Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

TAÇLI KADIN, HACLI ANA

Geçici Isparta valisi Said paşanın annesi Taçlı ya da Haçlı kadın ç0cukların bulaşıcı hastalıklara yakalanmamaları için çok mücadele eder. İlaçlı göynek yapımı için Isparta Turan (Temel) mahallesinde bulunan Aya Baniye kilisesi bahçesini mekân seçer. Birkaç tonu bulan Gönen, Atabey, Isparta ve Eğirdir ev dokuma işi olan astarları kilise bahçesinde Müslüman, Rum, Acem (Ermeni) genç bayanların kaynattıkları bakır kazanların içine atar. Top top astarlar kaynayan kazanların içine batırılır, çıkarılır. Kazanların içine daha önce kurutulmuş taze söğüt yaprakları, Sidre tepelerinden toplanmış, kırktan fazla şifalı ot yaprakları veya kökleri ses çıkararak kaynayan su içinde adeta insanlara “şifa bende” mesajı veriyordu. Kaynar suya batırılıp çıkarılan astarlar el dikicilerine dağıtılacak. O kış bilhassa yoksul aile çocuklarına göynek olarak dağıtılıp, Isparta’nın amansız kışında çocuklara giydirilerek, hasta olmamaları sağlanıyordu. Taçlı kadının bu hayırseverliği 1743’ lerden 1780’ lere kadar sürecektir. 1740’ larda Isparta-Burdur bölgesi; Akşehir’ den Beyşehir’e, Isparta ve Burdur’a kadar Celali isyanlarının darbeleri görülür. Psidya (Isparta) bölge insanları çok kötü günler geçirir. Üç dört yıl süren Anadolu Celali isyanlarını destekleyen yerli destekçi eşkıyalar da vardır. Ansızın köyleri basan eşkıyalar her türlü cana, mala olan zarar verme durumları baş gösterir. Isparta-Burdur halkının: “Yerli Derebeyler” adını verdikleri eşkıyalar birbirlerinden kopuk bir şekilde gündüz veya geceleyin üç dört yıl boyunca Isparta da insanlarımızı çok çektirirler. Soygun, ırza geçme, eza cefa gibi eylemleri vardı. 1742’ de Isparta-Burdur müşterek şehir (Isparta Büyük Şehir) valiliğine Ispartalıların Vanlı paşa adını verdikleri bir valiyi Padişahlık makamı Isparta’ ya atar. Anadolu’yu kasıp kavuran eşkıyanın artıkları, temsilcileri olan Deli Maden, Abaza paşa ve Haydaroğlu eşkıyaları yukarıda saydığım Isparta bölgesini mekân tutarlar. Yerli eşkıyaların haksız, insanlardan gasp ettikleri kıymetli altın- gümüş madeni para gibi gelirlerin bir kısmını Celâlilerin temsilcilerine bir kısmını da kendileri alıyorlardı. Eşkıyaların kızanlarının evlerdeki kadın, kızlara olan zararları had safhasına erişir. Osmanlı paşalarından Kuyucu Murat Paşa adlı bir memleket sever 1747’lere doğru Celali eşkıyasını ve uzantılarını yok etmeye başlar. Anadolu ve Isparta bölgesi derin nefes almaya başlar. Kuyucu Murat paşanın derebeyleri temizleme aşamasında Isparta-Burdur valiliğine yani Isparta Büyük şehre atanan Vanlı Paşa adlı bir resmi paşa bölgede yerli eşkıyaların temizlenmesinde büyük yararlılıklar gösterir. Ispartalılardan ödülünü alır. Bir gelenektir. Ispartalılar ve Burdurlular kendilerine hizmet eden devlet yetkililerini evli bile olsalar dahi Isparta dan bir ikinci, bir üçüncü eşle evlendirme yanlışlığı vardı. Bir gelenek haline getir. Vanlı paşanın şimdi Isparta da yaşayan soy akrabaları mevcuttur. Vanlı paşa Isparta valiliğine Van’dan geldiği için bu ad takma ismi veren Ispartalılar Paşa’ dan gayet memnundurlar. Paşa aslen Adapazarı bölgesindendir. Hatta paşa ikinci evliliğini Isparta da yapmasının ardından Isparta Çay boyunda kendi bütçesinden bir cami, Burdur’a da birkaç mahalle çeşmesi yaptırır. Kaynak Olarak: “Miryokefalon parçalı savaşın son aşamasının yapıldığı Gelendost Yenice köyünden Prof. Dr. Neşet Çağatay’ın Isparta Ün dergisinde araştırma yazıları on yıl boyunca yayınlanır. “Dinî-İçtimai Bakımdan Selçuklu ve Osmanlı da İmaret Vakıf Sistemi “adlı araştırma makalesi Cilt 13, Ün Halkevi Dergisi 1946. yayınlanır. Prof. Neşet Çağatay söz konusu araştırmasını Konya, Isparta, Burdur üçgeninde yaparken Isparta ve bölgesinde diğer bazı ilginç bilgilerle de karşılaşır. Bu defa özel hatıra-araştırma notlarını köylü hemşerileri Karaçelik lakaplı Ali Turan’a, Fehmi Çağatay’a, Süreyya Özkan’a anlatır. Bir kısmını da Ün dergisinde yayınlatır. Söz konusu anlatı-notlarından bazılarını sizlerle paylaşmak istedim.” Isparta'da hâlâ torunları bulunan Vanlı Paşa’nın Isparta’daki evliliğinden çocukları Isparta’da kalırlar. Kendisi İstanbul hükümetince merkez valiliği görevine atanır. Emekli olunca da ömrünü Isparta da geçirir. İlerleyen günlerde Vanlı paşanın yerine Isparta-Burdur valiliğine atanan Çelik