Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

TARİHİ YAŞAYAN ISPARTA

Saygıdeğer okuyucular, İlk defa siz Ispartalıların yaşanmış tarihini belgesel kanıtlarla duyma, okuma şansını yakaladık. Diyorum ya; ilk defa şahsımın kaleminden, Yunanistan da oturan Ispartalı Rum torunların ağzından yaşanmış bir tarihi yüzyılları gözler önüne sermek istiyorum. Bundan sonraki yaşamınızda hayata, çevreye, tarihimize, atalarımıza karşı bakışlarınızın daha da değişerek olgunlaşacağıdır. 350, 500 sayfaları bulacak bir araştırma diyebilirim.. Daha da; sadece ilk halıcılığın Isparta da başlatan üç kahraman bayanın mücadelesini değil; aynı zamanda böyle bir ticari, sanatsal girişimi engel olmaya çalışan zavallıları da tanıyacaksınız. Bayanlara, bayan oldukları için ekonomik üretimde, sanatta nasıl engel olunduğuna tanık olacaksınız. Devletimiz tek yönlü, sadece erkeklerin ticari, sanatsal üretimine dayandırıldığında ekonomik yönden ülkemizin geri kaldığını söylemek abartı olmayacaktır. Kadınların ekonomik yönden bütçemize katkılarından yoksun bırakılma girişimlerinin nedenini dinen uygun görülmediği yalanı, anlayışı günümüzde de devam ettiğini maalesef görüyoruz. Hiçbir zaman Türk Tarih Kurumu veya Türk tarihçilerinin yazdıklarından fayalanmayı düşünmedim. Ülkemizde üretilen Somut Olmayan Tarihi Miras, Konuşulan Tarih, Günlükler gibi notlardan yararlanmamaya çalıştım. Ancak teyit için, (doğrulamak için) vilayet salnamelerinden (sancak ili içindeki olayların devlet veya özel kişilerin notları), 1. Dönem TBMM Kurucu Isparta Vekili, Hukukçu, Kurtuluş savaşı kahramanı, Belediye Başkanı, Süldürzade Nadir Süldür beyin özel hatıralarını bakarak Rum torunların hatıralarının doğruluğunu anlamaya çalıştım. Son Isparta Mevlevi Dergâhı Dedesi Ali Dede Efendi’nin, Ün Dergisi yazarlarından bazılarının teyit için anıların baktım. Yunanistan’daki Selanik, Kavala, Preveze, Serez gibi şehirlerinde oturan Uluborlu, Isparta, Eğirdir Nis adası, Gönen, Barla, Avşar, Burdur’ lu Rum torunlarının özel hatıra defterlerinin faydalandım. Mustafa Kemal’inde çok saygı duyduğu Isparta papazlarından (Türksever papaz lakaplı) Yopvakim’ in Ortodoksluk kilisesince basılmış tamamen günlük Isparta bölgesindeki ticaret ve yaşamı ele alan dini motifi olmayan eserini teyit amaçlı baktım. B.AYGUN-2022-Isparta Isparta halıcılığını ilk defa Isparta da uygulamaya sokan bir Müslüman kadınını tanıtarak konumuza girmek istiyorum. Adı: Cemre Ana! Osmanlı tarihinin önemli savaşlarından “93 Harbi” diye bilinen 1877 Osmanlı –Rus savaşında gösterdiği kahramanlıklar nedeniyle örnek gösterebileceğimiz Nene Hatun gibi Isparta sancağında da bir bayan kahramanımız olduğunu fark ettim. Gururlandım! Bayan Kahramanımız Ispartalı Oğuz-Türkmen kadını Cemre Ana. Isparta Tekye (Hızırbey) mahallesinden. Delimehmedoğlu Ahmed Kuyucular sülalesinden. Hocazade yani Kepeci mahallesine gelin gitmiş. Esseyyid Mehmet’in oğlu ile evlendirilmiş. Esseyyid Mehmed Silahşöran-ı Hassa’dan emekli. Padişah’ın emrinde özel askeri birlik. Buradan Asithane’ den emekli. Söz konusu özel ordunun aşçısıymış. Emekli