Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

ISPARTA DAĞLARI ŞİFA DAĞITIYORDU?

Modern tıbbın pek geride olduğu Osmanlı idari dönemlerinde Isparta sancağı ahalisi Müslüman, Rum, Acem insanları bir birlerinin inançlarına, ahlaki, gelenek dokularına saygılı olmuşlar. Birlikte, Yüce Allah’ın verdiği tabiattaki otları, çöpleri tedavilerinde kullanmasını bilmişler. Isparta sancağından olan Müslim ve Gayrimüslimler birbirlerini anlamak, duymak yardımlaşmak isterlerdi. Birbirlerine tahammül ederlerdi. Dahası; birbirlerini susturmak isteyenlere asla izin vermezler. Bu güzellik sadece Isparta, Burdur sancaklarında görüldü. 1923 den 1926 ya kadar Tütüncü Zade Mehmet Ali Efendi Isparta Belediye başkanıydı. Aynı zamanda Atabey tütünlerini devlet adına yasal olarak satın alma hakkı bulunan mültezimdi. Yani yetkili. Tütünden elde edilen yüzdelerle işsiz gençler için halı dokuma kursları açmış. Çok sayıda insanlarımızın evine sıcak para girmiş. İşte Isparta Belediye Başkanı Tütüncüzade Ahmed Ali Efendi hafız olup yazmayı özellikle hatıra yazmayı iş edinmiş. Birkaç defter cildi el yazma Isparta hatıralarını kendi yazdığı gibi kendinden önce 1868’lerde yazılmış hatıraları derleyip kendi hatıra defterlerine geçirip ölümsüzleştirmiştir. Birkaç ay önce kaybettiğimiz eski ŞAİK Lisesi Müdürü rahmetli Sümer Şenol Hoca Kültür Müdürlüğünü bir süre vekâleten yürüttüğü sırada Isparta ya ait, tüm yazma kitap ve defterleri Konya’ya (resmi istek üzerine) Konya’ya göndermiş. Oradan da, Selçuk ve de Necmeddin Üniversiteleri, Konya Kültür müdürlüğü kitaplıklarında, depolarında araştırmacılara konu olmuş. Isparta’ya ait eserlerden bazı bölümlerini içeren kopya özetlerini zor zahmet Konya akademik çevrelerden edinmeye çalışıyorum. Böylece makalelerimi yazıyorum. Tütüncüzaden’nin Belediye başkanıyken tuttuğu hatıra defterinde Sülübey (Kurtuluş) mahallesinde 1868’lerde mahalle imamı, muhtarı İğcizade torunu İbrahimoğlu Salih Efendi’den bir araştır hatırasını defterine yazmış. (Süle (Sülü) Bey Selçuklu döneminde Konya Valisi) Isparta-Burdur bayırlarında yetişen otlar şifalı otlardı. Sağlıkta, sanayide kullanılan, Isparta bayırlarında bolca bulunan dikenimsi Geven yani Kitre otundan bahsedilen konuları Belediye Başkanı Tütüncüzade’ nin anı defterinden okuyorum. Ispartalılar söz konusu dış satım ürünün adını Geven otu veya Kitre zamkı olarak bilirlerdi. 1867’lerde, sonrasında, 1924’lere kadar Kitre sakızı dış satımı Isparta’da oturan bazı aileler için doyurucu gelir kaynağıydı. Emre, Öküzbattı, Dere, Doğancı, Yenice mahallelerinde oturan Müslüman ve Gayrimüslim Isparta Rum, Acem (Ermeni,) aileleri kitre- geven otu toplama işiyle kazançlarını (1867’lerde) artırdıklarına şahit oluyoruz. Bu işle uğraşanlar ise: Dere mahallesi Isparta sancağının orta çaplı sanayi bölgesidir. Sanayi ağalar kurulu yönetim üyelerinden Fişenkçioğlu değirmenci Kadir ağa, hacı Mehmedoğlu Halil Ağa ((Mutaf: keçi kılından çul, yem torbası yapımı işini yapardı, simdi torunları mevcut), Boduroğlu Süleyman oğlu Rüstem ağa (Şimdi sülalesine mensup insanlarımız mevcut ) Oduncu oğlu Deli Mahmud, Dereli hafızali (Daha sonra İzmir’e göçüp afyon sakızı, kitre, gülyağı, halı, boğasa kumaşı, kilim, keçe tüccarıydı. İzmir Sandıkçılar bölgesinde büyük mağaza sahibi oldu.) İğcizade Süleyman ağa (1879’dan sonra ailenin bir kısmı İzmir’de yün, Kitre, gülyağı, halı buğday ticaretini devam ederler.