Isparta Bölgesindeki Hıristiyanlığı Yok Eden Yunus’un İlahileri oldu. Yunus Emre Psidya (Isparta) bölgesindeki Hıristiyanların başlattıkları vahşetin durması için Allah’a çağrı-davet duasında) bulunuyor. Yunus’un ilahi şiiri silahların en üstünü sayılmaz mı? Selçuklu birlikleri yaşanan vahşet karşısında bi ara durakladılar. 1256’larda ‘bir şey yapamadılar’ görüntüsü verdiler. Allah Yunus Emre’yi devreye soktu. 1300’lerde bölge Ortodokslar’ dan temizlendi.
Saygıdeğer okuyucular, 2007’den bu yana günahımla sevabımla köşe yazılarımı okuyorsunuz. Bir taraftan da bizden sonra gelecek insanlarımıza bugünkü yaşamla ilgili, geçmişle ilgili bulabildiğim belgelerin ışığında sizleri bilgilendirmeye çalışıyorum. Ne ettim de etim dünyaca ünlü tarihçi Isparta’lı (Uluborlu, Eğirdir Nis adalı kökenli) torunlarıyla tanışmışım. Memleketimizin gerçek geçmişini, iletişim tarihini onların tarafsız anlatılarıyla öğreniyoruz.
2017’nin Temmuz’unda Isparta’lı Osmanlı torunlarından saygıdeğer akademisyen Haci Hristo Delibaş Atina Pire arasında yer alan Nislides yani Eğirdir’ li Rumlar derneğinin bir sunum konserine davet edildim.. Eğirdir Nis adası Osmanlı Rum torunlarından Electra Alexiou Hanım'ın yönetiminde Pisidia (Isparta, Yalvaç, Uluborlu, Eğirdir Nis, Barla) Rum kadınlarının Osmanlı dönemindeki geleneksel kıyafetlerini giyimleriyle sahneye çıktılar.
Makedonya, Yunanistan eski Osmanlı bölgelerinde Anadolu' muzunun geleneksel danslarını icra ettikleri bizlere anlatıldı. Pire, Nikaia, Atina çevresinde oturan, Isparta, Uluborlu, Burdur, Gönen, Barla, Eğirdir Nis, Isparta, Uluborlu’dan gitmiş Osmanlı Rum torunlarının kurdukları Nis’ liler (Nislides) derneği görevlileri (Pisidia Adası Derneği "Agioi Anargyroi) Asya Minör "Tzivaeri" müzik grubunu da davet etmişler.
Akdeniz bölgesinin geleneksel şarkıları seslendirdi. Dernek üyelerinden Bayan Vivi Sykioti adlı bir öğrenci Yunus Emre’nin: “Dağlar ile taşlar ile Çağırayım Mevla’m Seni” şiiri muhteşem sesiyle büyüledi. Çok alkış aldı. Aynı sesi Türk Azeri şarkıcı Elnare Abdullayeva’ nın Yunus Emre ilahilerini yorumlayan sesinden dinlemiştim. Gözlerim yaşardı. Bir Osmanlı Rum torunu edalı Rum aksanlı şivesi zenginliğiyle karışık, balkan lehçesiyle Yunus’un (ilahi şeklinde) şiirini Türkçe ve Yunanca okuması hepimizi duygulandırdı.
Şiirin okunasından sonra dernek yöneticisi Electra Alexiou Hanım içinden geldiği gibi sahnede söz aldı. Şöyle konuştu:
“İşte Psidya’ yı (Isparta ve bölgesini) kaybettiren askerlerim (Hristiyan Haçlılar değil) değildi. Bizi Anadolu’ dan, Psidya’ dan (Isparta) koparan Yunus Emre’ nin insanlık sevgisi konulu bu şiiri ve ilahileri olmuştur. Haçlı kumandanı Manuel Kommenos’ u Psidya da (Isparta bölgesinde) Selçuklu Sultanı II. Kılıçaslan yendi.
Daha sonra Kutsal Topraklarda (Psidya-Isparta kastediliyor) oturanlarla Latin devletleriyle bir yakınlaşma politikası izlendi. Selçuklulara karşı 1176 seferi (Miryokefalon savaşı)ni bir Bizans haçlı seferi olarak destekledi ve 80 yıl Psidya da kutsal haç bayrağı dalgalandı. Ancak Sufî ve sevgi şairi Yunus ve de akrabaları Psidya köylerinde (Burdur, Uluborlu, Gönen, Eğirdir Gelendost ve Yalvaç köylerinde açtıkları yaren odalarında Yunus’un şiir ilahileri ile insanları büyülediler.
İşte Kutsal Haç, Sufî Yunus’un ilahileri karşısında Psidya (Isparta ve bölgesinde) kutsal topraklarında eridi. 1176’da Kutsal Haç Hz. İsa ordusu yenildi. Ama Psidya da biz 80 yıl daha hâkim olduk. Haç’ ın ışığı Psidya’ yı aydınlattı. Sufî Yunus’un Müslim (Müslümanlık konulu) ilahileri Kutsal Haç’ ın Psidya da yok olmasını sağladı.
Artık Psidya bizim için hayal. Ancak Sufî Yunus’un ilahileriyle Kutsal Psidya’ yanın hayalimi yaşıyoruz. O zaman bizi Sufî Yunus’un ilahileri bizi bu topraklardan uzaklaştırdı. Şimdi ise yine Sufî Yunus’un ilahileri Psidya toprakları ile üzerindeki Müslümlerle (Müslümanlarla) bizim aramızda bir sevgi köprüsü kuruyor. Artık o günler geride kaldı.” Diye konuşmasını alkışlarla bitirdiler.
