Hadi Önal
Köşe Yazarı
Hadi Önal
 

ZAMLI HAYATIN KARANLIK TARAFI

    Gözümüzü her sabah zam haberleriyle açmaya alıştık artık. Ekonomik göstergeler değil, market etiketleri yön veriyor ruh halimize. Şimdi ise elektriğe gelen %25'lik zam, sadece faturaları vurmakla kalmadı, umutlarımızı da kararttı. Artık ampulü yakarken bir değil, iki kere düşünüyoruz. Çaydanlıkta su kaynamıyor, kombi sessiz. Televizyonun kumandası bile suçlu gibi elimizde. Evimizdeki her fiş, bir kambur oldu sırtımızda.  Ne garip değil mi? Enerjiye bu kadar para öderken, karanlığa kapı aralamak... Çünkü elektrik sadece bir hizmet değil; yaşama tutunmanın, çağa ayak uydurmanın, eğitimden sağlığa her şeyin altyapısı. Elektrik, her şeyin alt yapısı da zammı; doğal ve zincirleme olarak her şeyin fiyatını artıracak bir başlangıcın düğmesi…   Emekli, maaşıyla ay sonunu zor getirir olduk. Şimdi ya ışığı söndüreceğiz ya da ocağı… Bir anne düşünün, çocuğuna internetten ders izletmeye çalışıyor. Bilgisayar açık, aklı fatura sayacında. Ya bir esnaf? Dükkânının ışıklarını kısmış, müşteri gelmeden eli gitmiyor düğmeye.  Evet, Elektriğe yine zam geldi.  Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) geçtiğimiz günlerde meskenler için %25, kamu ve özel hizmetler için %15, sanayi için %10, tarım için %12,4 oranında zam yaptığını açıkladı. Gerekçeyi de “üretim ve dağıtım maliyetlerindeki artış(!)” olarak gösterdi. Zamla birlikte meskenlerde 1 kilovat saat elektriğin bedeli 233 kuruşa çıktı. Yani fişe taktığımız her cihazın, yaktığımız her ampulün, kaynattığımız her suyun bedeli arttı. Fakat asıl dikkat çekici olan, bedelin %79’unun doğrudan dağıtım şirketlerinin kasasına gidiyor olması!  Eskiden elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı devletin bir kurumu olan TEK(Türkiye Elektrik Kurumu) tarafından yapılmaktaydı. Sonra TEDAŞ geldi. TEDAŞ Türkiye’yi 21 bölgeye ayırdı. 2013 yılında yapılan bir operasyonla, elektrik dağıtımı, devlet kurumlarının elinden alınıp özel sektöre devredildi. Yani kamu hizmeti, kâr hizmetine dönüştü.  Peki, bu kâr hizmetini yöneten şirketler kimler, biliyor musunuz? Buyurun işte liste:  Başta 4 bölgede faaliyet gösteren Cengiz Holding, 3 bölgede faaliyet gösteren Limax Holding olmak üzere Kolin İnşaat,  Çalık Holding, IC Holding, Zorlu Holding, Alarko Holding, Sabancı Holding, Kipaş Holding, Eksim Holding, Türkerler Holding, Kiler Holding, Kazancı Holding, Torunlar Grubu, Akkök Grubu, Bereket Enerji ve Aydem Enerji’ye pay edildi. Toplamda 16 holding veya şirket… Hani “vatandaş tasarruf etsin” diyenlerin, faturasını düşürmek yerine ekranını karartanların adını bile anmaktan çekindiği o şirketler… Evet, Bugün devlet, halka sunduğu enerji hizmetini, bu holdingler aracılığıyla yürütüyor. Devlet, şirket farkı ne? Farkı mı?  Eskiden elektrik devletten gelirdi, halka ucuzdu.  Şimdi elektrik şirketten geliyor, halka pahalı.  Eskiden elektrik, fatura olur; devlet kasasına gider hizmet olarak geri dönerdi. Şimdi kâr aracı olmuş, şirketin eli vatandaşın cebinde. İşin özü:  Devlet vatandaştan tahsilat yaptırmakla kalmıyor, holdinglere de ödeme garantili müşteri sunuyor. Ve biz hâlâ sanıyoruz ki bu zam, üretim maliyetinden dolayı? Hayır, sevgili okurum; mesele ne doğalgaz ne kömür ne de su maliyeti… Mesele kimin kasasının dolacağı meselesi...  Bu ülkede bir emekli, bir öğretmen, bir işçi, bir çiftçi ısıya, ışığa, internete muhtaçken, birileri faturaların üstüne villa dikiyor, yat alıyor, özel uçak sahibi oluyor.  Soruyorum size: Vatandaşın doğrudan cebine giren bu ele izin veren kim?   Vatandaş mı öncelikli olmalı yoksa bir takım şirketler mi?   Kâr mı önce gelir, kamu mu? Zam mı zulüm, yoksa bu düzen mi?   Şimdi, vatandaşlarını karanlıkta kara çula oturtmaya yeminli olduğu icraatları ile gösteren ilgili yetkili, etkili, etiketli yeminlilere soruyorum:   Vatandaşını böylesine hırpalayan devlet yönetimi olur mu?   Çağrım net:    Enerji ticaret değil, temel haktır.  Elektrik dağıtımı yeniden kamulaştırılmalı.  Halkın sırtından şirketlere peşkeş çekilen sistem son bulmalı.  Her fatura bir şirkete değil, bir vicdana çarpmalı. Biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak fişin ucunda sadece elektrik değil, adalet de bekliyoruz.    Hadi Önal/08 Nisan 2025/ Elazığ 
Ekleme Tarihi: 09 April 2025 - Wednesday

ZAMLI HAYATIN KARANLIK TARAFI

 

 

Gözümüzü her sabah zam haberleriyle açmaya alıştık artık. Ekonomik göstergeler değil, market etiketleri yön veriyor ruh halimize. Şimdi ise elektriğe gelen %25'lik zam, sadece faturaları vurmakla kalmadı, umutlarımızı da kararttı. Artık ampulü yakarken bir değil, iki kere düşünüyoruz. Çaydanlıkta su kaynamıyor, kombi sessiz. Televizyonun kumandası bile suçlu gibi elimizde. Evimizdeki her fiş, bir kambur oldu sırtımızda. 

Ne garip değil mi? Enerjiye bu kadar para öderken, karanlığa kapı aralamak... Çünkü elektrik sadece bir hizmet değil; yaşama tutunmanın, çağa ayak uydurmanın, eğitimden sağlığa her şeyin altyapısı. Elektrik, her şeyin alt yapısı da zammı; doğal ve zincirleme olarak her şeyin fiyatını artıracak bir başlangıcın düğmesi…  

Emekli, maaşıyla ay sonunu zor getirir olduk. Şimdi ya ışığı söndüreceğiz ya da ocağı… Bir anne düşünün, çocuğuna internetten ders izletmeye çalışıyor. Bilgisayar açık, aklı fatura sayacında. Ya bir esnaf? Dükkânının ışıklarını kısmış, müşteri gelmeden eli gitmiyor düğmeye. 

Evet, Elektriğe yine zam geldi. 

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) geçtiğimiz günlerde meskenler için %25, kamu ve özel hizmetler için %15, sanayi için %10, tarım için %12,4 oranında zam yaptığını açıkladı. Gerekçeyi de “üretim ve dağıtım maliyetlerindeki artış(!)” olarak gösterdi. