Acem Kürkçü Necip küçük yaşta Sivrihisar’a yerleşen teyzesinin yanına gidip gelir. Sivrihisar’ın kuzeyine Hisar ile Baba çeşmesi arasına Yazıcıoğlu kalesi ve kayalığın eteklerine yerleşen Ermeni mahallesinde bulunan kürk dikicilerinin yanında çıraklık, sonra kalfa daha sonra ise ilerleyen yıllarda usta olur. Amacı Isparta sancağında Kürk dikimevi açmaktır.
Kendi dükkânını açmaya karar verir. Dönemin Isparta Sancağı Ahi Esnaf Locası Ağası
Cirelioğlu Süleyman’dan en “üst basamak usta üstat rütbe alırsın” duasıyla kürk dikimevi açma izni verilir. Ağa Acem Kürkçü’ nün peştamal kuşanmasını sağlar.
“..Müşterisine saygılı, terbiyeli, edepli, dindar, ahlaklı, tokgözlü davranışın devam eder.. ”sözleri dönemin kadı efendi vekili, Rüşdiye öğretmeni Hafız Mehmet efendiler tarafından da dua edilir. Acem Kürkçü’yü madden yardım eden ortağı Isparta Rum’u Yanako Efendi, işadamı Isparta Ermenisi Ohannes, Konya eyalet valisi eski sadrazamlardan Sakızlı genç Sait Paşa da vardı. Isparta sancak valisi Eyuplu Ali Rıza Efendide bulunuyordu.
Acem Kürkçü Polonya’dan çok sayıda son model kürk dikiş makinesi getirtir. Rum, Ermeni ve Müslüman Ispartalılardan gönüllü dikici alır. Osmanlı iç eyalet sancaklarından, komşu dış ülkelerden kürk siparişleri çokça alınır. Bahri köksü ve ördekbaşı, Hükümet erkânının giydiği kürkler, Eşraf, Ayanın giydikleri, Ulema zümresinin giydiği kürkler, Boy kürkü, kısa kürk, iç kürkler üretilmeye başlanır.
Divan kürkü, erkân kürkü, kaftan kürkü ile gündelik uzun kürkler. Divan kürkü; Kolları geniş olan boy kürkü; makamında otururken ve bayram muayedelerinde, biniş kürkü; makamından gayri yerlerde, ince iç kürkü; soğuk günlerde boy kürkünün altına giyilen kürklerin het çeşit üretilir.
İç ve eyalet pazarlarında Acem Kürkçü’nün mamulleri oldukça pazar bulur! Osmanlı bütçesine artı katma değer katar. Isparta sancağının ticari ve sosyal görüntüsü değişir. Isparta sancak hanlarında bulunan satış mağazalarında Acem Kürkçü’nün mamulleri aranır olur.
İşler olumlu giderken Osmanlı Rus (1877-78) savaşı öncesi ticari gem ve kervan hareketleri tehlikeye girer. Gerek doğru balkan ülkelerinden gerekse (Rusya), Sibirya’dan
kürk hayvanları gelmez olur. Isparta sancak (Psidya) bölgesindeki Ceylan, yavru tay, kuzu postlarından yapılan kürkler az para eder.
Acem Kürkçü varlıklı Ispartalı ailelerden Mercan oğlu Halil’e, o zamanın Isparta sancak valisi Rıdvan Paşa’ya ve bir yıllığına Isparta’ya sürgüne gönderilen Gelendost’u Sadrazam Hüseyin Avni Paşa’ya kürk hediye eder. Birlikte hediye edilen kürkleriyle fotoğraf çektirirler. Acem Kürkçü’ nün satışları durma noktasına gelir. Üç ayda bir İstanbul’dan gelip hevesli Ispartalıların fotoğrafını çekiyordu.
Acem Kürkçü ilk kürkçü satış dükkânını açtığında Isparta Kasapbaşı sokaktaki dükkânına gelen ünlü kişilerle (Ermeni fotoğrafçı 1871 de) fotoğraf çektiriyordu.
Paşa ’ya kürk giydirip fotoğraf çektirip giydirdiği kürkü hediye etmişti.1876’da kürk satış işleri krize girince bir çare olarak Isparta’lı sadrazam Hüseyin Avni paşa ile ilgili fotoğrafı Tellal Şükrü’nün eline verir.
Gayesi krizdeki kürk ticaretini canlandırmak. Daha doğrusu Acem Kürkçü’nün kafasında başka bir formül vardır. Isparta dağlarında yaşayan kurt, çakal, tavşan, tilki, vaşak gibi hayvanları tuzaklayıp avlamak. Kısmi ticari kürk krizinden çıkmak. Büyük oranda iç piyasanın kendi üretimini yine yerli kürkü olan hayvanların derisiyle kapatmak.
