Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

VATAN SANA MİNNETTARDIR

Ataları İran’ dan baskılara dayanamayıp 1709’ da Anadolu’ ya gelmişler. Akrabalarının bir çoğu Güneydoğu Anadolu bölgemizde yerini alan Adıyaman ilinin (şimdi ilçe) bir köyü olan Tut’ a, bir kısmı da Isparta’mıza gelirler. Ispartalılar bu gelenlere Ermeni adını yakıştıramazlar: Acemler (Ermeni) derler.. İşte kahramanımız bir Acem (Ermeni). 1902’ de Tut köyünde doğduğu anlarda babası bir hastalıktan ölür. Anne Paren hanım birinci çocuğu Diran’ ı ve henüz doğan kahramanımız Şahen alarak Isparta’daki şimdi adı Kurtuluş (İğneci) olan mahallemize teyzesinin yanına gelerek yerleşirler. Anne Paren hanım Adıyaman’ da iken diğer bir akrabalarının bulunduğu Tut köyüne 2km uzaklıktaki Türkmenlerin çoğunlukta olduğu Havutlu’ ya sıkça gider. Bir Türkmen’le evli diğer kız kardeşinin yanında bir el becerisi olan keten kumaşını eğirme, dokuma ve işlemesini öğrenir. Ekiminden dikimine, eğirilmesine, bükümü, tekstil haline gelecek iplerin örülmesine kadar her şeyi bu Türkmen köyünde öğrenmiştir. Isparta’ da yerleştikleri kardeşinin evinde kızı Anne Paren kız kızı Diran’ ı, kahramanımız Şahen’ i (Acem Şah) de keten örme işini öğretir. Dere mahallesindeki bahçeliklerde ektikleri keten bitkisini işlenmesini öğrenen Acem ailesi bitkinin liflerini ip haline getirirler. Anne paren bu keten iplerinden: Yatak, masa örtüleri, havlular, Kur’ an muhafaza kabı, para kesesi, ekmek torbaları, sunak bezleri, sabunluklar, hamam kir çıkarma, camide, medresede, hoca evlerinde ve konaklarda, kilisede kullanılan sunak bezleri anlamına gelen kilise çarşaflarını da dokuyan anne Paren; Isparta’ da el dokuma kumaş işiyle tanınır. İran Ermenilerinin (Acem) çoğunlukta oturdukları mahallede halkın günlük kullanıma yönelik kumaş ev eşyalarını Kurtuluş mahallesindeki evlerinde dokuyup satışını yaparlar, ticari yönünden sağlam işleriyle tanınırlar.. 1914’ te Isparta da can kayıplı deprem olmuştur. 1915’te de Çanakkale savaşları baş gösterir. Bu sırada da Kahramanımız Şahen 13 Yaşına gelir. . Şahen annesi Paren, kız kardeşi Diran’ ın dokudukları, işledikleri dokuma işlerini gündüz omzuna atarak Isparta sokaklarında, henüz depremin enkazı kaldırılmadan, güçlüklerle satışına başlar. Yeniden depremden sağ çıkan Ispartalı Müslüman, Rum ve Acem (Ermeni) cemaatlerine has insanlar hayata tutunmak isterler. Çanakkale savaşlarına gitmek isteyen Şahen’i askerlik şubesi kabul etmez. “Bir evin çocuğusun, yaşın da küçük derler! Geceleyin ise13 yaşının verdiği inançla önce Emre mahallesindeki Emre Manastır kilisesin-deki (şimdiki Gök göz camisinin bitişiğindeki 3836 sokakta ) kilise sohbetlere katılan Şahen anlatılanlar kendine göre anlamsız gelir, sıkılır. Sıkıntısını anlayan Isparta Metropoliti Yerasimos Çentelidis kendisini özel sohbete alır. Ama Şahen’ in gözü şimdiki Sav Belediye otobüslerinin kalktığı yerde bulunan Şadiye medresesindedir. Buradaki Müslüman arkadaşlarıyla birlikte İslâmî sohbetlere bayılmaktadır. Isparta Psidya Meropoliti (BaşPapazı) Yerasimos Çentelidis küçük Şahen’ i kırmaz. Bir gün kendisine: ” Hz İsa oğlu Şahen şayet Müslimlerin (Müslümanların) mekanında huzur bula-caksan oraya git” der. Allah’ın dini Şadiye Buk’ası’n da, orada da öğretilmektedir” der. Şahen haftanın iki akşamı Şadiye Medresesi bünyesindeki Şadiye Buk’ as’ ına iki akşam da Kutlubey mahallesinde bulunan Mevlevî dergâhına sohbete giderken, diğer üç akşam da annesine yardım eder. Keten dokuma mamullerini gündüz satarak bol akçeler kazanır. ( Isparta Psidya Meropoliti Yerasimos Çentelidis’in Vakay-ı Name günlüklerinden: Barla Rum’ u Minas Küfüncüoğlu’ nun gönderisinden 2020 Ocak: Yunanistan Selanik –Serez Kalavnka köyü) Medrese’ de Şakirzade Medresesi hocası Şakir efendi ‘den ve ( Hoca Şakir efendinin Budak soyadlı sülale akrabaları Isparta’da mevcuttur.) Isparta Kadısı Hoca Hüseyin Hüsnü Özdamar ’dan ( 1920 ‘de Isparta ‘dan 1.2.3. dönemler TBMM -M.Kemal’in seçtiği milletvekili olmuştur. Prof. Dr. Mutat Dulupçu, Peynirci Gülal’lar akrabaları şimdi mevcuttur) dersler alır. Kız kardeşi Diran’ ın eğirdiği keten ipleri dokuyan, kumaşa dönüştüren Acem Anne Paren, ve satışına yapan, Müslümanlığı seçen küçük Şahen’ le birlikte Isparta’ da tutulan aile olurlar.. Ispartalılar kendisine “Acem şah” adını takarlar. İpeği hatırlatan, hafifliği, ucuzluğu, yıpranmaz dokulu keten eşyalar Isparta’ da aranır olur. 13 Yaşındaki Isparta Acemi Şahen omzundaki annesi ve kız kardeşinin ördükleri ürünleri Isparta sokaklarında besmele çekerek bolca alıcı bulur. Çanakkale savaşlarının ateşi aylarıdır. Ispartalı deprem yaralarını henüz saramamıştır.. “Vatan sana minnettardır” lafının bir manası varsa eğer, ona bu manayı verenlerden birisi de sensin binbaşım…”lafını Küçük Şahen kazancının bir bölümünü Çanakkale için yardım komisyonuna vermeyi düşünür. Isparta Sancak Jandarma Tabur Komutanı Süreyya bey, Ağlarca Zade Mustafa Hakkı Efendi, Belediye Başkanı Arap zade, Hamamcı Zade Ethem, Mehmet Nâdir Bey, Mevlevi Şeyhi Ali Dede’den oluşan Çanakkale yardım komisyonunun bulundukları Belediye binasına giden küçük yardımsever Şahen’in içten yardımını bir tutanakla alırlar. Bu insanlarını, Isparta Acemlerini bu vatan, bu Çanakkale asla unutmayacak. Bu insanları, Isparta Acemlerini bu vatan, bu Çanakkale asla unutmayacak. Çanakkale mucizesini gösteren bu çalışkan insanları, Isparta’nın evini barkını yapan Isparta Acemlerini nedensiz 1917’ de, bir akşam üzeri “Isparta’ dan gidin” dedik!  
Ekleme Tarihi: 22 Şubat 2020 - Cumartesi

