Osmanlı Saray’ ı 1879’ da Isparta sancağına bir Vali (Mutasarrıf) atar
Okuması ve de yazması olmayan birisidir. Vali ve sivil Paşa’ dır. Dönemin Osmanlı alfabesi Arap alfabesidir. Bu alfabeyle okuyup yazması yoktur! Tekrar ediyorum. Isparta Valisi’ Âlim Paşa’nın ne yazması ne de okuması vardır.
Bu atama Padişah II. Abdülhamid tarafından yapılır. Atamda imzası bulunan Anadolu Beylerbeyi adına Sadrazam Tunuslu Hayreddîn Paşa’ nın onayı vardır.
Isparta Valisi Âlim Paşa’ dan bahsediyorum. Nam-ı diyar Bozdoğanlı Âlim Paşa’ dan.. Hiçbir zaman kafası dinç gezmemiştir. Resmi valilik makamına giderken bile cebine küçük Rus içki şisesi ile makamına gider olmuştur. Ispartalılar bundan çok rahatsız olmaya başlamışlardır.
Osmanlı döneminde devlet memurları sabah ezanı ile uyanırlar, namazlarını kılarlar ve geçikmeden, gün henüz ağarırken devlet dairelerine gelirlerdi.
Mutasarrıf Bey’ in kadrolu Makam katırı, atı, 2 şer tanedir. Mutasarrıf ahır sorumlusu ise; Mescidi Hisarefendi (şimdi Hisar)mahallesinden Bahtiyar Ağadır. Şimdi Isparta da akrabaları mevcuttur. Valilik hareminin (konutu) arka kapı iniş merdivenlerinin son basamağı yanında bulunan at- binek taşına her zaman olduğu gibi Bahtiyar ağa, Atı Sarıgüneş’ i yanaştırır.
Mutasarrıf binek taşına son adımını atarken kafasını Bahtiyar ağaya doğru çevirmeden: akşamdan hatıra kalan titrek , zor konuşan dudaklarıyla: ”- Bahtiyar Ağa neden Tosba’ yı yanaştırmadın bine taşına” der. Tosba diğer kadrolu At’ tır ve huysuz bir attır.
Bahriyar Ağa durumu anlar, “-Murasarrıfvali’ miz hala akşamı yaşıyor” diye mırıldanarak Vali At’ ı Sarıgüneş’ in yularını sıkıca tutmaya devam eder.
Vali Mutasarrıf birincisi başarısız, ikincisi başarılı hamle ile atına biner.. On adım arkadan Isparta Jandarma müfrezesinden iki görevli korumatakibindedir. Makam at’ ı Sarıgüneş binek taşından henüz birkaç adım armış ki bu defa Vali bey kafasını Bahtiyar ağaya az çevirerek:
”- Bahtiyar ağa, bizim nevaleler Uluborlu’ dan geldi mi ”der. Aynı soruyu dün akşam da soran Mutasarrıf bey, her halde verilen cevabı duymamış olmalı diye düşünen Bahtitar ağa: ”- Geldi bey’im”der. Geldiği günden itibaren, Valilik hareminin (evinin) et ve sebze ihtiyacı Uluborlu’ dan temin edilirdi..
Osmanlı sancağı Isparta da Cuma günleri resmi tatildir. Bu gün için bile ağzına içki alma-ması konusunda Osmanlı başkenti İstanbul Saray’ ında görevli Başkatip Uluborlu’ lu Burhan-zade oğlu Mehmet Vali A^lim ğaşa’yı bilgilendirmişti.
Isparta’ nın Emre mahallesinden düğünler için, bu tarihlerde bir Rum çalgıcı grubu vardı. Bir de Ermeni (Acem) İğneci mahallesinde (şimdi Kurtuluş), Acemhan yakınlarında oturan başka bir çalgıcı grubu olarak Isparta’ nın isteğe bağlı düğünlerini icra ederler.. Söz konusu Ermeni (Acem) Hayastan çalgı grubu vardı.
Ispartalılar Acenlerin çalgı grubuna “Haykırdaklar” derdi.
Mutasarrıfvali Âlim paşa genellikle çalgıcı grubun insanlarıyla dostluk kurar, içkili eğlençe-lere katılırdı. Paşa-Vali’ nin, aynı yolun yolcusu oğlu Ganî efendi vardı ki; dillere destandı!. Ispartalılar kendisine “Büdük efendi” diye lakap koymuşlardı.Oğul, Babası Mutasarrıfvali’ nin tüm yazı işlerini yürütürdü. Sanki Vali oydu!
