Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

PAMBUK’ UN SON OYUNU!

Beş altı yaşlarımdaydım. 1961’ in Kurban bayramını bir Mayıs sabahı kutlayacaktık. Nurlar içinde yatsın! Akrabamız, varlıklı İsmilerin Hacı Mehmet amca arife gününden bir gün önce bana bir çift lastik ayakkabı, bir yakasız pamuk ipliğinden renkli gömlek (petrol ürünü naylon henüz yoktu), bir kutu mantar ve oyuncak tabancası olduğu halde; cümle kapısından uzatıp elindeki bayramlıkları sıkı tutarak; diğer yoksulları sevindirmeye, dağıtıma gitti. 1961’ in geçen Ramazan bayramında olduğu gibi o bayramlık hediyelerle yatacaktım. Çok sevinçliydim. Benim bayramım o hediyelerin verilmesiyle başlardı. Köyümüz Eğirdir gölüne yakın duran Gelendost-Yenice köyü. Kurban Bayramına az kalmıştı. Rahmetli anacığım erkenden bizi uyandırdı. Göl kıyısında, (Çay ağzı) mevkiinde (Kurtuluş Savaşı kahramanı Hafız İbrahim Demiralay’ ların Afşar çiftliği bitişiğindeki yeni ektiğimiz fasulye tarlamızdaki otları temizlemeye gidecektik. İki gün sonra bayramdı. Anacığımız sabahın erken saatlerinde babam için bulamaç çorbasını odun yakılan ocakta pişirip dumanı tüterken babamı çağırıp çorbasını içmesini istedi. Babam bulamaç çorbasını acelece yudumlamaya başladı. Çorba içiminden sonra babam göle gidip balık ağlarını toplayacak. Balıkları önceden sipariş verenlere götürecekti. Balık parasıyla toz şeker alınacaktık. Bayram baklavası hemen hemen anacığımızın eliyle bitirilmiş. Şeker bekleniyordu. İki yıldır anacığımızın eliyle beslediği kurbanlık kuzu Pambuk büyümüş, etlenmişti. İki kişi yerinden kaldıramıyordu. Hep mısır tanesiyle beslenmişti. Anacığım bacılarımdan birisini görevlendirip kurbanlığın su ve yiyeceğinin verilmesini emretmişti. Altı kardeştik. Üç dört yumurta yine odun ateşiyle rafadan pişirilmiş. Her zaman olduğu gibi: Yarımşar yarımşar paylaşılacaktı. Anacığımızın taş fırında pişirdiği ekmek dilimlerini küçük ablam hepimize paylaştırırdı. Kendi tarlamızdan hasat edilmiş, Anadolu Karakılçık buğdayından ekmeklerimizin doğallığına diyecek yoktu. Bol vitaminli, katıksızda yenebilirdi. Sabah kahvaltısında toz şekerimiz olmadığı için çay yerine pekmezli kekik içiyorduk. Alnı sakar camızımızın (manda) sütünden olma kaymaktan büyük ablam dörtte bir kadar yemek kaşığı miktarı ile önlerimize paylaştırırdı. Anacığımız “yemeğe başlayın” demeden kimse elini yiyeceklere yaklaştıramazdı. Disiplin tamdı evimizde. Evimizin karşısında bulunan Kiraz Mehmetlerin kahvesinden gelen radyo haberlerinin sesi odamızdan net duyabiliyorduk. Gelin sandığı gibi, lambalı, yanında kiloluk pili ile ısınınca çalışan radyodan gelen sesler evimizi üzmüştü. Güzel Ülkemizin1961’li yıllar kaybedilmiş yıllarıydı. Amerikan oyunları tüm halkımızı derinden yaralıyordu. Anacığım babama seslendi. Babam her zaman kâsesindeki çorbayı bitirirdi. Çorbası yarım kalmıştı. Radyodan gelen haberlerden çok etkilendiğini tüm kardeşlerimiz farkına varmıştık. Sessizlik çökmüştü. Evimizin geniş avlusundan komşumuzun köpeğinin sesiyle bizim kurbanlık “Pambuk” adlı kuzumuzun sesi geliyordu. Her zamanki gibi komşu köpeğiyle