VATAN SANA MİNNETTARDIR

Ataları İran’ dan baskılara dayanamayıp 1709’ da Anadolu’ ya gelmişler. Akrabalarının bir çoğu Güneydoğu Anadolu bölgemizde yerini alan Adıyaman ilinin (şimdi ilçe) bir köyü olan Tut’ a, bir kısmı da Isparta’mıza gelirler. Ispartalılar bu gelenlere Ermeni adını yakıştıramazlar: Acemler (Ermeni) derler..

İşte kahramanımız bir Acem (Ermeni). 1902’ de Tut köyünde doğduğu anlarda babası bir hastalıktan ölür. Anne Paren hanım birinci çocuğu Diran’ ı ve henüz doğan kahramanımız Şahen alarak Isparta’daki şimdi adı Kurtuluş (İğneci) olan mahallemize teyzesinin yanına gelerek yerleşirler.

Anne Paren hanım Adıyaman’ da iken diğer bir akrabalarının bulunduğu Tut köyüne 2km uzaklıktaki Türkmenlerin çoğunlukta olduğu Havutlu’ ya sıkça gider. Bir Türkmen’le evli diğer kız kardeşinin yanında bir el becerisi olan keten kumaşını eğirme, dokuma ve işlemesini öğrenir. Ekiminden dikimine, eğirilmesine, bükümü, tekstil haline gelecek iplerin örülmesine kadar her şeyi bu Türkmen köyünde öğrenmiştir.

Isparta’ da yerleştikleri kardeşinin evinde kızı Anne Paren kız kızı Diran’ ı, kahramanımız Şahen’ i (Acem Şah) de keten örme işini öğretir.

Dere mahallesindeki bahçeliklerde ektikleri keten bitkisini işlenmesini öğrenen Acem ailesi bitkinin liflerini ip haline getirirler. Anne paren bu keten iplerinden: Yatak, masa örtüleri, havlular, Kur’ an muhafaza kabı, para kesesi, ekmek torbaları, sunak bezleri, sabunluklar, hamam kir çıkarma, camide, medresede, hoca evlerinde ve konaklarda, kilisede kullanılan sunak bezleri anlamına gelen kilise çarşaflarını da dokuyan anne Paren; Isparta’ da el dokuma kumaş işiyle tanınır. İran Ermenilerinin (Acem)

çoğunlukta oturdukları mahallede halkın günlük kullanıma yönelik kumaş ev eşyalarını Kurtuluş mahallesindeki evlerinde dokuyup satışını yaparlar, ticari yönünden sağlam işleriyle tanınırlar..

