Bayram AYGÜN
Köşe Yazarı
Bayram AYGÜN
 

YUNAN BİN YILDIR HAYALLERİN İÇİNDE YÜZÜYOR

Saygıdeğer okuyucular, biliyorsunuz: Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde ve şimdi Türk yurdu Anadolu’muzda bin yılı aşkın süredir bayrağımızı dalgalandırıyoruz. Huzur içinde bacalarımızdan dumanlarımız tütmekte. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ mizce Yunanlılar arasında hiçbir zaman anlaşma olmayacağını düşünüyorum. Çünkü her bir Yunanlı’ yı Ortodoks papazları her gün, her an Türkiye’ye karşı kışkırtıcı eğitim veriyorlar. Yunan kilise ve okullarında Türk-Müslüman düşmanlığı aşılamaktalar insanlarına. Hz. İsa dinini değiştirip insanlarını hayaller içinde yüzdürüyorlar. “Türkleri bin yıl önce geldikleri Orta Asya’ya gönderip yeniden Küçük Asya da yani Anadolu’ dan süreceğiz” diyorlar. Ortodoksluk çanlarını çalacakları hayalini yaşamaktalar. Yunanlıların söylemiyle Anadolu’muzun, Türkiye’mizin adını Küçük Asya diyorlar. “Er geç Küçük Asya toprakları Elen’ in (Yunan’ın) olacak” diyorlar. Bugünlerde Yunan hükümeti ve Yunan Kiliseleri papazları asıl Yunanlıları değil Anadolu’dan Yunanistan’a 1922’de göç ettirilmiş Lozan Mübadili göçmenleri öne sürmekteler. Anadolu’dan göç etmiş Rum mübadillerin dernekleri marifetiyle: “Küçük Asya’ya yeniden dönüş” yani 1919’da olduğu gibi Anadolu’ muzu işgal etme törenleri düzenlemekteler. Yunan Ortodoks kiliseleri Başpapazlığı bu bilgilendirme törenlerini yönetmekteler. Bu Küçük Asya ‘yı yeniden işgal etme törenlerinin birisi de Atina Nea Ionia ‘da bulunan Küçük Asya Ispartalı Rumlar derneğinde yapıldı. Son olarak Ispartalı Rumlar Derneğinde yapılan törende Psidya yani Isparta bölgesinin Ortodoks Rumlar açısından çok kutsal olduğu anlatılır. Atina da açtıkları Ispartalı Rumlar müzesindeki Isparta ve Burdur’dan yüz yıl önce götürdükleri bazı eserleri sergilemişler. Böylece Isparta topraklarına karşı Rum ve Yunanlıları yeniden Küçük Asya ya yani Türkiye’mize karşı işgal etmeyi özendirdiklerini görüyoruz. Osmanlı ve önceki Türk medeniyetlerinde Anadolu’muzda Müslüman Türklerin yanı sıra Rum, Ermeni daha da diğer etnik insanlarla bir arada yaşıyorduk. İbadet hanelerinde rahatça hareket edebiliyorlardı. Gayrimüslim adı verilen bu insanlara Selçuklu, Belikler ve Osmanlı dönemlerinde serbest ticaret yapmaları, askerlikten muaf olmaları gibi haklar tanıdık. Yüce İslamiyet’in güzelliklerle dolu uygulamasından azınlıklar (Ispartalı-Burdurlu Gayrimüslimler) biz Türklerden daha bolluk ve keyif içinde yaşamlarına devam ettiler, faydalandılar. İŞİN İÇİNDE ORTODOKS PAPAZLARININ KIŞKIRTMALARI VAR Osmanlı döneminde Isparta’nın, Burdur’ un zenginlikleri halıcılık, afyon sakızı, kök boya dış şatımı, gülcülük ve daha birçok kalemde üretim, ticaret, dış satım işleri Isparta Rum ve Ermenilerinin (Acemler) elindeydi. Kelimenin tam anlamıyla “gül gibi” geçinip gidiyorlardı. Kiliseler bundan pay alıyor, papazları da cenneti yaşıyorlardı Küçük Asya da yani Anadolu’muzda. Gayrimüslimlere verilen haklar bizim insanımıza verilmemişti. Ancak, yüzyıllarca süren rahatlık Rum ve Ermenileri doyuramadı. Papazlar “tekin” durmadılar. Kelimenin anlamıyla: “deşinmeye” başladılar. 1917’ yılında Anadolu Ermenileri dış, sömürgen Avrupalıların ve papazların oyunlarına geldiler. Çeteler kurup Müslüman Türkleri Anadolu’dan sürüp Orta Asya topraklarına göndermeleri gibi zorba hayaller içine girdiler. Ermeni çeteleri Anadolu’ mızda katliamlara girişip Kur’an okuyan insanlarımızı katlettiler. Bunun üzerine Osmanlı yönetimi 1917’de kanun çıkarıp olay çıkaran Ermenileri diğer Osmanlı eyaletlerine: Suriye, Lübnan gibi topraklara sürgünleri çıkartıldı. Anadolu bir nefes aldı! 1919’un Mayısında da yine bu defa Avrupa sömürgeci ülkeleri Yunanlıları kışkırtıp Anadolu’ muzu işgale kalkıştılar. Yerli Anadolu Rumları oyuna gelip dip dibe yaşadığımız Türk köylerinde Yunan askerlerinin Müslümanları katletmelerini yardımcı oldular. