit, gazi haberleri gelmekte. Ekonominin olumsuzlukları Isparta sancağında devam etmekte. Saygıdeğer Ispartalılar irade, inanç, yardımlaşma duruşlarını sapasağlam tutmaktalar. Isparta mahallelerinde yer alan Hayır Odaları açık, işler durumdadır. Özünü, sözünü güzel İslamiyet’in buyruklarından alan Ispartalı ve misafir insanlarımıza yardım etme duyguları sapasağlam yürüyor. Dışarıdan gelen tüccar, yolcu, diğer nedenlerle Isparta sancağına gelen han-otellerde ya da (maddi durumları zayıf olanlar) hayır odalarında misafir edilmekteler. Isparta sancağında yer alan 18 Hayır Odaları mahalle imamları tarafından takip edilip yönetilmekte. Hiçbir imam siyasi ayrım yapmaz. İnananlara da inanmayanlara da aynı mesafede yaklaşırlar. Devletin işlerini burunlarını sokmazlar. Bazı medrese müderrisleri (Prof.-Hoca) Yüce burunlarını siyasete, bazı çağdaş gelişmelere burunlarını soksalar da bilinçli Isparta halkı bu tür insanları gerekli dersini vermekteler. Akşehir’den gelen Yahudi tüccarları bile ağırlayan Isparta halkı insan ayrımını Osmanlı idari dönemlerinde hiç yapmadığı görülür. Hayır Odaları’ ndan birisi de Isparta Fazlullah yani Sermet mahallesindedir. Hayır odası sorumlusu Isparta Fazlullah Mahallesi ki şimdiki adı Sermet olan bölgemizde bulunan 1913’ ün hayır odalarındaki günlük gidişat hakkında bilgi vermek istiyorum. Araştırmalarımda ata notlarından faydalandığım saygıdeğer dostum, Selanik Aristoteles üniversitesi hocası Isparta’lı Osmanlı Rum torunu Hristo Delibaş hocamıza teşekkür ederim. 14 Kasım 1913 tarihinde Atina Antlaşması Osmanlı İmparatorluğu ve Yunanistan Krallığı ile Balkan Savaşlarının sonunda imzalanmış barış antlaşması haberi Isparta’da sevinç yaratır. Balkan savaşında Isparta, çevresinden (Burdur’un bir kısmı Isparta coğrafyasındaydı) 17 şehit haberi gelmişti. Bu haberler halk arasında tartışılırken soğukların başladığı ilk günler balkan savaşlarına katılan çağrılı gaziler dönmeye başlarlar. Balkan savaşlarının yapıldığı bölgelerde Müslüman Makedon aileleri Osmanlı’yı destekledikleri için Sırp ve Yunan asker lerince cezalandırılır. Evler basılıp anne ve babaları katledilir. Savaşta büyük kayıp veren Bulgar Sırp Yunan birlikteliğini kıramayan Osmanlı birlikleri karşı tarafın istediği çete tipi savunmaya geçerler. Bazı Makedon köylerinde Osmanlı askerlerini destek verdikleri için anne ve babaları öldürülen 19 kız, erkek çocuk Sırp askerlerinin elinden kurtarılır. Gönüllü balkan savaşına katılmış Isparta, Burdur bölgesinden giden savaşçı Ispartalılar yanlarında, disiplinli bir şekilde 19 çocuğu ve bir ikisinin de yaralı anne ve babalarıyla birlikte Isparta’ya getirilirler. Yanlarında Sırp, Yunan askerlerince anne ve babaları katledilen, yaralanan Müslüman19 kız, erkek Makedon çocuğu bazı yaralı anne babalarıyla birlikte Isparta’ya gönüllü getirilirler. Bir süre mahallelerde işler halde olan, tam anlamıyla denetimli, disiplinli hizmet veren Hayır odalarında misafir edilirler. Isparta Valisi Mutasarrıf Sırrı Bey (1913) Balkan kahramanlarımızla birlikte gelen, sarsıntı (eziyet) geçirmiş Müslim Makedon çocuk ve (bazıları ailesiyle) aileleriyle pek ilgilenmez. Isparta’lı Gül ve halı tüccarı varlıklı, zevk, içki düşkünü Rum aileleriyle (bay-bayan)valilik konutunda her akşam eğlenceye dalarlar. Selanik Aristoteles de görevli hocalarından, Isparta’lı Rum torun Hristo Delibaş bu olayı (biraz kapalı da olsa) şahsıma anlatırken Isparta tarihçisi Böcüzade başka bir anlatım gütmüş. Isparta tarihçisi Böcüzade’ ye göre Mutasarrıf Vali Sırrı Bey eşini Isparta’ya getirmemiş. Rum gençlerinden tuttuğu aşçı ve hizmetçilerin delâletleriyle, Hıristiyan sefih lerinden (eğlenceye düşkün), başına topladığı bir güruh (!) ile kumar, içki ve sefahat âlem lerine başlamıştı. Bu eğlencelerden vakit ayırıp, resmî işlere bakamıyordu. Bu eğlencelerden vakit ayırıp, resmî işlere bakamıyordu. Akşamları, ecnebi Şark Halı Kumpanyası lojmanında, dost edindiği kimselerle, vakit geçiriyordu.” diye Isparta Tarihi adlı kitabında belirtmiş. Aileleriyle birlikte savaş mağduru Makedon misafirler hayırsever Ispartalılar tarafından paylaşılıp evlerinde ailelerinin bir üyesi olarak Isparta nüfusunun, hoşgörünün kültürünün birer simgesi oldular. Hayırsever ailelerden bazıları şöyle: Isparta Fazlullah yani Sermet Mahallesi Hayır odası sorumluları din adamlarıydı. Hafız Ali torunu Mustafa oğlu Ahmed aynı zamanda Sermet mescit imamıdır. Semerci hafız Ahmed adında bir imam. Aynı mahalleden Dereli hacı Mustafa adlı bir mahalleli. Sülebey (Kurtuluş) mahallesinden Tekelioğlu sülalesinden Şerbetçi İbrahim torunu Hasan, Mollavelioğlu Ali (Yenice Mahal).Germiyan mahallesinden Delisüleymenoğlu küçük Mustafa, Germiyan mahallesinden Osmançelebioğlu Ahmed’ in torunu Yavuz Ahmed. Miskizade Hacı Mustafa oğlu Kadir (Germiyan mah.) Yardımlaşma, mağdurun elinden tutma gibi sosyal ve İslamî güzellikler devam ederken Isparta Çubukçuzade Medresesi Müderrislerinden Molla Kadir 12 Aralık Cuma günkü (Cuma namazı öncesi) Abdipaşa mescidindeki vaazında akıl almaz iki ayrı konuda fikirler ortaya atar. Dünyada ilk defa İngiltere de ilk hareketli motor montajının seri üretimi, insanlarca kullanılmaya başlamasıyla ilgili haberi dünyaya yayılmıştır. Molla Kadir bu işin bir şeytan işi olduğunu, inanılması halinde dinen günah olduğunu vaazında belirtir. Diğer bir vaaz konusu da şudur: Balkan savaşı sırasında Sırp ve Yunan isyancılarca anne, babaları öldürülen Müslüman Makedon ailelerin çocuklarının Isparta’ya getirilip Ispartalı Müslümanlarca evlerinde misafir edilmelerinin günah sayıldığı söyler. İleri de bu Müslüman Makedon çocukların Ispartalı Müslümanlarca evlenmeleri halinde ahlakın zedeleneceği gibi saçma sapan bilgiler cemaate Cuma hutbesinde söylenir. Cuma namaz vaazında bir kısım Ispartalı cemaat bu söylemlerden hoşlanmaz. Cemaatten Hacıabdioğlu sülalesinden Helvacı Yusuf ayağa kalkar: ”Hoca efendi, hoca efendi, sen Müslim çizgisine giren Isparta Acemlerinden Temel (Turan) mahallesinde Şekeroğlu sokakta oturan Acem (Ermeni) peksimet-pasta imalatçısı hatunu üçüncü eş olarak almadınız mı, evlenmediniz mi” der. (Müderris Molla Kadir Efendi Isparta Acemi, Ermeni asıllı Galip Has Mik ağanın, Ehneş hanımın kızları Gulbankian hanımla üçüncü evliliğidir.) Camide Cuma namazı gecikir. Cemaat şok olur! Isparta Çubukçuzade Medresesi Hocası Molla Kadir kafasını eğer bulunduğu yerden mescidi terk eder. Tüm hocalarımızı bu örnekle elbette dışlamıyoruz. Saygıdeğer din adamlarımızın birçoğu eli öpülecek kişilerdir. İslâmiyeti kabul etmesi durumunda; diğer dinlere mensup insanlarla Müslimler elbette evlenebilirler. Ancak Molla Kadir’in anlayışı yanlış değil mi? Osmanlı idaresindeki balkan topraklarında Sırp isyancı larının Müslüman evlerine baskınlar yapması, ana ve babaların öldürülmüşler. Müslüman yetim, öksüz Makedon Müslüman çocukların Isparta’lı askerlerce Isparta’ya getirilmeleri, istekli hayırsever ailelerce evlatlık edinilmesinin dinen ne sakıncası olabilir ki? Arada bir çıkan dini bütün görünümlü yanlış insanların Yüce dinimizin güzelliklerini karala maya çalışması gibi davranışlar günümüzde de görülmekte. Araştırıp hazırladığım makalemi bir arasözümüzle sonlandırmak istiyorum. “Ele verir talkımı (nasihat) kendi yutar salkımı)  
Ekleme Tarihi: 29 Mayıs 2021 - Cumartesi