(İşadamı A. Nuri Erçetin hatıra kitabından) Sanayi Ağası Başağa Süleyman Ağa (Başdeğirmenler yanı 2021 Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’ ın ataları) Rum, Ermeni, Müslüman gençlerin topladıkları geven yanı kitre bitkilerini yarı işlenmiş halde satın alırlar. Bazı Rum ve Ermeni evlerinde toplanan geven bitkisi işlenir. Dere Sanayi ve Un ağaları bunları alarak İzmir bölgesine satar. Elde edilen gelir Isparta sancağının bir takım masrafları, bayındırlık hizmetlerine harcanırdı. Dere taşkını Afetlerde.. Geven yanı Kitre bitkisi ticaretini yapanlardan Gayrimüslim Rum, Ermeni aile tüccarlarından bazıları şunlardı. (Şunu da hatırlatmalıyım. Isparta sancağında Müslüman ailelerin sadece erkekleri, Rum ve Ermeni Gayrimüslim ailelerde ise ailenin tamamı tacir-tüccarlık işine aile boyu yaparlardı.) Her bir aile üyesi sorumluluk karşılığında da ticaretten ya da tarımsal uğraşıdan pay alır. Aile şirketi gibi olduklarını düşünebiliriz. Kitre-Geven bitkisini toplatma, yarı mamul haline getirme, satış işiyle uğraşan ailelerden bazıları şöyle: Kiryoslar ailesi, Sıhhatci Yeremiyeler ailesi Osmanlı da eczacı silsile Rum ailesiydiler. Şimdiki Şifa-Aytaç eczanesi sahipleri söz konusu eczaneyi bu Rum ailesinden 1926’da Eczacı Aytaçların babaları( Rum eczanesini) devralırlar. Tarihi Veremiye veya Yeremiye eczanesi Şifa eczanesi adıyla bu tarihte Müslümanların eline geçmiş oldu. Geven otunu evlerinde kurutup, daha önce köklerini çizip sütünü çıkarmak suretiyle hem kurutulmuş toz hali hem de sıvı şurup şeklinde öncelikle üşütme hastalıklarında kullanılırdı. Bunu işleyen aileler şişeler içinde her dönemde Vetemiye veya Yeremiye Rum eczanesinde satışı yapılırdı. Evlerinde ilaç yapan Rum, Ermeni ailelerden bazıları: Volkanlar, Lansorler, Vanhalenler, Gülderenler, Çebiler, Sinemler, Alisoğlugiller, Simonyanler, Güldaneyangiller Güresengiller, Marikadınlar, Sakallıgadingiller, Gömmeyeniler, Artinerler gibi… Kitre-geven otunun yoğun bulunduğu Isparta dağ sırt ve bayırlıkları: Yenice Düldül yatağı köprüsü bölgesi, Gökçay sırtları, Sarı dere bölgesi, Dere İlesbi bağları çevresi, Anık deresi bölgesi, Fişenkçi ve Yenice Rum kahvesi bölgesi yoğun Geven oto bölgesidir. Bu bölgenin geven otlarının sağlık alanlarında bilhassa kullanıldığı, arandığını söyleyebiliriz. Sanayi alanında kumaş boyacılığında tercih edilen Kitre-geven bitkisi diğerinden farklı olup Isparta sancağının şu alanlarında kendiliğinden yetişen yerlerdir. Hüseyinbaş, Kumbağlar bayır kumluklarında, Dere mahallesi Beldibi ile Başdeğirmenlerin (şimdiki belediye başkanı Şükrü Başdeğirmen) arazilerinde, Düldül ayağı, Kanlıkoz sivrisi dik alanları, Gölcük deresi Çamlıca sırtlarında yetişenlerin beyaz yapraklı oluşuyla tanınmakta. Beyaz Yapraklı olanların daha kıymetli olduğudur. Bir okka su elli kuruş. Kızılyapraklı, Beyaz, Terza cinsi, türlerinin söz konusu Kirazlıdere alanlarda yoğun biçimde ürün olarak yetişmekte. Osmanlı bütçesine ve de Ispartalı sancak ahalisinin vaz geçilmez geliri oldu uzun süre. Isparta’nın Kiraz Bayramı’ndan Sonra Geven Bitkisi Hasat Bayramı Vardı Özü, üzeri çizilerek alınan Kitre odunsuları ise hayvanlara verilerek bol süt verim alınıyordu. Aynı odunsuların çok sertleşmiş durumda olanlarsa ev ocaklıklarında özellikle kışın çorba kaynatılırken yakılıyor. Tencere altında yakılan kök kitre odunsularının koku yanarken buharları kaynayan