Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

ISPARTA AYDIN BİR HUKUKÇUYLA TANIŞIR

Osmanlı döneminin “konuşulan tarihi” içinde Isparta - Burdur sancaklarının ayrı, seçkin bir yeri olduğunu belgelerden anlıyoruz. Isparta Belediye başkanlığına getirilen hukukçu, tüccar, ziraatçı Süldürzade Nadir efendinin ilk işi Isparta’yı elektrikle tanıştırmak oldu. Mutasarrıf Vali Cemal Paşa’yı ikna eden Nadir Efendi Romanya ‘dan iki adet küçük çaplı su türbini getirtmeyi başarır. Dere mahallesinde 1916-17’ lerde birkaç su değirmeninden ikisine yerleştirilen üreteçlerden elektrik üretimine başlanır. Romanya’dan getirilen tribünlerden birisi Uncu Vasili’ nin su değirmenine diğeri ise Ömeroğlu Osman’ın su değirmenine monte edilir. Üretilen elektrik sadece elli kadar eve tek lamba ile aydınlatma desteği verilebileceği hesaplanmış. Ayrıca, Sülübey (Kurtuluş) mahalleli Başköylü Mehmed ağa, Dereli Boşgelmez oğlu Hüseyin ile Çavuş (Turan) mahallesinden Acem (Ermeni) İlye oğlu Betros, Rum Cebeli (Çilli) oğlu Mihail ile yine Emre Rum mahallesinden de Ayvazoğlu Bandılı, Yorgi oğlu Yakos ağalar kendi keselerinden yüzlerce kulaçlık elektrik telini Romanya’dan getirtirler. Öncelikle Dere, Doğancı, Yenice mahallelerinde bulunan üç cami ile bir kiliseye, bir papaz evine ikişer lamba bağlatılması planlanır. Ancak camilere elektrik bağlanmasının dinen caiz olmadığı anlamında dönemin medrese görevlilerinden Namoğlu Hacı Durmuş, Şeyh Hacı Kaymak oğlu Bin Musa, Debbağ Hasan'ın oğlu İbrahim en ateşli karşı duranlardan olurlar. Vali Mutasarrıf Cemal Bey ilgili şahıslarla görüşme yapsa da durum değişmez. Planlanan camilere elektrik verilmez. Gönüllü ailelere parasız birer lamba ve kablo çekilir. Dere, Yenice ve Dere mahallelerinde gönüllü evlerine elektrik hattı çekildiği halde sonradan yine malum kişilerce caydırılan kişilere elektrik verilmez. Isparta ev ve sokaklarında bunlar tartışılırken Isparta tarihince ilk defa vali emriyle Süldürzade Nadir Süldür başkanlığında Isparta elektrik idaresi kurulur. Başkanlığa Süldürzade Nadir Efendi yönetim kurulu üyeliklerine: Eczacı Rum eczacı Yeremiye, Hacı Kâtip Zade (Darbaz) İbrahim Vasfi Ağa, Hamamcı Zade Ethem Ağa, Ciğerzade Hacı Mustafa Ağa ile Kaçkınzade Hacı Ahmet Efendeler’ den oluşur. Sancak Isparta’sı sohbet evlerinde tek- tükte olsa bazı vatandaşlar din tüccarlarının anlatılarını inanır olurlar. Ahi Kasap Mevlevi dergâhında sohbete gelenlere aydınlatıcı bilgiler verilmesine karşın; yine de elektrik lambasının “şeytanın gözü” kablolara ise “şeytanın bağırsağı” anlamında “saçma sapan” anlatılara inananlar inanır olurlar. Töngeoğlu Hacı Süleyman ağa elektrikle ilgili son noktayı koyar. Cami, Medrese ve sohbet evlerini iki hafta süreyle gezer. Cemaate elektriğin kullanılmasının din açısından sakıncası olmadığını anlatır. Anlamak istemeyenlere ağalık gücünü kullanarak tek tek ikna etmede başarılı olur. Artık Isparta aydınlığa doğru ilk adımını atmıştır! Bu tartışmalar olurken güzel İslamiyet’in hoşgörülü tavrı ortaya çıkar. Ispartalı Rum, Acem (Ermeni) cemaatlerinin inanç anlamında il dışı (sancak dışı) vilayetlere ziyaret gidebilirler mi, gidemezler mi; tartışılır. Bu tartışmalardan yine birileri rahatsız olur. Mersin yakınlarındaki Tarsus (Kyndos) tarihi şehrine hacı olmak için Isparta ve