Bir zamanların Ulaştırma Bakanı ve Başbakanı, Binali Yıldırım, Yozgat'taki açılış töreninde “Bu seçim, işgalcilere karşı istiklal mücadelesi seçimidir.”, diyor.
İç İşler Bakanı Süleyman Soylu bir adım daha ileri giderek, “14 Mayıs da siyasi darbe girişimleridir. Bu kadar açık ve nettir.”, diyor.
Çocuk yaşta evliliği “küçüğün rızası varsa” diye savunan Adalet Bakanı Bozdağ da 14 Mayıs seçimlerinin dinsizlerle dindarlar arasında geçeceğini belirterek:“Siz olsanız ailenizi Kılıçtaroğlu’na mı Erdoğanan’a mı emanet edersiniz” diye saçmalıyor.
Hâsılı doludizgin bir seçime gidiyoruz.
Bir yanda devletin bütün imkânlarını kullanan yetmezmiş gibi yüce dinimiz İslam’ı istismar eden bir siyasi parti diğer yanda kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan partiler…
Bir yanda yasama, yürütme yargıyı ele geçirmiş; medyayı arkasına almış bir Cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanı adayı diğer yanda kendilerine inananların imkânları ile seçim kampanyası yürüten üç cumhurbaşkanı adayı…
Gel de üzülme ülke adına, gel de efkârlanma, kızma, öfkelenme İbraham’a, İbrahamlara… Gel de şiir yazma olanlara, yaşananlara…
Geçmişsin karşımıza, bir de hal soruyorsun
Hâl mi kaldı bünyede, koymadın ki İbraham!
Süpürdün değerleri, hâlâ yok mu diyorsun
Emaneti fütursuz soymadın mı İbraham!
Teslim aldın yeminle, hani yeminin nerde?
Huzurumuz yoktu da şimdi düştük bin derde
Diyorsun olmadıydı bir dahaki seferde
Yalanla gözümüzü oymadın mı İbraham!
Goygoycunla birlikte verdin itsimi halka
Boyadın gözümüzü gemiyi yaptın taka
Geç de olsa anlayan şimdi silkiyor yaka
Haksızlığı tabana yaymadın mı İbraham!
İslam’ı meze yapıp “hu” dedin hak uçurdun
Hayali tekmeledin, umuda tuzak kurdun
Çelme taktın güvene, inananları yordun
Adalete arızca kıymadın mı İbraham!
İnsanda yüz olurmuş, senin arın da fırlak
Beyin küfür kararsa dil nasıl kalsın berrak
Boğuyorsun billahi, yakamızı bir bırak
Yeter in sırtımızdan, aymadın mı İbraham!
Senden cacık olmaz ya başımıza taç oldun
Patikaya razıydık, dikenli yamaç oldun
Oburluğun meydanda serçeydin turaç oldun
Yığdığınla kal artık, doymadın mı İbraham!
Nifak tohumlarınla zehir saçtın dört yana
Şarlatansın şarlatan, işin gücün tantana
Helal etmem hakkımı ne çevrene ne sana
Nefreti dört bir yana yaymadın mı İbraham!
Gördük ayrımcılıkta tanımıyorsun sınır
Takken düştü, gidiş mat; yaptıkların değil sır
Vakit tamam, gayret boş; nasıl kıvırsan kıvır
Esrilikle doğruya kıymadın mı İbraham!
Donuyoruz mevsimiz, ne zaman gelecek yaz
Yandaşına bal kaymak, liyakati tanımaz
Hadi, var git yoluna; nefes alalım biraz
Yettin artık sıkıldık, duymadın mı İbraham!