çorbaya bir şekilde buhar olarak sızıyor. Çorbanın kış soğuğunda bilhassa çocukların boğaz problemlerine gayet şifa veriyordu. Kitre odunsu yumuşak toprak altından sökülen köklerinden bol miktarda kitre sakızı elde ediliyordu. Isparta Acemleri (Ermeni) evlerinde bu işi maharetle yapan aileler vardı. Kitreni en verim alınan yeri Kirazlıdere, Dere Andık bölgesiydi. Her yıl odunsu Geven kökleri çizilip süt-sakız alınıyor. Odunsular çıkarıldıkça azgın bir üreme huyu olan Geven bitkisi 1700’lerden 1924!e kadar Ispartalılar için bir gelir kapısı olurken devlet bütçesine de katma değer sağlıyordu. Aynı bitki Yalvaç Örkenez bölgesinde, Uluborlu kale altı bayırlarında, Gönen manastır bölgesinde de üremekte. Bundan da yöre halkı faydalanmasını bilmiştir. 1904’ün Isparta sancak vali mutasarrıfı Hüsnü Bey, Isparta Livası ( İl-Sancak) kumandanı İbrahim Paşa, Osmanlı Şeyhülislamı Ziyaeddin Efendi’nin kardeşi Servet Efendi birlikte karar aldılar. Eylül’ün iki haftasını Geven otu bayramı olarak kutlanması, Geven’ in çizilip sütünün toplanması, ..odunsuların kurutulması gibi topyekûn işlerin yapılması anlamında… Dikensi köklerinden Şifa Dağıtan Bitki: Geven Isparta ve Burdurlular sağlık alanında da insanlara şifalı olduğu için söz konusu bitki süt ve tozunu, odunsu köklerini kullanırlardı. Kitre sakızını kaşık içinde bal veya pekmez ile karıştırıldığında böbrek, karaciğer ağrılarına çare olduğu da biliniyordu. Diğer yandan aynı Kitre sakızı nişasta, ceviz, badem, bal ile birlikte ılık suda eritilip içilirdi. Akciğer, dalak iltihaplanmalarına kesin çözüm bulunduğu da yine bilinirdi. Ebru sanatında da kullanılan Kitre zamkı Osmanlı medreselerinin satın aldıkları satın alma defterlerindeki notlardan anlamaktayız. Geven Bayramı’ nın ilk haftasında Ispartalılar Müslim ve Gayrimüslimler birlikte, sohbet havası içinde Isparta bayırlarına giderler. İşe başlanır. Geven dikeninin gövde-kökü toprak altından koparılmadan çıkarılır. Kitre sakızı çizildikten sonra yarı kuru halinde toplanırken hiç kimse kimsenin geven köküne sahiplenmezdi. Gövdesine bıçakla çizik atılır. Bunu yaparken Müslümanlar kendi dualarını, Gayrimüslimler de kendi dualarını yarı sesli söylerlerdi. Bitkinin özsuyu çizik bölgeden akar ve kurur. Bir ağaç kabuğuna benzer görünüm alır. Bu kabuklar tek tek toplanır. Kabuk şeklinde olan kitre ikinci hafta cam kaplar içine alınarak toplanır. Cam kapları valilik (Mutasarrıflık) bütçesinden sağlanırdı. Osmanlı idari dönemlerinde Isparta sancak camilerinde, Gayrimüslimler kiliselerinde tütsü yapımında yıllarca kullanmışlardır. Osmanlı medreselerinin şifahanelerinde tedavi denemeleri, araştırmaları her daim yapılmış. Özellikle ruh tedavi merkezi olan Şadiye Buk’asında uzun süre ruh hastaları için Isparta sancağında kullanılmıştır. Diğer yandan: Osmanlı döneminde her bir Isparta sancağında yaşayan aileler, su toplayıcılığı nedeniyle şişip ağırlaşması nedeniyle bağırsak hastalıklarında çok etkili olduğunu bilirlerdi. Her bir Ispartalı veya Burdurlu aile Kitre sakızını kullanmış olduklarını yine vilayet defterlerinden öğreniyoruz. Sakız kozmetik parfüm, boya, tekstil endüstrisinde, sanayinde eczanelerde yapma ilaç olarak hastalar için hazırlanmış hap-draje şeklinde Isparta ve Burdurlu ahalinin başvurup satın aldıkları bilinir. Burdurlular ihtiyacını Veremiye Rum eczanesinden sağlarlardı.
Ekleme Tarihi: 27 Aralık 2021 - Pazartesi

