1876’lardan günümüze, çok az sayıdaki Ispartalılar gibi Başkan Başdeğirmenler’ in de halkımıza olan tarihi hizmetlerine şahitlik ediyoruz.
Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’ in “Isparta dağlarını oya gibi işlediğini, denizi, nehri olmayan Isparta halkı için bir sosyal yaşam alanı yarattığını” yazmıştım.
Söz konusu saygıdeğer Isparta halkına olan hizmetlerinin dalga dalga tüm Isparta’nın köylerine, kırsalına, dağına taşına doğru kalıcı hizmetlerin büyüdüğünü sizler de şahit oluyorsunuz. Çaresizlerin yanına Isparta halkı adına koştuğunu biliyorsunuz. Bunları dile getirmek, arkamızdan gelen nesle örnek olmak açısından önemlidir. Bunları dile getirmek, yazmak, çizmek “yandaşlıkla, yağcılıkla” hiç alakası yoktur!
Başkan Başdeğirmen’ın “oya gibi” işlediği dağ alanlarının esasında Osmanlı döneminde mesire, eğlence, dua, ticaret alanları olduğundan da bahsetmiştim daha önceki yazılarımda. Bu konuda Isparta tarihi yazarı Böcüzade de, Ün dergisi sayfalarında, Mevlevihane Kiler defterlerinde, Psidya (Isparta) Metropolitlik Vakayinamelerinde, vilayet Salnamelerinde, daha da: Lozan Mübadili Selanik göçmenlerinin dede hatıralar günlüklerinden okuyabilirsiniz.
İşte, günümüz Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’ın (2022) Başdeğirmenlerin (Başağaçların veya Un ağalarının) atalarının Isparta’mıza olan hizmetlerini birkaç saygıdeğer Ispartalı sülaleler inde olduğu gibi görmekteyiz. 1876’lardaki tarihi notlardan okumaktayız.
Örneğin, henüz basından takip ettiğimiz habere göre şimdi Belediye’miz Sayın Başkan Başdeğirmen’ in Dere Andık deresi Bezirgân suyu bölgesinin sosyal donatı, eğlence veya yürüyüş, ya da dinlenme alanı haline getirildiğini öğreniyoruz.
Tarihi geçmişte de, 1876’larda buralarının bir ticari ve dua, aş dökme, eğlence, dinlenme merkezi olduğunu okumaktayız kaynaklardan.
Yine o dönemde Dere mahallesinin bir sanayi bölgesi olduğunu, o dönemlere göre orta çaplı üretim merkezlerinin bulunduğunu, yönetim şekline göre bölgenin ağalıkla yönetildiğini görüyoruz. Uzun süre de Cumhuriyete kadar ağasının da yani Un ve Sanayi ağasının da sayın şimdiki belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’ in atalarının olduğunu görmekteyiz.
Şimdi ise Dere mahallesinin en uç kısmında yani Osmanlı döneminde Burdur-Ağlasun karyesi (yerleşim yeri) ile bir bağlantı, ticaret yolu olduğunu bilmem duydunuz mu?
Söz konusu Isparta çıkışı yolu güzergâhı Dere Mahallesi uç kısmında muhteşem ağaçlıklı, temiz havalı, suyu bol bir bölgemiz var ki çoğunuz buraları hiç görmemişsiniz. Hatta Rum ahalisinden iken Müslüman olmuş, sağlıkta çaresizlik zamanlarında el becerisiyle birçok hastayı tedavi etmiş, Müslümanla evlenmiştir. Ispartalılarca: Andık Dede (Çivili) veya Delikli Taş (Andık Deresi) Türbesi mevcuttur. Bu hale: İnsanın inancıdır, özelidir karışamayız!
Ülkemizin çok az bölgesinde görülen doğa güzelliği bu bölge olduğunu söylemeliyiz. Isparta Rumlarının Andon deresi dedikleri bölgemizin adı Andık Deresi ve Dedesi adı verilen Bezirgân Şelalesi bölgesi demek yerinde olur.
Başkan Başdeğirmen’ in Oya Gibi İşlediği Nedir?
Isparta belediyesinin sayın başkanı bu bölge ile ilgili, kendi söylemleriyle “bir cazibe merkezi ”özelliğini nerdeyse kazanmış gibi. Basından takibimiz öyle! Beş çizgili Isparta sırtlanlarının (Andık) bir zamandanlar cirit attığı, diğer vahşi hayvanların geceleyin eğleştikleri bu bölgenin kendine has hiç kesilmeyen suyu, bir şelalesi mevcut.
İş stresinden yorulan insanlarımızın birkaç saat vakit geçirebilecekleri, yürüyüş, eğlenti yapabilecekleri bir bölge olmuş gözüküyor. Ellerine sağlık belediyemiz çalışanlarına ve Sayın Başkanına diyelim. Bezirgân şelale ve Andık mesire bölgesinin tarihi dokusunun olduğunu söylemiştim. 1934’ lerde on yıl kesintisiz yayınlanan Isparta Ün dergisi yazarlarından Kemal Turan ve Gelendost Yenice köylü Prof. Dr. Neşet Çağatay’ın ve Mevlevi hane Kiler Der Defteri’ inden ve özel hatıralarından bu tarihi bölgemizle ilgili çok küçük bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum. Böylece Başkan Başdeğirmen’ in öngörüsüyle; bu tarihi bölgemizin yeniden hayat bulmasında gösterdiği çabalarına hak vereceksiniz diye düşünüyorum.
