Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

ISPARTA VE BURDUR’DA HALICILIĞIN BAŞLAMASI

Aşağı-yukarı üç yüz yıl, köylüsüyle kendlisiyle; Tüm Isparta merkezi, civar komşu illerini içine alan halıcılık, insanlarımız için aş-iş kapısı olmuş. Evlerden gelen kirkit, türkü sesleri bir birine karışmış. Halı dokuyan kızlar, henüz Cumhuriyet kurulmadan önce bile ekonomik özgürlüklerine kavuşmuşlar. Düğünlere, derneklere daha bir renk, kültür dokusu gelmiş. Isparta, civar il, ilçelerinde halı ipi satan mağazalar çoğalmış. Isparta halı pazarı bir kültür, insanların, halıcılığın farklı yanını tutarak ticari kazanç yolunu bulmuşlar. Isparta’mız için gerek Osmanlı döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde,1970’lere kadar şehrimizin tanınma sembol mesleği, üretim kimliği olmuş. Halıcılıktan dolayı halı tezgahı sanayisi gelişmiş. Isparta Merkezinde, İlçelerinde, civar iller de özel ve devlet bankalarının sayısı artmış. Ticari çark halıcılıkla hızlı dönmeye başlamış. Sümer halı Fabrikası başta olmak üzere; özel halıcılık mesleğiyle uğraşan tüccarlar diğer farklı illerde halı ticaretini, halıcılık atölyelerinin sayısını artırmışlar. Özellkle Sümerhalı, Halı sanatçısı Öğretmen Ahmet Aksakal, diğer insanlarımız; Isparta, Burdur köylerinde yüzlerce halı dokuma atölyeleri, model çizim atölyeleri, halı satış mağazaları açarak bölge ticaretine, sanayisine yıllarca büyük katlılar sağlamış. Isparta Sümer halı fabrikası paralelinde Sümerbank banka şubesi açılmış. Halı, gülcülük ten, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde iç-dış ticari turizm gelişmiş. Halıcılıktan dolayı çeşitli insan katmanları iş sahibi olmuşlar. Dağdaki çobanın koyunlarından elde edilen yünler satılmış. Boyahaneler kurulmuş. Isparta’ nın ilk yün ipliği, boyahaneleri çoğalmış, orta ölçekli halı ipliği fabrikalarının çarkları dönmüş. Bacalarından sanayi dumanları üç yüz yıl boyunca tütmüş. Isparta Halısı marka olmuş. Devlet’ de Cumhuriyet’ten sonra Sümerhalı adında Isparta merkezinde üç vardiya çalışan binlerce işçi çalışmış fabrikaya sahip olmuş Isparta.. Ispartalı’ nın öz, ata sanatı olan, birkaç el emeği göz nuru olan, kaybolan sanatsal, ticari güzelliklerinden birisi de halıcılığımızdır. Isparta tarihinin başarısını anlatan tarihi belgeleriyle seviniyoruz.Halıcılığımızın yok oluşuyla ilgili bugünkü durumunu görünce de üzülüyoruz. Tarihimizde ilk Isparta Halısı, Isparta Mevlevi Hânesi için Isparta halıcılığının markası sayılmış.Isparta’dan başka; Dünya ticari tarihinde elindeki gelir kaynağını, eliyle-ayağıyla terk eden başka bir şehir var mı? Isparta da halıcılık öldü, öldürüldü. Başka şehirlere başka bir ticari modelle, başka bir kurnaz yüzle kaydı. Isparta’ nın ata yadigarı, ticari kazanç kapısı için yeniden çağın şartlarına göre el becerisi, göz nuru halıcılığını geliştiremedi. Isparta turizmi, tanınırlığı da yara aldı. Çağların ötesine torunlarına ticari ve sanat mirası bilinciyle aktaramadı, bırakamadı. Isparta halkı öz varlığından, toprağından çıkmış gelir kaynağını yok etti. İp içine hileli naylon karıştırdık. Kaliteyi, Ispartalılığın ciddi, ticari duruşunu deldirdik.Köylülerin dokuduğu ,göz nuru ile bacıların, anaların alın terlerini ucuza ellerinden kaptık., kandırdık. Ticari hırsla “Allah’ın gördüğünü” unuttuk!.. Oysa ki başka topluluklarda, elindeki gelir kaynağını, sanat, ticaret uğraşısını başka toplulukların eline bırakmak yerine, çağın şartlarına gör başka bir hale dönüştürerek; şehrin, köylerin, ailelerin gelir kaynağı halıcılığını devam ettireme inceliğini gösteremedik. Ellerinden ucuza halılarını kaptıran köylülerin beddualarını aldık!  Neyse; Ramazan ayı da geliyor hayırlısıyla; fazla konuşmayalım!.. “İlk Isparta Halısı 1887 ‘lerde ilk örneklerini vermeye başlar. Isparta Mevlevhânesi için dokunur. Ispartalı bir Rum göçmen kadının Isparta ’ da Mevlevî Tekkesine halı dokuduğunu duyulur. Hemen onunla temasa geçilir. Diğer yandan İstanbul’ da Feshane Nazırı bulunan Barla lı Abdullah’ dan halı ustası ister. Ispartalı Tarihçi ve devlet adamı Böcüzade, Süldürzadeler bu konuda çok uğraş verirler. Isparta’ya yaygın anlamda halı tezgahları Müftüzade İsmail Efendi’ nin unutulmaz çabaları da görülür.Ispartalı Rum cemaatinden tüccarların halıcılıkta öncüdürler..1890’ lara doğru halı kirkit sesleri, Anadolu Türküleri bazı evlerde duyulmaya başlar. Ta ki bu seslerin kaybolduğu 1970’lere kadar devam eder. Ve 1995’lerden sonra Buram buran Anadolu türküleri ve kirkit sesleri sokaklardan duyulmaz olur. Araştrm. Bayram AYGÜN: Emekli Öğretm, Köşe yazarı..2018  
Ekleme Tarihi: 26 Nisan 2018 - Perşembe

