Isparta Üzüm Çarşısı’nın tarihi geçmişi yönüyle önemli olduğunu elbette biliyorsunuzdur. Söz konusu Isparta’mızın tarihi çarşısı tarihi orijinalliğine dönüştürüldüğünde, burada bulunan ticari dükkânların daha da bol kazançlı iş yapabilecekleri, turizm yönüyle memleketimize çok yönlü fayda getireceğini hepimiz bilmekteyiz.
Seçildiği günden beri başarılı hizmetlere imza atan Isparta Belediye sayın Başkanı Şükrü Başdeğirmen’ in halka verdiği seçim sözlerinden birisi de Tarihi Üzüm Pazarı’nın ilk orijinal haline getirilmesiydi. Bundan dolayı 1 Eylül 2020 Salı günü itibariyle altyapı çalışmaları başlatılmıştı. Tarihi Üzüm Çarşısı, Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1561) Mimar Sinan Camisi’ne gelir sağlamak amacıyla Firdevs Bey (Kıbrıs’ lı Isparta Vali-Mutasarrıfı) tarafından yapıldığını biliyoruz. 460 Yıllık söz konusu dükkânların sayısı tartışmalı. Ancak dükkânların Osmanlı dönemi son sahiplerinden Isparta’ lı Rum tüccarların tamamına yakınını söz konusu Mimar Sinan vakıftan satın aldıklarıdır. Geniş dar 1on dokuz dükkân olduğu Isparta’ lı Rum tüccarların notların dan anlıyoruz.
1922’lerde dükkânlardan üç tanesinin sahibi olan Isparta Rum’u, afyon sakızı, dış alım tüccarı Niko Şekercioğlu’nun torunu ile 2018’de araştırma gezim sırasında (Atina-Nea Ionia bölgesi Isparta’ lı Rum Derneği’ nden adres alarak) tanışmıştım. Turan mahallesinde, yol üzerinde bulunan beyaz dede evleri halen sağlam. Şimdi Yunanistan Selanik bölgesinde oturan torunu Prof. Fedora hanımefendi ile tanışıp bir-kaç saatlik Emreli Lozan Mübadili Dernek Başkanı rahmetli Öner Konukla birlikte misafiri olmuştuk. Dede hatıralarına dayalı not ve ses kaydı almıştım.
Isparta’ lı Rum torunu Hanımefendi’ nin anlatılarına göre “üzüm” eski Türklerde ve Büyük İskender Rumlarınca ortak kültüre dayalı “bereket” anlamındaymış. Çarşı da her çeşit Kıbrıs ve Akdeniz ülkeleri malları burada bulunurmuş. Tabiki üzüm de satılırmış.
Üzüm Çarşısı ile Bedesten çarşısı gelirleri tarihi Mimar Sinan Cami’si ve Ulu Cami masrafları uzun yıllar giderilir. Ancak 1850’lerden sonra Mimar Sinan Cami Vakfınca söz konusu Üzüm çarşısı gelirlerinden belli bir oranda ihtiyaç sahibi insanlara kısmi artışla borç para verirken ortaya beklenmeyen bir durum çıkar. Vakıf yöneticileri abartılı faiz eklentisi iddiasıyla şikâyet edilirler. (Böcüzade tarihinde de bu durum özetlenir) Bunun üzerine Hafız Mutasarrıf Isparta Valisi Rıdvan Paşa 1868 Sorgu yargıcı Hacı Piri Zade Hacı Salih efendiye inceleme yaptırır. Raporlar Isparta Kadısı Mustafa efendiye gönderilir.
Kadı Seyyid zade Mustafa Efendi (Şimdi ki SDÜ Rektör yardımcısı Prof. Murat Dulupçu’ nun, eski ITSO Meclis Başkanı Hüseyin Tönge’ nin ve Peynirci Gülal’ ların büyük büyük dedeleri, akrabaları. Aynı zamanda Osmanlı dönemi Şadiye medrese ve okullarının kurucuları. Osmanlı döneminde Isparta Kadılıklarda bulunmuş bir sülale.1922 Türk Kurtuluş savaşında, yeni Türkiye Cumhuriyeti devleti TBMM Kurucu Isparta Milletvekili (Şehitlikte yatıyor) Hüseyin Hüsnü Özdamar’ın dört nesil dedesi.) Şer’i hukuk gereği Mimar Sinan vakfından Üzüm Çarşısı dükkanlarından on adetini alır, Isparta’ lı Rum tüccarlara paraları karşılığında satar. Müslümanlardan alan olmaz. Diğer dükkanlardan birer tanesini de , gelirleri Isparta Kız 1869 Öğretmen Okulu, Rüştiye Mektebi1872,Şadiye mekteplerine paylaştırır.
1922’te de Afyon ve Konya, Antalya düşmanlarca işgal edilmiş. Afyon Kocatepe’den top ses leri Isparta’ya kadar duyulmakta. Isparta Rumları Yunanistan’a gitmeye başlamışlar. Dükkânları satmak isteseler de kimse almak istememiş. 1923’te de Lozan anlaşması gereği diğer Rumlar Isparta’dan zorunlu gitmeleri şartı gelince dükkân sahibi Rumlar dükkanlarını bırakıp giderler. Demiştik ya hani memleket işgal içinde ama bazı Isparta’ dan (ki yumuşak söyleyeyim) kişiler dükkanlara üşüşürler. Kuruş vermeden dükkanlar kapanın elinde kalır. Dördü hariç ki o dört dükkân Okulların mütevelli yönetiminin kontrolündedir.
Dükkânların yeni sahipleri:” İleri de Kumandan Kemal (Büyük Atatürk) devlet kuracakmış. Dükkânları elimizden alır.” Diye millet cephede şehit olurken bazıları Denizli’den katırlarla el yapımı çimento getirterek resmi Vakıf-Osmanlı yerel taş kövke üzerine sıva sürerler. Vakıf ve resmilik özelliğini kaybetmeye çalışırlar.
Yeni Türkiye Devleti kurulur. Dükkânlar sahiplenenin elinde kalır. Diğer birkaç okullara ve camilere ait dükkânlar satılır ve yeni sahiplerine gider.
Firdevs Bey Üzüm Çarşısı 1569’daki dokusuna kavuşturmaya çalışan Başkan Başdeğirmen bugüne kadar yapılamayan büyük bir işi başarmak üzere. Bu çarşı Isparta’mızın tarihi, geç mişi. Acı tatlı atalarımızın, hemşerilerimizin anıları, ticareti, alın teri bu çarşı içinde yatmakta.
Çarşının tarihi dokusuna kavuşturulması şu anda sahiplerinin kazançlarına kazanç katacak. Sonra tüm Isparta’mızın turizm dokusu, tarihi zenginliği de yüceltecektir. Bize düşen emeği geçenlere başta Belediye Başkanı Başdeğirmen’ e Allah razı olsun demekten başka sözü müz olamaz!