Gelendost’u Hüseyin Avni paşanın sürgün yaşamı sona ermiş. Yeniden sadrazamlığa (Başbakanlığa)getirilmiştir.
İşte Acem Kürkçü: ” Hüseyin Avni Paşa benim arkamda” mesajını vererek civar vahşi kürk hayvanlarını tuzaklayıp derilerinden faydalanmayı düşünür. Böylece civar dağlarda yaşayan kurt, çakal başta olmak üzere kürkü için Acem Kürkçü’nün yakalayıp öldürülmesi olayından dolayı Isparta sancak halkı sesini çıkarmamasını düşünmekte.
Çok sayıda Uluborlu Kaleiçi Rum demircilerine tuzak yaptırır. Yardımcı Rum, Ermeni gençlerini akçe vererek tuzakları kurdurmaya başlar. Özellikle soğuk ve karlı günleri seçer. Rum ve Ermeni gençleri işe Dere Mahallesi Kanlı koz eteklerinden başlayıp tuzakları kurmaya başlarlar. Haftanın birisinde Dere Mahallesi taraflarındaki kiraz bahçeleri, Tavas çeşmesi. Düldül ayağı, Kanlı koz eteklerine, hatta un kokusuna gelen aç çakalları da yakalamak için, Hüseyin baş değirmen ( 2021 Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’in dedelerinin değirmeni)su arığının her bir yerine, boyla bahçelerine kadar tuzakları kurdurur. Birkaç soğuk kış gecesinde çok sayıda çakal tuzağa düşer.
Yenice mahallesine sıra gelir. Tekmil bahçeler ile Pıtrak değirmen bölgesine, Hacı Abdi. Şahali, Çakmakçı ve Payamlı avlu bahçeleri civarına elli kadar tuzak krulur.
Dere Subaşı ve civarı semtlerine sıra gelir. Kış günleridir. Kar her yeri kapatmış, hayvanlar açtır. Tuzakların yanına çok sayıda yem konur. Hacı Piri Karga Oğlu, Sahalı Oğlu, Katırcı Oğlu, Hacı Şaban, Kavukcu Oğlu, Mühürcü Oğlu, Alaylı Oğlu bahçeleri tamamen tuzaklanır. Darbaz Oğlu, İdris Oğlu, Konur Oğlu, Uşkurcu Oğlu Kıldır Oğlu, Dimici, Hamza, Karaveli, Yesarı, Hacı Softa, Köse Oğlu, Kaşıkçı Oğlu, Danacı ve Eşe Oğlu bahçeleri vardır. Buralara gelen aç kurt, tilki, çakal ve tavşanların tamamı Nisan ayına kadar yok edilir.
Ama Kürkçü Acem’i hayvan kürküyle doyurmak çok zordur. Gözüne kan bürümüştür bir kere!
Bu defa kendisi koca vücudunun taşıyabileceği kurt tuzaklarını alır, Dere Mahallesi yönünde Sagalassos eski yolundaki Andon yol kilisesi önüne kadar tuzaklar. Birgün sonra yine soğuk ve karlı, sisli havada tuzakları bakmaya gider. Ayağından tuzağa yakalanmış koca bir kurdun yanına yaklaşır. Acılı kurt yanına yaklaşan Acem Kürkçü’yü yetişebildiği kadar saldırır. Acem Kürkçü’nün arkasından gelen çocuk yaşındaki yardımcısı durumdan korkar. Diğer kurtlar sese ve kokuya gelerek Acem Kürkçü’yü daha bir hışımla saldırıp parçalaralar.
Ispartalıların Zıttak yeri veya Kara İsmail yeri ya da Kabakçı tarlası denilen yerde bir gün sonra Acem Kürkçü’nün çok parçalı cesediyle karşılaşırlar. 1876’li yıllarda Isparta yerli kürkçülük olayı kısmen zedelenir. Hasan Tahsin Paşa Belediye başkanı Reisi, Karga zade Osman Efendi ve halktan Yunusoğlu hacı Ahmed ‘in aldıkları kararla üç yıl her türlü kara avcılığının yasaklandığı tellallarca mahallelere duyurulur.
Henüz Kürkçü Acem’in kurtlara yem oluşu mahallelerde, sofrabaşı sohbetlerde konuşulması bitmeden bir kara bela Isparta’nın başına gelir.
Eskileri Isparta çayı dedikleri dere taşar. Gelen sel, Tabakhane ,Demirköprü, şimdiki Aksu daddesi, Mevlevihane dahil Tabakhane, Feyzullah (Sermet)mahallesi, İskender ve Germiyan mahallelerini bastı. Bir çok insan, hayvan ölür.Kışla askerleri at sırtında gölet sel alanlarından cesetleri toplarlar. Bunun yanı sıra binlerce yıldır Mevlevihane bahçesine (İskender mah) gömülen Mevlevi dedelerinin mezar kemikleri Isparta sokaklarında sel ile birlikte saçılır.