ISPARTA VE BURDUR’DA HALICILIĞIN BAŞLAMASI

Aşağı-yukarı üç yüz yıl, köylüsüyle kendlisiyle; Tüm Isparta merkezi, civar komşu illerini içine alan halıcılık, insanlarımız için aş-iş kapısı olmuş. Evlerden gelen kirkit, türkü sesleri bir birine karışmış. Halı dokuyan kızlar, henüz Cumhuriyet kurulmadan önce bile ekonomik özgürlüklerine kavuşmuşlar. Düğünlere, derneklere daha bir renk, kültür dokusu gelmiş. Isparta, civar il, ilçelerinde halı ipi satan mağazalar çoğalmış. Isparta halı pazarı bir kültür, insanların, halıcılığın farklı yanını tutarak ticari kazanç yolunu bulmuşlar.

Isparta’mız için gerek Osmanlı döneminde gerekse Cumhuriyet döneminde,1970’lere kadar şehrimizin tanınma sembol mesleği, üretim kimliği olmuş.

Halıcılıktan dolayı halı tezgahı sanayisi gelişmiş. Isparta Merkezinde, İlçelerinde, civar iller de özel ve devlet bankalarının sayısı artmış. Ticari çark halıcılıkla hızlı dönmeye başlamış.

Sümer halı Fabrikası başta olmak üzere; özel halıcılık mesleğiyle uğraşan tüccarlar diğer farklı illerde halı ticaretini, halıcılık atölyelerinin sayısını artırmışlar. Özellkle Sümerhalı, Halı sanatçısı Öğretmen Ahmet Aksakal, diğer insanlarımız; Isparta, Burdur köylerinde yüzlerce halı dokuma atölyeleri, model çizim atölyeleri, halı satış mağazaları açarak bölge ticaretine, sanayisine yıllarca büyük katlılar sağlamış.

Isparta Sümer halı fabrikası paralelinde Sümerbank banka şubesi açılmış. Halı, gülcülük ten, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde iç-dış ticari turizm gelişmiş.

