(Başkan Başdeğirmen’ in Hizmetlerinden Birisi Daha.) Saygıdeğer okuyucular, geçtiğimiz günlerde: eğitimimize güç verecek ISUBÜ MYO’ nun temeli atılmıştı -6 Aralık 2021-haberini basından okumuş olmalısınız. Hatırlarsınız, Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’ in öncülüğünde (bir süre önce merhum Gazeteci Soner Toros’un önerisiyle) kurulan Isparta Kent Hizmetlerini Destekleme Derneği kurulmuştu. Gazeteci Soner Toros’un otuzlarca, kırklarca ülkemiz, Isparta’mız için düşündükleri kalkınma projelerinden hayallerinden birisiydi. Söz konusu derneğe yapılan desteklerle Isparta’mızın ikinci Üniversitesi ISUBÜ’ ye gerekli olan eğitim binasının temeli atıldı. Bu düşünce merhum gazeteci Soner Toros’un bir bir hayali daha uygulamaya girmiş oldu. . “İlk kıvılcımı Merhum Gazeteci Soner Toros yakmıştı..” diyen saygıdeğer Belediye Başkan Başdeğirmen temel atma ile ilgili konuşmasında devamla şunları söylüyordu. “Şu an aramızda maalesef yok! ”Allah rahmet eylesin, ruhu şad olsun. “ demişlerdi. Isparta Belediye Başkanı Başdeğirmen’ın öncülüğünde kurulan Isparta Kent Hizmetlerini Destekleme Derneği aracılığıyla Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’ ’ne kazandırılacak olan eğitim binasını temeli atılmış inşaata başlanmış oldu.. Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, “üniversiteye fakülte binası yapım önerisini merhum Gazeteci Soner Toros istemişti” şeklindeki tekrarlarını her vesile ile anlatmaktan (haklı olarak) geri durmuyordu. Doğru olanda bu olmalı! Başkan Başdeğirmen’ın temel atma töreninde çok ilginç açıklamalarda bulundu. Bundan böyle diğer halk katkısıyla memleketimize yapılacak büyük hizmetlerin yolu da başlatılmış oldu. Başdeğirmen konuşmalarında şunları da eklemişti. ”Oraya bir kaynak aktaramayız. Daha önce Isparta’ya kazandırdığımız okul gibi imece usulü ile yapalım bu işi diyerek kıvılcımı orada yaktık. Burada belediyemizin hiçbir ödemesi yok. Devletimizden de aldığımız hiç bir şey yok. Siz vatandaşlarımızla yapıyoruz. Gittiğimiz hiçbir yerden boş dönmedik. Bizim vatandaşımız paranın nereye gittiğini görür, bilirse; kesinlikle yardımlarını reddetmiyor. Bu hizmetlere para vermek zenginlik işi değil. Parası olan değil, gönlü zengin olan yapıyor.” Memleketimiz Isparta’mıza, diğer illerimize örnek olacak atılım; herhalde büyük düşüncelerden birisi olmalı! Rahmetli Gazeteci Soner Toros sağlığında hep Isparta’mızın kalkınması için yeni fikirlerin hep öncüsü olmuştu. Ulusal gazeteler kendisiyle çalışması için İstanbul’ a veya Ankara’ya gelerek çakışmasını istemişlerdi. Rahmetli: “Ben Ispartalı’ yım. Isparta’ya hizmet etmeliyim” diyerek her defasında teklifleri geri çevirmişti. Ben şahidim. Devletimizin bakanları, müsteşarları, vekilleri, genel müdürleri, daire müdürleri hatta valilerimiz… Ülkemiz için herhangi bir konuda fikrini hep sormuşlar, Soner Toros’un düşüncelerinden hep faydalanmışlardı. İhmal edilen doğamıza, yağmalanan çevresine, kirletilen havasına, suyuna, ilaçlarla zehirletilen toprağına, renk değiştiren yeşiline, masmavi sularına sahip çıkmak isterdi. Kurtarma yollarını düşünür, yetkililere yazı ve sözlü önerilerde bulunurdu. Kafasındaki projelerden belediye başkanları, sivil toplum kuruluşları, kurum temsilcileri, tarımcılar, süt üreticileri, mimarlar, tüccarlar, esnaflar faydalanıp Soner Toros’un projelerini uygulamaya koyduklarını söylemeliyim. İlerde bunları sayarak anlatırım. Projeleri artık şimdi bir bir yerine getiriliyor. Soner Toros aramızdan kopup gitti. Söylemek istediğim: Gazeteci Soner Toros bu dünyadan üreterek, erkenden yürüdü. Osmanlı aydınları gibi karanlığa karşı savaş açarak; fesatlıklara karşı direnerek dünyadan gülerek, düşünerek, yazarak göç etti. Cumhuriyet aydınıydı, savaşçısıydı. Türbe safsatalarına karşı da savaş açmıştı. Kapı eşiğinde yan yatmış süpürgeden, ters kapatılmış pabuçtan, yol kesen kara kediden, nezleli havlayan köpekten, doğum yapmış katır hayvanından, ekşiyen yoğurttan medet ummaya, mana çıkarmaya çalışanlara İslam ilmini işaret ederdi. Verilen emeğin karşılığını alamamış insanlar için üzülür; huzur bulamamış insanlarımız için neler yapılabilir gibi düşündükleri hep kafasındaydı. Engin tarihimi öğretmekle, kahramanlık türküleriyle gençlerimizin yetiştirilmesinden yanaydı. 2007’de emekli olup Bursa’dan memleketime, Isparta’mıza geldiğimde benimle tanışmak istedi. Isparta’nın tarihi, mahalli, sözlü tarihini pek bilen olmadığını söylemişti. Isparta geçmişinden, somut olmayan, sözlü, mahalli tarihini araştırıp okuyucularımıza aktarılmasıyla ilgili tavsiyeleri o vermişti. Gerçekten iyi düşünmüştü. Gizlenmiş geçmişimizi ortaya çıkarmak gerekiyormuş. Başardığımı zannediyorum! Kalkınma, vatan sevgisi kokan özgür, başı dik yazılarını yazarken gitti zambaklar ülkesine. Lacivert Zambaklar içinde rahat uyu! Allah rahmet eylesin!