1377’ lerde Ispartalıların Müslümanlıkla ilk tanışıp İslamiyet’e geçtiği tarihi dönemlerdi.
İslam Bilgini İbn-i Haldun bir zamanlar İslam şehri İspanya Endülüs’ ten: “Düşünen insanımızı çözmek çok zor ” olduğunu söylüyor, yazdığı “Mukaddime” sinde. Felsefi görüşlerini tarih bilimiyle birleştiriyordu. Büyük Bilgini İbn-i Haldun’un henüz yirmili yaşlarda yazdığı, şimdi aslının İspanya başşehir müzesinde olan kitabında şöyle der.
“Gül ağacı İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in özlem duyduğu ağaçtır” diye yazmış. Kitabında: Gül ağacından gül çiçeğini toplayacaksınız. Sonra da gül’ ü koklayıp içinize çektiğinizde, o güzel kokuda Allah’ın güzelliğini içinizde hissedersiniz” der!
Isparta Gül Festivaline çok uzaklarda olduğumdan, katılamamanın burukluğunu elin memleketlerinde hissettim. Hava şartlarına rağmen festival devam ettirilmiş.
Öte yandan; bir elin parmakları kadar az sayıda olan, festival havasını bozmaya çalışan, zavallılar olmadı değil. Salgından henüz çıkmış insanımızın eğlenmesini bile hoş görmeyecek kadar kendisiyle çelişen zavallılar Isparta sokaklarına yanlış koku salamadılar. Isparta gülünün kokuları bu yanlış kokuların yayılmasını önlediğini uzaktan izleyebildim.
Gül festivalinin Isparta’mız için iyi olduğunu görüyoruz. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Keşke saygıdeğer İktidar vekillerimizle birlikte el ele (bir muhalefet vekilimizle birlikte) festivalde boy gösterselerdi ne iyi olurdu. Vekillerimizi göremedik.
Türkiye’mizin, Türklüğümüzün, Müslümanlığımızın düşmanı çok fazla. Bir de ufacık Isparta’ mızda neyin paylaşılamadığını anlamamız zor. Isparta tanıtımına, ticaretine, turizmine, kardeşliğine ap-açık faydası dokunacak böyle festival, fuar, açılış, düğün-dernek, cenaze, düğün katılımları bizi; biz yapar. Gül Festival Kurulu’nca (Valilik, Belediye, Meydan AVM, diğer
kuruluşlar) yapılan giderlerin yerinde olduğunu düşünüyorum. Covid19 Salgın belasından yeni çıkan insanımız için, gençlerimiz için hiç olmazsa ruh sağlığı açısından iyi oldu.
Isparta sokakları gül yapraklarının uçuşu ile şenlendi. Kapanmalı zor günler geçirdik! Artık insanları bir festival havasında gezintilerini hoş görmemiz gerekmiyor mu?
Bu tür etkinliklere insanımızın ihtiyacı vardır. Bu tür toplumsal etkinlikler, düğünler, bayramlar, festivaller tanıtımdır, insanlarımızı bir araya getirir. İslam Bilgini İbn-i Haldun’un ilk eseri Mukaddime (Kitâbu'l-İber 10 cilt.) de yazdığı-söylediği eşsiz sözünü hatırladım. Sizlerle paylaşmak istedim. İbn-i Haldun büyük eserinde İslamiyet’ in barış, adalet, Hak, yardımlaşma ilkelerini gül kokusuna benzetir.
YANLIŞ BEYANLARDA OLMADI DEĞİL
Gülcülük Isparta’ya Gülcü İsmail Efendi getirmedi. Bin yıldan fazla Isparta da gülcülük vardı.
Selçuklu tarihinde yazılanlara bakalım:
Selçuklu İslam-Türk devletinin gül bahçeleri Konya da ünlüdür. Hz. Mevlana söz konusu gül bahçesinde gömülüdür. Selçuklu Konya Türk sultanlığına ait gül bahçeleri Pisidia (Isparta) bölgesindedir. Pisidia yani Isparta bölgemizde tarihi süreç içinde bir bin yılı aşkın gül yetiştiriciliğin yapıldığıdır.