Burdurlu Ortodoks Hristiyanlar için senede bir defa ziyaret izni çıkar. Isparta da yaşayan Ortodoks Hristiyanları için Tarsus çok önemliymiş. Hz. İsa' nın 12 havarisinden biri veya Hz. İsa yardımcısı olarak kabul edilen Pavlos, Yalvaç, Gönen Manastır bölgesinde, Uluborlu’da iki yıl yaşamış. Hristiyanlığın ilk namazını Yalvaç, Uluborlu ve Gönen Manastır bölgesi ile Barla, Bedre de Hristiyanlara tanıtmaya çalışmış. Hıristiyanlığın kurucusu sayılan Havari Pavlos' un bir Tarsus Yahudi’si olup memleketi de Tarsus’tu. İşte dönemin Isparta sancak valisi Cemal Paşa Tarsus’ daki Aziz Pavlos ’un içinde yaşadığına inanılan evin Isparta Ortodokslarınca ziyaret etme, hacı olma gibi istekleri yerine getirilmesi iznini verir. Çok sayıda Isparta ve Burdurlu Ortodoks hacı olmak için Tarsus’ a gitmeden önce Isparta Sancak elektrik idaresi bütçesine bir miktar para yatırmaları isteği Isparta ve Burdur Ortodokslarından gelmiştir. Romanya’ya iki elektrik üreten su türbini daha ısmarlanır. Sokaklarda sabit bulunan aydınlatma gaz lambaların yerine elektrik lambaları almaya başlar. Elektriğe karşı olan bazı zavallılar o sokaklardan geçmemeye çalıştıkları dedikoduları yayılır. M:S 46 da St. Paul ya da Pavlos Uluborlu’da bulunan Roma askerlerinden gece vakti Gönen’e doru (çıplak ayakla) kaçar. Gün doğarken Gönen manastır bölgesine bir çobanın kulübesine sığınır. Burada kışı geçirir. Ortodokslar Aziz Pavlos’ un kaçışını “Işığa varış” veya “kurtuluş” olarak nitelerler. Isparta ve Burdurlu Ortodokslar için Yalvaç, Uluborlu, Gönen, Barla ve Bedre çok kutsaldır. Bundan dolayı Isparta da 1916’da ilk elektrik idaresinin kurularak bazı evlere ve Pavlos adının geçtiği Isparta kiliselerine elektrik verilmesini “Sn Pavlos adına “Işığa varış” olarak nitelenir. Isparta da yaşayan, genellikle tüccar ve esnaf olan Ortodoks Rum ve Ermeni cemaatleri insanlarıyla Ispartalı Müslimler arasında sıkı bir dostluk, dayanışma havası esmeye başlar. (Saygıdeğer1904’lerin Isparta Ticaret Odası Başkanı Eyüp Avcular ve bu dönemin Isparta Valisi İsa Parlak’ın dostları Yazar, Ispartalı Rum torun Stavros P. Kaplanoğlu’na kesintisiz Isparta’nın ve Burdur’un “Konuşulan Sözlü” Tarihiyle ilgili notlarından dolayı çok teşekkür ederim.) “Osmanlı tarihinde Isparta sancağı, İslami anlayışının en güzel uygulandığı yerdir” diye Anadolu’da yaşayan Ortodokslarca bilinmeye başlanır. Saygıdeğer Osmanlı Isparta’sının Rum torunu yazar Stavros P. Kaplanoğlu’nun ata notlarından daha ayrıntılı öğrenme fırsatı ediniyorum. Selanik’te gerek basın organlarında gerekse yayınladığı kitaplarında bunu görüyoruz. Şahsımın kaynak olarak alıp makalelerime konu olması iznini kendiliğinden vermesi başka bir memnuniyetliktir. Her dönemde ve günümüzde de: Sayıları az da olsa, kendilerinde dini maharet sayan bazı zavallılar ortalığı karıştırmamakta geri durmamışlar. Ancak bunun dışında İslam güzelliklerini yaşayış haline getiren Ispartalılar her zaman diğer azınlıkları kendilerini sevdirmişler. Müslümanlar, Rum ve Acemlerin (İran Ermenileri) 1920’ye kadar sulh içinde yaşadıkları gerçeğini görüyoruz.  
Ekleme Tarihi: 14 Temmuz 2023 - Cuma

ISPARTA AYDIN BİR HUKUKÇUYLA TANIŞIR

Osmanlı döneminin “konuşulan tarihi” içinde Isparta - Burdur sancaklarının ayrı, seçkin bir yeri olduğunu belgelerden anlıyoruz.

