Saygıdeğer okuyucular, üzerinde gezindiğiniz şu Isparta toprakları geçmişte ne değerli mucitleri, yaratıcı insanları çıkarabilmiş. Osmanlı döneminde, din adamlarının Isparta Müslümanlarının gösterdikleri hoşgörü, yardımlaşma, hayatı, toplumu mülayim bakma sayesinde ne yaratıcı insanların çıktığını görmekteyiz.
Bu arada şerlikler de bütünüyle yok olmamış. Bu kadar güzelliklerin yanında yanlışlar da yapılmıştır. İslam’ın güzelliklerini koruma adı altında Büyük Kurtarıcı Atatürk’e olan saldırılar bitmek bilmiyor. İslam’ın hoşgörü, yardımlaşma, kenetlenme olduğunu unutan bazı zavallılar, ülkenin milli değerlerine saldırmaktalar. Yaratıcı azınlıkları hep böyle ocutmuşuz!
Bu nedenle de: Allah sevgisini, Hz. Muhammed’imizin güzelliklerini anlatanların elini öpüyorum. Ancak “dini öğretiyorum” diye yola çıkan, (sayısı az da olsa) bazı zavallılar devletimizin, cumhuriyetimizin kurucularına karşı saygısızlıklarını milletimiz asla unutmayacaktır. Bu davranışlarıyla da toplumu yüce dinimizde uzaklaştırdıklarının farkında mıdırlar acaba? Geçmişte anlı, şanlı kutlanan dini bayramlarımızın dokusunu kaybettirdiler.
Artık insanlar Bayram’ ları Akdeniz’e, Ege’ye kaçarak arar oldular. İslam’ ın güzelliklerle dolu kültürünü ya bilmiyorlar, ya da kafalarında Allah’ın adaleti yerine başka gayeler var!
Bir Bakalım Şu Osmanlı Isparta’sı Nasılmış?
Yıl 1909 Osmanlı Sarayı’ndan mülkiye çıkışlı Nazmi Bey (Paşa) Isparta’ mıza Vali olarak gönderilir. Yeni vali mucit, yaratıcı sanat, zenaat erbabı ile üretken tarımcıların tüccarların yanındadır. Isparta halkının fikrini alarak hizmet eder. Hatta halkı çağrıda bulunarak, Isparta Kumbağlar, Bilâlkahvesi ve Ada kahvelerinde dönüşümlü olarak kırk günde bir halkı toplar, görüşlerini alırdı. Hatta bayanları da zaman zaman erkek olmadan kahveye gelmeleri, toplantıya katılmaları çağrısında bulunur. Çeşitli isteklerini dinler, çözüm arardı.
Isparta Acemlerinden (Osmanlı Ermeni’si, Isparta halkından) Otomatik Vitesin Mucidi Asa Sarafoğlu’ ın (Kuyumcuoğlu) dedesi Büyük Asadur Ağa dülgerlik (marangoz) sanatı ve bağcılık alanlarında başarılı bir Ispartalı vatandaşımızdır. Torun Asa, dedesinin yerini almış.
Isparta Dere ve Yenice mahallelerin de bulunan su değirmenlerinin daha sağlıklı çalışması
İçin; sert ağaçtan burgu mekanizmaları yapar. Suyla dönen değirmen taşlarının dönüş fiziğinden faydalanarak elek kısmına koyduğu burgu marifetiyle buğday ve kepeğin net ayrışımını sağlar. Bundan dolayı Vali Nazmi Bey padişah adına Sultan Reşat madalyası ile Ispartalı Acemi ödüllendirir
Mucidin büyük annesi de (Şifacı ana) Haci Kadriye Yeva ot tedavisi ile Isparta ve civarında birçok sağlık sorunu olanları, felçlileri tedavi etmiş. Ispartalıların dualarını almıştır. Mucitlerin evi şimdiki Isparta Nüfus müdürlüğüne yakın (Temel-Turan) Mahallesi Şeker Sokaktadır.