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde top yekûn tüm aziz milletimiz el ele, kol kola, yokluğa rağmen işgalci Yunanı ve diğer işgalcileri denize dökmüştük. Tarihte, dünya da topyekûn, çor çocuk savaşa katılan tek ülkeyiz, tek milletiz. Bir benzeri henüz yok dünyada, bunu unutmayın. İşte bu yıl Anadolu’yu yani Yunan’ın değimiyle Küçük Asya’yı işgale kalkışan Yunan’ı denize döküşümüzün (1922-2022) yüzüncü yıldönümü. M. Kemal Atatürk din esasına dayalı Türkiye Ortodoks Rumlarını Lozan Mübadil anlaşmasıyla Yunanistan’a gönderdi 1923’te. Avrupalı Papazların oyuncağı, hayalci, işgalci Yunanlılar Anadolu’ daki 1922 deki yenilgilerini unutmuşlar gibi.. Hayret uyandıracak bir şaşkınlıkla bu günlerde Türkiye’mizden kovuluşlarını kutlayacak kadar ilginç, zavallı duruma düştüklerini görüyoruz. Kendileri bilhassa Isparta –Burdur Rumları “KÜÇÜK ASYA FELAKETİ” dedikleri yenilgilerini davulla, çalgı ile kutlamaktalar şu günlerde. Adama: “deli” derler bizim ülkemizde. Şaşkınlık denmez mi? İnsan yenikliğini sevinir mi, şaraplı, kilise dualı, papaz töreniyle kutlar mı? Allah bunlara akıl versin! Hatta bu yılı Yunanlılar 2022 Küçük Asya Helenizm Yılı diyorlar. Bu adı takmalarının, yenikliklerini kutlamalarının altında bir gerçek yatmıyor mu? Yani 1922’deki Anadolu’muzdaki yenilgilerini unutmamışlar. Bir daha ki Türkiye’mize yönelik işgalci hayallerini bu günlerde “Küçük Asya Felaketi” kutlamalarında tüm Yunan şehirlerinde anlatıp duruyorlar. 1922’deki tokadın acısını unutmuşa benziyorlar. Anadolu’muzun çeşitli şehirlerinde Osmanlı döneminde yaşayan Anadolu Rumları gittikleri Yunan şehirlerinde bir aydır kutlamalarında dinleyicilerine bir daha Anadolu’muzu işgale kalkışacaklarını ima etmekteler. Isparta ve Burdur Rumları bu yenikliklerini kutlayan şenlikleri iki haftadır devam ediyor. “Küçük Asya Helkenizim” yenilgi törenlerini anlı şanlı kutlayan Isparta Rumları bir gün Isparta yani Hz. İsa’nın yardımcısı olan Aziz Sen Paul’un Hristiyanlığı yaydığı Psidya (Isparta) topraklarının sahibi olacaklarını anlatıyorlar. (Aziz Elçi Pavlus M.S 47- 49’ da dört yıl Gönen manastır, Uluborlu, Yalvaç bölgelerinde kalmış. Ortodoksların kitabından) Oysaki baklavamızı, dolmamızı, musakkamızı çaldılar, bin yıldır Türk’ün Selçuklu ve Osmanlı’ nın olan Ege adalarını, ada’ larımızı da çaldılar. Şimdi Anadolu’muzu çalmaya çalışıyorlar. Amerika’yı ve Fransa’yı diğer sömürge Avrupa ülkelerini arkalarında oldukları hayallerindeler. Zavallı Yunan bin yıldır hala uykuda, hayali dünyaların düşünü yaşamaktalar. Atina- Nea Ionia, tüm Doğu ve özellikle Küçük Asya’daki Sparta (Isparta)’ nın, Pontus, Doğu Trakya, Konstantinopolis' teki (İstanbul) Rum kültürünün yeniden yaygınlaşması yolunda dualarının Hz. İsa ve Hz. Meryem tarafından kabulünü istemişler. Zavallılar! Hayalden, uykudan uyanamamış varlıklar. Rumların (Yunan’ın)Tarih ve Kültürüne ait unsurlarını canlandıracaklarmış. “Ada” larımızı çaldılar. Ama Anadolu’muzu, Güzel Türkiye’mizi çalamayacaklar. Güçleri yetmeyecektir. Yunan’ ı bin yıllık derin uykudan ağa babaları bile uyandıramayacaklar. Kahraman Müslüman Türk Milleti’ miz Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde dualar ederek: Çanakkale de, Sakarya’da işgalci yedi düvel ülkelerini BUĞDAY ÇORBASI içe içe yendik. Yunanı ‘da kışkırtıcı papazlarıyla birlikte denize döktük. Şimdi ise haydi haydi Yunan’ı, işgalci destekçilerini bozguna uğratma inancımız tamdır. Yunan bunu bilmeli veya birisi hatırlatmalı. 1922-2022 Anadolu (Küçük Asya) işgalci Yunan’ın acı felaketi oldu. Bizim içinse Anadolu yeniden Türk Yurdu oldu.1924’ te Büyük Atatürk’ün, 2022’de de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın barış çağrılarını dinlemediler. Kulaklarını tıkadılar  
Ekleme Tarihi: 19 Kasım 2022 - Cumartesi