Mehmed paşa Vanlı Paşa’nın merkezden destekleriyle de Isparta’nın özellikle dokumacılık, kilim ve ilk yün halıcılık başlatılır. Evlerde dokunan kilim, kumaş ve basit anlamda küçük çaplı yün halılar Isparta-Burdur dışındaki illere satışlar başlar. Böylece, bölgenin yüzyıllarca ticaretini yapan Rum, Ermeni ve sayıları azda olsa Yahudi tüccarların yerini almaya başlarlar. Müslümanlar bu tarihte din çevrelerinin yasak-günah gördükleri ticaretle tanışırlar. Isparta-Burdur halkı daha doğrusu bölgenin Müslüman halkının eline para girmeye başlar. Medrese yetkililerinin, dini çevrelerin bu tarihten itibaren (1780) halkın üzerindeki (Dinde yeri olmayan) uydurdukları hikâyelerinin, baskılarının altında kalmaya başlarlar. Isparta ve Burdur halkının yüzyıllardan sonra Gayrimüslimlerin elinden dokuma ticaretini almaya başlarlar. Vali Çelik Mehmed paşa Kurtuluş mahallesinde (İğneci) Çay boyu civarında İran’dan baskı nedeniyle gelen, Ispartalıların “Acemler” adını verdikleri Ermeni aileler için bir “Acemhan” ticari han yaptırır. Burada yazmacılık, bayan örtü çeşitleri üretilemeye başlanır. Isparta’nın ticareti canlanır. 1781 yılında vali ola Konya bölge eyalet valisi Said Paşa bir süre Isparta-Burdur Büyükşehir valiliğinde bulunur. Annesi Taçlı Hanım boş durmaz. Isparta ve Burdurlu bayanların yemek yapımı, ev imkânlarıyla elbise dikimi, gibi kültürel işlere girişir. Isparta halkına (bayanlara) birçok el becerileri kazandırır. Taçlı Hanın zengin Ermeni ve Rum bayanlarıyla arkadaşlık bağı kurar. Birçok yerel hastalıkların evlerden uzaklaştırılması konusunda doğal bitlilerle ilaç yapımı ile birlikte bazı sürekli hatalıkların bölgeden, Isparta’ dan kalkması konusunda büyük yararlılıklar yapar. Said Paşa’nın annesi Isparta’dan gitmek istemez. Müslüman, Rum ve ermen, (Acem) ailelere karşı büyük yararlıklar gösterdiğinden varlıklı Rum Ispartalılar kendisine sevgi ve teşekkür anlamında başına, örtü üzerine takılan daimi bir altın taş hediye edilir. Bundan dolayı Said paşanın annesinin adı bundan böyle Isparta da Taçlı Hanım veya Emre mahalleli Rum bayanlarınca da “Haclı hanım” diye bilinir, hitap edilir. Vali Said paşanın annesi Taçlı veya Haclı hanın yukarıdan inen Isparta çayındın zaman zaman yaptığı taşkınlıkları önlemek için Yenice mahallesinden Demir köprü istikametine kadar toprak bentlerin yapımı için canla başla çalışır, yardımlar toplar. Isparta çayının bir nebze olsa taşkınlığı önlenir. Ayrıca duymuşsunuzdur. Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen Aya Baniye kilse isini restorasyondan geçirmekte. Turizm odaklı bir merkez olma yolunda inşaatın yenileme çalışmaları devam ediyor. Taçlı veya Haclı Hanım ecza bitkisel ilaç yapımında maharetli olduğunu söylemiştim. İşte Taçlı Hanım her yıl şimdi KOKU EVİ olarak yeniden tamiratı yapılan Isparta Kilise Aya Baniye nın bahçesinde kazanlarla doğal bitki ilacı yapımı işine girişir. Otları günlerce kaynatır. Çocuk boğaz hastalıkları, bayan hastalıkları konusunda doğal ilaçlar yapan Taçlı hanın söz konusu ilaçları küçük şişelere doldurtur. Yüzlerce şişe ilaçları ev ev tüm Isparta evlerine dağıttırır. Böylece kışın olagelen çocuk ve bayan hastalıklarına karşı bir anlamda önlemede büyük yararlılıklar sağlanır. Taçlı hanımın hayırseverliği bunlarla kalmaz. Paşa vali oğlu saltanat merkezi İstanbul’ a, oradan Bosna-Üsküp’e ataması çıkmasına karşın Taçlı kadın Isparta’dan gitmez. Varlıklı Rum ve Acem (Ermeni) bayanlarından topladığı yardımlarla Dere mahallesi Bilaloğlu bölgesine kadar bir yapma dere kanal açtırır. Isparta ‘yı her zaman basan sel tehlikesinden kurtarır. Şimdi bile Dere Mahallesi tapularında Kadın Yarı olarak geçer. Taçlı hanımın adını vermek isteyen Dere mahalleliler Taçlı Hanımın mütevazılığını saygı gösterirler. Dere sel önleme kanalın adını KADIN YARI derler. Taçlı Hanımın söz konusu yardımseverliğine karşı çıkanlarda olur. Ulema ve şeyh görünümlü bazıları her zaman Isparta halkınca beğenilmeyen seslere pek aldırış etmezler. Bazı Ispartalılar taçlı ya da Haclı kadının iyilikseverliğini konuşmak yerine: “Müslüman mı, Rum mu ya da Acem mi (Ermeni)” gibisinden haddi aşan, söyleyeni ifrata ya da tefrite götürürcesine dedikodu yaptıkları görülür. Saygıdeğer bazı dini çevreler Taçlı hanımın hayırseverlik girişimleri karşısında en azından sessiz kalırlar  
Ekleme Tarihi: 11 Kasım 2022 - Cuma