olunca beslenebileceği Isparta ovasındaki topraklardan birkaç parça verilmiş. Oğlu da aynı yerde görev almış. İşte Nene Hatun’ a benzeyen Ispartalı Cemre ana bu şekilde Osmanlı sarayında görevli eşi ile birlikte Osmanlı mutfağında çalışırlar. Cemre Ana kumaş dikme, örgü işlerine çok meraklıdır. Burada kendisine misafirlerin dizlerine, önlerine tutturulan yemek örtüsü hazırlama konusunda görev verilir. Yaratıcı sanatsal buluşu sayesinde padişah II. Abdülhamid Han’ın saray yemekhanesi misafirlerinin sofra başında üzerlerine serecekleri sofra örtülerini hazırlar. İşlemeli örtüler üzerinde yine işlemeli ayetler serpiştirilmiştir. Osmanlı mutfağında konuklar için verilen yemeklerde diz ve önlerine tutuşturulan yemek bezlerini işlemeli padişahın dikkatini çeker. Goblen yani işlemeli özel bezlerden hazırladığı işlemeli sofra bezlerini geliştiren Ispartalı Cemre Ana Sultan Abdülhamid Han’ın takdirini ve madalya ödülünü alır. Eşinin ölümünden sonra çocuklarını alarak Isparta sancağına gelen Cemre Ana Isparta’ya yerleşmiş. Yörüklerin dokudukları bez ve kilimlerle ilgilenir. Yaşanmış Isparta tarihinin somut olmayan, sözlü, yazılı gerçeklerine dayalı olarak: Bir Ispartalı Müslüman, Bir Ispartalı Ermeni, İki Ispartalı Rum Bayan İki yüz yıl tüm Ispartalıların hatta komşu illerin aşı, ekmeği olacak halıcılığın ilk adımını cesaretle atmasını sağlarlar. Bunlar Müslüm Cemre Ana Yörük Türkmen insanlarımızla birlikte Goblen el yapımı perde işine girişir. Isparta Rum’ u Kürkçü Potimi (Boli Ana), Girişimciliği ile Sparta (Isparta) sancağının en değerli vergi mükellefi olmayı başardığı 1900’lü yıllardır. Diğer üçüncü Ispartalı Gayrimüslim Sparta'da Goblen süslü kumaş ev takımlarını daha da geliştiren Rum Kati Ana veya Katina kadın. Katina Styloglou (Sitiloğlu), önce Potimi (Kiourtsoglou) –Kurtoğlu- ile işbirliği yapar. Daha önce 1880’lerde Ispartalı girişimci Bayan Katina Ana’nın kardeşi Jordan Stiloğlu’ nun geliştirdiği Isparta Halısı modelini inceleyen Cemre Ana halıcılığını Isparta da tıpkı "Lâdik", "Uşak, Bergama tipini “Isparta halısı” olarak geliştirirler. Modelleri buna göre çizerler. Dört Bayan Isparta da halıcılığın başlamasında ilk adımı atanlardır. Isparta acemi (dokuma ustası bayandan sonra bahsedeceğiz. Eşinin ölümünden sonra baba evi Isparta sancağına geldiği andan itibaren sancak medreseleri hocalarını rahatsız eden bir durum ortaya çıkar. Cemre Ana kumaş üzerine örtü işleme işini sürdürür. Gördüğü tabiat ve insan sima ve manzaralarını hafızasını alır. Goblen kumaşlar üzerine resmeder. Ticari satımı pazar bulur. Avrupalı ressamları taş çıkartacak yetenekteydi. Goblen veya Ispartalı Türkmen Yörüklerin evlerinde dokunan işi boğasa yünlü, pamuklu, ipekli kumaşların üzerini işler. Kutsal dini motifli cami ve benzer yerlerin resimler ile dua işlemeli musandıra, yemek takımı, sandık örtüleri üretir. Eski Oğuz Türk boyunun göç serüvenlerini kumaşa resmeder. Birilerini, ticari ve sanat yönüyle Isparta sancağına para girişi sağlaması dini çevreleri rahatsız etmiştir. Özellikle Celali ve Yunusoğlu mektep-medrese (birleşik eğitim) ile Sav Dalboyunoğlu medresesi hocaları vaazlarında: “Saraydan gelen (Cemre Ana kastedilerek) kadının bezler üzerine oya işlemeli resimler yapmakta. Bu örtüleri evlerde musandıraların (yatak konulan dolap) üzerine asmaktalar. İnsanları bu resimlere bakarak dinlerini unutturmaya yöneliktir. Bu bayanın sancak dışına (il dışına sürgün edilmesi) çıkarılması…” gibi saçma sapan konuşmalar yapmaya başlarlar. 