Her dönemde Osmanlı yasalarına karşı Ispartalıların zaman zaman uymama davranışları görülmüştür. Her ne kadar Şer’i yasalar yürürlükte olsa da kanunlara uymada zaaflar (dayanamama, düşkünlük) olduğunu söylemeliyiz. Isparta' da Müslümanlar ile Gayrimüslimler arasında yaşantı bakımından farklardan birisi de eğlence, kahvehaneye olan erkeklerin düşkünlükleridir. Bayanlar bu durumu gidermek için mahalle kapı önü sohbetleri kültürümüzde önemli yer tutmakta.
Kahvehaneler gezek adı verilen yaz, kış kır, ev toplantılarının Isparta kültüründe önemli bir yer tuttuğunu Ispartalı Osmanlı Müslim ve Gayrımüslimlerin hatıra yazılarından öğreniyoruz.
Isparta kahvehaneleri dereceli bir stres atma, kısman eğlence yaşamını ayarlı tutan davranışlarıydı. Bütünüyle gerek Müslümanları gerekse Gayrımüslimler eğlenme zamanlarını kısıtlamanın ileride derin yaralar, kişilerde ruhi bunalımların daha da artabileceği düşünülmüş. Her ne kadar bazı din adamları vatandaşların eğlenmelerini sakıncalı görseler de insanlar bu baskılara karşı direnç göstermişlerdir.
Isparta Kutlubey (Ulucami) camimizin düz Selçuklu çatı durumunu şimdiki kubbe haline getiren (1906) Barla Rumlarından Usta Kostamos’ un torunu şimdi Yunanistan Selanik Serez Kalavedra köyünde oturan emekli Selanik Büyükşehir PTT Müdürü ve sosyal tarihçi Minas Küfüncüoğlu’ nun dede notlarından, anlatılarından faydalandım. Kendilerine teşekkür eder, Allah uzun ömür versin derim.
Osmanlı döneminde Ispartalıların günlük hayatta boş zamanların geçirildiği, stres atılan kahvehaneler genelde Ispartalılarca işletilirdi. İki kahvehane hariç. Rum ve Ermeni kahvehaneleri ile bazı Müslim kahvelerin patronlarının Rum ve Acemlerden (Ermeni) olduğunu söyleyebiliriz. Rum Kürkçü Potimi (1913) diğer bir Rum Bayan Sakallı Gadina’ nın (1898) Müslüman kahvehanelerin de işletme sahipleri olduğuna ilişik notlar elimizde.
Kahvehanelerin büyük çoğunluğunun Müslümanlar tarafından işletilirken, eğlence hayatının önemli mekânlarından olan Isparta’nın tek meyhanesi zorunlu olarak Gayrimüslim Rumlarca işletilmekteydi.
Osmanlı döneminde kahvehanelerin yanısıra Rum Gadina (Sakallı Gadinko) ve evlatlıkları Isparta Rumlarınca uzun süreli işletilen bir meyhaneden söz edebiliriz. Bugünkü emre yolu üzerindeki Turan (temel) mahallesi Şeker sokakta yer alıyordu.
Genellikle Rum ve Isparta Acemleri (Ermeni) müşterisiydi meyhanenin. Kaçak olarakta bazı Müslim gençlerin de kılık değiştirerek söz konusu meyhaneye geldikleri bilinmekte. Yakalananların dönemin Şer’i Ceza Kadı’larınca verilen ceza tutanaklarından anlaşılmakta. İleride bu hikâyelerden bahsederiz.
1810’dan 1965’e kadar Isparta merkez ve diğer mahallelerinde bulunan, eğlence merkezi olarak bilinen kahvehanelerden bazıları sırayla Emre, Çayboyu bölgelerinde bir Rum bir Ermeni (Acem) kahvehaneleri (Yayla mahallesinde: Üç yol ağzında) bulunuyordu. Rum kahvesinde 1908’den sonra sessiz sinema oynatılırdı. Müslüman bay, bayanların da söz konusu sessiz sinema gösterimine geldiklerini hatırlatalım.
10 Ocak1908 Cuma namazından sonra ilk Isparta’da oynatılan sessiz sinema filmidir. İzmir’ li, Isparta’ dan göç etmiş tüccar Güdük Merik ( bir ayağı Isparta’da) her on beş günde bir yıllarca İzmir’den gelerek Ispartalılara sessiz film izlettirmiş. Parası olmayanlardan tilki, çakal derisi bile aldığı hatıralarda yazılmış.