YUNAN BİN YILDIR HAYALLERİN İÇİNDE YÜZÜYOR

Saygıdeğer okuyucular, biliyorsunuz: Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerinde ve şimdi Türk yurdu Anadolu’muzda bin yılı aşkın süredir bayrağımızı dalgalandırıyoruz. Huzur içinde bacalarımızdan dumanlarımız tütmekte.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ mizce Yunanlılar arasında hiçbir zaman anlaşma olmayacağını düşünüyorum. Çünkü her bir Yunanlı’ yı Ortodoks papazları her gün, her an Türkiye’ye karşı kışkırtıcı eğitim veriyorlar. Yunan kilise ve okullarında Türk-Müslüman düşmanlığı aşılamaktalar insanlarına. Hz. İsa dinini değiştirip insanlarını hayaller içinde yüzdürüyorlar.

“Türkleri bin yıl önce geldikleri Orta Asya’ya gönderip yeniden Küçük Asya da yani Anadolu’ dan süreceğiz” diyorlar. Ortodoksluk çanlarını çalacakları hayalini yaşamaktalar. Yunanlıların söylemiyle Anadolu’muzun, Türkiye’mizin adını Küçük Asya diyorlar. “Er geç Küçük Asya toprakları Elen’ in (Yunan’ın) olacak” diyorlar.

Bugünlerde Yunan hükümeti ve Yunan Kiliseleri papazları asıl Yunanlıları değil Anadolu’dan Yunanistan’a 1922’de göç ettirilmiş Lozan Mübadili göçmenleri öne sürmekteler. Anadolu’dan göç etmiş Rum mübadillerin dernekleri marifetiyle: “Küçük Asya’ya yeniden dönüş” yani 1919’da olduğu gibi Anadolu’ muzu işgal etme törenleri düzenlemekteler. Yunan Ortodoks kiliseleri Başpapazlığı bu bilgilendirme törenlerini yönetmekteler. Bu Küçük Asya ‘yı yeniden işgal etme törenlerinin birisi de Atina Nea Ionia ‘da bulunan Küçük Asya Ispartalı Rumlar derneğinde yapıldı.