1904. Aynı uğraşıları Rum Potimi Ana ile yine Rum Katina Ana’nın da uğraştığı bilinir. Her iki Rum müteşebbis Bayan Cemre Ana’dan çok şey öğrenmişler. Böyle bir sanatsal ve ticari işbirliği de yine bazı medrese hocalarını rahatsız etmiştir. Ve Cemre ana yavaş yavaş sanatsal, ticari yaşamdan elini ayağını çekmeye başlar. Tehditler diz boyuna ulaşmıştır. Kumaş ve halıcılık gibi ilk dokuma sanatını geliştiren Cemre anadan hem Rum müteşebbisler hem Ispartalı cesur bazı ailelerin genç kızları birçok el beceri sanatını öğretmesi sonucunda sevmeyenleri çoğalmış. Isparta sokaklarından geçerken bile Cemre Ana’ya sözlü sataşanlar olmuş.” Bir Müslim kadın sanatsal, ticari bilgilerini kazanca, üretime dönüştürmesi dinen sakıncalıdır gibi” laf atmaları Cemre Ana’yı hayattan soğutmuş. Ticaret ve sanatla, üretimle uğraşmak, kazanca dönüştürmek Gayrimüslim kadınlarına kalmış. 1893’ sertdokuma bezlerinden Boğasa kumaş dokumacılığı ile kilim dokumacılığı Isparta, Burdur, tüm Türkmen Yörük evlerinde yaygındır. Bu özellikten yararlanmak isteyen Müslim Cemre Ana diğer iki Rum bayanla bağ kurup birlikte bu işi geliştirebileceklerini iddia etmesine rağmen Isparta kadısına olan şikâyetler artmış. Isparta ticaretini, kültürünü, barışını daha da sağlamlaştırma anlamında Kürkçü Potimi ve Katina kadınlar yanlarına Cemre anayı da almada çekimser kalmışlar. Ev ev yeni bir Isparta halı modelini geliştirme anlamında çalışmaları hızlandıranlar Türk kadınlarının elinden Gayrimüslim Rum ve Acem kadınlarına kalır. Ancak her bir kalkınma ve gelişme olacağında bazı Medrese, diğer bölgede hâkim din adamları bu güzel işin karşısına dikilmeleri yüzünden ticaret ve sanatta ilerleyenler hep Gayrimüslimler olur. Bu işin yani ticaret ve sanatın erkek işi olduğunu, Gayrimüslim kadınların bu işle uğraşabileceklerini gibi söylemler uzun süre Isparta sancak medreselerinde, Sav, Kuleönü medreselerinde mütemadiyen anlatılagelir. Ancak Müslüman bayanların sanat ve ticaretle uğraşmalarının dinen sakıncalı olduğunu öne sürerek kahraman Cemre Ana’nın sanat ve ticaret dünyasından kopması anlamında olumsuzluklar ISPARTALI Türk kadınlarının moralini uzun süre bozar. Seyyidmehmedlerin gelini, Hızırbey mahalleli Kuyucu Delimehmedlerin kızı Cemre Ana ticaret, sanat dünyasından koparılması ile iş bitmez. Osmanlı Isparta’sında Gayrimüslimler kat kat yol kat ederken Müslüman kadınları sanatta ticaretten koparılması ülkemizin geleceği açısında açılan uçurumları günümüzde hala kapatamıyoruz. Bu yanlışlığı yapanlar gerçek Müslüman olabilir mi? Siz söyleyin! Cemre ananın sülalesi şu anda Isparta da mevcut olduğunu söylemeliyim. Yazım devam edecek.  
Ekleme Tarihi: 10 Ağustos 2022 - Çarşamba