kurbanlık kuzumuz Pambuk oynuyorlardı. İki gün sonra kurban edilecekti Pambuk! Komşu köpeğiyle son oyunları olmalı diye düşündük. Ne denir ki! Pambuk kurban edilecekti. Allah’ın emri böyle! Karşıdaki Kiraz Mehmet in kalhanesinden gelen haberleri dinleyen rahmetli babam göle balık ağlarını toplamak için hazırlanırken anacağıma seslendi. “-Menderes’i haksızca idam edecekler” diyordu babam. İdam kelimesini işte burada öğrendim. (Adnan Menderes, 27 Mayıs Darbesi sonrası Başbakanlık görevinden alındı ve Yüce Divan'da yargılandı. Yassıada Yargılamaları) Mahkemede suçlu bulunan 62 yaşındaki Menderes, İmralı Cezaevi'ne nakledilerek haksızca idam edilmişti) Aylar önce radyodaki ihtilalci generallerden ihtilal sözcüsünün radyodaki ses tonundan darbeci generallerin neler yapacaklarını tahmin edebilmişti rahmetli babam. Aylar öncesinden Menderes’in katledileceğini söyledi. Bu söylem çok üzücüydü. Tahmin gücü her zaman yüksekti babamın! Kahvaltımız ortasına hüzün çökmüştü. Zaten yarım suda pişmiş yumurta hakkımız vardı. Onu da yiyemedik. Bayram öncesindeki sabahı evimiz cenaze evine dönmüştü. Babamın tahminleri hep çıkardı. Öyle oldu. Altı ay sonra Türkiye’nin seçilmiş başbakanını Amerika astırtmıştı. 1961’in beş altı yaşında çocuğu olarak o bayramı hüzün içinde geçirmiştik. Dediğim gibi babamın tahminleri hep doğru çıkardı. Oysaki bir iki ay önce köyümüzün yollarını sarı sarı gelen ve köylülerimizin “Menderes’in develeri “ adını verdikleri greyderler yollarımızı açmış, köylülerimiz nefes almıştı. Sarı develerle gelen hizmetler bir daha köyümüze gelmeyecekti. O bayram bayramlık lastik ayakkabıların mutluluğuna varamamıştım. Evimizde hep günün memleket havadisleri biteviye konuşulurdu. Her Kurban bayramı geldiğinde hep o günleri düşünür, bu yaşıma geldim. O gündür bu gündür, babamın tahmini sözünün etkisini düşünürüm. Türkiye’mizi kalkınmada, gelişmiş ülkelerin ötesine çıkmasını istemeyen batılı devletlerle yerli işbirlikçileri hep vardı. Pambuk’ un son oyunu komşu köpeğiyle sonlandı. Pambuk Allah’ın iradesiyle kurban edildi. Peki, Menderes’in katledilmesi kimin iradesiyle oldu? Amerikan’ın şeytani oyunu sonucu mu acaba TC Başbakanı kurban edildi? Allah’ın iradesi dışında katledildi seçilmiş Başbakan’ımız. Akrabamın verdiği bayram hediyesi lastik ayakkabıyla bayramlarda çok mutluyduk. Şu Amerika olmasa yine mutluluğumuz devam edeceği görüşündeyim.. Kendi sanatımıza, teknolojimize, icatlarımıza, bilimsel uğraşılarımıza karışma huyundan vazgeçeceğe benzemiyor batılılar. Çepeçevre Türkiye sınırlarında ülkemize yönelik saldırı palanları içinde. PKK’lı canileri üzerimize göndermekle kalmıyor. Şimdi de 1919’ larda olduğu gibi Yunanistan’la bizi savaştırmak istiyor. Suriye de Irakta ve şimdi Yunan adalarında tuzaklar kuruyorlar. Onun hazırlığı yapılmıyor mu? Haramı, helali hiç öğrenmeyenler şimdi de Türkiye ile komşumuz Yunanistan’ la savaştırarak bölgenin hâkimi olmayı amaçlıyorlar. Menderes’i elimizden aldılar. Doymadılar! Ama bir akşam yattıklarında sabah uyanamayacaklarını bilmeliler..
Ekleme Tarihi: 10 Temmuz 2022 - Pazar

PAMBUK’ UN SON OYUNU!

