Isparta Başpapazlığı’ nın Sav köyü ve köye bağlı Savacık, Savcı mahalleleri bölgelerinde hiçbir taşınmazları yoktu demek yanlış olur. Ancak kayda değer Kilise akarı (geliri) sayılabilecek arazi bağ bahçeleri çok azdı.Isparta Psidya Metropolitliği (Başpazlık) Vakayiname (Özel Kilise kayıtları) notları ile Isparta Mevlevihane Kiler defterleri bizlere Sav ve bölgesinde kiliseye ait bazı sahiplik mallarının olduğunu hatırlatmakta. Ispartalı Dinler Tarihi Profesörü Neşet Çağatay’ın yazdıklarına bakıldığında Psidya metropolitliğine ait tapulu arazileri yoktur.
Ancak 1675’ten itibaren Yalvaç’tan Isparta’ya taşınan ve bölgede 17 kilisenin (Kıbrıs dâhil) kontrolünü sağlayan Ortodoks Psidya (Isparta)Büyük Şehir metropolitliği Sav ovasında kiraladığı tarlalar gözükmekte. Isparta ovasında Hububat (Tahıl, mısır) tarlaları, Sav da ise meyve ağaçları (kiraz) kurutmalık-hoşaflık erik, kışlık değirmi elma bahçelerinin ve kilisenin yaş tüketimi için çavuşüzümü kiralık bağlarının olduğudur.
Sav köyü Davraz dağına doğru küçük tepeliklerde Kiliseyeri bölgesinde Psidya Başpazlığı’ na ait bir küçük kilise ve buna bitişik papazların yaz günlerinde iki hafta konakladıkları küçük bir ev, yine buna bitişik çoban evinin olduğudur.
Psidya Başpazlığı na ait Davraz dağı eteklerinde çok sayıda davar ve koyun sürüsünün yer aldığı, çobanlarının da yine Isparta Rumlarından olduğu Isparta Mevlevihane Kiler defterlerinde not edilmiştir.
Isparta Metropoliti (Başpapaz)1830 Meletios efendinin zamanında Sav Davraz dağında kırkar günlük nöbetler halinde üçer çobanın güttükleri koyun ve davar sürülerinin olduğu Isparta Mevlevi Kiler defterlerinde not edilmiş.
İlk anda davar ve Koyun sürülerinin geliri 1790 larda Isparta da açılan altı sınıflı erkek okulunun masraflarının giderilmesi amaçlanmış.
Sonra sürü miktarı çoğaltılmış. Yine Isparta da ilk açılan okullardan sayılan 1793 beş sınıflı kız okulu ile Ortodoks cemaatinin diğer masraflarını gidermek için kullanılması düşünülmüş.
Çobanların sürü ağılları Sav kilise yerine yakındı. Hemen buna yakın ve Kilise, Metropolitlik defter kayıtlarında Ayie Paraskevi adı verilen bir çoban çeşmesi vardı. Isparta Psidya Metropitliği bu çeşmenin adının Ayazma Çoban çeşmesi olarak nitelendirildiğini anlıyoruz. Koyun, Keçi çobanı Rumların yerli Sav halkıyla hiç ilgilerinin olmadığını, diğer Müslüman çobanlarla iyi geçindikleri yine Mevlevi kiler defterlerinde not edilmiş.
Sonra yerine gelen Psidya Metropoliti Venetikos Efendi Metropolit kiliseler birliğine ait bir dernek kurdurmuş. Kurulan Rum Kültür Derneği 1870) söz konusu Sav Davraz eteklerindeki sürünün gelirlerini kullanmış. Haralanbos adında Isparta Meryem Ana kilisesi papazı başkanlığında Isparta da kurulan Fıkaraperver Derneği sürünün yönetimini üslenmiş.
Ayrıca Davraz dağında yaz günlerinde tüm Isparta da yaşayan Müslüman ve Gayrimüslimlerin faydalanabileceği kar depolama kuyuları Sav Karyesi ağalığından kiralanarak dernek gelirleri çeşitlendirilmiş.
Psidya (Isparta) Metropolitliğine seçilen Metropolit Yeresimse Çenelidis efendi Ayios Eleftherios kadın derneği kurmuş. Sav, Kuleönü arazilerinden kiralanan bağ-bahçe, tarla gelirleri ile Davraz Dağı Sav bölgesindeki sürü gelirleri, Davraz Kar depolarınının gelirleri bu derneğin gelirleriyle birleştirilmiş.
Söz konusu dernek üyesi kadınların gönüllü katılımlarıyla yün dokuma, örgü işlerine girişilmiş. Kadınların erkekleri kıldan dokuma işleri ne el atmışlar. Davraz dağı Sav karyesinde bulunan koyun ve keçilerin yün ve kılları değerlendirilmiş. Isparta Rum ve Ermenileri (Acemleri) Ticaret, ziraat ve zanaatlarla uğraşmışlar. Sav ve Kuleönü ovalarında kiraladıkları bağ bahçelerle uğraşmışlar. Ancak tarla, bahçe ve sürülerle meşgul olan Rum görevliler Müslüman sav, Kuleönü halkıyla pek haşırneşir olmazlardı. Hiçbir geçimsizlik olayı ile ilgili Kilise Vakayinamelerinde, Mevlevi Kiler defterlerinde herhangi bir olayına rastlamamaktayız.
Sav Dalboyunoğlu yardım derneği çalışanları ile Psidya Metropolitliği Fıkaraperver Derneği çalışmalarının zaman zaman birbirlerinin çalışmalarına ait sadece kendi cemaatlerine ulaşabilme anlamında bazı mesafeli ilgi kurduklarını da görmekteyiz.
Isparta da doğmuş. Ama görev yapmamış olan Kıbrıs papazlarından yazar Seraphim adlı papaz Ankara metropolitliğine atandığında anılarını Ankara da bir kitapta toplayıp yayınlar. Karamanlıca aksanlı Rum-Osmanlıca karışımı diliyle yazdığı eserinde Isparta kiliselerinin Sav köyü ile ilgilerini anlatır. Sadece tarımsal ve hayvancılık anlamında Sav ve Kuleönü halkıyla mesafeli duruş sergilendiğini anlatır.
Ankara da kilise tarafından bastırılan İptila Kelamı adlı eserde Sav Kilise Yeri Metropolitliğe ait yazlıkta birçok anılar anlatılmış. Yıl içinde metropolit papazlarının yerli Sav halkıyla pek samimi olmadıkları, birkaç haftalık dinlencelerini kilise yerindeki küçük malikânede sadelikle geçirdiklerini eserinde yazmış. Sav Davraz dağındaki Rum çobanlarının kurtlarla olan mücadelelerine yer vermiş.
Isparta Mevlevi Kiler defterlerinde Sav karyeli (Köy)çobanların eğitilmiş çoban köpeklerini Davraz dağında kiliseye ait koyun ve davar sürülerini korumak için Rum çobanlara sattıkları birkaç hikâye ile anlatılmış