TARİHİ YAŞAYAN ISPARTA

Saygıdeğer okuyucular, İlk defa siz Ispartalıların yaşanmış tarihini belgesel kanıtlarla duyma, okuma şansını yakaladık. Diyorum ya; ilk defa şahsımın kaleminden, Yunanistan da oturan Ispartalı Rum torunların ağzından yaşanmış bir tarihi yüzyılları gözler önüne sermek istiyorum. Bundan sonraki yaşamınızda hayata, çevreye, tarihimize, atalarımıza karşı bakışlarınızın daha da değişerek olgunlaşacağıdır. 350, 500 sayfaları bulacak bir araştırma diyebilirim..

Daha da; sadece ilk halıcılığın Isparta da başlatan üç kahraman bayanın mücadelesini değil; aynı zamanda böyle bir ticari, sanatsal girişimi engel olmaya çalışan zavallıları da tanıyacaksınız. Bayanlara, bayan oldukları için ekonomik üretimde, sanatta nasıl engel olunduğuna tanık olacaksınız. Devletimiz tek yönlü, sadece erkeklerin ticari, sanatsal üretimine dayandırıldığında ekonomik yönden ülkemizin geri kaldığını söylemek abartı olmayacaktır.

Kadınların ekonomik yönden bütçemize katkılarından yoksun bırakılma girişimlerinin nedenini dinen uygun görülmediği yalanı, anlayışı günümüzde de devam ettiğini maalesef görüyoruz.

Hiçbir zaman Türk Tarih Kurumu veya Türk tarihçilerinin yazdıklarından fayalanmayı düşünmedim. Ülkemizde üretilen Somut Olmayan Tarihi Miras, Konuşulan Tarih, Günlükler gibi notlardan yararlanmamaya çalıştım.

Ancak teyit için, (doğrulamak için) vilayet salnamelerinden (sancak ili içindeki olayların devlet veya özel kişilerin notları), 1. Dönem TBMM Kurucu Isparta Vekili, Hukukçu, Kurtuluş savaşı kahramanı, Belediye Başkanı, Süldürzade Nadir Süldür beyin özel hatıralarını bakarak Rum torunların hatıralarının doğruluğunu anlamaya çalıştım. Son Isparta Mevlevi Dergâhı Dedesi Ali Dede Efendi’nin, Ün Dergisi yazarlarından bazılarının teyit için anıların baktım.

Yunanistan’daki Selanik, Kavala, Preveze, Serez gibi şehirlerinde oturan Uluborlu, Isparta, Eğirdir Nis adası, Gönen, Barla, Avşar, Burdur’ lu Rum torunlarının özel hatıra defterlerinin faydalandım.

Mustafa Kemal’inde çok saygı duyduğu Isparta papazlarından (Türksever papaz lakaplı) Yopvakim’ in Ortodoksluk kilisesince basılmış tamamen günlük Isparta bölgesindeki ticaret ve yaşamı ele alan dini motifi olmayan eserini teyit amaçlı baktım. B.AYGUN-2022-Isparta

Isparta halıcılığını ilk defa Isparta da uygulamaya sokan bir Müslüman kadınını tanıtarak konumuza girmek istiyorum. Adı: Cemre Ana! Osmanlı tarihinin önemli savaşlarından “93 Harbi” diye bilinen 1877 Osmanlı –Rus savaşında gösterdiği kahramanlıklar nedeniyle örnek gösterebileceğimiz Nene Hatun gibi Isparta sancağında da bir bayan kahramanımız olduğunu fark ettim. Gururlandım!

Bayan Kahramanımız Ispartalı Oğuz-Türkmen kadını Cemre Ana. Isparta Tekye (Hızırbey) mahallesinden. Delimehmedoğlu Ahmed Kuyucular sülalesinden. Hocazade yani Kepeci mahallesine gelin gitmiş. Esseyyid Mehmet’in oğlu ile evlendirilmiş. Esseyyid Mehmed Silahşöran-ı Hassa’dan emekli. Padişah’ın emrinde özel askeri birlik. Buradan Asithane’ den emekli. Söz konusu özel ordunun aşçısıymış. Emekli olunca beslenebileceği Isparta ovasındaki topraklardan birkaç parça verilmiş.