“…1860’larda bu bölgede geceleyin beş çizgili Isparta sırtlanları dolaşırdı. Ağlasun yolu buradan geçer. Yahudi tüccarlarının, Rum ve Ermeni tacirlerinin yoludur burası. Burada durmadan heyecanlı akan bir şelalesi vardır ki adı Bezirgân şelalesidir. Bezirgân tüccar demektir. Yahudi, Ermen, Rum bazen de çok az Müslüm tüccarları bu bölgede eğleşirler. Yaz aylarında bir iki hafta bu şelalelin ayağında su sesiyle yorgunluklarını giderirlerdi…”
Ispartalı Ağlarcızade Mustafa Hakkı Bey yazmış. Akrabaları yazılanları akrabalarından almıştım diyen Prof. Neşet Çağatay Bezirgân şelalesi, Andık deresi bölgesindeki görünümü şöyle anlatmış.
“…Ispartalı yazarlardan Dağlıoğlu Hikmet Turan da aynı anlatıları yazmış. Miladi Eylül, Ekim aylarının1864’leriydi. Hristiyan, Ermeni, Yahudi tüccarların uğrak yeridir bu Bezirgân suyu bölgesi. Yahudi tüccarlardan Benjamin Yakup ağa ondan fazla katır ve iki at-beygirle Bezirgân suyu eteğinde Osmanlı’nın Isparta Sancağı at ıslahı binasının yanında çadır kurar. Diğer tüccarlar henüz gelmediler. Eylül ortası oldu. Yerli Rum, Ermeni (Acem) tüccarlar var.
Dere Un-Sanayi Ağası Solak Eyup Ağa ( 2022, Isparta Belediye Başkanı Ş. Başdeğirmen’ın büyük büyük ataları), adamlarından Geyran (Direkli) köyünden Kır bekçisi Sarımollaoğlu Hüseyin’i ve Kışla köylü Mamaklıoğlu Kara Mehmed’ i tüccar Hayim Yakup ağanın iki haftalık kalma kirası olarak Haraçgüzar (Cizyâgüzar) akçesinin peşin ödenmesi için gönderir. Bu vergi ödenmeden hiçbir tüccar burada eğleşemez. Sancağının gelir kaynağıdır bu vergi.
Yine mevsim icabı Dere Andık-Bezirgân alanında kuru üzüm, üzüm mamulleri, kuru meyve, deri gibi bölge insanlarının ürünlerini alım için tüccarlar gelmek üzeredir. Gelen Müslim, Gayrı Müslim tüccarların korunması için de Un ağası Solak Eyüp ağa bu defa (Başdeğirmen ’ in ataları) Kışla köyünden Gökhasanoğlu Ali ve Günsüzoğlu Osman’ı Andık-Bezirgân bölgesinde konaklayacak Müslüman ve Gayrı Müslim tüccarların korunması için (Dere karyesi –Mahallesi- korumalarını) gönderir. (Sancak Vilayet Salnamesi tutanakları)
Tüccar Yahudi Hayim Yakubi ağa ilk gece Ahi Kasap (Isparta sancak Mevlevi Dergâhı) gitmek üzere Dere un ve sanayi ağası Solak Eyüp Ağa’yı, Dere Mescit imamı Hasan Hocaoğlu Molla Alioğlu’na, Dere Un ağası yardımcısı Benlioğlu Hacı Hasan’a kır koruma kolcularıyla haber gönderir.
Mevlevi Dergâhına her yıl iki defa gelişlerinde Yahudi Tüccar Hayım Eyubi ağa gider. Sohbeti dinler. Müslümanmış gibi el açıp dua ederdi. Bundan dolayı iki hafta kalacağı Isparta Dere karyesi Andık-Bezirgân bölgesine mallarını getirecek Ispartalı üreticilerin sevgisini (bunun haberi hemen yayılır )kazanmaktı.
İlk gece Isparta sancağı Mevlevi (Ahi Kasap) dergâhı sadaka taşına atacağı hayrın da miktarı önemliydi. Yaptığı ya da hayır akçelerin miktarı ne kadar çoksa iki hafta süresinde Isparta üreticisi mallarını Yahudi Hayım Yakup ağaya getireceklerdi. Bu ölçü çok önemliydi.
Andık-Bezirgân pınar bölgesinde: Son baharda kesilen Koyun, Dana, davar etlerinden kurutulmuş olanları toplar. Andık Deresi Bezirgân Pınarı bölgesinde iki hafta kalıp mal toplayacak. Yahudi tüccar Hayim ağa Ispartalılardan çevredeki üretilen kuru üzüm başta olmak üzere şu mamulleri de az-çok satın alırdı, toplardı. Son baharda kesilenden olacak: Erkeç, Davar, Koç-Koyun, Dana kurutulmuş etlerden.