TAÇLI KADIN, HACLI ANA

Geçici Isparta valisi Said paşanın annesi Taçlı ya da Haçlı kadın ç0cukların bulaşıcı hastalıklara yakalanmamaları için çok mücadele eder. İlaçlı göynek yapımı için Isparta Turan (Temel) mahallesinde bulunan Aya Baniye kilisesi bahçesini mekân seçer. Birkaç tonu bulan Gönen, Atabey, Isparta ve Eğirdir ev dokuma işi olan astarları kilise bahçesinde Müslüman, Rum, Acem (Ermeni) genç bayanların kaynattıkları bakır kazanların içine atar. Top top astarlar kaynayan kazanların içine batırılır, çıkarılır. Kazanların içine daha önce kurutulmuş taze söğüt yaprakları, Sidre tepelerinden toplanmış, kırktan fazla şifalı ot yaprakları veya kökleri ses çıkararak kaynayan su içinde adeta insanlara “şifa bende” mesajı veriyordu.

Kaynar suya batırılıp çıkarılan astarlar el dikicilerine dağıtılacak. O kış bilhassa yoksul aile çocuklarına göynek olarak dağıtılıp, Isparta’nın amansız kışında çocuklara giydirilerek, hasta olmamaları sağlanıyordu. Taçlı kadının bu hayırseverliği 1743’ lerden 1780’ lere kadar sürecektir.

1740’ larda Isparta-Burdur bölgesi; Akşehir’ den Beyşehir’e, Isparta ve Burdur’a kadar Celali isyanlarının darbeleri görülür. Psidya (Isparta) bölge insanları çok kötü günler geçirir. Üç dört yıl süren Anadolu Celali isyanlarını destekleyen yerli destekçi eşkıyalar da vardır.

Ansızın köyleri basan eşkıyalar her türlü cana, mala olan zarar verme durumları baş gösterir. Isparta-Burdur halkının: “Yerli Derebeyler” adını verdikleri eşkıyalar birbirlerinden kopuk bir şekilde gündüz veya geceleyin üç dört yıl boyunca Isparta da insanlarımızı çok çektirirler. Soygun, ırza geçme, eza cefa gibi eylemleri vardı.