Isparta Mutasarrıfvali’ si Âlim Paşa daha önceleri Denizli kaymakamlığı yaptığı dönemde yanına İstanbul’ dan getirdiği iki okur-yazar katiple işleri yürütmüş olduğunu, yine Osmanlı’ nın Isparta Rumları’ nın hatıra defterlerinde görüyoruz.
Mutasarrıfvali Âlim Paşa ve oğlu zamanlı zamansız eğlençe ve içkli günler geçirmesine rağmen Isparta’ da bir grup vardı ki Isparta Tarihi Yazarı Böcüzade Süleyman Sami Efendi bu gruba (.. hacı, hoca, hafız, takımı...” diye tarih kitabına geçmiş!. Mutasarrıfvali beyi ve oğlunu mevlidli düğünlere, derneklere götürmekten bıkmamışlardı. Vali oğlu Rum, Ermeni, Ermeni Romanlarından oluşan bir saz heyeti kurmuş, Isparta gençlerinin ilgisini çekmiştir.
Vali Bey’in Isparta sancağına atanmasının beşinci ayında (1879-Mart) Isparta’ da, Isparta’ lı Rum tüccarların, tarih yazarı Böcüzade’ nin (herikisininin) söylemiyla: bir darlık başlar. “-Tüccar, esnaf, zanaatçılar..hep batar, işlerini kaybederler. Bir kriz, kıtlık başlamıştır.
Şimdiki Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’in dedesinin, büyük dedesi Sanayi ve Un Ağası Hacı Mustafa Ağa bir Grup Ispartalıyı alarak Osmanlı Eyalet merkezi Konya’ ya gider. Amaçları Valimutasarrıf Alim Paşa’ nın görevden alınması isteğidir.
Konya kabul etmez. İki yıl kalması Sadrazam Tunuslu Hayreddin Paşa’ nın emri olduğu söylenir. Isparta’ daki memurlara verilen 300 kuruş maaşları geç ödenir. Yirmi arşınlık top bezler 800 kuruşa çıkmıştır. Buna rağmen Mutasarrıfvali ve oğlu şen-şakrak içki ve eğlençe Âlemlerine devam ederler. Ispartalılar çok sabırlıdırlar..
Isparta’ da hizmetler durmuştur. Bucak merkezi Atabey köy yapılarak Isparta’ ya bağlanır. Vatandaşlar ekonomik sıkıntı çekmelerine rağmen vatandaşlık görevleri yaparlar. Vergilerini
verirler. Bu sıkıntıları görmekten dayanamaz olan Sanayi ve Un ağası Mustafa Ağa’ nın başkanlığında: Belediye Başkan yardımcısı Karabacakzade Osman Efendi, Tüccar Miskizade Salıh Ağa, yanına yirmi at koruma, erzak, at yiyeceği , Osmanlı Sarayı’ nın hoşlanacağı haşhaş tohumu, kuru üzüm siyah karakılçık bulguru alarak Saltanat merkezi İstanbul’ un yolunu tutarlar.
21 günlük yolculuktan sonra Mutasarrıf Âlim paşayı atayan SadrazamTunuslu Haydar Paşa’nın huzuruna çıkan Isparta heyetinin isteği kabul olur. Âlim paşa Isparta Mutasarrıflığı-ndan alınır, yerine Osmanlı Yurttaşı Ermenia sıllı Cevat paşa atanır.
Çok varlıklı Ermeni asıllı Isparta sancağının yeni Mutasarrıfı Cevat Paşa ilk iş olarak: Hükümet konağı mescidini döşeyip, imam ve müezzininin maaşlarını arttırmış, memurlar arasında içki içenlerle, namaz kılmayanları bu huylarından caydırarak, mescide devamlarını sağlamıştır. Isparta Acemlerinden (Ermenilerinden) birçoğunu Müslümanlıkla tanıştırmış.
Kendi öz bütçesinden esnafa, gariban vatandaşlara 300 altın dağıtır. 1881yılında Isparta Sancak halkı, çevresi Orta Çağ’ dan çıkar. Müslim ( Ermeni) Mutasarrıf’ ı bağrına basar. Araştırm: Yunanistan Atina’ da oturan Mefruşarçı Isparta’ lı Osmanlı torunu Hagıa Luka Kahramanoğlu’ na çok teşekkür ederim.