1913’LÜ YILLARDA ISPARTA SOKAKLARININ GÜNLÜK YAŞAMINDAN BİR KESİT

Yıl1913. Balkan savaşının şehit, gazi haberleri gelmekte. Ekonominin olumsuzlukları Isparta sancağında devam etmekte. Saygıdeğer Ispartalılar irade, inanç, yardımlaşma duruşlarını sapasağlam tutmaktalar.

Isparta mahallelerinde yer alan Hayır Odaları açık, işler durumdadır. Özünü, sözünü güzel İslamiyet’in buyruklarından alan Ispartalı ve misafir insanlarımıza yardım etme duyguları sapasağlam yürüyor. Dışarıdan gelen tüccar, yolcu, diğer nedenlerle Isparta sancağına gelen han-otellerde ya da (maddi durumları zayıf olanlar) hayır odalarında misafir edilmekteler.

Isparta sancağında yer alan 18 Hayır Odaları mahalle imamları tarafından takip edilip yönetilmekte. Hiçbir imam siyasi ayrım yapmaz. İnananlara da inanmayanlara da aynı mesafede yaklaşırlar. Devletin işlerini burunlarını sokmazlar. Bazı medrese müderrisleri (Prof.-Hoca) Yüce burunlarını siyasete, bazı çağdaş gelişmelere burunlarını soksalar da bilinçli Isparta halkı bu tür insanları gerekli dersini vermekteler. Akşehir’den gelen Yahudi tüccarları bile ağırlayan Isparta halkı insan ayrımını Osmanlı idari dönemlerinde hiç yapmadığı görülür.