1742’ de Isparta-Burdur müşterek şehir (Isparta Büyük Şehir) valiliğine Ispartalıların Vanlı paşa adını verdikleri bir valiyi Padişahlık makamı Isparta’ ya atar. Anadolu’yu kasıp kavuran eşkıyanın artıkları, temsilcileri olan Deli Maden, Abaza paşa ve Haydaroğlu eşkıyaları yukarıda saydığım Isparta bölgesini mekân tutarlar. Yerli eşkıyaların haksız, insanlardan gasp ettikleri kıymetli altın- gümüş madeni para gibi gelirlerin bir kısmını Celâlilerin temsilcilerine bir kısmını da kendileri alıyorlardı. Eşkıyaların kızanlarının evlerdeki kadın, kızlara olan zararları had safhasına erişir.

Osmanlı paşalarından Kuyucu Murat Paşa adlı bir memleket sever 1747’lere doğru Celali eşkıyasını ve uzantılarını yok etmeye başlar. Anadolu ve Isparta bölgesi derin nefes almaya başlar.

Kuyucu Murat paşanın derebeyleri temizleme aşamasında Isparta-Burdur valiliğine yani Isparta Büyük şehre atanan Vanlı Paşa adlı bir resmi paşa bölgede yerli eşkıyaların temizlenmesinde büyük yararlılıklar gösterir. Ispartalılardan ödülünü alır. Bir gelenektir. Ispartalılar ve Burdurlular kendilerine hizmet eden devlet yetkililerini evli bile olsalar dahi Isparta dan bir ikinci, bir üçüncü eşle evlendirme yanlışlığı vardı. Bir gelenek haline getir.

Vanlı paşanın şimdi Isparta da yaşayan soy akrabaları mevcuttur. Vanlı paşa Isparta valiliğine Van’dan geldiği için bu ad takma ismi veren Ispartalılar Paşa’ dan gayet memnundurlar. Paşa aslen Adapazarı bölgesindendir. Hatta paşa ikinci evliliğini Isparta da yapmasının ardından Isparta Çay boyunda kendi bütçesinden bir cami, Burdur’a da birkaç mahalle çeşmesi yaptırır.

Kaynak Olarak: “Miryokefalon parçalı savaşın son aşamasının yapıldığı Gelendost Yenice köyünden Prof. Dr. Neşet Çağatay’ın Isparta Ün dergisinde araştırma yazıları on yıl boyunca yayınlanır. “Dinî-İçtimai Bakımdan Selçuklu ve Osmanlı da İmaret Vakıf Sistemi “adlı araştırma makalesi Cilt 13, Ün Halkevi Dergisi 1946. yayınlanır. Prof. Neşet Çağatay söz konusu araştırmasını Konya, Isparta, Burdur üçgeninde yaparken Isparta ve bölgesinde diğer bazı ilginç bilgilerle de karşılaşır. Bu defa özel hatıra-araştırma notlarını köylü hemşerileri Karaçelik lakaplı Ali Turan’a, Fehmi Çağatay’a, Süreyya Özkan’a anlatır. Bir kısmını da Ün dergisinde yayınlatır. Söz konusu anlatı-notlarından bazılarını sizlerle paylaşmak istedim.”

Isparta'da hâlâ torunları bulunan Vanlı Paşa’nın Isparta’daki evliliğinden çocukları Isparta’da kalırlar. Kendisi İstanbul hükümetince merkez valiliği görevine atanır. Emekli olunca da ömrünü Isparta da geçirir.

İlerleyen günlerde Vanlı paşanın yerine Isparta-Burdur valiliğine atanan Çelik Mehmed paşa Vanlı Paşa’nın merkezden destekleriyle de Isparta’nın özellikle dokumacılık, kilim ve ilk yün halıcılık başlatılır. Evlerde dokunan kilim, kumaş ve basit anlamda küçük çaplı yün halılar Isparta-Burdur dışındaki illere satışlar başlar. Böylece, bölgenin yüzyıllarca ticaretini yapan Rum, Ermeni ve sayıları azda olsa Yahudi tüccarların yerini almaya başlarlar. Müslümanlar bu tarihte din çevrelerinin yasak-günah gördükleri ticaretle tanışırlar. Isparta-Burdur halkı daha doğrusu bölgenin Müslüman halkının eline para girmeye başlar.

