1929’lu yıllar dünya ekonomisinin sıkıntılı yıllarıdır. Buna rağmen cefakâr Türk anasının Büyük Kurtarıcı’ ya, devrimlerine, kurduğu rejime olan saygıları Yeni Türkiye Cumhuriyeti coğrafyasında ilk örnektir demek daha uygun olur diye düşünüyorum.
Türk anasının başının dik olmasını, gözlerinde cumhuriyet ve çağdaşlık ışığının sonsuza kadar yanması istek ve dileklerini dönemin Isparta valisine bildirirler. Bölgede, Isparta da ilk defa bir Atatürk anıt heykelinin dikilmesi için öz kazançlarından destek olacaklarını anlatırlar. Bölgede ilk ve tek olma konusunda kararlıydılar.
(Isparta Belediye Başkanı, Kuvayı Milliye Başkan Yardımcısı, son Mevlevi dedesi Ali Dede Aksu’nun hatıralarından.)
Ispartalı anaların, kadınların olmadığı kültürel, ekonomik, siyasi savaşın mutlaka kaybedilebileceğinin bilincindedirler.
Bunun için Atatürk’ün anıt heykelinin simgesel olarak dikilmesini istediler. Ispartalı analarımız M. Kemal’ in ilkeleri sönmeyen bir ışık olduğunun bilinceydiler.
Tarihi düşünceler ışığında: Isparta Belediyesi önündeki otoparkın güçlendirme çalışmaları sonunda üzerindeki Atatürk heykeli de ait olduğu yere geçtiğimiz haftalarda konuşlandırıldı. Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’in buyruklarıyla Büyük Atatürk’ün orijinal heykelinin kaide tanıtım yazısı da zannederim bitirilmek üzere.
1929’lu yıllardır. Bu yıllar: Yeni Türkiye Cumhuriyeti’nde yenilikler yapılırken, dünya ekonomik bunalım yaşıyordu. 6 Mart günü Atatürk'ün Isparta'ya gelişlerinden hemen sonra zamanın Belediye başkanı Hilmi Çakmakçı Vali Bey’le birlikte kolları sıvarlar.
Isparta Dere Mahallesi Sanayi Ağası Başağa Veysel Ağa, şimdiki Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’in dedesi), Son Isparta Mevlevi Şeyhi Ali Dede Aksu ‘da Ata’ mızın anıt heykelinin yapım heyetine katılırlar.
Heykelin yapım siparişi Heykeltıraş’ a verilir. Sanatçıya verilecek parasal desteğin bir kısmının temini konusunda Isparta’lı bayanlar devreye girerler.
Isparta’nın ilk eczanesi olan Rum Veremiye Eczanesi’nden devrolunan şimdiki Şifa ve Aytaç eczanelerinin sahiplerinin anneleri yardımlaşmada başı çeker.. Ispartalı bayanlarca “Çerkez gelin-ana” olarak bilinen Fatma İffet Aytaç’tır. Fatma anaya göre Büyük Kurtarıcı’ nın yenilikleri Türkiye halkı için Ay ışığıdır. Bir anıt heykelle bu görüş taçlandırılmalıdır. Bunun için heykelin dikilişinden hemen sonra AYTAÇ soyadını alırlar. Cumhuriyet anası üç sarı lira ile kampanyayı başlatır. Mete, Mustafa, Saim, Yusuf dört kardeşlerin anneleridir. Isparta da evlenecek genç kızlara sirke, kül karışımı eriyikle bulaşık yıkama usulünü, Çerkez Yemekleri’ nin pişirilme şekillerini, dikiş makinesinin kullanılmasını öğreten fedakâr Türk anasıdır. Terzilikten kazandığı kazançtan Büyük Atatürk’ün anıt heykelinin yapım kampanyasına ilk katılandır.
