Mehmet Kızılaslan
Köşe Yazarı
Mehmet Kızılaslan
 

GEMİLERİ YAKTIK, KÖPRÜLERİ YIKTIK VE YANIYORUZ

         Her olayın, çözüm yolunu bulmak için Sebep ve sonuç ilişkisini kura bilmek gerekir.   Fizik bilenler bunun ne demek olduğunu çok iyi bilirler. Ne demek istediğimi yazımın tamamını okuduğunuzda anlayacaksınız dostlarım.           Ülkem yanıyor, Dünyanın birçok yerinde de yangınlar var. Ama ülkemdeki yangınların sebebi, bizlerin geçmişte yaptıklarımız hatalar ve yapmadığımız, almadığımız önlemlerdir.        Herkes hamaset yapıyor.  İktidarın almadığı önlemler, yaptıkları israfları sıralıyor. Bunlar yangın söndürüldükten sonra yapılması gereken şeyler. Bir birimizi suçlamamızın sırası değil.        Ülkemde Seksenin üzerinde yangın çıkmış ya da çıkarılmış, henüz kesin delil ve suçlular yok ortada. Ancak yediden yetmişe bir oyuna geliyor düşmanlığın parçası oluyoruz. “Bu yangınları PKK lılar çıkarmıştır. Onların uzantısı, hamisi,  HDP kapatılmalıdır” diye Yasalara göre kurulmuş bir partinin kapatılması çağışında bulunuyoruz.         Hainlerin, çıkarcıların, partisi olmaz. Sadece bir partinin içinde yuvalanmış değildir hainler. Geçirdiğimiz günlerde görmedik mi, Feto unsurları her partinin içinde yuvalanmamışlar mıydı?       Bunun yangınla ne alakası var şimdi? Diyenlerinizi duyar gibiyim.  “Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.”  Şura suresi 30. Ayeti      Allah bizleri her konuda, düşünceli ve akıllı olmaya çağırıyor. Geçmişte yaptığımız yanlışlar o kadar çok ki; başımıza bir bela geldiğinde bizlerden başka herkes suçlu olabilir biz asla suçlu değiliz kurtuluşu ve savunmasına giriyoruz.        Şimdi sıralayalım mı yanlışlarımızı?  Ülkemde çözüm sürecini birçok kesim yanlış baktı ve çözümsüzlük üretildi. Eninde sonunda çözüm, uzlaşma ve barış yolunu bulmak zorundayız. (Onların yaptığı ispatlanmadı. Suçları ispatlanıncaya kadar da suçsuzdurlar. Onlar yaptı demiyorum haşa yapmadı da demiyorum. ) Ancak bir teröristin ahlaksızca insanlık dışı söylemi, ona inanan gafil ve hainler tarafından uygulana bilir. Belki de uygulandı bilmiyoruz.         Tedbir almak zorundaydık. Tedbir almadık.  Yangınlar sonunda açılan arazilere imar izinleri özellikle, yandaşlara verildi. Yangınlar özendirildi. Oysaki, bu yanan orman arazilerine, yapılaşma izni verilmeseydi, bu gün sonuç çok başka olabilirdi. Bu konuda da yanlış yaptık, Orman yakmayı özendirdik.  Orman vasfını kaybetmiş araziler, bitişiğindeki bahçe sahiplerine ya da ihtiyaç sahiplerinin kullanımına bedeli karşılığında, açılsa idi Belki yangınların birçoklarına engelleye bilirdik. Bunu da yapmadık. Ormanlarımız dibini aydınlatmayan mum gibi kaldı. Ormanlarımızdan orman köylüsü yerine yandaşlar ve işini bilenler! Yararlandı. Bu yanlışları da yaptık.  Orman alanlarımız içerisinde, yeterli derecede yangın söndürmek ve sulama ve ıslatma soğutma amaçlı göletler ve küçük barajlar yapa bilirdik. Yapmadık, varlıklarımızı israfla harcadık.  İnsanımızın eğitimine önem verip, iyi şeyler yapanların ödüllendirildiği, kötü şeyler yapanların cezalandırıldığı bir eğitim ve adalet sistemi kurmadık, yanlış yaptık.    Bu saydıklarıma benzer birçok yapmamız gerekeni yapmadık ve yapmamamız gereken yanlışları yaptık. Eğer düzelmez isek ( Siz kendinizi değiştirmedikçe sizin üzerinizdeki nimetimi değiştirmem) ayeti gereği; Başımıza buna benzer felaketler ve musibetler gelmeye devam ediyor ve edecektir.          Şimdi hepimiz hamaset nutuklarının ve kinle nefretle bir yere varılamayacağını bildiğimiz halde başımıza gelenlerin, müsebbiplerin bizim gibi düşünmeyenler olduğunu haykırıyoruz ve ayrışmanın önderliğini yapıyoruz.        Efendiler herkes kendisinden başkasını suçluyorsa, ya delillerini ortaya koyacak ya da susmasını bilecek düşmanlık tohumları ekmeyecek.        Yine efendiler bu günden tezi yok kendi yaptığımız yanlışları da düzeltmeye başlayıp, Bu ülkenin hepimizin oluğunu ve hatta bu Dünyanın hepimizin olduğunu düşünecek herkes iyi yönde kendisini geliştirecek, değişecek. Geliştirmiyorsa değişmiyorsa onlarda susacak, düşmanlık ekmeyecekler.          Canlarımız yandı, ciğerlerimiz yandı, geleceğimiz yandı. Sebebi Bizleriz, gemileri yaktık. İnsanlarımız arasında köprüleri, gönül köprülerini yıktık. Sebep bu, bu sebepleri düzeltmedikçe sonuçları da  asla değişmez. Allah Önce canlarımızı, sonra Dünyamızı,  ülkemizi korusun. Korusunda, korkarım, biz kendimizi değiştirmedikçe bu mümkün olmayacaktır.    
Ekleme Tarihi: 02 Ağustos 2021 - Pazartesi

GEMİLERİ YAKTIK, KÖPRÜLERİ YIKTIK VE YANIYORUZ

         Her olayın, çözüm yolunu bulmak için Sebep ve sonuç ilişkisini kura bilmek gerekir. 

 Fizik bilenler bunun ne demek olduğunu çok iyi bilirler. Ne demek istediğimi yazımın tamamını okuduğunuzda anlayacaksınız dostlarım.  

        Ülkem yanıyor, Dünyanın birçok yerinde de yangınlar var. Ama ülkemdeki yangınların sebebi, bizlerin geçmişte yaptıklarımız hatalar ve yapmadığımız, almadığımız önlemlerdir. 

      Herkes hamaset yapıyor.  İktidarın almadığı önlemler, yaptıkları israfları sıralıyor. Bunlar yangın söndürüldükten sonra yapılması gereken şeyler. Bir birimizi suçlamamızın sırası değil.  

     Ülkemde Seksenin üzerinde yangın çıkmış ya da çıkarılmış, henüz kesin delil ve suçlular yok ortada. Ancak yediden yetmişe bir oyuna geliyor düşmanlığın parçası oluyoruz. “Bu yangınları PKK lılar çıkarmıştır. Onların uzantısı, hamisi,  HDP kapatılmalıdır” diye Yasalara göre kurulmuş bir partinin kapatılması çağışında bulunuyoruz.  

      Hainlerin, çıkarcıların, partisi olmaz. Sadece bir partinin içinde yuvalanmış değildir hainler. Geçirdiğimiz günlerde görmedik mi, Feto unsurları her partinin içinde yuvalanmamışlar mıydı? 

     Bunun yangınla ne alakası var şimdi? Diyenlerinizi duyar gibiyim. 

“Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir; kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar.”  Şura suresi 30. Ayeti 

    Allah bizleri her konuda, düşünceli ve akıllı olmaya çağırıyor. Geçmişte yaptığımız yanlışlar o kadar çok ki; başımıza bir bela geldiğinde bizlerden başka herkes suçlu olabilir biz asla suçlu değiliz kurtuluşu ve savunmasına giriyoruz. 

