Ramazan Bayramından bir gün önce Sav ağasının seçtiği üç kişilik kurul kağnı ve at arabalarına çuvallar yüklerler.
Ramazan Bayramı öncesi: Sav da üretilen (mevsime göre) meyve, sebze kurusu ile un ve zahireler Isparta’ ya doğru yola çıkarılır. Isparta Temel, Emre, Acemyan ve diğer mahallerde bulunan gariban Müslim, Gayrımüslim ayrımı yapılmadan dağıtılır. Osmanlı’nın savaş durumuna göre Ramazan Bayramı öncesi bazen at arabası, kağnı katarlarının sayısı azalır veya çoğalırdı.
Diğer yandan ise:
Ramazan ayının ilk orucunun başlangıç günü olarak adlandırılan Şevval ayının ilk gününde Sav da Ramazan Bayramı kutlamalarına başlanır.
Ramazan bayramı başlangıcından tahmin edilen günden bir gün öncesi iki veya üç kişi dağa gönderilir. Sav Davraz dağının zirvesine çıkılarak ay gözlenip karar verilirdi. Selçuklu, Hamitoğulları ve Osmanlı döneminde bu şekilde gözlem yapılarak Ramazan’ın (oruç ve bayram) zamanı saptanırdı. Dağa çıkan gözlemciler ayı gördükleri an yanlarında götürdükleri samanlarla ateş yakarak Isparta şehrinde oturanlara da haberdar edilirdi. Karşılık olarak dağda yakılacak ateşi bekleyip gözleyen Isparta şehir merkezinde gözlemciler de vardı.
Gözetlenen ay görüldüğü an fedailerin yanlarında götürdükleri samanla ateşini yakarlar. Bu anda da fedailerden birisi mutlaka hafızdı. Fedai hafız ateşin yakılıp dumanının semaya yükseldiği an ezbere Kuran dan ayetleri seslendirirlerdi.
Ay’ ın görüldüğü an orucun başlangıcı belirlenmiş olunurdu. Aynı şekilde Ramazan bayramı için de aynı yol Selçuklu, Hamitoğulları ve Osmanlı dönemlerinde izlenmiştir.
Dağdan inen fedailer Sav a gelirler. Sav ağasına durumu bildirirler. Oruç başlangıcı da bu şekilde yapılır. Dağa çıkanlara gümüş veya altın lira ve bir el yazma kuran hediye edilirdi.
Miladi 1737’de Isparta valisi Çelik Mehmet Paşanın Teke ve Hamid Sancağı valiliği sırasında Davraz dağı Ramazan Bayramı gözlem fedailerinin başına bir beklenmeyen felaket gelir.
Vali Çelik Mehmet Paşanın Isparta valiliğine atandığında “”hoş geldin” e gelmeyen Sav karelilere gönül koyar. 1737 Ramazan ayı (oruç) ve Ramazan Bayramı başlangıcı için Davraz dağında ayı izleme heyetinde Sav köyünden insan alınmaz. Isparta dan gönderilirler.
Isparta içinden iki kişilik ayı izleme fedaisi gönderilir. Ancak günler geçer bir türlü dağın zirvesinden duman işareti gelmez. Bunun üzerine dağa kır jandarma müfrezesi gönderilir. İki kişilik Isparta’dan gönderilen fedailerin kurtlar tarafından parçalandığı görülür.
Bu olay üzerine Paşa dağa ayı izleme fedaisi gönderilmesini yasaklar. Ancak dini kesimlerce hoşnutsuzluk sözleri gelir. Bunun üzerine Paşa Vali Sav karyesine gelir. Bundan böyle üç kır jandarma müfrezesi bir veya iki Sav köyünden alınacak hafızlardan oluşan fedailer olmak üzere dağa gönderilirler.
Sırtlarında ateş dumanı için saman ve yiyeceklerle dağa çıkarlar. Ayı izleyip ateş yakarak tüm Isparta ve havalisine haber verirlerdi. Böylece: Ramazan başlangıcı ile Ramazan Bayramı gün tespitine karar verilir. Bu durum 1948’e kadar devam eder.
Sav karyesi ile mahalleleri Savcı ve Savacık bölgelerinde Şevval (Ramazan bayramının ilk günü) ayının birinci, ikinci, üçüncü günleri Ramazan bayramı olduğu kesinleşince en temiz elbiseler Savlılarca yediden yetmişe giyilir. Hatta sembolik evlerinde, ağıllarında bulunan keçi ve koyunlardan bazıları renkli Sav dokuma işi bez kurdelelerle süslenirler.
Ay’ı görenler aynı gün hiç dinlenmeden Sav’a gelen şer' î mahkeme yetkililerine ifade verirler. Ay’ ı gördüklerini haber verirler. Bu haber ve Şahadet üzerine Ramazanın otuzuncu günü bayram olacağını ilânıdır.
Kısacası Ramazan bayramının başlangıcı ve bayram ilanı tüm Psidya Isparta bölgesine Sav karyesinden ilan edilir, duyurulur. Bundan dolayı kurlu ses için her yıl şehir (Isparta) kadılık bütçesinden KUTLU YER SAV KARYESİ HUZUR HAKKI anlamında bir bütçe desteği Sav ağalığına yapılır.
Her yıl yapılan bu yardım bütçesiyle Sav okullarına kâğıt, divit kalem, mürekkep alınır. Okul yazıcı kâtipleri el yazma Kur’an düzenleyip Isparta ve çevresinde kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim olmayan bölgelere hediye edilir.