Kuru etin yanı sıra yine Sonbaharda kesilmiş, buğday denesi yemiş kuru kıyma, (Küp ve kepecekleri içinde iyice tuzlanmış, üzerleri hava geçirmez şekilde mumyalanmış) Peynir, yağ. Vahşi hayvan derisi gibi.. Mumlama işini Yahudi tüccar Hayim ağa kendisi yapardı. Aylarca söz konusu gıdalar korunabilirdi.
Yahudi Hayım Ağa on, on, beş katır, iki üç yardımcısıyla boş gelmezlerdi. Kına, sim, elbise iğne ve düğmesi, ayna, zeytinyağı, gaz yağı, fitil, lâmba, mum, cam su bardağı, kahve takımı, çeyiz sandıkları üzerine süs olmak üzere renkli manzara, Kâbe ve cami resimleri donatılmış teneke levhalar…
Veya Ferhat ile Şirin hikayesinin teneke üzerine renkli resmedilmiş manzaradalar.. Dereli Ispartalılardan alınan bademler, cevizler içlenip Yahudi Hayım ağa tarafından bir altı ay sonra aynı kuru meyveleri leblebi şekeri, badem şekeri, lokum, akide şekeri olarak geri gelirdi. Bu yıllarda Ermeni Tüccar Zirek ağa, Yahudi Hayim Yakubi, Sadun ağalar Rum tüccarlardan, Angili, Mihali ağalar, Müslim tüccarlardan Mustafa Kasım, Hüsnü Cafer ağalar çok ünlülerdi. 1867’lerin Isparta Mutasarrıf valileri Çerkeş Ali Necip paşa, Arap Nurettin Paşa Dere Andık –Beziegan bölgesine Ispartalıların ürettikleri malları satın almak için gelen Müslüman ve Gayrimüslim tüccarı dua uğurlarlardı, bir daha gelmeleri için
SONUÇ OLARAK:
1920’lere kadar: Minasın, Arık altı bahçelerinden, Para bağları. (Yıldızhan) Ildızan bağları, Halife sultan bağları, Halife Sultan, Bambullu, Ceviz, Gülcü Eşek yokuşu bağlarından tonlarca kuru üzüm hasadı yapılırdı. Yine, Öküzbattı, Çamlıca, Kumbağlar ve Bilalönü, Bilâl Kahvesi semt bağları, Ada kahvesine kadar uzanan bağlardan da şaraplık üzümler yapılır, dış ülkelere Antalya limanı yoluyla gönderilirdi. Payamlı avlu bağları, Hacılarlı Çeşmesine kadar inen sahadaki bağlar, Sığır yolağı bağları, Yenice, Kıraçlar bağları, Çakallar deresi bağları, Kıldır deresi, Eplahlar bağlarından Anadolu’nun en güzel kurutulmuş üzümleri dış satım bulurdu.
Araştırmalarımda şimdiki Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’ in atalarının ismini, yine şu anda akrabaları bulunan Miskizade Mehmet Ağa'nın, Arapzade Hacı Osman Ağa’nın,, Çallızade Hüseyin ağanın, Tütüncü zadelerin, Başağaçların, Başdeğirmenlerin, Mehmet Şevki
efendi nin, Kaçkın Zade Hacı Ahmet ağanın Kadı Çırpanlı Zade Hoca Şükrü Efendi gibi Ispartalıların tonlarca yabancı tüccarlara yani Bezirganlara üzüm sattıkları bilinmekte. Bundan dolayı bu bölgenin adı Bezirgân suyu veya bölgesi adı verilmiştir. Çünkü alıcı tüccarlar mallarını burada toplama yaparlardı.
Zamanımızdan 150 yıl önce Başağalar (Başdeğirmenler) Isparta halkına diğer Ispartalılar gibi hizmet etmişler, hala hizmet etmeye devam etmiyorlar mı? Başkaları gibi Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen Isparta’yı, tarihini, mekânları, sizden almıyor.
Yeniden tarihi mekânları size, sizin kullanımınıza kalıcı veriyor. Başkaları gibi Başkan Başdeğirmen tarihi mekânları satmıyor. İmar ediyor. Atalarınızın anılarını satmıyor. Yeniden canlandırıyor.
Isparta gençliğine, duygularını yıkmadan canlandıracak, hislerini yükseltip insanlığın faydasına sunacak eğlence, serbestçe düşünme alanları oluşturuluyor. Gençlerimiz daha da özlemlerini güçlendirebilecekleri bu mekânları kullanarak insanlığa, ülkemize, inanç ve üretim dünyamıza bir şeyler vermede kendilerini güçlü hissedecekler.
Isparta gençliğinin yüreklerindeki, gözlerinizdeki düşleri görüntüyü, insanımıza hizmet etme aşkını heyecanı, hepimizin kalplerimizdeki güzelliği bu tarihi mekânlar daha da güçlendirecektir. Sağ olasın Saygıdeğer Isparta Belediyesi çalışanlarına, Sayın Başkanı’na.