      Şimdi sıralayalım mı yanlışlarımızı? 

  1. Ülkemde çözüm sürecini birçok kesim yanlış baktı ve çözümsüzlük üretildi. Eninde sonunda çözüm, uzlaşma ve barış yolunu bulmak zorundayız. (Onların yaptığı ispatlanmadı. Suçları ispatlanıncaya kadar da suçsuzdurlar. Onlar yaptı demiyorum haşa yapmadı da demiyorum. ) Ancak bir teröristin ahlaksızca insanlık dışı söylemi, ona inanan gafil ve hainler tarafından uygulana bilir. Belki de uygulandı bilmiyoruz.   

     Tedbir almak zorundaydık. Tedbir almadık. 

  1. Yangınlar sonunda açılan arazilere imar izinleri özellikle, yandaşlara verildi. Yangınlar özendirildi. Oysaki, bu yanan orman arazilerine, yapılaşma izni verilmeseydi, bu gün sonuç çok başka olabilirdi. Bu konuda da yanlış yaptık, Orman yakmayı özendirdik. 
  2. Orman vasfını kaybetmiş araziler, bitişiğindeki bahçe sahiplerine ya da ihtiyaç sahiplerinin kullanımına bedeli karşılığında, açılsa idi Belki yangınların birçoklarına engelleye bilirdik. Bunu da yapmadık. Ormanlarımız dibini aydınlatmayan mum gibi kaldı. Ormanlarımızdan orman köylüsü yerine yandaşlar ve işini bilenler! Yararlandı. Bu yanlışları da yaptık. 
  3. Orman alanlarımız içerisinde, yeterli derecede yangın söndürmek ve sulama ve ıslatma soğutma amaçlı göletler ve küçük barajlar yapa bilirdik. Yapmadık, varlıklarımızı israfla harcadık. 
  4. İnsanımızın eğitimine önem verip, iyi şeyler yapanların ödüllendirildiği, kötü şeyler yapanların cezalandırıldığı bir eğitim ve adalet sistemi kurmadık, yanlış yaptık. 

     

    Bu saydıklarıma benzer birçok yapmamız gerekeni yapmadık ve yapmamamız gereken yanlışları yaptık. Eğer düzelmez isek ( Siz kendinizi değiştirmedikçe sizin üzerinizdeki nimetimi değiştirmem) ayeti gereği; Başımıza buna benzer felaketler ve musibetler gelmeye devam ediyor ve edecektir. 

     

          Şimdi hepimiz hamaset nutuklarının ve kinle nefretle bir yere varılamayacağını bildiğimiz halde başımıza gelenlerin, müsebbiplerin bizim gibi düşünmeyenler olduğunu haykırıyoruz ve ayrışmanın önderliğini yapıyoruz. 

          Efendiler herkes kendisinden başkasını suçluyorsa, ya delillerini ortaya koyacak ya da susmasını bilecek düşmanlık tohumları ekmeyecek. 

          Yine efendiler bu günden tezi yok kendi yaptığımız yanlışları da düzeltmeye başlayıp, Bu ülkenin hepimizin oluğunu ve hatta bu Dünyanın hepimizin olduğunu düşünecek herkes iyi yönde kendisini geliştirecek, değişecek. Geliştirmiyorsa değişmiyorsa onlarda susacak, düşmanlık ekmeyecekler. 

            Canlarımız yandı, ciğerlerimiz yandı, geleceğimiz yandı. Sebebi Bizleriz, gemileri yaktık. İnsanlarımız arasında köprüleri, gönül köprülerini yıktık. Sebep bu, bu sebepleri düzeltmedikçe sonuçları da  asla değişmez. Allah Önce canlarımızı, sonra Dünyamızı,  ülkemizi korusun. Korusunda, korkarım, biz kendimizi değiştirmedikçe bu mümkün olmayacaktır.
     

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve burdurilkadim.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.