Büyük Mucit Asa Sarafoğlu’ nun marangoz dede Büyük Asadur Ağa’nın Yaylazade ve Piri Mehmet Mahallesi (Cevizler altı) bölgesinde birkaç dönümlük üzüm bağı vardır. Ispartalı: Mühürcü Oğlu, Alaylı Oğlu, Kaşıkçı Oğlu, Danacı ve Eşeoğlu, Kıldır Oğlu, Darbaz Oğlu adlı Müslümanlarla komşu üzüm bağları vardır ve çok verimlidir. İslami dokuyu zedelemeden: Her yıl Isparta kiliselerindeki yortu ayin bayramlarda içilen şarapların tamamına yakını bu bahçelerden elde ediyorlardı. Hatta Acem Dülger Ağa’nın komşu Müslümanlardan da şaraplık üzüm aldığı da bilinmekte.
Hatta Katırcı Oğlu, Hacı Şaban adlı Ispartalı varlıklı insanlarımızın bazen üzüm üretiminin kıt olduğu yıllarda üzümlerini Mucit Asa Sarafoğlu ağaya üzümlerini verirlerdi. Gayrımüslüm kardeşlerinin kendi cemaatine karşı şarap üretmede mahcup olmaması içindir. Hristiyan dostlarını düşünecek kadar İslâmı derinlemesine bilen Ispartalı Müslüman ailelerimiz vardı. Isparta da Gayrımüslimlerin de mutlu olmaları için olduğunu Ispartalılar bilirlerdi.
Ne de olsa Gayrımüslim vatandaşlarımız da vergi veren, sanatıyla Isparta’ya hizmet eden bir Osmanlı vatandaşıydılar. Son Isparta Mevlevi Dedesi, Kurtuluş Savaşı Kuvayı Milliye Başkan yardımcısı, Belediye Başkanı Ali Dede’ nin hatıralarından Osmanlıca yazılmış el yazma eseri şahsıma verme lütfunda bulunan Ali Dede’nin torunu Ali Mete Tanrıbilir’ e Allah rahmet etsin.
Büyük Mucit Asa Sarafoğlu’ Marangoz ağanın Acem akrabaları da Isparta’da Acemler mahallesinde ve çarşı içi Kasapbaşı sokakta yine marangozluk, bakırcılık, demircilik, silah yapımı, nalbant, saatçilik, kuyumculuk ve iskarpin yapımı gibi sanat dallarında Ispartalılara hizmet ediyorlardı. (Şimdiki Vakıf İşhanı arkasındaki sokak)
Acı Olay Şöyle Gelişir.
2010’un Bir üzüm bolluğu mevsimi olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Büyük Mucit Asa Sarafoğlu her gün üzüm bağına gider, omcalarına selam verir. Bazı dallarını, yapraklarını düzeltir. Kendi inancında dualar okur Isparta Kasapbaşı mahallesindeki marangozhanesine dönerdi. 7 Ağustos 1910 tarihinin Pazar günü ibadet için Emre mahallesinde şimdiki 3836 sokakta bulunan Emre Manastırı ve kilisesine (kalıntıları şimdi de mevcut) gitmişti. Hatta her Cuma günleri de yine Müslüman kardeşlerine saygısından, Hz. İsa kadar Hz. Muhammed’ imize olan sevgisinden dolayı Kavaklı (Abdipaşa/Peygamber) camisine gelir, namaz kılar, dualara katılırdı. (Isparta Mevlevî Dergâhı Günlükleri’ nden)
Büyük mucidin dedesi dülger İşte tam üzümlerin toplanıp kurutmalık, Pekmezlik ve şaraplık olgunluğuna geldiği günlerde 7 Ağustos 1910 Pazar günü ibadet sonrası gittiği üzüm bağının talan edildiği, asmaların, omçaların dallarının, üzümlerinin gelişigüzel parçalandığı manzarası karşısında donar kalır.
