Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

KURAL TANIMAZLAR İŞ BAŞINDA

Anamas, Barla, Uluborlu, Isparta Sidre, Gönen Yuvacce yaylası ve bölgelerinde 1913’e kadar ceylanlar geziyordu. Şimdi yoklar. Kural Tanımaz’ lar Psidya ceylan larını sapanla avlaya avlaya neslini bitirdiler. Eğirdir Gölü’nde Av Yasağına Rağmen Katliam” başlıklarıyla verilen haberlerde kural tanımaz insanların hatalarını üzüntüyle duyup okumaktayız.. Su Ürünleri Kontrol ekiplerinden başka jandarmamızın da denetimlerini sıkça yaptığının haberlerini alıyoruz. Ancak gözlerini para hırsıyla dönmüş, kural tanımaz insanların sayıları hiçbir zaman da azalmaz. Eğirdir ve Hoyran göllerinde vahşi avlanma usulleriyle lohusa balıklar katledilmekte! Eğirdir, Yalvaç, Senirkent, Gelendost jandarma birliklerimiz planlı ve kesintisiz “Kural Tanımaz Varlıkların” peşine daha bi inatla düşmeliler. Şu an balık avcılığının yasak zamanı. Balık avcısı aileden olduğum için meseleyi iyi biliyorum. Balıkların karınlarındaki milyonlarca havyar-yavruyu kıyılara, kamışlık alanlara gelerek, karınlarını kamışa ve sığ su altı çamurlara sürterek boşaltırlar. Şimdi balıkların lohusa dönemleridir. Lohusa balıklar yarı hasta ve saftırlar. Avcılardan kaçabilme kabiliyetleri saflaşmış, azalmıştır. Sersem pozisyonundadırlar bu mevsim. İşte bu durumdaki hamile diyebileceğimiz balıklar kelimenin tam anlamıyla; katledilmekteler. Hem de zıpkın saplayarak öldürülmekteler. Kanlarının bir kısmı öldürüldükleri yerde kalmakta. Sığ sulara, kamışlık bölgelere gelerek karınlarındaki yük olan milyonlarca havyar-yavruyu su içindeki yüzeylere, kamışlara sürterek karınlarını boşaltmak, yeni mevsimde milyonlarca yavru balığı yetiştirmekten başka gayeleri yoktur hayvan cıkların. Söz konusu balıkların bu dönem lohusa yani yarı hasta dönemlerini pek dinlemezler “kural tanımaz varlıklar”. Sadece öldürmek, cüzdanlarını doldurmaktır. Bu yasak dönemdeki, haldeki balıkların etleri de zaten yarı hastalıklıdırlar. Yenmesi de hatadır! İleride ortaya çıkacak hastalık yapmaya elverişlidirler. Kaçak avcıların gözü dönmüş halleri cidden gelecek günlerimizde balık neslinin sonlanacağının bir göstergesidir demek yerinde olur. “Kural tanımaz varlıklar” hamile ve biraz da hasta olan balıkları gafil avlayarak; balık neslinin azalmasına neden olmaktalar. Kural tanımazlar doğayı da katletmeye yavru balıkların yanı sıra havyar atıp binlerce balık üretecek anaç balıkların da şu yasak günlerinde avlanmalarını her bir vatandaşımız karşı çıkmalılar. Bu “kural tanımazlar” a ilgililere (jandarmaya) bildirmeleri bir yurttaşlık görevidir. Norveç bilim adamlarının son araştırmalarında balıkların da acı çektiği, korktuğu ve stres altına girebildiğini deneylerle bilim dünyasına yeni bir bilgi eklediler. Hamile balıkların hançerlenerek avlanmaları, canlarının yakılması ne acı bir durum! Doğaya karşı işlenen her suçun cezasız kalmıyor mu? Güzelim Eğirdir gölü benzeri dünyada sadece birkaç tane. Cennet kadar güzel ülkemizin gölünün balıklarının katledilmesi insanlığa yakışmıyor. Zıpkınlamanın insana yakışan bir tarafı da yok! Isparta’nın gölü ve içindeki balığı tükendiğinde, göl kuruduğunda, yeşillikleri, ağaçları bittiğinde insanlar nereye gidecekler? Köyler, kentler beton yığını, Dağlar taşlar bir karış mermer için delik deşik ediliyor. Ellerinde zıpkın almış “kural tanımazlar” gölün balığını da bitirmek için yemin etmişe benziyorlar.
Ekleme Tarihi: 07 Mayıs 2021 - Cuma

KURAL TANIMAZLAR İŞ BAŞINDA

Anamas, Barla, Uluborlu, Isparta Sidre, Gönen Yuvacce yaylası ve bölgelerinde 1913’e kadar ceylanlar geziyordu. Şimdi yoklar. Kural Tanımaz’ lar Psidya ceylan larını sapanla avlaya avlaya neslini bitirdiler.