Tarihçi, Isparta Eski Vekili Böcüzade Süleyman Sami Efendi’nin eşi bir buçuk altın lira verir. (Eczacı Mustafa Aytaç ’ların akrabası) Isparta Vekili ve Belediye Başkanı Arap Zade Mehmet Efendi’nin eşi, 1.TBMM Kurucu Üye ve Isparta Vekili, Belediye Başkanı, İşadamı Süldür Zade Nadir Efendi’nin eşi ile 1. TBMM Kurucu üyesi, Isparta Milletvekili Hüseyin Hüsnü Öz damar’ ın eşi ikişer sarı lira ile katkıda bulunurlar.
Eski Isparta Belediye Başkanı Ticaret Meclisi İcra Kurulu üyesi Bodur Zade Hacı Hasan Efendi’nin eşi de yarım sarı lira vererek Gazi Mustafa Kemal’in anıt heykelinin yapım bedeline katkıda bulunurlar.
Ispartalı varlıklı bayanların ağırlıklı katkılarıyla oluşan kampanya Cumhuriyet kadının yardımlaşmada birlikteliğini anlatır. Söz konusu katkıda bulunan Ispartalı bayanların isteğidir. “Burdur, Konya, Afyon, Denizli ve Antalya düşman işgaline uğradı. Isparta İl’ ine giremedi. Düşmanın giremediği Isparta’mızı bir “ada” gibi düşünülse; bunun da bir ödülü olmalıydı. Yani bayanların isteği doğrultusunda: Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’ün anıt heykeli de düşman Isparta’mıza ayak basmadığı için beyaz olmalıydı.
Öyle de oldu. Bu durum: Anıt Heykelin yapımcısı sanatçı Kenan Ali Yontuç’ a bilhassa belediye Başkanı Hilmi Çakmakçı tarafından hatırlatılır.
Atatürk’ü (beyazlar) frak giymiş bir biçimde temsil edilen bu heykel, birebir insan boyutlarında ayakta duran bir poz içerisinde oluşturulmuştur. Ispartalı bayanların yüreği gibi “ak” bir görünüşte olmalıydı. Osmanlı döneminde Isparta da dokunan “boğasa” ipekli, pamuklu, yünlü kumaşlar yine Isparta da öncü moda giysiler olarak dikilirdi. Tüm balkanlara satılırdı. Bundan dolayı da sanatçı Yontuç’ a söz konusu bilgiler yine Başkan Çakmakçı tarafından verilmişti. Anıt heykeldeki Ata’mızın giysileri bir boğasa Isparta kumaşından dikilmiş terzilik sanatı ve moda görüntüsü vermeliydi.
Isparta’mızın kültürel, tarihi dokusuna uygun bir heykel 1931’de Burdur ile Isparta Eğirdir Jimnastik (Komando) ve Isparta askeri birliğine denetleme gününe denk getirilip Mareşal Fevzi Çakmak tarafından saygıdeğer halkımızın görümüne açılır.
Bazı kaynaklar 1934 diye yazsalar da bu doğru değildir. Dönemin Isparta valisi o günün yanı (931) yani 1931 tarihli bir Posta Kartı (PTT) hazırlattırılmıştır. Zaten, 1934’te Fevzi Çakmak ile Mustafa Kemal Atatürk’ün arası limoni idi.
Cumhuriyet yeniliklerinin bazılarının gerçekleştirilmesinde aceleci davranıldığını öne süren Mareşal Fevzi Çakmak’ın eleştirisel, siyasi söylemleri vardı. Türk Tarih Kurumu ve TBMM ‘nin de destek verdikleri Atatürk Ansiklopedisi’nde ise:” Atatürk’ün Sağlığında Yapılan Heykelleri” başlığında; 16. Eser Sıra No le, eser anıtın Isparta Cumhuriyet (Osmanlı da talimgâh meydanı) meydanına 1931’ de dikilmiştir” denilir.
Bugün Isparta belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’in buyrultularıyla yeniden kaidesi, anıt bilgisi ile daha da alımlı hale getirilerek; belediyenin bulunduğu ön alana (önüne) dikilen Büyük Kurtarıcı Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün heykeli bugün halkımızın görünümündedir. Isparta’lı asil, duyarlı kadınlarımızın öz destekleriyle Isparta’mızın sevgi ve onuru olmuştur.