Hayır Odaları’ ndan birisi de Isparta Fazlullah yani Sermet mahallesindedir. Hayır odası sorumlusu Isparta Fazlullah Mahallesi ki şimdiki adı Sermet olan bölgemizde bulunan 1913’ ün hayır odalarındaki günlük gidişat hakkında bilgi vermek istiyorum. Araştırmalarımda ata notlarından faydalandığım saygıdeğer dostum, Selanik Aristoteles üniversitesi hocası Isparta’lı Osmanlı Rum torunu Hristo Delibaş hocamıza teşekkür ederim. 14 Kasım 1913 tarihinde Atina Antlaşması Osmanlı İmparatorluğu ve Yunanistan Krallığı ile Balkan Savaşlarının sonunda imzalanmış barış antlaşması haberi Isparta’da sevinç yaratır. Balkan savaşında Isparta, çevresinden (Burdur’un bir kısmı Isparta coğrafyasındaydı) 17 şehit haberi gelmişti. Bu haberler halk arasında tartışılırken soğukların başladığı ilk günler balkan savaşlarına katılan çağrılı gaziler dönmeye başlarlar. Balkan savaşlarının yapıldığı bölgelerde Müslüman Makedon aileleri Osmanlı’yı destekledikleri için Sırp ve Yunan asker lerince cezalandırılır. Evler basılıp anne ve babaları katledilir. Savaşta büyük kayıp veren Bulgar Sırp

Yunan birlikteliğini kıramayan Osmanlı birlikleri karşı tarafın istediği çete tipi savunmaya geçerler. Bazı Makedon köylerinde Osmanlı askerlerini destek verdikleri için anne ve babaları öldürülen 19 kız, erkek çocuk Sırp askerlerinin elinden kurtarılır. Gönüllü balkan savaşına katılmış Isparta, Burdur bölgesinden giden savaşçı Ispartalılar yanlarında, disiplinli bir şekilde 19 çocuğu ve bir ikisinin de yaralı anne ve babalarıyla birlikte Isparta’ya getirilirler.

Yanlarında Sırp, Yunan askerlerince anne ve babaları katledilen, yaralanan Müslüman19 kız, erkek Makedon çocuğu bazı yaralı anne babalarıyla birlikte Isparta’ya gönüllü getirilirler. Bir süre mahallelerde işler halde olan, tam anlamıyla denetimli, disiplinli hizmet veren Hayır odalarında misafir edilirler.

Isparta Valisi Mutasarrıf Sırrı Bey (1913) Balkan kahramanlarımızla birlikte gelen, sarsıntı (eziyet) geçirmiş Müslim Makedon çocuk ve (bazıları ailesiyle) aileleriyle pek ilgilenmez.

Isparta’lı Gül ve halı tüccarı varlıklı, zevk, içki düşkünü Rum aileleriyle (bay-bayan)valilik konutunda her akşam eğlenceye dalarlar. Selanik Aristoteles de görevli hocalarından, Isparta’lı Rum torun Hristo Delibaş bu olayı (biraz kapalı da olsa) şahsıma anlatırken Isparta tarihçisi Böcüzade başka bir anlatım gütmüş. Isparta tarihçisi Böcüzade’ ye göre Mutasarrıf Vali Sırrı Bey eşini Isparta’ya getirmemiş. Rum gençlerinden tuttuğu aşçı ve hizmetçilerin delâletleriyle, Hıristiyan sefih lerinden (eğlenceye düşkün), başına topladığı bir güruh (!) ile kumar, içki ve sefahat âlem lerine başlamıştı. Bu eğlencelerden vakit ayırıp, resmî işlere bakamıyordu. Bu eğlencelerden vakit ayırıp, resmî işlere bakamıyordu. Akşamları, ecnebi Şark Halı Kumpanyası lojmanında, dost edindiği kimselerle, vakit geçiriyordu.” diye Isparta Tarihi adlı kitabında belirtmiş.