1914’ te Isparta da can kayıplı deprem olmuştur. 1915’te de Çanakkale savaşları baş gösterir. Bu sırada da Kahramanımız Şahen 13 Yaşına gelir. .

Şahen annesi Paren, kız kardeşi Diran’ ın dokudukları, işledikleri dokuma işlerini gündüz omzuna atarak Isparta sokaklarında, henüz depremin enkazı kaldırılmadan, güçlüklerle satışına başlar. Yeniden depremden sağ çıkan Ispartalı Müslüman, Rum ve Acem (Ermeni) cemaatlerine has insanlar hayata tutunmak isterler.

Çanakkale savaşlarına gitmek isteyen Şahen’i askerlik şubesi kabul etmez. “Bir evin çocuğusun, yaşın da küçük derler!

Geceleyin ise13 yaşının verdiği inançla önce Emre mahallesindeki Emre Manastır kilisesin-deki (şimdiki Gök göz camisinin bitişiğindeki 3836 sokakta ) kilise sohbetlere katılan Şahen anlatılanlar kendine göre anlamsız gelir, sıkılır. Sıkıntısını anlayan Isparta Metropoliti Yerasimos Çentelidis kendisini özel sohbete alır. Ama Şahen’ in gözü şimdiki Sav Belediye otobüslerinin kalktığı yerde bulunan Şadiye medresesindedir. Buradaki Müslüman arkadaşlarıyla birlikte İslâmî sohbetlere bayılmaktadır.

Isparta Psidya Meropoliti (BaşPapazı) Yerasimos Çentelidis küçük Şahen’ i kırmaz. Bir gün kendisine: ” Hz İsa oğlu Şahen şayet Müslimlerin (Müslümanların) mekanında huzur bula-caksan oraya git” der. Allah’ın dini Şadiye Buk’ası’n da, orada da öğretilmektedir” der.

Şahen haftanın iki akşamı Şadiye Medresesi bünyesindeki Şadiye Buk’ as’ ına iki akşam da Kutlubey mahallesinde bulunan Mevlevî dergâhına sohbete giderken, diğer üç akşam da annesine yardım eder. Keten dokuma mamullerini gündüz satarak bol akçeler kazanır. ( Isparta Psidya Meropoliti Yerasimos Çentelidis’in Vakay-ı Name günlüklerinden: Barla Rum’ u Minas Küfüncüoğlu’ nun gönderisinden 2020 Ocak: Yunanistan Selanik –Serez Kalavnka köyü)

Medrese’ de Şakirzade Medresesi hocası Şakir efendi ‘den ve ( Hoca Şakir efendinin Budak soyadlı sülale akrabaları Isparta’da mevcuttur.) Isparta Kadısı Hoca Hüseyin Hüsnü Özdamar ’dan ( 1920 ‘de Isparta ‘dan 1.2.3. dönemler TBMM -M.Kemal’in seçtiği milletvekili olmuştur. Prof. Dr. Mutat Dulupçu, Peynirci Gülal’lar akrabaları şimdi mevcuttur) dersler alır.

Kız kardeşi Diran’ ın eğirdiği keten ipleri dokuyan, kumaşa dönüştüren Acem Anne Paren, ve satışına yapan, Müslümanlığı seçen küçük Şahen’ le birlikte Isparta’ da tutulan aile olurlar.. Ispartalılar kendisine “Acem şah” adını takarlar.

İpeği hatırlatan, hafifliği, ucuzluğu, yıpranmaz dokulu keten eşyalar Isparta’ da aranır olur. 13 Yaşındaki Isparta Acemi Şahen omzundaki annesi ve kız kardeşinin ördükleri ürünleri Isparta sokaklarında besmele çekerek bolca alıcı bulur. Çanakkale savaşlarının ateşi aylarıdır. Ispartalı deprem yaralarını henüz saramamıştır..

“Vatan sana minnettardır” lafının bir manası varsa eğer, ona bu manayı verenlerden birisi de sensin binbaşım…”lafını Küçük Şahen kazancının bir bölümünü Çanakkale için yardım komisyonuna vermeyi düşünür.

Isparta Sancak Jandarma Tabur Komutanı Süreyya bey, Ağlarca Zade Mustafa Hakkı Efendi, Belediye Başkanı Arap zade, Hamamcı Zade Ethem, Mehmet Nâdir Bey, Mevlevi Şeyhi Ali Dede’den oluşan Çanakkale yardım komisyonunun bulundukları Belediye binasına giden küçük yardımsever Şahen’in içten yardımını bir tutanakla alırlar.

Bu insanlarını, Isparta Acemlerini bu vatan, bu Çanakkale asla unutmayacak. Bu insanları, Isparta Acemlerini bu vatan, bu Çanakkale asla unutmayacak. Çanakkale mucizesini gösteren bu çalışkan insanları, Isparta’nın evini barkını yapan Isparta Acemlerini nedensiz 1917’ de, bir akşam üzeri “Isparta’ dan gidin” dedik!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.