Hukuki kararlar toplumun gerisinde kalabiliyor. Batılı hukuk sisteminde çok yönlü bilirkişi ekipleriyle durum tespiti yaptıran mahkemeler verdikleri kararlarla toplumla birlikte veya daha da ileride olabilirken, bizde hukuki kararlar bazen toplumun gerilerinde kalabiliyor kanaatini taşıyorum... 2013’lü yıllarda Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Üzüm Pazarı’nın üst örtüsünün tarihi dokuya aykırı olduğu gerekçesi ile mahkemeye başvurmuştu. Yerel ve Antalya İdare Mahkemesi üzüm pazarı arastasındaki üst örtü kaldırılması kararı vermişti. Başkan Günaydın kararı esnafın isteği üzerine uygulanmadı. Belki hukuk kararlarını uygulamamak elbette bir hata ama üst örtü güzelim Osmanlı hatırası yapıların korunmasında büyük faydası oluyordu. Yerel ve Bölge mahkemeleri kararlarını verirken kendi ön kararlarıyla genel gidişatı inceletmeleri gerekmiyor mu? Batı hukukunun, çağdaş hukukun işleyişi bu doğrultuda olduğunu biliyoruz. Günümüzdeki Ceza ve İdari hukuk kararlarının bazıları vatandaşın, kamuoyunun vicdanını cidden acıtmakta olduğu her daim görülmüyor mu? Şimdi de Isparta Belediye Meclisinin ücretli otopark uygulaması kararını iptal kararı veren yerel mahkemenin kararı da benzer bir karar. Elbette her bir yurttaşımız hukuk kararlarına karşı saygısı büyüktür. Ama mahkemeler kararlarını verirken batılı hukuk normlarına uygun, çağın ve halkın ilerleyişini, gerçeklerini göz önüne alması gerek miyor mu? Mahkemeler kararlarını “Kamu yararı” sözcük grubunu öne çıkararak verilmekte. Biz vatandaşlar istiyoruz ki batıdaki ve kalkınmış doğu ülkelerindeki hukukun işleyişine has bir işleyiş beklentisi içindeyiz. Yani mahkemeler “kamu yararı “gözetilmesini göz önüne alırlarken söz konusu alanlarda çalışan, ekmek yiyen insanlarının durumunu, trafik akışındaki düzenli gidişatı sağlayan buradaki çalışanların yararlı çalışmalarını göz önüne alması gerekmiyor mu? Öyle de bu işten ekmek yiyen 55 insanımız kamunun bir parçası değil mi? Kış ortasında işlerinden olmaları kamu vicdanında bir travma yaratmadığını iddia edebilir misiniz? Şayet hukuki kararlar “kamu vicdanı” nı zedeliyor görüntüsü yaratıyorsa mahkemelerin de bunu önceden düşünmeleri gerekmiyor mu? Söz konusu ücretli otopark uygulaması yol, cadde, sokak ve alanlarda vatandaşın genel davranışlarını bozmuyorsa, buradan ekmek yiyen insanları mutlu ediyorsa, trafik işleyişi daha da olumlu işlerlik kazanmışsa bu durum “kamu menfaati, kamu yararı” yönünden olumlu değil mi? Isparta Belediye Başkanı Başdeğirmen söz konusu mahkeme kararı arkasından ücretli otopark uygulamasında çalışan 55 vatandaşımızın işten çıkarılmayacağını açıklamışlar. Hukuki söz konusu kararın arkasından yine hukuki itirazların devam ettiğini, ücretli otopark uygulamasını devam ettireceklerini söylemişler. Vatandaşlarımız arasındaki ciddi (travma) yaralanmayı düzeltici açıklamalar, belki hukuk kararlarını uymama gibi bir başka hukuki durum yaratabileceğini düşünebiliriz. Ancak gerçekten hukuki kurallarının “kamu yararını, vicdanını göz önüne alma” gibi bir ilkesi varsa; (ki var) bu hukuk ilkesini mana kazandıracak “çalışanların haklarını, trafiğin daha düzenli işleyiş kazandırıldığı “gibi argümanların da " kanıt, delil, tanıt" düşünülmesi gerekmiyor mu? Bu söylediklerimi delillendirecek Başkan Başdeğirmen’ in Belediye meclisin deki konuşmasında: “…çalışan 55 arkadaşımızı sokağa mı atalım” sözleri daha iyi açıklamaktadır diye düşünüyorum. Beklentimiz: Mahkeme kararları biz vatandaşların vicdanında rahatlama sağlamalıdır. Sonuç olarak mahkeme kararları eleştirilir mi? Bunu Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın ağzından dinleyelim. “Yargıçlar kutsal varlıklar değildir. Bu nedenle mahkeme kararları eleştirilebilir, dahası eleştirilmelidir de. Aksi takdirde hukuk donar, gelişmez. Biz bu nedenle kararlarımıza yönelik her türlü eleştiriye saygı duyuyoruz” demekte. Hepimiz unutmamalıyız: Hukukun “dondurulmaması” öncelikli isteğimizdir. Salgın (Covid19) ve kış şartları ve pahalılık yanında bir de hukukun bizleri dondurması gibi bir durumla karşılaşmamak en büyük beklentimizdir.
Anasayfa
Yazarlar
Bayram AYGÜN
Yazı Detayı
Bu yazı 781+ kez okundu.
