Dere Mahalle’miz Isparta’nın ilk yerleşim yerlerinden birisidir. Güneyde bulunan Kundaklı tepe, Sidre Karatepe (1650 m), Batıda Hisar Tepesi ve Gölcük Tepeleri eteklerinde, Zambaklı, Kanlıkoz tepesi, tarihi Andık Bezirgân bölgelerinden şimdi eski Devlet hastanesi arkası Kumyol bölgesine kadar uzanan bir büyücek mahallemizdir.
İlerleyen zamanlarda Dere Mahallesi genişleyerek Yenice, Doğancı Keçeci Mahallesi olarak üç mahalle uzantısı ile günümüze gelmiştir. En eski zamanın koşullarına göre sanayi bölgesiydi. Dere’ den Roma şehir devleti olan Burdur Sakalassos’ a bir ticari yol gider. Söz konusu yol, tarihte Bezirgân yolu olarak bilinir. Sulak bölgenin orta meyilli alanları fındıklık, bağlık, kestanelik bahçeliktir.
Tarihi süreçte mahallenin ekonomik geliri yüksekti. Her ne kadar Gayrımüslim aileler Emre, Turan Temel mahallelerinde yaşarlarken tek tük Rum ve Ermeni aileler de işleri gereği Rum ve Acem (Ermeni) aileler Dere’de bulunuyordu.
1882’ lerde bu ailelerden birisi de Agopoğlu ailesidir. Gayrımüslim ailesinin Buharalı Hacı Mümin, Çakıroğlu Halil, Buharalı Pir Mehmed, Ayanoğlu Hafız Mehmed Ali Müslüman komşuları vardı Dere mahallemizde.
Bir birlerinin dini, mezhepsel, etnik durumlarına bakmadan Müslim ve Gayrımüslim komşular iyi ilişkiler içindedirler. Olağan günlerde, dini ve geleneksel günlerinde bir birlerinin evini ziyaret ederler. Bir fazla tadımlık pişirilen yemeklerden bir iki kap birbirlerine uzatırlar. Müslüman ve Gayrimüslimlerin geleneksel yemeklerinden nasiplenirler.
Isparta ağzı Türkçe ile birbirleriyle anlaşırlar. Komşular kutsal dini günlerinde saygı ve huşu içinde yine birbirlerini tebrik ziyaretinde bulunurlar. Birbirlerinin çocuklarını, mallarını koruma anlamında gözetirler. Hiçbir şekilde Müslüm ve Gayrımüslim komşular birbirlerine: “-Senin gözün şaşı veya yürüyüşün hatalı ” demezler, günlük yaşamlarına devam ederler..
***
Dere mahalleli Gayrımüslim aile reisi Agopoğlu Kumaş tüccarıdır. Agop Ağa her kırk günde Bursa’ya gider, ipekli pamuklu, yünlü kumaşlar getirir.. Diğer zamanlarda diğer ortakları ve aile cümbür cemaat kumaş satış sergisini yürütürler. Kendisi diğer zamanlarda Savköy, Gönen, Kuleönü’ ne gider. Yörük-Türkmen ailelerin evlerinde dokudukları boğasa yünlü, pamuklu, ipeklileri veya astar dokumalarını toplar. Pazar kumaş satış sergisini zenginleştirirdi.
Agop ağanın zengin bir kumaş satış sergisinin olduğunu söylemiştim:
Kaftan, Zıbın, Basma, Alaca çeşitleri, pamuklu mintanlık pamukluları alıcılara bazen akçe bazen de zahire diğer kurutulmuş meyve, sebze karşılığında satış yapar.
Dere ve diğer mahallerde haftalık pazarlara sergi açılır. Genellikle Agop Ağa Bezirgân kumaş sergisinde eşlerinden birisi olan Serkiz kızı Sime Hanım, kızı Maryan bulunur. Sergide Psidya Isparta-Burdur bölgesinde ve de ev, el tezgâhlarında dokunan Isparta-Burdur işi Boğasa kumaşlarının da satışı yapılırdı. Her pazaryeri kumaş satışı sergisinde en fazla basma kumaşlar satılırdı. Alıcısı da genellikle orta tabaka geliri olanlardı. Bir sepet yumurta karşılığında veya bir küpecik (topraktan) içine kurulmuş bir, iki okka peynir karşılığında yeni yetişme genç kızlar için elbiselik alınabilinirdi.