Aileleriyle birlikte savaş mağduru Makedon misafirler hayırsever Ispartalılar tarafından paylaşılıp evlerinde ailelerinin bir üyesi olarak Isparta nüfusunun, hoşgörünün kültürünün birer simgesi oldular. Hayırsever ailelerden bazıları şöyle:

Isparta Fazlullah yani Sermet Mahallesi Hayır odası sorumluları din adamlarıydı. Hafız Ali torunu Mustafa oğlu Ahmed aynı zamanda Sermet mescit imamıdır. Semerci hafız Ahmed adında bir imam. Aynı mahalleden Dereli hacı Mustafa adlı bir mahalleli. Sülebey (Kurtuluş) mahallesinden Tekelioğlu sülalesinden Şerbetçi İbrahim torunu Hasan, Mollavelioğlu Ali (Yenice Mahal).Germiyan mahallesinden Delisüleymenoğlu küçük Mustafa, Germiyan mahallesinden Osmançelebioğlu Ahmed’ in torunu Yavuz Ahmed. Miskizade Hacı Mustafa oğlu Kadir (Germiyan mah.)

Yardımlaşma, mağdurun elinden tutma gibi sosyal ve İslamî güzellikler devam ederken Isparta Çubukçuzade Medresesi Müderrislerinden Molla Kadir 12 Aralık Cuma günkü (Cuma namazı öncesi) Abdipaşa mescidindeki vaazında akıl almaz iki ayrı konuda fikirler ortaya atar. Dünyada ilk defa İngiltere de ilk hareketli motor montajının seri üretimi, insanlarca kullanılmaya başlamasıyla ilgili haberi dünyaya yayılmıştır. Molla Kadir bu işin bir şeytan işi olduğunu, inanılması halinde dinen günah olduğunu vaazında belirtir.

Diğer bir vaaz konusu da şudur: Balkan savaşı sırasında Sırp ve Yunan isyancılarca anne, babaları öldürülen Müslüman Makedon ailelerin çocuklarının Isparta’ya getirilip Ispartalı Müslümanlarca evlerinde misafir edilmelerinin günah sayıldığı söyler. İleri de bu Müslüman Makedon çocukların Ispartalı Müslümanlarca evlenmeleri halinde ahlakın zedeleneceği gibi saçma sapan bilgiler cemaate Cuma hutbesinde söylenir.

Cuma namaz vaazında bir kısım Ispartalı cemaat bu söylemlerden hoşlanmaz. Cemaatten Hacıabdioğlu sülalesinden Helvacı Yusuf ayağa kalkar: ”Hoca efendi, hoca efendi, sen Müslim çizgisine giren Isparta Acemlerinden Temel (Turan) mahallesinde Şekeroğlu sokakta oturan Acem (Ermeni) peksimet-pasta imalatçısı hatunu üçüncü eş olarak almadınız mı, evlenmediniz mi” der.

(Müderris Molla Kadir Efendi Isparta Acemi, Ermeni asıllı Galip Has Mik ağanın, Ehneş hanımın kızları Gulbankian hanımla üçüncü evliliğidir.)

Camide Cuma namazı gecikir.

Cemaat şok olur! Isparta Çubukçuzade Medresesi Hocası Molla Kadir kafasını eğer bulunduğu yerden mescidi terk eder. Tüm hocalarımızı bu örnekle elbette dışlamıyoruz. Saygıdeğer din adamlarımızın birçoğu eli öpülecek kişilerdir. İslâmiyeti kabul etmesi durumunda; diğer dinlere mensup insanlarla Müslimler elbette evlenebilirler.

Ancak Molla Kadir’in anlayışı yanlış değil mi? Osmanlı idaresindeki balkan topraklarında Sırp isyancı larının Müslüman evlerine baskınlar yapması, ana ve babaların öldürülmüşler. Müslüman yetim, öksüz Makedon Müslüman çocukların Isparta’lı askerlerce Isparta’ya getirilmeleri, istekli hayırsever ailelerce evlatlık edinilmesinin dinen ne sakıncası olabilir ki?

Arada bir çıkan dini bütün görünümlü yanlış insanların Yüce dinimizin güzelliklerini karala maya çalışması gibi davranışlar günümüzde de görülmekte.

Araştırıp hazırladığım makalemi bir arasözümüzle sonlandırmak istiyorum. “Ele verir talkımı (nasihat) kendi yutar salkımı)

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.