Daha sonra aynı konudaki görüşleri doğrulayan Doktor –Yazar eserlerinde de belirtmiş. Evet, Miryokefalon (1176 son evresi 17 Eylül Gelendost Yenice bölgesi)) savaşlarının üzerinden 80 yıl geçmesine, Haçlıların yenilmesine rağmen Ortodoksluğun etkisi Psidya yani Isparta bölgesinde hala sürmesidir. Henüz Yunus Emre 18 yaşlarında iken gezgin halde Psidya bölgesindeki kiliselerde yuvalanan Haçlı canileri Isparta ve bölgesinde gece baskınlarıyla toplu katliamlar yapmaktaydılar. Bölge yastaydı!
Bir türlü gece baskınları önlenemiyor. Yüzlerce ocak yanıp tutuşuyordu. Selçuklu (Konya) devleti bir iç karışıklığı yaşıyordu.
Anamas Şeyhi Sarıidris (Sarıidris kasabasında mezarı), babası Şeyh İsmail Emre(Mezarı Karaman’ da) amca Şeyh Necmettin Emre Isparta bölgesinde açtıkları tekkelerinde (Dostlar tekkesi veya Yaren evleri) katliamlardan etkilenen Müslüman insanlara vaazlar vermekteler.
Yunus Emre gördüğü mezalimler neticesinde doğaçlama (İrticalen) şiirler söylemekte. Bu şiirler acılı yöre insanlarımız, hemşerilerimiz dini ilahilere dönüştürmekteler. Böylece Haçlı çetelerce öldürülen yakınlarının acısını bir nebze unutmak için, Allah’a sığınmak anlamında ilahiler söylemekteydiler. Acılı bölge halkı dostlar tekkelerinde okunan Yunus’un ilahilerine dolayısıyla Allah’a sığınmıştı. 1246’ların Psidya’ sında (Isparta ve bölgesinde) Görüntü buydu!
Yunus Emre’nin “Dağlar ile taşlar ile Çağırayım Mevla’m Seni” ilahiye dönüştürülmüş şiiri Psidya yani Isparta bölgesinde 1256’larda söylenmiş olduğu Yunan tarihçilerince iddia edilmekte. Isparta’lı Rum torunu olan ve sınır tanımayan doktorlar üyesi Dr. Vassilios Vogiatzoglou (Boyacıoğlu,1936 doğumlu. Allah sağlıklı kılsın) aynı konuyu eserlerinde yer vermiş. Yunus Emre’nin Isparta bölgesindeki yaren evlerinde okunan ilahileri koskoca Haçlı Ortodoks anlayışı tamamen yıkılmış. Sayın Vogiatzoglou: "Orta Asya'nın Spartası", karışık folklor, Atina, 1992 V.I.Vogiatzoglou "Küçük Asya'daki Pisidia." Atina 1978.
İşin aslı Psidya Metropolitliği (Isparta Başpapazlık) Vakayiname’ sindeki anıl notlarına dayanarak bu iddia öne sürülüyor. Yani Selçuklu’ nun silahlarının yetmediği yerde Yunus’un
ilahilerle dolu nefesi (şiirleri) Psidya Isparta bölgesindeki Ortodoksluğu yani Hristiyanlığın silinmesine neden olmuştur.
Yunanistan Pire Nisliler derneğinde Bayan Vivi Sykioti adlı bir öğrenci Yunus Emre’nin: “Dağlar ile taşlar ile Çağırayım Mevla’m Seni” şiirini okuduktan sonra Haçlı canilerin Psidya Isparta bölgesindeki akıl almaz cinayetlerini gören Yunus Emre ve yakınları mağdur Ispartalı ları teselli edici ilahilerle Allah’a sığınmaya davet etmiş olduğu açıkladı.
Yunanlı sağduyulu Osmanlı torunlarından felsefe hocalarının da yorumlarını dinleme fırsatı buldum. Yunus Emre sadece birkaç yıl kaldığı Emre mahallesinde oturan babası Şeyh İsmail Emre ile Bolvadin, Çay, Yalvaç ve köylerinde haçlı canilerce yapılan Haçlı vahşetleri görmüş. Allah’ı bu vahşeti görmeye davet etmiş. ”Çağırayım Mevla’ m seni “derken Allah’ımızı bu vahşeti görüp yardıma çağırdığını da anlamalıyız. Bu ilahi Isparta topraklarında söylenmiş ve Yunus Emre tarafından henüz 18 yaşında iken Emre mahallesinde yazılmış bir şiir olduğunu söylemeliyim.
Dağlar ile taşlar ile Gökyüzünde İsâ ile Yûnus okur diller ile Çağırayım Mevlâ’m seni Tûr dağında Mûsâ ile Ol kumru bülbüller ile Seherlerde kuşlar ile Elimdeki asâ ile Hakkı seven kullar ile Çağırayım Mevlâ’m seni Çağırayım Mevlâ’ m seni Çağırayım Mevlâ’m seni
Yunus Emre kendi duasının kabul görmeyeceğini, cılız kalacağını düşünmüş. Diğer dinlerden olan gelmiş geçmiş peygamberler adına Psidya bölgesindeki vahşetin sonlanması için hatta dağın taşın da bu barbarlığa karşı çıkması istenmiş. “Yunus Emre’nin (dini) ilahileri Psidya kutsal bölgesi haçlıların elinden çıktı.” Başlıklı makale: "Theophilestatos" Selanik Metropoliti, "Kutsal Hazretleri" Vakayiname hatıraları ve benzeri yine, 1204'ten Trabzon metropoliti tarafından ve imparator II. Andronikos (1282-1328) zamanından Monemvasia metropoliti tarafından kendi Vakayinamelerine kopya edilmiş. (Bu bilgileri sağlayan sayın akademisyen Haci Hristo Bey’e çok teşekkür ederim.