Son olarak Ispartalı Rumlar Derneğinde yapılan törende Psidya yani Isparta bölgesinin Ortodoks Rumlar açısından çok kutsal olduğu anlatılır. Atina da açtıkları Ispartalı Rumlar müzesindeki Isparta ve Burdur’dan yüz yıl önce götürdükleri bazı eserleri sergilemişler. Böylece Isparta topraklarına karşı Rum ve Yunanlıları yeniden Küçük Asya ya yani Türkiye’mize karşı işgal etmeyi özendirdiklerini görüyoruz.

Osmanlı ve önceki Türk medeniyetlerinde Anadolu’muzda Müslüman Türklerin yanı sıra Rum, Ermeni daha da diğer etnik insanlarla bir arada yaşıyorduk. İbadet hanelerinde rahatça hareket edebiliyorlardı. Gayrimüslim adı verilen bu insanlara Selçuklu, Belikler ve Osmanlı dönemlerinde serbest ticaret yapmaları, askerlikten muaf olmaları gibi haklar tanıdık. Yüce

İslamiyet’in güzelliklerle dolu uygulamasından azınlıklar (Ispartalı-Burdurlu Gayrimüslimler) biz Türklerden daha bolluk ve keyif içinde yaşamlarına devam ettiler, faydalandılar.

İŞİN İÇİNDE ORTODOKS PAPAZLARININ KIŞKIRTMALARI VAR

Osmanlı döneminde Isparta’nın, Burdur’ un zenginlikleri halıcılık, afyon sakızı, kök boya dış şatımı, gülcülük ve daha birçok kalemde üretim, ticaret, dış satım işleri Isparta Rum ve Ermenilerinin (Acemler) elindeydi. Kelimenin tam anlamıyla “gül gibi” geçinip gidiyorlardı. Kiliseler bundan pay alıyor, papazları da cenneti yaşıyorlardı Küçük Asya da yani Anadolu’muzda. Gayrimüslimlere verilen haklar bizim insanımıza verilmemişti.

Ancak, yüzyıllarca süren rahatlık Rum ve Ermenileri doyuramadı. Papazlar “tekin” durmadılar. Kelimenin anlamıyla: “deşinmeye” başladılar. 1917’ yılında Anadolu Ermenileri dış, sömürgen Avrupalıların ve papazların oyunlarına geldiler. Çeteler kurup Müslüman Türkleri Anadolu’dan sürüp Orta Asya topraklarına göndermeleri gibi zorba hayaller içine girdiler. Ermeni çeteleri Anadolu’ mızda katliamlara girişip Kur’an okuyan insanlarımızı katlettiler. Bunun üzerine Osmanlı yönetimi 1917’de kanun çıkarıp olay çıkaran Ermenileri diğer Osmanlı eyaletlerine: Suriye, Lübnan gibi topraklara sürgünleri çıkartıldı. Anadolu bir nefes aldı!

1919’un Mayısında da yine bu defa Avrupa sömürgeci ülkeleri Yunanlıları kışkırtıp Anadolu’ muzu işgale kalkıştılar. Yerli Anadolu Rumları oyuna gelip dip dibe yaşadığımız Türk köylerinde Yunan askerlerinin Müslümanları katletmelerini yardımcı oldular. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde top yekûn tüm aziz milletimiz el ele, kol kola, yokluğa rağmen işgalci Yunanı ve diğer işgalcileri denize dökmüştük. Tarihte, dünya da topyekûn, çor çocuk savaşa katılan tek ülkeyiz, tek milletiz. Bir benzeri henüz yok dünyada, bunu unutmayın.

İşte bu yıl Anadolu’yu yani Yunan’ın değimiyle Küçük Asya’yı işgale kalkışan Yunan’ı denize döküşümüzün (1922-2022) yüzüncü yıldönümü. M. Kemal Atatürk din esasına dayalı Türkiye Ortodoks Rumlarını Lozan Mübadil anlaşmasıyla Yunanistan’a gönderdi 1923’te.