Isparta Belediye başkanlığına getirilen hukukçu, tüccar, ziraatçı Süldürzade Nadir efendinin ilk işi Isparta’yı elektrikle tanıştırmak oldu. Mutasarrıf Vali Cemal Paşa’yı ikna eden Nadir Efendi Romanya ‘dan iki adet küçük çaplı su türbini getirtmeyi başarır. Dere mahallesinde 1916-17’ lerde birkaç su değirmeninden ikisine yerleştirilen üreteçlerden elektrik üretimine başlanır. Romanya’dan getirilen tribünlerden birisi Uncu Vasili’ nin su değirmenine diğeri ise Ömeroğlu Osman’ın su değirmenine monte edilir.

Üretilen elektrik sadece elli kadar eve tek lamba ile aydınlatma desteği verilebileceği hesaplanmış. Ayrıca, Sülübey (Kurtuluş) mahalleli Başköylü Mehmed ağa, Dereli Boşgelmez oğlu Hüseyin ile Çavuş (Turan) mahallesinden Acem (Ermeni) İlye oğlu Betros, Rum Cebeli (Çilli) oğlu Mihail ile yine Emre Rum mahallesinden de Ayvazoğlu Bandılı, Yorgi oğlu Yakos ağalar kendi keselerinden yüzlerce kulaçlık elektrik telini Romanya’dan getirtirler.

Öncelikle Dere, Doğancı, Yenice mahallelerinde bulunan üç cami ile bir kiliseye, bir papaz evine ikişer lamba bağlatılması planlanır. Ancak camilere elektrik bağlanmasının dinen caiz olmadığı anlamında dönemin medrese görevlilerinden Namoğlu Hacı Durmuş, Şeyh Hacı Kaymak oğlu Bin Musa, Debbağ Hasan'ın oğlu İbrahim en ateşli karşı duranlardan olurlar.

Vali Mutasarrıf Cemal Bey ilgili şahıslarla görüşme yapsa da durum değişmez. Planlanan camilere elektrik verilmez. Gönüllü ailelere parasız birer lamba ve kablo çekilir. Dere, Yenice ve Dere mahallelerinde gönüllü evlerine elektrik hattı çekildiği halde sonradan yine malum kişilerce caydırılan kişilere elektrik verilmez.

Isparta ev ve sokaklarında bunlar tartışılırken Isparta tarihince ilk defa vali emriyle Süldürzade Nadir Süldür başkanlığında Isparta elektrik idaresi kurulur. Başkanlığa Süldürzade Nadir Efendi yönetim kurulu üyeliklerine: Eczacı Rum eczacı Yeremiye, Hacı Kâtip Zade (Darbaz) İbrahim Vasfi Ağa, Hamamcı Zade Ethem Ağa, Ciğerzade Hacı Mustafa Ağa ile Kaçkınzade Hacı Ahmet Efendeler’ den oluşur.

Sancak Isparta’sı sohbet evlerinde tek- tükte olsa bazı vatandaşlar din tüccarlarının anlatılarını inanır olurlar. Ahi Kasap Mevlevi dergâhında sohbete gelenlere aydınlatıcı bilgiler verilmesine karşın; yine de elektrik lambasının “şeytanın gözü” kablolara ise “şeytanın bağırsağı” anlamında “saçma sapan” anlatılara inananlar inanır olurlar.

Töngeoğlu Hacı Süleyman ağa elektrikle ilgili son noktayı koyar. Cami, Medrese ve sohbet evlerini iki hafta süreyle gezer. Cemaate elektriğin kullanılmasının din açısından sakıncası olmadığını anlatır. Anlamak istemeyenlere ağalık gücünü kullanarak tek tek ikna etmede başarılı olur.

Artık Isparta aydınlığa doğru ilk adımını atmıştır!

Bu tartışmalar olurken güzel İslamiyet’in hoşgörülü tavrı ortaya çıkar. Ispartalı Rum, Acem (Ermeni) cemaatlerinin inanç anlamında il dışı (sancak dışı) vilayetlere ziyaret gidebilirler mi, gidemezler mi; tartışılır. Bu tartışmalardan yine birileri rahatsız olur.