Halıcılıktan dolayı çeşitli insan katmanları iş sahibi olmuşlar. Dağdaki çobanın koyunlarından elde edilen yünler satılmış. Boyahaneler kurulmuş. Isparta’ nın ilk yün ipliği, boyahaneleri çoğalmış, orta ölçekli halı ipliği fabrikalarının çarkları dönmüş. Bacalarından sanayi dumanları üç yüz yıl boyunca tütmüş.

Isparta Halısı marka olmuş. Devlet’ de Cumhuriyet’ten sonra Sümerhalı adında Isparta merkezinde üç vardiya çalışan binlerce işçi çalışmış fabrikaya sahip olmuş Isparta..

Ispartalı’ nın öz, ata sanatı olan, birkaç el emeği göz nuru olan, kaybolan sanatsal, ticari güzelliklerinden birisi de halıcılığımızdır. Isparta tarihinin başarısını anlatan tarihi belgeleriyle seviniyoruz.Halıcılığımızın yok oluşuyla ilgili bugünkü durumunu görünce de üzülüyoruz.

Tarihimizde ilk Isparta Halısı, Isparta Mevlevi Hânesi için Isparta halıcılığının markası sayılmış.Isparta’dan başka; Dünya ticari tarihinde elindeki gelir kaynağını, eliyle-ayağıyla terk eden başka bir şehir var mı?

Isparta da halıcılık öldü, öldürüldü. Başka şehirlere başka bir ticari modelle, başka bir kurnaz yüzle kaydı. Isparta’ nın ata yadigarı, ticari kazanç kapısı için yeniden çağın şartlarına göre el becerisi, göz nuru halıcılığını geliştiremedi. Isparta turizmi, tanınırlığı da yara aldı. Çağların ötesine torunlarına ticari ve sanat mirası bilinciyle aktaramadı, bırakamadı.

Isparta halkı öz varlığından, toprağından çıkmış gelir kaynağını yok etti. İp içine hileli naylon karıştırdık. Kaliteyi, Ispartalılığın ciddi, ticari duruşunu deldirdik.Köylülerin dokuduğu ,göz nuru ile bacıların, anaların alın terlerini ucuza ellerinden kaptık., kandırdık. Ticari hırsla “Allah’ın gördüğünü” unuttuk!..

Oysa ki başka topluluklarda, elindeki gelir kaynağını, sanat, ticaret uğraşısını başka toplulukların eline bırakmak yerine, çağın şartlarına gör başka bir hale dönüştürerek; şehrin, köylerin, ailelerin gelir kaynağı halıcılığını devam ettireme inceliğini gösteremedik. Ellerinden ucuza halılarını kaptıran köylülerin beddualarını aldık! 

Neyse; Ramazan ayı da geliyor hayırlısıyla; fazla konuşmayalım!..

“İlk Isparta Halısı 1887 ‘lerde ilk örneklerini vermeye başlar. Isparta Mevlevhânesi için dokunur. Ispartalı bir Rum göçmen kadının Isparta ’ da Mevlevî Tekkesine halı dokuduğunu duyulur. Hemen onunla temasa geçilir.

Diğer yandan İstanbul’ da Feshane Nazırı bulunan Barla lı Abdullah’ dan halı ustası ister.

Ispartalı Tarihçi ve devlet adamı Böcüzade, Süldürzadeler bu konuda çok uğraş verirler. Isparta’ya yaygın anlamda halı tezgahları Müftüzade İsmail Efendi’ nin unutulmaz çabaları da görülür.Ispartalı Rum cemaatinden tüccarların halıcılıkta öncüdürler..1890’ lara doğru halı kirkit sesleri, Anadolu Türküleri bazı evlerde duyulmaya başlar. Ta ki bu seslerin kaybolduğu 1970’lere kadar devam eder. Ve 1995’lerden sonra Buram buran Anadolu türküleri ve kirkit sesleri sokaklardan duyulmaz olur. Araştrm. Bayram AYGÜN: Emekli Öğretm, Köşe yazarı..2018

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.