Uluborlu, Isparta bölgesinde sadeyağlı yemek kültürü tarihi bir kültür olduğunu bilirsiniz. 1914’ lü yıllardır. Isparta ve Uluborlu Cuga Hanım, on parmağında on marifet olan Isparta Acemlerindendir. Gönen (Konana) Yuvacce yaylasındaki Türkmen bayanların el hünerlerine eş bir marifeti vardır. Yayıkta sadeyağ çıkaran, hazırlayan Ermeni kadını bu sanatını çocuk ken tütün hasadı için annesi ile teyzeleriyle birlikte yevmiyeli gittikleri Türkmen Kuleönü’ lü (Kaleönü)Türkmen Yörüklerinden öğrenmiştir.
Isparta Acemlerinin (Ermeni) erkekleri Isparta, çevresinde yaşayan Rum ustalar gibi Isparta ve Uluborlu’da ev inşaatında çalışırlar. Isparta Acem (Ermeni) kadınları da mevsim mevsim Isparta da köylerinde, Uluborlu’da varlıklı ve güvendikleri aile lerin evlerinde kısa süreli çalışır lardı. Isparta ve Uluborlu Rumları ile Isparta Acemleri kendi yiyecek, giyeceklerini, kullandık ları ev aletlerini, mutfak gereçleri, mobilyaların tümünü ya da büyük bölümünü kendileri üre tirledir. Hatta bir kısmımı da yerli Müslüman halka pazarlarlardı. Müslüman halkın kadınları ya evlerinde kapalı dokuma işlerinde veya tarlada çalışırlar.
El sanaatı adı verilen her türden yaratıcılık anlamında günlük bay ve bayanların ihtiyaç gereç lerinin tamamı Rum ve Acem (Ermeni) erkek, bayanlarınca sağlanırdı.
Isparta Acemi (Ermeni’ si) Cuga Hanım da kızları ile birlikte her sezon Isparta’ dan diğer Acem kadınlarıyla birlikte Uluborlu’ya gelirler. Bir hafta on gün kalırlar. Varlıklı ve tanıdık ailelerin gösterdikleri işleri yaparlar. Cuga hanımın işi ise zamanı gelmiş şimdiye kadar mayalı yoğurtla zenginleştirilmiş, keçi tulum derisi içine hapsolmuş ‘tuluk’ u bozmak.
Cuga Hanım iki kızı ile birlikte Ekim ayının ilk haftasında varlıklı ailelerin zamanı gelmiş yayık larını tere yağ, lor peyniri ve diğer süt ürünleri elde etmek için Uluborlu’ya doğru yola çıkarlar. Uluborlu Bey’i Emir Hüseyinoğlu Koca Hüseyin Bey Uluborlu’dan iki kişilik ekiple at arabası göndermiştir.
Yayıkçı Cuga Hanım iki gün Emir Hüseyinoğlu’nun, iki gün Bölükbaşoğluzadelerin evinde, iki gün Hamza zadelerin, iki gün Sağlakoğluzadelerin, iki gün de Pabuşçuzadelerin evinde kala caklar. Yayıklarını açacaklar.
Yayıkçı Cuga Hanım yayık açmadan önce büyükçe ve ve iyice güneşte kurutulmuş hasırı rulo şeklinde önce dürer. İki üç ay ha bire evin halkı tarafından yağlı yoğurtlarla beslenilmiş yayığı bir kurban kesme edasıyla hasır üzerine yatırır.Hasır üzerinde tulum daha güzel yayla narak sadeyağ’ın daha bi açığa çıkması sağlanırdı. Saatlerce kendisi, sonra büyük kızı Hesina (Hesna) sonra bir üçüncü kişi de küçük kızı Luka hasır üzerinde yaylandırılarak çal kalanan yayığı bir sağa bir sola