Mersin yakınlarındaki Tarsus (Kyndos) tarihi şehrine hacı olmak için Isparta ve Burdurlu Ortodoks Hristiyanlar için senede bir defa ziyaret izni çıkar. Isparta da yaşayan Ortodoks Hristiyanları için Tarsus çok önemliymiş. Hz. İsa' nın 12 havarisinden biri veya Hz. İsa yardımcısı olarak kabul edilen Pavlos, Yalvaç, Gönen Manastır bölgesinde, Uluborlu’da iki yıl yaşamış. Hristiyanlığın ilk namazını Yalvaç, Uluborlu ve Gönen Manastır bölgesi ile Barla, Bedre de Hristiyanlara tanıtmaya çalışmış. Hıristiyanlığın kurucusu sayılan Havari Pavlos' un bir Tarsus Yahudi’si olup memleketi de Tarsus’tu.

İşte dönemin Isparta sancak valisi Cemal Paşa Tarsus’ daki Aziz Pavlos ’un içinde yaşadığına inanılan evin Isparta Ortodokslarınca ziyaret etme, hacı olma gibi istekleri yerine getirilmesi iznini verir. Çok sayıda Isparta ve Burdurlu Ortodoks hacı olmak için Tarsus’ a gitmeden önce Isparta Sancak elektrik idaresi bütçesine bir miktar para yatırmaları isteği Isparta ve Burdur Ortodokslarından gelmiştir.

Romanya’ya iki elektrik üreten su türbini daha ısmarlanır. Sokaklarda sabit bulunan aydınlatma gaz lambaların yerine elektrik lambaları almaya başlar. Elektriğe karşı olan bazı zavallılar o sokaklardan geçmemeye çalıştıkları dedikoduları yayılır.

M:S 46 da St. Paul ya da Pavlos Uluborlu’da bulunan Roma askerlerinden gece vakti Gönen’e doru (çıplak ayakla) kaçar. Gün doğarken Gönen manastır bölgesine bir çobanın kulübesine sığınır. Burada kışı geçirir. Ortodokslar Aziz Pavlos’ un kaçışını “Işığa varış” veya “kurtuluş” olarak nitelerler. Isparta ve Burdurlu Ortodokslar için Yalvaç, Uluborlu, Gönen, Barla ve Bedre çok kutsaldır. Bundan dolayı Isparta da

1916’da ilk elektrik idaresinin kurularak bazı evlere ve Pavlos adının geçtiği Isparta kiliselerine elektrik verilmesini “Sn Pavlos adına “Işığa varış” olarak nitelenir.

Isparta da yaşayan, genellikle tüccar ve esnaf olan Ortodoks Rum ve Ermeni cemaatleri insanlarıyla Ispartalı Müslimler arasında sıkı bir dostluk, dayanışma havası esmeye başlar.

(Saygıdeğer1904’lerin Isparta Ticaret Odası Başkanı Eyüp Avcular ve bu dönemin Isparta Valisi İsa Parlak’ın dostları Yazar, Ispartalı Rum torun Stavros P. Kaplanoğlu’na kesintisiz Isparta’nın ve Burdur’un “Konuşulan Sözlü” Tarihiyle ilgili notlarından dolayı çok teşekkür ederim.)

“Osmanlı tarihinde Isparta sancağı, İslami anlayışının en güzel uygulandığı yerdir” diye Anadolu’da yaşayan Ortodokslarca bilinmeye başlanır.

Saygıdeğer Osmanlı Isparta’sının Rum torunu yazar Stavros P. Kaplanoğlu’nun ata notlarından daha ayrıntılı öğrenme fırsatı ediniyorum. Selanik’te gerek basın organlarında gerekse yayınladığı kitaplarında bunu görüyoruz. Şahsımın kaynak olarak alıp makalelerime konu olması iznini kendiliğinden vermesi başka bir memnuniyetliktir.

Her dönemde ve günümüzde de: Sayıları az da olsa, kendilerinde dini maharet sayan bazı zavallılar ortalığı karıştırmamakta geri durmamışlar. Ancak bunun dışında İslam güzelliklerini yaşayış haline getiren Ispartalılar her zaman diğer azınlıkları kendilerini sevdirmişler. Müslümanlar, Rum ve Acemlerin (İran Ermenileri) 1920’ye kadar sulh içinde yaşadıkları gerçeğini görüyoruz.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.