Ağlaya ağlaya Temel (Turan ) mahallesi Şeker sokaktaki evine gelir. Kimseyle görüşmez. Isparta Valisi Nazmi paşa kendisiyle görüşmek ister. Fayton arabasının içinde mucit dedenin evinin önünde bekler, ama kapıyı açanlar olmaz. Vali paşa görüşemeden konağına döner.
Takvimler 11 Perşembe 2010’u gösterdiğinde; evinden hiçbir yük almadan sadece birkaç katır sırtına dülgerlik gereçlerini alır. 14 kişilik yakın akrabaları ile Isparta’yı terk eder. Kayseri' nin güzel Muncusun köyüne, bugünkü adı Güneşli’ ye göç ederler. Hayalindeki üzüm bağlarını burada kavuşmak ister. Tam üzümlerinin verimini alacakken Marangoz Isparta Acemi dede ve akrabaları 1917 Ermeni Zorunlu Göç kanunu gereği Isparta ’dan ayrılışlarının üzerinden 6 yıl geçmiştir. Mucit’in babası ise bir ticari gemiyle 1914’te Amerika’ya gitmiştir. Amerika’ ya giderler. Torunu yüzyılın mucidi olacaktır. Torunu Mucit Asa Isparta Acemi (Osmanlı Ermeni’si, Isparta halkından) Otomatik Vitesin Mucidi Asa Sarafoğlu’ ın (Kuyumcuoğlu) nice buluşlara koşar.
Ispartalı Acem Torunu Amerika’ da onlarca icada İmza Atar
(Söz konusu ailenin izini sürdüm)
Chicago’da babasıyla buluşur. Baba Acemoğlu Isparta’da iken şimdiki Atatürk parkı karşısı ndaki iki taş binanın ( Eski Milli Eğitim, Tümen binaları) tasarımcısı olduğunu hatırlatalım.
1906’da Isparta Kutlubey (Ulucami) kubbesinin yapımcısı Barla’lı Rum taş ustası Kosta Usta’ yla Ulucami’nin düz çatı halinden kubbe tasarımını planlayanlardandır. (Mevlevî Dedesi Ali Dede efendinin notlarından)
Chicago’da Ispartalı dedesinin mesleğini bir süre sürdürür. Amerika iç savaşında yer almış kahramanların ağaç heykellerini yaparak kendini tanıtır. Yaratıcı yanını keşfeden bazı Amerikalıların da tavsiyesiyle deneme amacıyla kendisiyle bağlantıya geçen Michelle Motor Companyden birisi, Asa’ nın (Sarafyan) yeteneğini takdir eder. Onu çırak olarak işe alır. İlerleyen günlerde patronu Bay Tool & Machine Companyde imalat üzerine çalışması için teklifte bulunur.
Yine ilerleyen zamanlarda da Asa Sarafyan, fabrikanın başmühendisliğine terfi eder. Ispartalı torunun en önemli icadı otomatik araba vites kutusu icat etmesi olur. Buluşunu denemek ve araba firmalarına ispatlamak amacıyla arabasına taktığı otomatik vitesle kilometrelerce yol kat eden Asa, böylece, tarihin ilk otomatik vitesli arabasını yaratmış ve mükemmel bir şekilde çalıştırmış olur. General Motor devreye girer ve otomatik vites otobüslerde denenir.
Genç mucit, vites üzerindeki çalışmalarını yoğunlaştırır ve bu kez helikopter vitesini keşfeder: Araba vitesinden farklı olarak çalışan bu vites sistemi B-Warner tarafından dünyanın en tanınmış helikopter firması Skorsky için uygulanır. Asa, deniz motorlarındaki geri vites, Amerikan Ordusu için hazırlanan M’ li taşıma araçlarının viteslerinin yanı sıra, yine Amerikan Ordusu için yaptığı, ancak gizli tutulan pek çok icadı da yaratıcısıdır. Hidrolikle çalışan birçok sistem Amerikan tanklarında kullanılmıştır. Havalı direksiyon, arabalarda kullanılan gaz pompası, jantları otomatik olarak kesen düzenek, arabanın kontağı kapatıldığında sönen far sistemi, kaymayı önleyen hidrolik fren sistemi yine Ispartalı Acem torunu Asa’ nın marifetleridir.