Medrese yetkililerinin, dini çevrelerin bu tarihten itibaren (1780) halkın üzerindeki (Dinde yeri olmayan) uydurdukları hikâyelerinin, baskılarının altında kalmaya başlarlar. Isparta ve Burdur

halkının yüzyıllardan sonra Gayrimüslimlerin elinden dokuma ticaretini almaya başlarlar. Vali Çelik Mehmed paşa Kurtuluş mahallesinde (İğneci) Çay boyu civarında İran’dan baskı nedeniyle gelen, Ispartalıların “Acemler” adını verdikleri Ermeni aileler için bir “Acemhan” ticari han yaptırır. Burada yazmacılık, bayan örtü çeşitleri üretilemeye başlanır. Isparta’nın ticareti canlanır.

1781 yılında vali ola Konya bölge eyalet valisi Said Paşa bir süre Isparta-Burdur Büyükşehir valiliğinde bulunur. Annesi Taçlı Hanım boş durmaz. Isparta ve Burdurlu bayanların yemek yapımı, ev imkânlarıyla elbise dikimi, gibi kültürel işlere girişir. Isparta halkına (bayanlara) birçok el becerileri kazandırır. Taçlı Hanın zengin Ermeni ve Rum bayanlarıyla arkadaşlık bağı kurar. Birçok yerel hastalıkların evlerden uzaklaştırılması konusunda doğal bitlilerle ilaç yapımı ile birlikte bazı sürekli hatalıkların bölgeden, Isparta’ dan kalkması konusunda büyük yararlılıklar yapar.

Said Paşa’nın annesi Isparta’dan gitmek istemez. Müslüman, Rum ve ermen, (Acem) ailelere karşı büyük yararlıklar gösterdiğinden varlıklı Rum Ispartalılar kendisine sevgi ve teşekkür anlamında başına, örtü üzerine takılan daimi bir altın taş hediye edilir. Bundan dolayı Said paşanın annesinin adı bundan böyle Isparta da Taçlı Hanım veya Emre mahalleli Rum bayanlarınca da “Haclı hanım” diye bilinir, hitap edilir.

Vali Said paşanın annesi Taçlı veya Haclı hanın yukarıdan inen Isparta çayındın zaman zaman yaptığı taşkınlıkları önlemek için Yenice mahallesinden Demir köprü istikametine kadar toprak bentlerin yapımı için canla başla çalışır, yardımlar toplar. Isparta çayının bir nebze olsa taşkınlığı önlenir.

Ayrıca duymuşsunuzdur. Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen Aya Baniye kilse isini restorasyondan geçirmekte. Turizm odaklı bir merkez olma yolunda inşaatın yenileme çalışmaları devam ediyor. Taçlı veya Haclı Hanım ecza bitkisel ilaç yapımında maharetli olduğunu söylemiştim. İşte Taçlı Hanım her yıl şimdi KOKU EVİ olarak yeniden tamiratı yapılan Isparta Kilise Aya Baniye nın bahçesinde kazanlarla doğal bitki ilacı yapımı işine girişir. Otları günlerce kaynatır. Çocuk boğaz hastalıkları, bayan hastalıkları konusunda doğal ilaçlar yapan Taçlı hanın söz konusu ilaçları küçük şişelere doldurtur. Yüzlerce şişe ilaçları ev ev tüm Isparta evlerine dağıttırır. Böylece kışın olagelen çocuk ve bayan hastalıklarına karşı bir anlamda önlemede büyük yararlılıklar sağlanır.

Taçlı hanımın hayırseverliği bunlarla kalmaz. Paşa vali oğlu saltanat merkezi İstanbul’ a, oradan Bosna-Üsküp’e ataması çıkmasına karşın Taçlı kadın Isparta’dan gitmez. Varlıklı Rum ve Acem (Ermeni) bayanlarından topladığı yardımlarla Dere mahallesi Bilaloğlu bölgesine kadar bir yapma dere kanal açtırır. Isparta ‘yı her zaman basan sel tehlikesinden kurtarır.

Şimdi bile Dere Mahallesi tapularında Kadın Yarı olarak geçer. Taçlı hanımın adını vermek isteyen Dere mahalleliler Taçlı Hanımın mütevazılığını saygı gösterirler. Dere sel önleme kanalın adını KADIN YARI derler. Taçlı Hanımın söz konusu yardımseverliğine karşı çıkanlarda olur. Ulema ve şeyh görünümlü bazıları her zaman Isparta halkınca beğenilmeyen seslere pek aldırış etmezler. Bazı Ispartalılar taçlı ya da Haclı kadının iyilikseverliğini konuşmak yerine: “Müslüman mı, Rum mu ya da Acem mi (Ermeni)” gibisinden haddi aşan, söyleyeni ifrata ya da tefrite götürürcesine dedikodu yaptıkları görülür. Saygıdeğer bazı dini çevreler Taçlı hanımın hayırseverlik girişimleri karşısında en azından sessiz kalırlar

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.