Gül Isparta’mıza Gülcü İsmail Efendi ile birlikte falan gelmedi. Belki modern gülcülüğü, damıtma, gül yapı ve suyu ile diğer gül ürünlerinin kimyasal olarak birbirinden ayırt etme veya ticari yönden elbette Gülcü İsmail Efendi’ nın Isparta gülcülüğüne faydası olmuştur. Nur içinde yatsın! Isparta Valiliği İl Kültür ve Turizm müdürlüğü, belediye basın bildirilerinde bazı resmi kuruluşlarımız hep :”Isparta’ya gül’ ü getiren Gülcü İsmail Efendi” diyorlar.
Bu yanlış!
Isparta’mızda, çevresinde gülcülük bin yıldan fazladır zamanda yapılıyordu. Selçuklu Devleti tarihinde kayıtlarında bunu görmek mümkün.
Isparta bölgesindeki antik mezarlardan çıkan gül şişelerini (keşke müzemiz açık olsaydı) görmek mümkün. Konya Selçuklu gül bahçeleri, Yunus Emre’nin dedesi (1264) Anamas Şeyhi Sarıidris Emre’nin Isparta Emre mahallesindeki gül bahçeleri ile ilgili, Selçuklu Konya devletinin diğer gül bahçelerinin Eğirdir’de olduğuna ilişik kayıtlar mevcut.
Gül Isparta’ya 1820’lerde falan getirmedi. Modern gülcülüğü ve ticareti derseniz; haklısınız.
Zaten bu tarihte yavaş yavaş yüzyıllarca Isparta gülcülüğünü elinde tutan Isparta Rum ve Ermenileri (Acemleri) 1840’lardan sonra Müslümanlarda gülcülük işiyle uğraşmaya başladılar.
Tekrar etmeliyiz: Gülcü İsmail Efendi Isparta’ya gülcülüğü getirmedi. Zaten gülcülük vardı. Sadece modern gülcülüğü ekimi, dikimi, damıtılması gibi ticaretini falan getirdi demek olacaktır.
İşin aslı şudur diye düşünüyorum: Isparta tarihi yazarı Böcüzade Süleyman Sami’nin “Isparta Tarihi” adlı kitabında gülcülükle ilgili bilgilere geniş yer verir. Orijinal Osmanlı Türkçesinden günümüz Türkçesine çevrilirken böyle bir hata yapıldığı düşüncesindeyim.
İkincisi de 1840’a kadar Isparta gülcülüğünü Gayrimüslimler yapardı. Sadece Müslüman kadın ve kızlar gül toplama mevsiminde yevmiyeli olarak gül toplamaya giderlerdi.
Bu tarihten sonra Ispartalı yukarıda örnek verdiğim gibi gülcülük işiyle Müslüman ailelerde uğraşmaya başlarlar. Bunlardan birisi de Gülcü İsmail Efendi’dir. Müslüman Türklerin de gül ticareti, ekimi, dikimi, damıtımı gibi işlerle uğraşıp başarılabileceğini göstermiştir.
Elbette kendisinden Allah razı olsun. Gülcü İsmail Efendi de bugün sağ olsa; kendisi de: “Gülcülüğü ben getirmedim. Ben modern gül ticaretini, ekimi, dikimi, damıtımı gibi işler konusunda Ispartalı Müslüman Türk kardeşlerime öncülük ettim derdi.
Beklentimiz yeni neslin Isparta gülcülüğünü öğrenme gibi hakları var. Umarım Valilik İl Kültür müdürlüğü, Belediye’miz yazışma ve söylemlerinde doğrusunu söylemeleri daha isabetli olur diye düşünüyorum.
Isparta’mızın tarihte Kiraz Bayramı ‘ndan başka bir de Gül Bayramı vardı. Bunu ilk defa duymaktasınız. İleriki yazılarımda ispatlı sizlere anlatmaya çalışacağım