Başkan Başdeğirmen’ e sorulan sorulara Isparta yakın tarihi cevaplıyor.
6 Haziran 2022 ‘deki Isparta Belediye meclis toplantısında Başkan Başdeğirmen’ e heyecanlı sorular soran bağımsız meclis üyesi Sayın Ramazan Kabalak’ın sorusuna Isparta tarihinin içinden cevap aradım. Tahmin ettiğim gibi cevapları buldum!
Hatırlayacağınız gibi: Belediye Meclis toplantısında sorulan soruya yanıt veren Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen şunları söylemişti: “Göreve geldiğimiz günden bugüne kadar huzur hakkı almadım” der. “Biz buraya hizmet etmek için geldik. Tüyü bitmedik yetimin bir tek lirasını dahi ihtiyacımız yok” der.
Günümüzde 136 yıl önceydi.1886’lı yıllar. Hacı Etemoğlu Hacı Ali Ağa. (Şimdi Akrabaları mevcut. İzinlerini almadığım için söz konusu torunlarından bir hemşerimizin adını vermek isterdim. Dört yıldan fazla Isparta Belediye başkanlığında bulunur.
Başkanlık maaşı yoktur. Kendisi zahire tüccarı, tahıl üreticisidir. İlk defa Isparta belediyesi sokak temizliği için katır filosu kurar. Şeyh yanı Kutlubey mahallesinde kendisine ait hanı
(Yağcı Han) vardır. Han’ın altında bugünkü Halk Eğitim ‘e yakın yerde. Söz konusu handa yağhane atölyesi vardır. Haşhaş yağı üretilmektedir.
O zamanki ismi Hacı ivaz bugünkü adı (Gülcü) mahallesi bölgesinde ceviz bahçesi vardır. Belediye Başkanı Hacı Etemoğlu Hacı Ali Ağa’nın Han’ında, yağhanesinde, tarlalarında on, on beş çalışanı vardır. Belediye Başkanı’nın 5-6 kadar belediye çöp ve diğer işleri için çalıştırılan güçlü katır ve atları vardır. Hepsini kendi bütçesinden alıp Isparta da ilk defa sokak çöplerinin, hayvan atıklarının temizlenmesi işine girişir. Hep bu işleri belediyeden destek akçe almadan yapar. (Mevlevi Ali Dede Mevlevihane (Ahi kasap) günlüklerinden.)
Şehir çöpünü toplamaya yönelik küfe yüklü katırları bir gün aralıkla Isparta merkezi iki, üç cadde hayvan atıkları kendi çalışanlarını toplattırır. Süpürge, kürek, küfe ihtiyacını da kendi cebinden öder. Katırların yem ve saman ihtiyaçlarını da kendisi sağlar.
İşte Başkan hacı Etemoğlu ağanın hiçbir şekilde belediye bütçesinden tek bir kuruş akçe almadığı halde dört yıl Isparta ana caddeleri çöpleri hayvan atıkları temizlettirir.
Buna rağmen: “Isparta caddelerdeki hayvan tezeklerini gübre olarak kendi harımlarında (büyük tarla) kullanıyor” şeklinde dedikodular eksik olmaz. Her devirde dedikoducular vardır! Oysa çöpler, gübreler Aldan Efendi tarlalarının kıyısında bulunan Araplar mezarlığına yakın çukurlara dökülüyordu. “Dilin kemiği yok! ” dememiş mi atalarımız.
Hacı Etemoğlu Hacı Ali Ağa’dan on yıl sonraydı. Diğer bir Osmanlı dönemi Isparta Belediye başkanına bakalım.
1896’da Isparta Belediye başkanı olan Handan Zade Hacı Hasan Efendi belediyeye gelirken yanında atının heybesinde her zaman hazır bulunan eşinin hazırladığı ekmek torbası ile işine gelir. Küçük toprak kâse içinde astarla kaplanmış otlu peyniri makam odasının masasında torbasından çıkarır. Ekmeğinin arasına alır açlığını giderirdi.