Eğirdir Gölü’nde Av Yasağına Rağmen Katliam” başlıklarıyla verilen haberlerde kural tanımaz insanların hatalarını üzüntüyle duyup okumaktayız.. Su Ürünleri Kontrol ekiplerinden başka jandarmamızın da denetimlerini sıkça yaptığının haberlerini alıyoruz. Ancak gözlerini para hırsıyla dönmüş, kural tanımaz insanların sayıları hiçbir zaman da azalmaz.

Eğirdir ve Hoyran göllerinde vahşi avlanma usulleriyle lohusa balıklar katledilmekte!

Eğirdir, Yalvaç, Senirkent, Gelendost jandarma birliklerimiz planlı ve kesintisiz “Kural Tanımaz Varlıkların” peşine daha bi inatla düşmeliler.

Şu an balık avcılığının yasak zamanı. Balık avcısı aileden olduğum için meseleyi iyi biliyorum. Balıkların karınlarındaki milyonlarca havyar-yavruyu kıyılara, kamışlık alanlara gelerek, karınlarını kamışa ve sığ su altı çamurlara sürterek boşaltırlar.

Şimdi balıkların lohusa dönemleridir. Lohusa balıklar yarı hasta ve saftırlar. Avcılardan kaçabilme kabiliyetleri saflaşmış, azalmıştır. Sersem pozisyonundadırlar bu mevsim. İşte bu durumdaki hamile diyebileceğimiz balıklar kelimenin tam anlamıyla; katledilmekteler.

Hem de zıpkın saplayarak öldürülmekteler. Kanlarının bir kısmı öldürüldükleri yerde kalmakta.

Sığ sulara, kamışlık bölgelere gelerek karınlarındaki yük olan milyonlarca havyar-yavruyu su içindeki yüzeylere, kamışlara sürterek karınlarını boşaltmak, yeni mevsimde milyonlarca yavru balığı yetiştirmekten başka gayeleri yoktur hayvan cıkların. Söz konusu balıkların bu dönem lohusa yani yarı hasta dönemlerini pek dinlemezler “kural tanımaz varlıklar”. Sadece öldürmek, cüzdanlarını doldurmaktır.

Bu yasak dönemdeki, haldeki balıkların etleri de zaten yarı hastalıklıdırlar. Yenmesi de hatadır! İleride ortaya çıkacak hastalık yapmaya elverişlidirler. Kaçak avcıların gözü dönmüş halleri cidden gelecek günlerimizde balık neslinin sonlanacağının bir göstergesidir demek yerinde olur. “Kural tanımaz varlıklar” hamile ve biraz da hasta olan balıkları gafil avlayarak; balık neslinin azalmasına neden olmaktalar.

Kural tanımazlar doğayı da katletmeye yavru balıkların yanı sıra havyar atıp binlerce balık üretecek anaç balıkların da şu yasak günlerinde avlanmalarını her bir vatandaşımız karşı çıkmalılar.

Bu “kural tanımazlar” a ilgililere (jandarmaya) bildirmeleri bir yurttaşlık görevidir. Norveç bilim adamlarının son araştırmalarında balıkların da acı çektiği, korktuğu ve stres altına girebildiğini deneylerle bilim dünyasına yeni bir bilgi eklediler.

Hamile balıkların hançerlenerek avlanmaları, canlarının yakılması ne acı bir durum!

Doğaya karşı işlenen her suçun cezasız kalmıyor mu? Güzelim Eğirdir gölü benzeri dünyada sadece birkaç tane. Cennet kadar güzel ülkemizin gölünün balıklarının katledilmesi insanlığa yakışmıyor. Zıpkınlamanın insana yakışan bir tarafı da yok!

Isparta’nın gölü ve içindeki balığı tükendiğinde, göl kuruduğunda, yeşillikleri, ağaçları

bittiğinde insanlar nereye gidecekler? Köyler, kentler beton yığını, Dağlar taşlar bir karış mermer için delik deşik ediliyor. Ellerinde zıpkın almış “kural tanımazlar” gölün balığını da bitirmek için yemin etmişe benziyorlar.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.