Kıbrıs Rum kesimi Ortodoks cemaati temsilcisi, Güzelyurt’ un sözde Metropoliti Agios Mamantos Covid-19’ a yakalanır. Güzelyurt Neophytos Metropoliti (Kiliseler başpapazı) korona virüs için pozitif teşhis edilir. Test sonucu bir süre açıklanmaz. Sadece testi yapan ve (kendisi) Metropolit bu durumdan haberdardırlar.
Metropolit bir kurgu peşindedir. Hz. Meryem istek ve düşüncelerini duyuyormuş, yerine getiriyormuş duygusu hakimdir kendisinde.
İddia edildiğine göre çevresindekilere: Metropolit kendisini asrın en büyük Ortodoks azizi gösterme, asırların en büyük tacını giyme hevesinin yattığının düşüncesini yaratır.
Pazar ayini sırasında konuşur. Cemaatine seslenir. "Meryem Ana'dan bana korona virüs göndermesini istedim" der. Diğer papazlar, rahip, rahibeler şaşırırlar.
Metropolit çoktan virüs kapmıştır. Öncelikle bu durumu belli etmez görüşü hâkimdir. Hz Meryem duasını, isteğini kabul ederse kendisine Covid-19 göndereceğini söyler yanındakilere. Ama çoktan virüse yakalanmıştır..
Eylül’ün başlarında akşamı beklenen rahatsızlık başlar. Metropolitlik ya da kilise görevlileri henüz iki-üç gün önceki Metropolit efendinin çağrısı veya duasını Hz. Meryem’in kabul ettiği düşünülür.
Metropolit efendinin düşlediği plan tutmak üzeredir. Güzelyurt Metropoliti Agios Mamantos' un çevresindekilere hasta hasta seslenir.
Hatta uzaktan temassız, kontrollü ziyaretçilere: "Meryem Ana'dan bir aşağılama aracı olarak kendisine bir korona virüs göndermesini istemiştim" sözlerini her defasında tekrar eder. Olay ada (Kıbrıs) Ortodoks halkınca duyulur. Olay Yunanistan’ a da yansır.
Metropolit diğer (Başpapaz görevlilerine) kilise yetkililerine: “Şimdi isteğimi Tanrı Ana’sı kabul buyurdular. Şimdi karantinadayım. (Güya Hz. Meryem’i (kastederek)
Birkaç gün sonra Lefkoşa’daki kiliseye gelir. ”Bildiğiniz gibi hastaydım ama işte buradayım" der. “Bakirem, Tanrı anası (Hz. Meryem) beni çok seviyor. Kendisine dedim. ‘Bakire’ m’ dedim. Benim içimde kibir gördüğün için benim isteğimi (yani COVİD-19 gönder) yalvarışımı kabul ettin” dedim. Hz. Meryem’le güya konuşmuş hissini uyandırır..
(Ortodokslar Hz. İsa’yı tanrı, Hz Meryem’i tanrı anası, kendi anlayışlarındaki tanrıya da “baba” derler. Üçlü bir inançları vardır. Bizdeki tek yaratıcı Allah anlayışı Hristiyanlarda farklıdır.)
Kıbrıs’ın diğer Ortodoks papazları, Yunanistan’ ın yüzlerce papazı kendi kilise yayın organlarında, gazetelerde (Romfea, Agia Olympias, İn. Gr) şu fikri ortaya atarlar.
Metropolit kastedilerek: “İçinde kibir gördüğünü açıkladı ve Bakire' ye (Hz. Meryem’i kastederek) onu küçük düşürmesi için yalvardı, tanrı anası (Hz. Meryem) Metropoliti Agios Mamantos’ u geçen hafta ise hastalıktan yeni çıkan Başpapaz Metropolit tekrardan şu açıklamayı yapar.
"Tanrılara şükür, (üçlü tanrı inancı) ne güzel bir hastalık, sadece küçük düşürüyor. Ben ona Bakire’ m diyorum, bir Despot olmama ve bir Süpermen olduğumu ve bazılarının da bir aziz olduğumu düşünmeme rağmen, beni ziyafetinizden sonra bir taç giyme töreni görmüyorsunuz. Ve hayali, sağlıklı, daha iyi, alçakgönüllü ve hasta olmaktansa".
Metropolit amacına ulaşır. (Sağırlar, bir birini ağırlar) hesabı iş planlandığı gibi hayallerle olumlu yoluna girer. Hayal ettiğini bulur.
Söz konusu Metropolit yani Güzelyurt Metropoliti' nin Covid-19'a karşı aşılı olmadığını her defasında kendisini tanrı anası Hz Meryem’in özel korumada bulunduğunu kilise ayinleri sırasında defalarca tekrar ettiğini hatırlatalım.
Hz. Meryem’le görüştüğünü söyleyen Başpapaz’ın çokça yer kaplayan hayalleri var.
Son olarak: Belirtileri hakkında da konuştu: "Çok, çok hafifti, sanki Bakire dinlenmek için oturmama izin verdi, görüyorsunuz ve sesim yenilendi ve bacaklarım yenilendi sözünü söylemeden geçemiyorum” der.
Kişisel hayallerle bir din ayakta kalır mı? Bu hayalleri söyleyen koskoca Ortodoks nüfusun insanları hiç akıl yürütüp bu tür kurgulamaları yapanların arkalarında yer almaları doğrusu çok ilginç geldi bana.
***
Anlaşılıyor ki: Komşularımız ışığa karşı perde çekmişler. Karanlığa karşı duramıyorlar. Biz Hz. İsa’yı Hak Peygamberi olarak biliriz. Yüce İslamiyet bunu emreder. İnancımız budur! Hz. Meryem Hz. İsa’’ yı doğuran, yetiştiren ana olduğu için dinimiz İslamiyet gereği saygı göstermekteyiz. Her bir Müslümanımız Hz. İsa, Haz Meryem’e saygıda kusur etmeyiz.
Bizim tuhafımıza giden konu: “Hz. Meryem’le, Hz.İsa ile veya Baba Tanrı ile görüşüyorum” gibi görüşler, söylemler hayal ürünleri değil mi?
Anlaşılan çağımızın papazları, metropolitleri Hz. İsa’nın ışığını kaybetmiş mi diye şüphelerimiz var! Hayallerinin peşine daldıkları, takıldıkları görüntüsü vermekteler..
Kendi dinlerinin aydınlığını kaybeden insanlar; kendi hayali ışıklarını yakmışa benziyorlar. Oysaki biz Müslümanlar yerel dinler dâhil tüm dinlere saygımız sonsuzdur! Bu bizim sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed’imizin emridir.
Kıbrıs ve Yunanistan’da bu hayallerle yaşayan Ortodoks din adamları hem Kıbrıs hem Yunan hükümetlerini her zaman Türkiye’mizin aleyhindeler. Bundan dolayı da ne Kıbrıs, ne Mavi vatan ne adaların silahlandırılması ve diğer problemli konular halledilemiyor. Papazlar Yunan ve Kıbrıs’ daki hükümetlerin işlerine karışmaları bir sürü Türkiye ile Yunan milletleri arasında problemlere neden olmakta.
Çağrım: gelsinler de İslâmın ışığını yüreklerinde yaksalar bu hayalden kurtulurlar.
Hayallerle yürüyenlerin geceleri karanlık olur! Bu hayal içindeki Ortodoks din adamları toplumu bu şekilde etkilemeleri toplumları karanlığa götürmez mi?