Çobanoğlu Kadir’in yardımcısı Kazım,, Devecioğlu Ebubekir’in kölesi Ali, Dangacıoğlu Ahmet ağanın yardımcısı Selim, Sillelioğlu’ nun yardımcısı Beşir, Bilaloğlu’nun yardımcısı Murtaza sergi açılır açılmaz oradaydılar. Varlıklı Isparta zenginleri Balıkesir, Bursa, Buldan ipeklisi ile Manisa alacası veya Halep alacası kumaşları tercih ederlerdi.
***
1882’ lerin Isparta, Burdur bölgesinde Agop oğlu Bursalı Kasti ağanın kumaş sergilerinin sayısı dört sayısını buluyordu. Hatta Agopoğlu kumaş sergisinde Ispartalı Fatıroğlu Mehmed, Akkanat oğlu Veli, Ayanoğlu Hafız Osman ile Başkaryeli Hüseyin gibi Müslüman ailelerinin ticari ortaklıkları da vardı. Her hafta hangi mahallenin Pazar yerinde kumaş sergi satışı sonunda her dört sergi sorumluları Pazar ağasından iki fakir (kız ve erkek)sergiye çağrılır. Cedit adı verilen kumaş ve basmalardan, astarlıklardan fakirlere yardım edilmesi bir alışkanlıktı.
Agop Ağa ve ortakları en fazla satış kazancını özellikle Kuleönü, Sav köylülerinin ev-el tezgâhlarında dokudukları mintanlık ve şalvarlık dokumalardan elde ederlerdi Pazar bitip te akşamüzeri sergi toplandıktan sonra katırlara yüklenecek satılık Bezirgân kumaşları büyücek toplara konur. Tam katırlara sarılama anında İslami, Gayrımüslim duaları ortaklaşa yapılır. Her üç kültüre mensup Osmanlı vatandaşı komşuların tek bir ortak yönleri sadece ticari ortaklık değildir.
İnanç yönüyle tek Yaratıcı Allah için şükrederler. Acem Ermeni’si, Rum ortakları ile birlikte Müslüman ortakların her biri kendi dinlerinin gerektiği “bereket, şükür” duaları yaparlar. Pazar Ağası vergi payı ile yardım kurumlarına verilecek hibe paylar o günkü hasılat payından orana göre hesaplanarak ayrılır. İlgilere hemen verilir.1882’ nin huzurudur! Dua elleri yüzlere sürülür. Müslim ve Gayrımüslim (Türk ve Ermeni) ticari ortak kadın ve kızları, oğlanları kardeşlik anlayışıyla her biri kumaş yüklü katırların yularlarından tutarlar, besmele çekerek evlerine doğru; Dere mahallesinin yolunu tutarlardı.
Cuma günleri namaz vakti Bezirgân kumaş satıcısı ortakların Müslüman ve Gayrımüslim ortakların erkekleri en yakın mescide giderek Cuma namazını eda ederler. Diğer günlerde Müslüman ve Gayrımüslim ticari ortak komşular Gayrimüslimlerin kutsal günlerinde birlikte olurlar. Her bir dini farklılıkta olan komşu ortakların her biri kendi inançlarının dualarını ederler. İkramlardan sebeplenirler. Dere mahallesinin yıllarca güzelliği buydu!
1882’ nin kardeşliğini, inanç hoşgörüsünü, saygısını günümüzde neden göremiyoruz? Bu tarihteki Müslim ve Gayrımüslim insanların aile reisleri her Perşembe Isparta Ahi Kasap (Mevlevi Dergâhı) sohbetlerine geldikleridir. Acaba Hz. Mevlana’nın hoşgörüsü, inanç terbi-disiplini günümüz dini kurumlarda, Milli Eğitim sınıflarında neden veremiyoruz?
Bazı siyasilerin horladığı Osmanlı Isparta’ sının görünüşü bu!
Evrensel barışın, hoşgörünün, yardımlaşmanın, vatan sevgisinin yolunu yıllar önce Hz. Muhammed’ imiz, Mustafa Kemal Atatürk’ ümüz ortaya koymuşlar. Saygıdeğer her iki büyüğümüzün sevgi ve hoşgörüsünü, vicdanlı merhametli, çağdaş anlayışlarını birlikte, birbirimizi incitmeden yüreklerimize yerleştirecek aile büyüklerine, öğretmen ve din adamlarımıza mutlaka ihtiyaç vardır diye düşünüyorum.
İnşallah günün birinde kendi çıkarları için güçlü olanların önünde eğilmeyen bireylerin yetiştirildiğini görmek isteriz. O zaman 1882’ lerin Isparta Osmanlı’ sının fabrika ayarlarını (belki) yakalayabiliriz. Bayram AYGÜN-2024:Isparta