Beş altı yaşlarımdaydım. 1961’ in Kurban bayramını bir Mayıs sabahı kutlayacaktık. Nurlar içinde yatsın! Akrabamız, varlıklı İsmilerin Hacı Mehmet amca arife gününden bir gün önce bana bir çift lastik ayakkabı, bir yakasız pamuk ipliğinden renkli gömlek (petrol ürünü naylon henüz yoktu), bir kutu mantar ve oyuncak tabancası olduğu halde; cümle kapısından uzatıp elindeki bayramlıkları sıkı tutarak; diğer yoksulları sevindirmeye, dağıtıma gitti.

1961’ in geçen Ramazan bayramında olduğu gibi o bayramlık hediyelerle yatacaktım. Çok sevinçliydim. Benim bayramım o hediyelerin verilmesiyle başlardı.

Köyümüz Eğirdir gölüne yakın duran Gelendost-Yenice köyü. Kurban Bayramına az kalmıştı. Rahmetli anacığım erkenden bizi uyandırdı. Göl kıyısında, (Çay ağzı) mevkiinde (Kurtuluş Savaşı kahramanı Hafız İbrahim Demiralay’ ların Afşar çiftliği bitişiğindeki yeni ektiğimiz fasulye tarlamızdaki otları temizlemeye gidecektik. İki gün sonra bayramdı.

Anacığımız sabahın erken saatlerinde babam için bulamaç çorbasını odun yakılan ocakta pişirip dumanı tüterken babamı çağırıp çorbasını içmesini istedi. Babam bulamaç çorbasını acelece yudumlamaya başladı. Çorba içiminden sonra babam göle gidip balık ağlarını toplayacak. Balıkları önceden sipariş verenlere götürecekti. Balık parasıyla toz şeker alınacaktık. Bayram baklavası hemen hemen anacığımızın eliyle bitirilmiş. Şeker bekleniyordu.

İki yıldır anacığımızın eliyle beslediği kurbanlık kuzu Pambuk büyümüş, etlenmişti. İki kişi yerinden kaldıramıyordu. Hep mısır tanesiyle beslenmişti. Anacığım bacılarımdan birisini görevlendirip kurbanlığın su ve yiyeceğinin verilmesini emretmişti. Altı kardeştik. Üç dört yumurta yine odun ateşiyle rafadan pişirilmiş. Her zaman olduğu gibi: Yarımşar yarımşar paylaşılacaktı. Anacığımızın taş fırında pişirdiği ekmek dilimlerini küçük ablam hepimize paylaştırırdı. Kendi tarlamızdan hasat edilmiş, Anadolu Karakılçık buğdayından ekmeklerimizin doğallığına diyecek yoktu. Bol vitaminli, katıksızda yenebilirdi.

Sabah kahvaltısında toz şekerimiz olmadığı için çay yerine pekmezli kekik içiyorduk. Alnı sakar camızımızın (manda) sütünden olma kaymaktan büyük ablam dörtte bir kadar yemek kaşığı miktarı ile önlerimize paylaştırırdı. Anacığımız “yemeğe başlayın” demeden kimse elini yiyeceklere yaklaştıramazdı. Disiplin tamdı evimizde.

Evimizin karşısında bulunan Kiraz Mehmetlerin kahvesinden gelen radyo haberlerinin sesi odamızdan net duyabiliyorduk. Gelin sandığı gibi, lambalı, yanında kiloluk pili ile ısınınca çalışan radyodan gelen sesler evimizi üzmüştü. Güzel Ülkemizin1961’li yıllar kaybedilmiş yıllarıydı. Amerikan oyunları tüm halkımızı derinden yaralıyordu. Anacığım babama seslendi. Babam her zaman kâsesindeki çorbayı bitirirdi. Çorbası yarım kalmıştı. Radyodan gelen haberlerden çok etkilendiğini tüm kardeşlerimiz farkına varmıştık. Sessizlik çökmüştü.