Avrupalı Papazların oyuncağı, hayalci, işgalci Yunanlılar Anadolu’ daki 1922 deki yenilgilerini unutmuşlar gibi.. Hayret uyandıracak bir şaşkınlıkla bu günlerde Türkiye’mizden kovuluşlarını kutlayacak kadar ilginç, zavallı duruma düştüklerini görüyoruz. Kendileri bilhassa Isparta –Burdur Rumları “KÜÇÜK ASYA FELAKETİ” dedikleri yenilgilerini davulla, çalgı ile kutlamaktalar şu günlerde. Adama: “deli” derler bizim ülkemizde. Şaşkınlık denmez mi? İnsan yenikliğini sevinir mi, şaraplı, kilise dualı, papaz töreniyle kutlar mı? Allah bunlara akıl versin!

Hatta bu yılı Yunanlılar 2022 Küçük Asya Helenizm Yılı diyorlar. Bu adı takmalarının, yenikliklerini kutlamalarının altında bir gerçek yatmıyor mu?

Yani 1922’deki Anadolu’muzdaki yenilgilerini unutmamışlar. Bir daha ki Türkiye’mize yönelik işgalci hayallerini bu günlerde “Küçük Asya Felaketi” kutlamalarında tüm Yunan şehirlerinde anlatıp duruyorlar. 1922’deki tokadın acısını unutmuşa benziyorlar.

Anadolu’muzun çeşitli şehirlerinde Osmanlı döneminde yaşayan Anadolu Rumları gittikleri Yunan şehirlerinde bir aydır kutlamalarında dinleyicilerine bir daha Anadolu’muzu işgale kalkışacaklarını ima etmekteler. Isparta ve Burdur Rumları bu yenikliklerini kutlayan şenlikleri iki haftadır devam ediyor. “Küçük Asya Helkenizim” yenilgi törenlerini anlı şanlı kutlayan Isparta Rumları bir gün Isparta yani Hz. İsa’nın yardımcısı olan Aziz Sen Paul’un Hristiyanlığı yaydığı Psidya (Isparta) topraklarının sahibi olacaklarını anlatıyorlar. (Aziz Elçi Pavlus M.S 47- 49’ da dört yıl Gönen manastır, Uluborlu, Yalvaç bölgelerinde kalmış. Ortodoksların kitabından)

Oysaki baklavamızı, dolmamızı, musakkamızı çaldılar, bin yıldır Türk’ün Selçuklu ve Osmanlı’ nın olan Ege adalarını, ada’ larımızı da çaldılar. Şimdi Anadolu’muzu çalmaya çalışıyorlar. Amerika’yı ve Fransa’yı diğer sömürge Avrupa ülkelerini arkalarında oldukları hayallerindeler. Zavallı Yunan bin yıldır hala uykuda, hayali dünyaların düşünü yaşamaktalar. Atina- Nea Ionia,

tüm Doğu ve özellikle Küçük Asya’daki Sparta (Isparta)’ nın, Pontus, Doğu Trakya, Konstantinopolis' teki (İstanbul) Rum kültürünün yeniden yaygınlaşması yolunda dualarının Hz. İsa ve Hz. Meryem tarafından kabulünü istemişler.

Zavallılar! Hayalden, uykudan uyanamamış varlıklar. Rumların (Yunan’ın)Tarih ve Kültürüne ait unsurlarını canlandıracaklarmış. “Ada” larımızı çaldılar. Ama Anadolu’muzu, Güzel Türkiye’mizi çalamayacaklar. Güçleri yetmeyecektir. Yunan’ ı bin yıllık derin uykudan ağa babaları bile uyandıramayacaklar.

Kahraman Müslüman Türk Milleti’ miz Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde dualar ederek: Çanakkale de, Sakarya’da işgalci yedi düvel ülkelerini BUĞDAY ÇORBASI içe içe yendik.

Yunanı ‘da kışkırtıcı papazlarıyla birlikte denize döktük. Şimdi ise haydi haydi Yunan’ı, işgalci destekçilerini bozguna uğratma inancımız tamdır. Yunan bunu bilmeli veya birisi hatırlatmalı. 1922-2022 Anadolu (Küçük Asya) işgalci Yunan’ın acı felaketi oldu. Bizim içinse Anadolu yeniden Türk Yurdu oldu.1924’ te Büyük Atatürk’ün, 2022’de de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın barış çağrılarını dinlemediler. Kulaklarını tıkadılar

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.