ISPARTA DAĞLARI ŞİFA DAĞITIYORDU?

Modern tıbbın pek geride olduğu Osmanlı idari dönemlerinde Isparta sancağı ahalisi Müslüman, Rum, Acem insanları bir birlerinin inançlarına, ahlaki, gelenek dokularına saygılı olmuşlar. Birlikte, Yüce Allah’ın verdiği tabiattaki otları, çöpleri tedavilerinde kullanmasını bilmişler. Isparta sancağından olan Müslim ve Gayrimüslimler birbirlerini anlamak, duymak yardımlaşmak isterlerdi. Birbirlerine tahammül ederlerdi. Dahası; birbirlerini susturmak isteyenlere asla izin vermezler. Bu güzellik sadece Isparta, Burdur sancaklarında görüldü.

1923 den 1926 ya kadar Tütüncü Zade Mehmet Ali Efendi Isparta Belediye başkanıydı. Aynı zamanda Atabey tütünlerini devlet adına yasal olarak satın alma hakkı bulunan mültezimdi. Yani yetkili. Tütünden elde edilen yüzdelerle işsiz gençler için halı dokuma kursları açmış. Çok sayıda insanlarımızın evine sıcak para girmiş. İşte Isparta Belediye Başkanı Tütüncüzade Ahmed Ali Efendi hafız olup yazmayı özellikle hatıra yazmayı iş edinmiş. Birkaç defter cildi el yazma Isparta hatıralarını kendi yazdığı gibi kendinden önce 1868’lerde yazılmış hatıraları derleyip kendi hatıra defterlerine geçirip ölümsüzleştirmiştir.

