İnsanlar geleceğe tarihi geçmişlerine bakarak yaşarlar. Yıllar içinde Osmanlı evleri, diğer eserleri tarihi duygudan yoksun el’ lerce içlerindeki objelerle birlikte yok edildi, edilmekte. Başkan Mehmed Aybatılı döneminde Tarihi Bedesten, çevresi düzene sokulmuştu. Isparta'da Üzüm Çarşısı'nın restorasyon çalışmalarını Başkan Şükrü Başdeğirmen’ in başlattığını biliyorsunuz. Tarihimize nihayet kesintisiz sahip çıkıldı. Güzellikler Isparta’mızın iç-dış turizmine, esnafımızın, şehrimizin aşına, işine katkıda bulunacaktır. Başkan Mehmet Aybatılı döneminde besmele ile başlatılan Bedesten bölgesi imarı uzun yıllar kesintiye uğrasa da Başkan Başdeğirmen’ in ve çalışma arkadaşlarının gayretleriyle Isparta’mızın tarihine sahip çıkılması çok sevindirici oldu.Tarihi damak tatlarımızda kaybolsa da yine bir iki sahip çıkanların (ticari de olsa) bulunması da sevindirici. Tarihi zenginliklerimizden birisi de damak tadımız olan Isparta Kebabı’ dır. Bugün “kebap” tadımızın tarihi olduğunu, Isparta’dan 1924’te göç ettirilen Osmanlı’nın Isparta’ lı Rumlarının torunlarından da duymak başka bir duygu! Son beş yıldır yazları araştırmalar yapmak üzere giderek dolaşıp araştırmalar yaptım. Selanik, Preveze, Atina, Serez, Kavala, Drama ve daha birçok Osmanlı’nın İslami kokusunun sindiği topraklarda hangi Rum torunla sohbet etsem; hep Isparta Kebabı’ ndan bahsettikleri zengin anlatılardı. Isparta’dan, Uluborlu, Barla, Gönen, Eğirdir Nis, Ada da Avşar, Bedre’den ve İslamköy’ den giden Rum torunlarından sayfalar dolusu ses kayıtları yaptım. Dedelerinin anlatılarında her bir görüştüğüm Isparta’dan gitmiş Rum torun Isparta’nın tarihi kebabının yanısıra diğer Isparta yemeklerinden, yapılışlarından bahsettiklerini söyleyebilirim. Hep bu anlatılar Isparta’nın tarihi zenginlikleridir. Söz konusu kebap dahil diğer tarihi Isparta yemeklerini şimdi Başkan Başdeğirmen’ in öncülüğünde restorasyonu yapılarak eski haline getirilen tarihi Üzüm Çarşı ile birli kte gelen turistlerin damak tatları esnafımızca ilerleyen zamanlarda iç-dış turistlere sunulabilir. Tarihi böyle yaşatıp geleceğe güvenle bu şekilde gidebiliriz. Tarih damak tatlarımızdan Isparta Kebabı’ nın temsilcisinden birisi de Ferah Kebap’ tır. Tarihi Üzüm çarşısındaki yerinde yer problemi yaşıyordu. Şimdi Atatürk parkı ile Orduevi arasındaki yeni yerinde FERAH KEBAP tarihi adıyla yeniden halkımızın, yerli yabancı misafirlerin damak tatlarına hitap edecekleri günü yaklaştı. 2021 Ocak 15’inden itibaren şartların elverdiği oranda paket servisine başlayacağının haberini aldım. Tarihi damak tadıyla da olsa Isparta’nın adını yaşatmak sevindiricidir. Yazımı sonlandırırken aklıma tarihi evlerimizin yakılışları, Isparta tarihimizin yok edilişi geliyor. Her ne kadar ÜZÜM ÇARŞISI’ nın tarihi dokusuna kavuşturulması, yine Isparta tarihinin damak tadını veren FERAH KEBAP’ ın yeniden halkın hizmeti nde olması bizler için, hepimiz için elbette güzel haberdir. Ancak geleceğimizi şekillendirmenin yolunun tarihi dokulara sahip çıkmaktan geldiğini söylemiştim. Çok az sayıda Isparta’mızda Osmanlı dönemi tarihi Rum evleri kaldı. Korumak gerekir. Fakat atalarımız hatırlatan tarihi Osmanlı eserlerinin korunması konusunda hiç umutlu değilim. Hala İslamiyet’in güzellikleri yerine: Şaman inancından kalma anlayışlarla yaşamak isteyen bir kısım tarihi eserlere karşı sorumsuz insanlar oldukça fazla. Tarihi kültürümüzün korunmasında kuşkularım var. Hepimiz sahiplenmeliyiz tarihimizin güzelliklerine. “Baykuş çatıda öterse deprem olur. Önümüzden kara kedi geçerse bu uğursuzluktur. Süpürgenin sapı aşağıda durursa kuraklık olur. Köpek ulursa; kıtlık gelir. Katır doğurduğunda kıyamet kopacak... gibi anlayışlarla vakit geçirenlerin olduğu yerde tarihi dokular, tarihi damak tatları koruna bilir mi?