Oğlu da aynı yerde görev almış. İşte Nene Hatun’ a benzeyen Ispartalı Cemre ana bu şekilde Osmanlı sarayında görevli eşi ile birlikte Osmanlı mutfağında çalışırlar. Cemre Ana kumaş dikme, örgü işlerine çok meraklıdır. Burada kendisine misafirlerin dizlerine, önlerine tutturulan yemek örtüsü hazırlama konusunda görev verilir. Yaratıcı sanatsal buluşu sayesinde padişah II. Abdülhamid Han’ın saray yemekhanesi misafirlerinin sofra başında üzerlerine serecekleri sofra örtülerini hazırlar. İşlemeli örtüler üzerinde yine işlemeli ayetler serpiştirilmiştir.

Osmanlı mutfağında konuklar için verilen yemeklerde diz ve önlerine tutuşturulan yemek bezlerini işlemeli padişahın dikkatini çeker. Goblen yani işlemeli özel bezlerden hazırladığı işlemeli sofra bezlerini geliştiren Ispartalı Cemre Ana Sultan Abdülhamid Han’ın takdirini ve madalya ödülünü alır.

Eşinin ölümünden sonra çocuklarını alarak Isparta sancağına gelen Cemre Ana Isparta’ya yerleşmiş. Yörüklerin dokudukları bez ve kilimlerle ilgilenir. Yaşanmış Isparta tarihinin somut olmayan, sözlü, yazılı gerçeklerine dayalı olarak:

Bir Ispartalı Müslüman, Bir Ispartalı Ermeni, İki Ispartalı Rum Bayan İki yüz yıl tüm Ispartalıların hatta komşu illerin aşı, ekmeği olacak halıcılığın ilk adımını cesaretle atmasını sağlarlar.

Bunlar Müslüm Cemre Ana Yörük Türkmen insanlarımızla birlikte Goblen el yapımı perde işine girişir. Isparta Rum’ u Kürkçü Potimi (Boli Ana), Girişimciliği ile Sparta (Isparta) sancağının en değerli vergi mükellefi olmayı başardığı 1900’lü yıllardır.

Diğer üçüncü Ispartalı Gayrimüslim Sparta'da Goblen süslü kumaş ev takımlarını daha da geliştiren Rum Kati Ana veya Katina kadın. Katina Styloglou (Sitiloğlu), önce Potimi (Kiourtsoglou) –Kurtoğlu- ile işbirliği yapar. Daha önce 1880’lerde Ispartalı girişimci Bayan Katina Ana’nın kardeşi Jordan Stiloğlu’ nun geliştirdiği Isparta Halısı modelini inceleyen Cemre Ana halıcılığını Isparta da tıpkı "Lâdik", "Uşak, Bergama tipini “Isparta halısı” olarak geliştirirler. Modelleri buna göre çizerler.

Dört Bayan Isparta da halıcılığın başlamasında ilk adımı atanlardır. Isparta acemi (dokuma ustası bayandan sonra bahsedeceğiz. Eşinin ölümünden sonra baba evi Isparta sancağına geldiği andan itibaren sancak medreseleri hocalarını rahatsız eden bir durum ortaya çıkar. Cemre Ana kumaş üzerine örtü işleme işini sürdürür. Gördüğü tabiat ve insan sima ve manzaralarını hafızasını alır. Goblen kumaşlar üzerine resmeder. Ticari satımı pazar bulur.

Avrupalı ressamları taş çıkartacak yetenekteydi. Goblen veya Ispartalı Türkmen Yörüklerin evlerinde dokunan işi boğasa yünlü, pamuklu, ipekli kumaşların üzerini işler. Kutsal dini motifli cami ve benzer yerlerin resimler ile dua işlemeli musandıra, yemek takımı, sandık örtüleri üretir. Eski Oğuz Türk boyunun göç serüvenlerini kumaşa resmeder.