Birkaç ay önce kaybettiğimiz eski ŞAİK Lisesi Müdürü rahmetli Sümer Şenol Hoca Kültür Müdürlüğünü bir süre vekâleten yürüttüğü sırada Isparta ya ait, tüm yazma kitap ve defterleri Konya’ya (resmi istek üzerine) Konya’ya göndermiş. Oradan da, Selçuk ve de Necmeddin Üniversiteleri, Konya Kültür müdürlüğü kitaplıklarında, depolarında araştırmacılara konu olmuş. Isparta’ya ait eserlerden bazı bölümlerini içeren kopya özetlerini zor zahmet Konya akademik çevrelerden edinmeye çalışıyorum. Böylece makalelerimi yazıyorum. Tütüncüzaden’nin Belediye başkanıyken tuttuğu hatıra defterinde Sülübey (Kurtuluş) mahallesinde 1868’lerde mahalle imamı, muhtarı İğcizade torunu İbrahimoğlu Salih Efendi’den bir araştır hatırasını defterine yazmış. (Süle (Sülü) Bey Selçuklu döneminde Konya Valisi)

Isparta-Burdur bayırlarında yetişen otlar şifalı otlardı.

Sağlıkta, sanayide kullanılan, Isparta bayırlarında bolca bulunan dikenimsi Geven yani Kitre otundan bahsedilen konuları Belediye Başkanı Tütüncüzade’ nin anı defterinden okuyorum.

Ispartalılar söz konusu dış satım ürünün adını Geven otu veya Kitre zamkı olarak bilirlerdi. 1867’lerde, sonrasında, 1924’lere kadar Kitre sakızı dış satımı Isparta’da oturan bazı aileler için doyurucu gelir kaynağıydı. Emre, Öküzbattı, Dere, Doğancı, Yenice mahallelerinde oturan Müslüman ve Gayrimüslim Isparta Rum, Acem (Ermeni,) aileleri kitre- geven otu toplama işiyle kazançlarını (1867’lerde) artırdıklarına şahit oluyoruz.

Bu işle uğraşanlar ise:

Dere mahallesi Isparta sancağının orta çaplı sanayi bölgesidir. Sanayi ağalar kurulu yönetim üyelerinden Fişenkçioğlu değirmenci Kadir ağa, hacı Mehmedoğlu Halil Ağa ((Mutaf: keçi kılından çul, yem torbası yapımı işini yapardı, simdi torunları mevcut), Boduroğlu Süleyman oğlu Rüstem ağa (Şimdi sülalesine mensup insanlarımız mevcut )

Oduncu oğlu Deli Mahmud, Dereli hafızali (Daha sonra İzmir’e göçüp afyon sakızı, kitre, gülyağı, halı, boğasa kumaşı, kilim, keçe tüccarıydı. İzmir Sandıkçılar bölgesinde büyük mağaza sahibi oldu.) İğcizade Süleyman ağa (1879’dan sonra ailenin bir kısmı İzmir’de yün, Kitre, gülyağı, halı buğday ticaretini devam ederler.(İşadamı A. Nuri Erçetin hatıra kitabından)

Sanayi Ağası Başağa Süleyman Ağa (Başdeğirmenler yanı 2021 Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’ ın ataları)

Rum, Ermeni, Müslüman gençlerin topladıkları geven yanı kitre bitkilerini yarı işlenmiş halde satın alırlar. Bazı Rum ve Ermeni evlerinde toplanan geven bitkisi işlenir. Dere Sanayi ve Un ağaları bunları alarak İzmir bölgesine satar. Elde edilen gelir Isparta sancağının bir takım masrafları, bayındırlık hizmetlerine harcanırdı. Dere taşkını Afetlerde..

Geven yanı Kitre bitkisi ticaretini yapanlardan Gayrimüslim Rum, Ermeni aile tüccarlarından bazıları şunlardı. (Şunu da hatırlatmalıyım. Isparta sancağında Müslüman ailelerin sadece erkekleri, Rum ve Ermeni Gayrimüslim ailelerde ise ailenin tamamı tacir-tüccarlık işine aile boyu yaparlardı.) Her bir aile üyesi sorumluluk karşılığında da ticaretten ya da tarımsal uğraşıdan pay alır. Aile şirketi gibi olduklarını düşünebiliriz.