Kahvehane pencerelerinde perde vardır. İçerisi karanlıklaştırılmıştır. İlk sessiz sinema gösteriminde bir trenin dumanlar çıkararak hareket etmesi anında seyircilerin korkup kaçtıkları ile ilgili ilginç anlatılar vardır. Nasipse ileride; 1908’lerin bu Isparta sinema ile ilgili gülünç hikâyeleri sizlerle paylaşacağım.
Müslim Osmanlı, Cumhuriyet dönemine sarkan kahvehanelerimizin en eskisi Hacı Şaban (Eski Devlet hastanesi bölgesi) ve Bilal Kahvesi (Burdur Yolu üzerinde) (Osmanlı döneminde geçmiş çok ilginç hatıraları da sizlerle paylaşacağım ilerde demiştim. Günlük olayları kayıt altına alan Osmanlı Rumlarının torunlarından (Selanik) şahsıma çok sayıda Rumca kitaplaştırılmış eserler verildiğini hatırlatalım.
1810’dan 1965’e kadar kahvehanelerimiz. Gündoğdu kahvesi, İstiklâl, Sezgin ve Evkaf Gazinoları, Halk pazarı, Alacacılar Kahvesi (Kumaş satıcıları için Mimar Sinan caddesinde) ,daha çok sihirbaz ve cambazların iş yaptıkları önemli uğrak yeriydi.
Isparta Rum, Ermeni kahvelerinde pazar günleri sırayla peksimet, simit, pasta ikramları Müslüman ve Gayrimüslimlere ikram edilirdi. Rum, Ermeni kahvehaneleri her üç ayda iki gün kapatılır, badana temizlik yapılmasına karşın Müslüman kahvehanelerinde temizlik olayı yılda bir defa yapılırdı. Nargile ve tavla oyunları Isparta kahvehanelerinde her dönemde çok yaygındı. Ramazan ayında ise tüm Isparta kahvehanelerinin gündüz yardım malzemelerinin dağıtıldığı depo, gece ise teravi namazından sonra dönüşümlü olarak bay ve bayanlar için eğlencelere yer verildiğini görmekteyiz.
İnce Efe Kahvesi, Dede Oğlu (Dede Oğlu Han kahvesi), Sarı Hasan Oğlu, Nazik Oğlu, Karaveli Oğlu, Nalbant Hanı, Ada Kahvesi, Akkaş Kahvesi, Söz konusu kahvehanelerin çoğunda Ramazan ayı süresince eğlenceler düzenlenir. Bazen bu eğlenceler bayanlara da ayrılan zamanlar olurdu. Hacivat Karagöz oyunları da yer alırdı. Bazı dini çevreler karşı çıksa da özel günlerde ve ramazan ayı süresinde vatandaşların namaz sonrası eğlenceleri devam eden yerlerdi. Domino oyunları oynanır. Zar atmak gibi kumara kaçan veya oyun kâğıdı marifetiyle oyunlar Osmanlı döneminde oynanmazken, cumhuriyet dönemindeki Isparta kahvelerinde bu tür kumara kaçan oyunlara yer verildiğini görmekteyiz.
Gökçay Kahvesi, Fişenkçi Kahvesi (Yenice mahallesi), Yenice Mahalle Kahvesi, Fabrika Kahvesi: Sümerbank iplik fabrikasının karşısında, Berber Hasanlar Kahvesi: Tabakhane, Gülcü, Emre, Köprü, İstasyon, Karaağaç, Yeni tabakhane kahvehanelerini sıralayabiliriz. Kahvehanelerde kahve, şerbet, lokumlu şifalı otlar ikram edilirken 1960’lardan sonra çay satışı yapılmaya başlanır.
Yine 1960’tan sonra hiç içki satılmaz iken bu dönemden itibaren içki satışı başlamış.
Isparta kahvehaneleri bir bakıma buluşma, işçi, usta aranan yerler, memleket haberlerinin öğrenildiği ilginç Kültür haneleriydi. Dini çevreler kahvehanelere her devirde karşı çıkmışlar. Vaazlarında abartılı ve uydurma senaryolarla buralara gidenlerin dinen günah işleyecekleri anlatılsa da kahvehane müşterileri her iki dönemde buna aldırış etmemişlerdir.