Birilerini, ticari ve sanat yönüyle Isparta sancağına para girişi sağlaması dini çevreleri rahatsız etmiştir. Özellikle Celali ve Yunusoğlu mektep-medrese (birleşik eğitim) ile Sav Dalboyunoğlu medresesi hocaları vaazlarında: “Saraydan gelen (Cemre Ana kastedilerek) kadının bezler üzerine oya işlemeli resimler yapmakta. Bu örtüleri evlerde musandıraların (yatak konulan dolap) üzerine asmaktalar. İnsanları bu resimlere bakarak dinlerini unutturmaya yöneliktir. Bu bayanın sancak dışına (il dışına sürgün edilmesi) çıkarılması…” gibi saçma sapan konuşmalar yapmaya başlarlar. 1904.

Aynı uğraşıları Rum Potimi Ana ile yine Rum Katina Ana’nın da uğraştığı bilinir. Her iki Rum müteşebbis Bayan Cemre Ana’dan çok şey öğrenmişler. Böyle bir sanatsal ve ticari işbirliği de yine bazı medrese hocalarını rahatsız etmiştir. Ve Cemre ana yavaş yavaş sanatsal, ticari yaşamdan elini ayağını çekmeye başlar. Tehditler diz boyuna ulaşmıştır. Kumaş ve halıcılık gibi ilk dokuma sanatını geliştiren Cemre anadan hem Rum müteşebbisler hem Ispartalı cesur bazı ailelerin genç kızları birçok el beceri sanatını öğretmesi sonucunda sevmeyenleri çoğalmış. Isparta sokaklarından geçerken bile Cemre Ana’ya sözlü sataşanlar olmuş.” Bir Müslim kadın sanatsal, ticari bilgilerini kazanca, üretime dönüştürmesi dinen sakıncalıdır gibi” laf atmaları Cemre Ana’yı hayattan soğutmuş. Ticaret ve sanatla, üretimle uğraşmak, kazanca dönüştürmek Gayrimüslim kadınlarına kalmış.

1893’ sertdokuma bezlerinden Boğasa kumaş dokumacılığı ile kilim dokumacılığı Isparta, Burdur, tüm Türkmen Yörük evlerinde yaygındır. Bu özellikten yararlanmak isteyen Müslim Cemre Ana diğer iki Rum bayanla bağ kurup birlikte bu işi geliştirebileceklerini iddia etmesine rağmen Isparta kadısına olan şikâyetler artmış. Isparta ticaretini, kültürünü, barışını daha da sağlamlaştırma anlamında Kürkçü Potimi ve Katina kadınlar yanlarına Cemre anayı da almada çekimser kalmışlar.

Ev ev yeni bir Isparta halı modelini geliştirme anlamında çalışmaları hızlandıranlar Türk kadınlarının elinden Gayrimüslim Rum ve Acem kadınlarına kalır.

Ancak her bir kalkınma ve gelişme olacağında bazı Medrese, diğer bölgede hâkim din adamları bu güzel işin karşısına dikilmeleri yüzünden ticaret ve sanatta ilerleyenler hep Gayrimüslimler olur. Bu işin yani ticaret ve sanatın erkek işi olduğunu, Gayrimüslim kadınların bu işle uğraşabileceklerini gibi söylemler uzun süre Isparta sancak medreselerinde, Sav, Kuleönü medreselerinde mütemadiyen anlatılagelir.

Ancak Müslüman bayanların sanat ve ticaretle uğraşmalarının dinen sakıncalı olduğunu öne sürerek kahraman Cemre Ana’nın sanat ve ticaret dünyasından kopması anlamında olumsuzluklar ISPARTALI Türk kadınlarının moralini uzun süre bozar.

Seyyidmehmedlerin gelini, Hızırbey mahalleli Kuyucu Delimehmedlerin kızı Cemre Ana ticaret, sanat dünyasından koparılması ile iş bitmez. Osmanlı Isparta’sında Gayrimüslimler kat kat yol kat ederken Müslüman kadınları sanatta ticaretten koparılması ülkemizin geleceği açısında açılan uçurumları günümüzde hala kapatamıyoruz. Bu yanlışlığı yapanlar gerçek Müslüman olabilir mi? Siz söyleyin! Cemre ananın sülalesi şu anda Isparta da mevcut olduğunu söylemeliyim. Yazım devam edecek.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.