Kitre-Geven bitkisini toplatma, yarı mamul haline getirme, satış işiyle uğraşan ailelerden bazıları şöyle: Kiryoslar ailesi, Sıhhatci Yeremiyeler ailesi Osmanlı da eczacı silsile Rum ailesiydiler. Şimdiki Şifa-Aytaç eczanesi sahipleri söz konusu eczaneyi bu Rum ailesinden 1926’da Eczacı Aytaçların babaları( Rum eczanesini) devralırlar. Tarihi Veremiye veya Yeremiye eczanesi Şifa eczanesi adıyla bu tarihte Müslümanların eline geçmiş oldu.

Geven otunu evlerinde kurutup, daha önce köklerini çizip sütünü çıkarmak suretiyle hem kurutulmuş toz hali hem de sıvı şurup şeklinde öncelikle üşütme hastalıklarında kullanılırdı. Bunu işleyen aileler şişeler içinde her dönemde Vetemiye veya Yeremiye Rum eczanesinde satışı yapılırdı. Evlerinde ilaç yapan Rum, Ermeni ailelerden bazıları: Volkanlar, Lansorler, Vanhalenler, Gülderenler, Çebiler, Sinemler, Alisoğlugiller, Simonyanler, Güldaneyangiller Güresengiller, Marikadınlar, Sakallıgadingiller, Gömmeyeniler, Artinerler gibi…

Kitre-geven otunun yoğun bulunduğu Isparta dağ sırt ve bayırlıkları: Yenice Düldül yatağı köprüsü bölgesi, Gökçay sırtları, Sarı dere bölgesi, Dere İlesbi bağları çevresi, Anık deresi bölgesi, Fişenkçi ve Yenice Rum kahvesi bölgesi yoğun Geven oto bölgesidir. Bu bölgenin geven otlarının sağlık alanlarında bilhassa kullanıldığı, arandığını söyleyebiliriz. Sanayi alanında kumaş boyacılığında tercih edilen Kitre-geven bitkisi diğerinden farklı olup Isparta sancağının şu alanlarında kendiliğinden yetişen yerlerdir.

Hüseyinbaş, Kumbağlar bayır kumluklarında, Dere mahallesi Beldibi ile Başdeğirmenlerin (şimdiki belediye başkanı Şükrü Başdeğirmen) arazilerinde, Düldül ayağı, Kanlıkoz sivrisi dik alanları, Gölcük deresi Çamlıca sırtlarında yetişenlerin beyaz yapraklı oluşuyla tanınmakta. Beyaz Yapraklı olanların daha kıymetli olduğudur. Bir okka su elli kuruş. Kızılyapraklı, Beyaz,

Terza cinsi, türlerinin söz konusu Kirazlıdere alanlarda yoğun biçimde ürün olarak yetişmekte. Osmanlı bütçesine ve de Ispartalı sancak ahalisinin vaz geçilmez geliri oldu uzun süre.

Isparta’nın Kiraz Bayramı’ndan Sonra Geven Bitkisi Hasat Bayramı Vardı

Özü, üzeri çizilerek alınan Kitre odunsuları ise hayvanlara verilerek bol süt verim alınıyordu. Aynı odunsuların çok sertleşmiş durumda olanlarsa ev ocaklıklarında özellikle kışın çorba kaynatılırken yakılıyor. Tencere altında yakılan kök kitre odunsularının koku yanarken buharları kaynayan çorbaya bir şekilde buhar olarak sızıyor. Çorbanın kış soğuğunda bilhassa çocukların boğaz problemlerine gayet şifa veriyordu.

Kitre odunsu yumuşak toprak altından sökülen köklerinden bol miktarda kitre sakızı elde ediliyordu. Isparta Acemleri (Ermeni) evlerinde bu işi maharetle yapan aileler vardı.

