Her şey hayalle başlar, hayal, başarının, başarmanın anahtarıdır. Hayal kurmadan, hayalleri peşinde koşmadan, hayalleri gerçekleştirme yolunda mücadele vermeden başarıya ulaşmak mümkün değildir. Elazığ- Bakü Hazar Üniversitesi… Elazığ’a, kültürün ve şiirin şehrine, ikinci bir üniversite… Hem de Bahtiyar Vahapzade’nin ; “Bir ananın iki oğlu/ Bir amalın (amacın) iki kolu. O da ulu, bu da ulu Azerbaycan-Türkiye.” , dediği Azerbaycan- Türkiye ortak üniversitesi…
“Hazar Üniversitesi…” Yok, yok bu bir hayal değil! Hani böyle bir üniversitenin kurulması, 1990’dan önce dile getirilseydi o zaman hayal denilirdi. Hatta bunu dile getirenleri birileri ütopya ile suçlarlardı. Ancak köprülerin altından çok sular aktı. Bağımsızlığına kavuşan Türk cumhuriyetleri ile birlikte Çin Seddi’nden Adriyatik denizine 250 milyonluk bir büyük Türk varlığını artık kimse inkâr etmiyor, edemiyor. Elbette bu büyük milletin ideallerini yarınlara taşıyacak en köklü kuruluşlara şiddetle ihtiyaç var. İşte bu köklü kuruluşların başında da şüphesiz üniversiteler gelmektedir. Üniversiteler ülke ve bölge kalkınmasında söz sahibi olan üst düzey kuruluşlardır.
Bilindiği üzere Sovyet imparatorluğunun parçalanmasının ardından 31 Ekim 1992'de Türkçe Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi Ankara'da yapılmış; imzalanan anlaşma ile de Kazakistan’da Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi kurulmuştu. Bugün, 10 fakülte ve 1 yüksekokulda 12 binden fazla öğrencinin öğrenim gördüğü Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesinde, 900’ü aşkın akademik personel görev yapmaktadır. Yine 30 Eylül 1995 tarihinde İzmir’de imzalanan anlaşma sonucu Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi kuruldu. 1997 yılında eğitim öğretime başlayan Manas Üniversitesi bugün 25 yaşında…
Şimdi, neden Kardeş Azerbaycan ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak bir üniversitesi olmasın. Hazar iki kardeş ülkenin ortak paydası... Büyük Hazar (Hazar Denizi), küçük Hazar (Hazar Gölü)…
1934 yılında Stalin Rusya’sının uyguladığı baskıcı yönetiminden kaçmak zorunda kalan “vatan ve hasret şairi” Almas Yıldırım’ın atına atlayarak kıyısına gittiği, vatan hasreti ile gözyaşı döktüğü büyük Hazar’ın balası neden bir üniversite ile taçlanmasın. Almas Yıldırım’ın kıyısında gözyaşı döktüğü bu gölün, o zamanki adıyla Gölcük’ün, vatan ve hasret şairi Almas Yıldırım’ın teklifi doğrultusunda 1937 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Hazar Gölü adı verilmesi, 85 yıl sonra kurulması gündeme gelen Elazığ-Bakü Hazar Üniversitesi hayalinin başlangıç noktası mıydı acaba? Dedim ya her şey bir hayalle başlar. Bir zamanlar yarım yamalak bilgilerimizle Türkiye’mizin dışında bir büyük Türk varlığını söylediğimizde bizi hayal kurmakla niteleyenlerin ne derece yanıldıklarını söylememe bilmem gerek var mı?
Evet, edindiğimiz bilgilere ve aldığımız duyumlara göre ufukta Azerbaycan- Türkiye birlikteliğini ve kardeşliğini pekiştirecek bir üniversite’nin hem Elazığ’ımızda hem de Bakü’de kurulması gündemdedir. Ne kadar doğru ne kadar isabetli bir karar. Elazığ, Sovyet imparatorluğunun dağılmasının hemen ardından başlattığı adına büyük Türk kurultayı da diyebileceğimiz, “Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları” ve “Türk Dünyası Hizmet Ödülleriyle” ortak kültüre sahip Türk halklarının gönül birlikteliğini ve kardeşliğini güçlendirmede, Türk
kültürünü gelecek nesillere aktarmada ve dünyaya tanıtmada oldukça mesafe aldı. Ayrıca Azerbaycan-Türkiye arasında kurduğu gönül ve kültür köprüleriyle de takdir topladı. Dolayısıyla bu iki kardeş ülke kültürünü yücelterek yarınlara taşıyacak ve taçlandıracak Elazığ-Bakü Hazar Üniversitesini kucaklayıcı yüreği ve yaptığı çalışmalarıyla çoktan hak etmiştir. Bu hakkın teslimi konusunda Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş da, “İnanmak aslında ayrı bir şeydir. Bir şeyi başarabilmek için inanmanız gerekiyor. ‘Başaracağıma inanıyorum’ diyeceksiniz. Eğer sınırlı bir süreyi düşünecek olursanız Elazığ’ın ihtiyacı yok. Ama Afyon’da iki tane üniversite var, Isparta’da iki tane üniversite var. Bu şehirler Elazığ’dan daha mı büyük şehirler?”, diyerek Elazığ’ın ikinci bir üniversitenin kurulması için akademik imkânların yeterli olduğun belirtmiştir.
Eserleri 176 dile çevrilen ve bütün dünyada sevilerek okunan Türk yazarı Cengiz Ayıtmatov, Elazığ için “azık veren el” ifadesini kullanmıştı. İnşallah bundan böyle Elazığ, Gaspıralı İsmail’in de veciz olarak ifade ettiği gibi “dilde, fikirde, işte birlik” temelinde yüzü Hazarlara dönük Elazığ- Bakü Hazar Üniversitesi ile de yüklendiği misyonu bir adım ileriye taşıyacak, Türk dünyasının vizyon şehri olma özelliğini devam ettirecektir.