Portatif elektrikli testere de Asa Sarafyan’ ın ilk buluşlarındandır. Bu cihazı 1919 senesinde, kendi evinde yaptığı çalışmalar neticesinde keşfeder. İnce şerit halinde, yukarı aşağı hareket ederek dikiş makinesi gibi çalışan testere, kendi dalında bir ilktir. 2500 tonluk Pres, hidrolik yüksek basınçlı pompa, yüksek basıncı dışarı atan vana sistemi, uçaklarda kullanılan hidrolik kapı, tekerleklerin açılıp kapanma sistemi, hidrolik sistemle çalışan ağır yük kaldırma makinesi, deniz suyundan içme suyu elde edilen ilk arıtma sistemi. elektrikli testere sistemi,
Bu ünlü Isparta kökenli Acem torunu mucit, 1979’da Ohio daki evinde kanserden öldüğünde, adına kayıtlı 500’ e yakın patenti bulunuyordu. Dünya onu Oscar Banker adlı bir Amerikalı olarak tanıdı, ancak o mütevazılığını hayat boyu yitirmeyen gerçek bir Anadolu’ lu Ispartalı dehadır... Kız kardeşi de Isparta Erkek Muallim okuluna giden kız öğrenci oldu. Ancak yine çarpık kafalı bazı insanların dedikoduları nedeniyle kız kardeşi İzmir öğretmen okuluna nakil yaptırır. İlk Türkçe’ yi ve Acemceyi öğrenmeye başladığı sıralarda, ana kucağında iken Isparta’dan ayrılmış. Amerika Ermeni derneklerinin konferanslarında hep Isparta’yı gelmeyi düşlediğini Ohio eyalet dergisinden öğreniyoruz. Osmanlı yönetimi süresince 1917’de Isparta ’dan ayrılıncaya kadar hiçbir Acem (Ermeni) Osmanlı Ispartalısının adli veya hukuki önem arz ecek davalarının olmadığını da yine vilayet sicillerinden öğreniyoruz.
İslam’a saygılı, komşularıyla iyi ilişkiler içinde olmayı arzulayan Isparta Acemleri 257 yıllık süresinde birçok el becerisi mesleği Ispartalı Müslümanlara öğretmişler. Ispartalıların evlerini inşa etmişler. Yollardaki taşları karın tokluğuna temizlemişler. Hatta Ispartalı Müslümanların hatırlarını kırmamak için diğer Gayrımüslim Osmanlı Rumlarıyla birlikte Cuma günleri camiye Pazar günleri de kendi kiliselerine giderek aynı Allah’a el açıp dua etmişler.
İslam’ ın güzel yüzünü, barışını, emir mesajlarını el becerisi, sanatsal yaratıcılıkları üstün olan Isparta Rum ve Acemlerine (Ermeni) gösterememişiz. İçtiklerine, ibadethanelerine karışmışız. Gayrımüslimler karşısında olgun bir İslam’ı yaşatamamışız.
Hz. Muhammed’ in hayatını öğrenmemişiz. İnsanları dışlamak, ülkenin kurtarıcısına, belediye başkanına, valisine, daire müdürüne çamur atmak işimiz olmuş. Gayrımüslimlerin her türden yaratıcılıkları sayesinde ülkemiz bugünlerde dünyanın zirvesine oturmaz mıydı? İslam adına kilise duvarlarında kolbastı oyunu oynama yanlışlıkları ne zaman sone erecek?