HUKUK DONDURULMAMALI...
Hukuki kararlar toplumun gerisinde kalabiliyor. Batılı hukuk sisteminde çok yönlü bilirkişi ekipleriyle durum tespiti yaptıran mahkemeler verdikleri kararlarla toplumla birlikte veya daha da ileride olabilirken, bizde hukuki kararlar bazen toplumun gerilerinde kalabiliyor kanaatini taşıyorum... 2013’lü yıllarda Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Üzüm Pazarı’nın üst örtüsünün tarihi dokuya aykırı olduğu gerekçesi ile mahkemeye başvurmuştu. Yerel ve Antalya İdare Mahkemesi üzüm pazarı arastasındaki üst örtü kaldırılması kararı vermişti. Başkan Günaydın kararı esnafın isteği üzerine uygulanmadı. Belki hukuk kararlarını uygulamamak elbette bir hata ama üst örtü güzelim Osmanlı hatırası yapıların korunmasında büyük faydası oluyordu. Yerel ve Bölge mahkemeleri kararlarını verirken kendi ön kararlarıyla genel gidişatı inceletmeleri gerekmiyor mu? Batı hukukunun, çağdaş hukukun işleyişi bu doğrultuda olduğunu biliyoruz. Günümüzdeki Ceza ve İdari hukuk kararlarının bazıları vatandaşın, kamuoyunun vicdanını cidden acıtmakta olduğu her daim görülmüyor mu? Şimdi de Isparta Belediye Meclisinin ücretli otopark uygulaması kararını iptal kararı veren yerel mahkemenin kararı da benzer bir karar. Elbette her bir yurttaşımız hukuk kararlarına karşı saygısı büyüktür. Ama mahkemeler kararlarını verirken batılı hukuk normlarına uygun, çağın ve halkın ilerleyişini, gerçeklerini göz önüne alması gerek miyor mu? Mahkemeler kararlarını “Kamu yararı” sözcük grubunu öne çıkararak verilmekte. Biz vatandaşlar istiyoruz ki batıdaki ve kalkınmış doğu ülkelerindeki hukukun işleyişine has bir işleyiş beklentisi içindeyiz. Yani mahkemeler “kamu yararı “gözetilmesini göz önüne alırlarken söz konusu alanlarda çalışan, ekmek yiyen insanlarının durumunu, trafik akışındaki düzenli gidişatı sağlayan buradaki çalışanların yararlı çalışmalarını göz önüne alması gerekmiyor mu? Öyle de bu işten ekmek yiyen 55 insanımız kamunun bir parçası değil mi? Kış ortasında işlerinden olmaları kamu vicdanında bir travma yaratmadığını iddia edebilir misiniz? Şayet hukuki kararlar “kamu vicdanı” nı zedeliyor görüntüsü yaratıyorsa mahkemelerin de bunu önceden düşünmeleri gerekmiyor mu? Söz konusu ücretli otopark uygulaması yol, cadde, sokak ve alanlarda vatandaşın genel davranışlarını bozmuyorsa, buradan ekmek yiyen insanları mutlu ediyorsa, trafik işleyişi daha da olumlu işlerlik kazanmışsa bu durum “kamu menfaati, kamu yararı” yönünden olumlu değil mi? Isparta Belediye Başkanı Başdeğirmen söz konusu mahkeme kararı arkasından ücretli otopark uygulamasında çalışan 55 vatandaşımızın işten çıkarılmayacağını açıklamışlar. Hukuki söz konusu kararın arkasından yine hukuki itirazların devam ettiğini, ücretli otopark uygulamasını devam ettireceklerini söylemişler. Vatandaşlarımız arasındaki ciddi (travma) yaralanmayı düzeltici açıklamalar, belki hukuk kararlarını uymama gibi bir başka hukuki durum yaratabileceğini düşünebiliriz. Ancak gerçekten hukuki kurallarının “kamu yararını, vicdanını göz önüne alma” gibi bir ilkesi varsa; (ki var) bu hukuk ilkesini mana kazandıracak “çalışanların haklarını, trafiğin daha düzenli işleyiş kazandırıldığı “gibi argümanların da " kanıt, delil, tanıt" düşünülmesi gerekmiyor mu? Bu söylediklerimi delillendirecek Başkan Başdeğirmen’ in Belediye meclisin deki konuşmasında: “…çalışan 55 arkadaşımızı sokağa mı atalım” sözleri daha iyi açıklamaktadır diye düşünüyorum. Beklentimiz: Mahkeme kararları biz vatandaşların vicdanında rahatlama sağlamalıdır. Sonuç olarak mahkeme kararları eleştirilir mi? Bunu Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın ağzından dinleyelim. “Yargıçlar kutsal varlıklar değildir. Bu nedenle mahkeme kararları eleştirilebilir, dahası eleştirilmelidir de. Aksi takdirde hukuk donar, gelişmez. Biz bu nedenle kararlarımıza yönelik her türlü eleştiriye saygı duyuyoruz” demekte. Hepimiz unutmamalıyız: Hukukun “dondurulmaması” öncelikli isteğimizdir. Salgın (Covid19) ve kış şartları ve pahalılık yanında bir de hukukun bizleri dondurması gibi bir durumla karşılaşmamak en büyük beklentimizdir.
Ekleme
Tarihi: 02 Şubat 2021 - Salı
HUKUK DONDURULMAMALI...
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.