Turizm, ekonominin “Bacasız sanayisidir”. Sadece bu değil tabii ki; turizm, “Kültür ve medeniyet sergileme” işidir. Dolayısıyla turizm; farklı coğrafya, kültür ve toplumlardan gelen insanlara, ‘farklı bir coğrafya’ yanında, onda olmayan “Farklı hayatlar, farklı ufuklar ve farklı değerler” sunmaktır. Turist ise; kendisinde, kendi kültür ve tarihinde, kendi yaşam tarzında olmayan farklılıkları arayan insandır. Turist; kendinde olanla sağladığı “Mutluluğu”, farklı mutluluklar elde etmiş toplumların mutluluklarını keşfederek “Geliştirmeyi arayan” insandır. Turist; belli bir bedel ödeyerek, “Kültür alışverişi” yapan kişidir. Turiste kendi hayatında olanı, onun bir taklidi olarak ve ondan aşırılanı sunmak, bir millet ve medeniyet adına, turizm için en büyük yanlışlıktır. Turist, taş yığınlarını değil; o taş yığınlarının serüveni ve insanlığa bıraktığı ‘Ders’i arar. Bir de o kalıntıları izlerken, o kalıntılara sahip insanların, o geçmiş kavimlerden ders alıp, olumlu dersler alıp-almadığına, eski medeniyetlerin üstüne yeni ve insani bir medeniyet inşa edip etmediğine de bakar!.. Ve sevinir veya üzülür… ÜÇ HATIRA: Gazeteci olarak, yaklaşık altı-yedi yıl önce katıldığım Sagalassos gezisinde, kazı bölgesinin girişinde, otobüsten inen turistlerden bir ikisi tuvalet sordu ve gösterilen yöne gidenlerden birinin bağırarak, kaçarcasına oradan döndüğünü gördüm. Ne var diye gittiğimde, gördüğüm manzara utanç vericiydi; tek olan tuvalet hem pis, hem sinek doluydu… Turist kadın adeta sineklerin hücumuna uğramıştı… Bu olayla karşılaşanların ne düşündüğünü düşünen-değerlendiren oldu mu? Bilmiyorum… Aynı yıllarda, Karacaören Baraj Gölüne gitmiştik. Göle hakim tepeden manzara çok güzeldi. Bayrak dikili noktada, baraj gölünü arkaya alan harika fotoğraflar çekildik. Manzaraya hayran görüşler dinledik… Oradan ayrılmadan, hatıra ve hediyelik satan çadıra gittik; ne yazık ki, Burdur’a ilişkin bir tek hediyelik bulamadık. Bir kadın, sadece Denizli ve Antalya hatıraları satoyordu… Yine aynı yıllarda, Salda Gölü piknik alanına gittiğimde, gördüğüm manzara bir çöplük idi… Çektiğim fotoğrafları, yayınlamaya utandım… Bu değerli turizm alanlarına, yakın zamanda uğramadım. İnşaallah, bize yakışır hale getirilmiştir. Bu olayların ve hayatımızın hemen her alanında karşılaştığımız türlü olumsuzlukların çaresi, kanun, yönetmelikten önce; örgün ve yaygın eğitimle, “Eğitimli toplum” hedefine ulaşmak olmalıdır. GÜNCEL: Burdur’un, değerli üstatlarından biri Mehmet Bedel, geçtiğimiz günlerde, Japonya’dan gelen Müzisyen Misafirleri Mika ve İdeyle ilgileniyor; onlara, yöresel çalgılarımızı tanıtıp, öğretiyor. Tebrikler Mehmet Bey. Bu yaptığınız, hem turizm ve kültürel tanıtım ve hem de bir barış elçiliğidir. Bir devlet için “Turizm”, sadece para-döviz mekanizması değildir/olmamalıdır. Milletlerin stratejik hedefi olarak, “Medeniyetler mücadelesinde galip gelebilmek” olduğuna göre, turizm, bunun en verimli fırsatıdır.