Kitreni en verim alınan yeri Kirazlıdere, Dere Andık bölgesiydi. Her yıl odunsu Geven kökleri çizilip süt-sakız alınıyor. Odunsular çıkarıldıkça azgın bir üreme huyu olan Geven bitkisi 1700’lerden 1924!e kadar Ispartalılar için bir gelir kapısı olurken devlet bütçesine de katma değer sağlıyordu. Aynı bitki Yalvaç Örkenez bölgesinde, Uluborlu kale altı bayırlarında, Gönen manastır bölgesinde de üremekte. Bundan da yöre halkı faydalanmasını bilmiştir.

1904’ün Isparta sancak vali mutasarrıfı Hüsnü Bey, Isparta Livası ( İl-Sancak) kumandanı İbrahim Paşa, Osmanlı Şeyhülislamı Ziyaeddin Efendi’nin kardeşi Servet Efendi birlikte karar aldılar. Eylül’ün iki haftasını Geven otu bayramı olarak kutlanması, Geven’ in çizilip sütünün toplanması, ..odunsuların kurutulması gibi topyekûn işlerin yapılması anlamında…

Dikensi köklerinden Şifa Dağıtan Bitki: Geven

Isparta ve Burdurlular sağlık alanında da insanlara şifalı olduğu için söz konusu bitki süt ve tozunu, odunsu köklerini kullanırlardı. Kitre sakızını kaşık içinde bal veya pekmez ile karıştırıldığında böbrek, karaciğer ağrılarına çare olduğu da biliniyordu.

Diğer yandan aynı Kitre sakızı nişasta, ceviz, badem, bal ile birlikte ılık suda eritilip içilirdi. Akciğer, dalak iltihaplanmalarına kesin çözüm bulunduğu da yine bilinirdi. Ebru sanatında da kullanılan Kitre zamkı Osmanlı medreselerinin satın aldıkları satın alma defterlerindeki notlardan anlamaktayız. Geven Bayramı’ nın ilk haftasında Ispartalılar Müslim ve Gayrimüslimler birlikte, sohbet havası içinde Isparta bayırlarına giderler. İşe başlanır. Geven dikeninin gövde-kökü toprak altından koparılmadan çıkarılır. Kitre sakızı çizildikten sonra yarı kuru halinde toplanırken hiç kimse kimsenin geven köküne sahiplenmezdi. Gövdesine bıçakla çizik atılır. Bunu yaparken Müslümanlar kendi dualarını, Gayrimüslimler de kendi dualarını yarı sesli söylerlerdi. Bitkinin özsuyu çizik bölgeden akar ve kurur. Bir ağaç kabuğuna benzer görünüm alır. Bu kabuklar tek tek toplanır. Kabuk şeklinde olan kitre ikinci hafta cam kaplar içine alınarak toplanır. Cam kapları valilik (Mutasarrıflık) bütçesinden sağlanırdı.

Osmanlı idari dönemlerinde Isparta sancak camilerinde, Gayrimüslimler kiliselerinde tütsü yapımında yıllarca kullanmışlardır. Osmanlı medreselerinin şifahanelerinde tedavi denemeleri, araştırmaları her daim yapılmış. Özellikle ruh tedavi merkezi olan Şadiye Buk’asında uzun süre ruh hastaları için Isparta sancağında kullanılmıştır.

Diğer yandan: Osmanlı döneminde her bir Isparta sancağında yaşayan aileler, su toplayıcılığı nedeniyle şişip ağırlaşması nedeniyle bağırsak hastalıklarında çok etkili olduğunu bilirlerdi.

Her bir Ispartalı veya Burdurlu aile Kitre sakızını kullanmış olduklarını yine vilayet defterlerinden öğreniyoruz. Sakız kozmetik parfüm, boya, tekstil endüstrisinde, sanayinde eczanelerde yapma ilaç olarak hastalar için hazırlanmış hap-draje şeklinde Isparta ve Burdurlu ahalinin başvurup satın aldıkları bilinir. Burdurlular ihtiyacını Veremiye Rum eczanesinden sağlarlardı.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.