Evimizin geniş avlusundan komşumuzun köpeğinin sesiyle bizim kurbanlık “Pambuk” adlı kuzumuzun sesi geliyordu. Her zamanki gibi komşu köpeğiyle kurbanlık kuzumuz Pambuk oynuyorlardı. İki gün sonra kurban edilecekti Pambuk! Komşu köpeğiyle son oyunları olmalı diye düşündük.

Ne denir ki! Pambuk kurban edilecekti. Allah’ın emri böyle!

Karşıdaki Kiraz Mehmet in kalhanesinden gelen haberleri dinleyen rahmetli babam göle balık ağlarını toplamak için hazırlanırken anacağıma seslendi. “-Menderes’i haksızca idam edecekler” diyordu babam. İdam kelimesini işte burada öğrendim.

(Adnan Menderes, 27 Mayıs Darbesi sonrası Başbakanlık görevinden alındı ve Yüce Divan'da yargılandı. Yassıada Yargılamaları) Mahkemede suçlu bulunan 62 yaşındaki Menderes, İmralı Cezaevi'ne nakledilerek haksızca idam edilmişti)

Aylar önce radyodaki ihtilalci generallerden ihtilal sözcüsünün radyodaki ses tonundan darbeci generallerin neler yapacaklarını tahmin edebilmişti rahmetli babam. Aylar öncesinden Menderes’in katledileceğini söyledi. Bu söylem çok üzücüydü.

Tahmin gücü her zaman yüksekti babamın! Kahvaltımız ortasına hüzün çökmüştü. Zaten yarım suda pişmiş yumurta hakkımız vardı. Onu da yiyemedik. Bayram öncesindeki sabahı evimiz cenaze evine dönmüştü. Babamın tahminleri hep çıkardı. Öyle oldu. Altı ay sonra Türkiye’nin seçilmiş başbakanını Amerika astırtmıştı.

1961’in beş altı yaşında çocuğu olarak o bayramı hüzün içinde geçirmiştik. Dediğim gibi babamın tahminleri hep doğru çıkardı. Oysaki bir iki ay önce köyümüzün yollarını sarı sarı gelen ve köylülerimizin “Menderes’in develeri “ adını verdikleri greyderler yollarımızı açmış, köylülerimiz nefes almıştı. Sarı develerle gelen hizmetler bir daha köyümüze gelmeyecekti.

O bayram bayramlık lastik ayakkabıların mutluluğuna varamamıştım. Evimizde hep günün memleket havadisleri biteviye konuşulurdu. Her Kurban bayramı geldiğinde hep o günleri düşünür, bu yaşıma geldim.

O gündür bu gündür, babamın tahmini sözünün etkisini düşünürüm. Türkiye’mizi kalkınmada, gelişmiş ülkelerin ötesine çıkmasını istemeyen batılı devletlerle yerli işbirlikçileri hep vardı.

Pambuk’ un son oyunu komşu köpeğiyle sonlandı. Pambuk Allah’ın iradesiyle kurban edildi.

Peki, Menderes’in katledilmesi kimin iradesiyle oldu?

Amerikan’ın şeytani oyunu sonucu mu acaba TC Başbakanı kurban edildi? Allah’ın iradesi dışında katledildi seçilmiş Başbakan’ımız. Akrabamın verdiği bayram hediyesi lastik ayakkabıyla bayramlarda çok mutluyduk. Şu Amerika olmasa yine mutluluğumuz devam edeceği görüşündeyim..

Kendi sanatımıza, teknolojimize, icatlarımıza, bilimsel uğraşılarımıza karışma huyundan vazgeçeceğe benzemiyor batılılar.

Çepeçevre Türkiye sınırlarında ülkemize yönelik saldırı palanları içinde. PKK’lı canileri üzerimize göndermekle kalmıyor. Şimdi de 1919’ larda olduğu gibi Yunanistan’la bizi savaştırmak istiyor. Suriye de Irakta ve şimdi Yunan adalarında tuzaklar kuruyorlar. Onun hazırlığı yapılmıyor mu? Haramı, helali hiç öğrenmeyenler şimdi de Türkiye ile komşumuz Yunanistan’ la savaştırarak bölgenin hâkimi olmayı amaçlıyorlar. Menderes’i elimizden aldılar. Doymadılar! Ama bir akşam yattıklarında sabah uyanamayacaklarını bilmeliler..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.