KENDİ KARANLIKLARINDA BOĞULACAKLAR
Hayallerimiz vardı, umutlarımız…
Kendimiz için, ailemiz için, ülkemiz için
Rüyasını gördüklerimiz vardı.
Başımızı yastığa koyduğumuzda
Sonra “bunlar” geldiler
Davamız büyük, dediler
Adalet dediler
Hak, hukuk için seferber olacak
Mağdurun hakkını koruyacak
Mazlumun yanında olacağız, dediler
Bizler; imanlı, vicdanlı, dindar insanlarız, dediler
Yokluk, yoksulluk bitecek
Açların karınları doyacak
Kimse açıkta kalmayacak
Ekonomiyi düzelteceğiz
Kimsesizlerin kimsesi olacağız, dediler
Kalpler nurlanacak, yüzler gülecek,
Yarınlar aydınlık olacak, dediler
Sonra çok sular aktı köprülerin altıdan
Önce duru, sonra bulanık, ardından çamurlu
Çok sonraları fark ettik ki
İçi dışına tezat bu kişiler
İblisi arkadaş, yalanı rehber edinmişler kendilerine
İftiraların, kumpasların, kirli oyunların
Ardı arkası kesilmedi bir türlü
Film, fırıldak… Hile, desise
Arkası yarınlarımız oldu
Hortlatılan fitne ile birlikte
Cinnet toplumu oluşturdular
Yok dedik, olmaz dedik, olamaz dedik.
Pozitif bakmaya çalıştık yaşananlara
Gözlerimiz aldandı, kulaklarımız yanlış duydu, dedik
Devlet içinde devlet olmaz
Küfür ile ihlâs bir arada yürümez, dedik
Sabrı yeğledik, sabırla bekledik
Meğer davaları mide, dertleri köşe dönme
Düşünceleri; makam, mevki ve saltanatmış
Lükse, gösterişe, ihtişama giden yolda her şey mubahmış…
Üç maymunları oynayanlarla birlikte sustuk
Biz sustuk; ama onlar durmadılar
Hoşaftan anlamaz deyip
Anamızın hatırını soranlarla birlikte
Sırtımıza palan üstüne palan vurdular.
Neler görmedi ki bu gözler
Yazboz tahtası bir eğitim, heba edilen gençlik
Başına çuval geçirilmiş dış politika
Geri getirilen kapitülasyonlar
Dudak uçuklatan dış borç…
Kara para aklama reyonları
Çakarlı mafya babaları
Uyuşturucu baronları…
Liyakati, adam kayırmaya tercih eden
İslam’ı terkisine almış at cambazları…
Kral çıplak demesinler diye
Satın aldıkları medya ve yayın organları ve de
Müsvedde yazarları ile
Algı oluşturup okuma özürlülerini yemlediler.
Yetmedi, kinlerini nifak kazanlarında demleyip
İnsanları ayrıştırıp ötekileştirdiler.
Riya tutundukları dal,
Yalan, peynir ekmekti “bunlar” için
Güçlüydüler ya!
Hak, hukuk, adalet
Kendilerine yaradığı sürece bir kıymetti
İhale, yolsuzluk, rüşvet
Soygun, vurgun, talan
Onlar için en büyük meziyetti
Maske yapılan İslam
Yağmalanansa koskoca bir memleketti.
Bir büyük iştahla saldırdılar Beytü'l-mal’a
Allah’ı Allah’la aldatan bu sefil yaratıklar
Önce keselerini, sonra heybelerini
Yetmedi çuvallarını doldurdular.
Halkın öz malı olan, vergilerle vücut bulan
Fabrikaları, işletmeleri, madenleri, limanları…
Hâsılı taşınır taşınmaz ne varsa
Babalarının malıymış gibi
Satıp savdılar biteviye
Dururlar dedik bir yerde, durmadılar
Ne HES için yamaçlardan kesilen ağaçlar
Ne sel baskınları, ne deprem, ne salgın
Ne de Salda’nın ağlayan kumları kesemedi hızlarını
Yanan ormanları söndürmek yerine
Yanan ormanların yerlerine turizm tesisi kurmayı yeğlediler.
Betona sıvadılar her yanı
Rant uğruna
Surat pişkini; lüks ve israf düşkünü bu yerden bitmeler
Gemiciklerini yanaştırdılar rıhtıma
Çiftçinin tohum parasını
Esnafın dükkân kirasını
Emeklinin emeğini
İşçinin alın terini
Çocukların geleceklerini
Gemiciklerine yüklediler
Haramı helale tahvil etmek için de
Devletin taşınmazları üzerine kurdukları vakıflarının
Ok atımı mesafesindeki setlerini ve senetlerini
Koyunlarına koyup
Yarattıkları mağdur ve mazlumların
Ahlarının üzeride safa sürüp tepindiler.
Yetmedi, buyur ettikleri mültecilerle
Yolgeçen hanına çevirdiler
Uğruna can verdiğimiz cennet yurdumuzu
Gün olur, hesap sorulur korkusuyla da
Adaletin ‘A’sını kurşunlayıp ‘DAL’larını budadılar
Sonra dönüp ‘ET’ini dağladılar.
Yok, olmaz; olamaz böyle diyenlerin aşlarını
Kaşını kaldıranların başlarını
Parmak sallayanların ellerini
Yeter artık diyenlerin dillerini
Kelepçeleyip zincire vurdular.
Korkularını, korkularla büyüttüler
Aydınlıktan korkan bu yaratıklar
Zulmün karanlığını aydınlığın üzerine sürdüler
Yetmedi, balçıkla sıvamaya kalktılar aydınlığı
Ancak, aydınlığın balçıkla sıvanamayacağını bilemediler
Bilmedikleri bu gerçeği
Yakın bir zamanda anlayacaklar
İşte o zaman hayallerimize kurşun sıkan bu sefil varlıklar
Karaya vuran balık misali kıvranacak
Ve de kendi karanlıklarında boğulup yok olacaklar.