(Isparta da otlu peynir yapımı yüzyıllara dayanır. Isparta’ nın merkezine 1600’lü yıllarda kendi aralarında kavgalı Hayta adı verilen iki kardeş sülaleden bir kısmı Isparta merkezine yerleşir. “Şum” yani damızlık peynir dağıtım günü düzenlerdi. Halka damızlık peynir dağıtırlar. Otlu peynirin yapılışı anlatılır. O gün Isparta halkına otlu peynir ikramında bulunurlardı. Otlu peynir o zamanlar Isparta da yapıldığının anlıyoruz.(Mehmet Özsait, İlkçağ Tarihinde Pisidia, İstanbul, İÜ. Yay., 1980. Ispartalı Mahalli araştırmacılardan Hikmet T. Dağlıoğlu alıntı notları)
Pamuk Han’ın da ilk sahibiydi. Başkan’ın çarşı içinde ağaçtan maya teknesi, un eleme eleği, ağaçtan oyulmuş hamur yoğurma teknesi gibi malzemeler üretip satan atölyesinde çalışanları, kazancı mevcuttu. Fakiri-fukarayı da gözetirdi. Başkanlığı döneminde belediyeye ait hiçbir avantajından faydalanmadı. Doğruluğu birilerini rahatsız etti ki iki yıl sonra başkanlıktan indirilir.
Kazancıyla belediye demirbaş kadrosuna kaydedilmiş bir başkanlık binek atı daha cebinden alır. Bakım ahırı, samanlık, yemlik, bakıcı (seyis) masraflarını da cebinden ödediği şeklindeki sohbetleri Isparta halkı Hacı Şaban kahvesinden tutun Isparta’nın diğer ucunda bulunan Bilâl Kahvesi, Fişenkçi kahvehaneleri müşterilerinin konuştukları olumlu konulardı.
Belediye’den görevi karşılığı tek kuruş akçe almayan Başkan Bey hakkında lüzumsuz, zavallı görünüşteki insanların dedikodusu da eksik olmazdı. Mahalle fırınlarında, çul dokuma, pamuk, yün atım yerlerinde biriken bayan kalabalık alanlarında Başkan Bey hakkında dedikodular da vardı! “Kendine ait atları da evden getirip belediye ahırlarında besliyor” dediler.
Örnekleri çoğaltabiliriz. Isparta’mızın geçmiş yöneticilerinin tertemiz olduklarını anlamak mümkün! 1898’de Isparta altı yıl belediye başkanı seçilen Pazar Ağası Mehmet Ağa, 1890 yılından başkanlığa seçilen Kundakcıoğlu Mustafa Efendi, 1922’ de başkan olan Tütüncü Zade Mehmet Ali Efendiler maaş akçesi almadıkları meclis tutanaklarında sabit.
İki defa Isparta Belediye başkanlığına seçilen Ali Dede (Mevlevi Dedesi)1908 sonundan 1914 de kadar, Arap Zade Mehmet Efendi, Bodur Zade Hacı Hasan Efendi. 1918 den 1920 ye kadar Süldür Zade Nadir Efendi kendi bırakın belediyeden akçe-maaş almadıkları gibi, kendi taşınmazlarının bir kısmını belediyeye bağışlayan güzel insanlarımızdır.
1929 dan 1946 ya kadar (on yedi yıl) Hilmi Çakmakçı Isparta Belediye Başkanı seçilmiş. Hafta da yarım gün Tümen Kumandanlık Dairesi’ne gider, aynı zamanda öğretmendir. Askerlere ait tüfeklerin bozulan çakmak kısımlarının tamir edilmesi ile ilgili asker teknikerlere kurs verir. Umumi Kumandanlık ’tan gönderilen (kurs harcı) küçük gelirle geçimini sağlar. Belediye’den tek bir akçe maaş, ek gelir almayan saygıdeğer başkanlarımızdan biriydi.
Belediye başkanlığı maaşı yerine Isparta Ahi Esnaf Birliğince üç ayda verilen geçinebileceği desteği almaz. Belediye’nin ihtiyaçları için kullanılmasını sağlardı.
Başkan Başdeğirmen ’in: “Biz buraya hizmet etmek için geldik. Tüyü bitmedik yetimin bir tek lirasını dahi ihtiyacımız yok” sözleri bizlere tarihimizi hatırlatmakta.
Şimdiki (2022) Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen yukarıda bazılarının adlarını saydığım rahmetli güzel insanların yolunu takip etmesi, onlar gibi başkanlığını yürütüyor olması birilerini neden rahatsız ediyor ki!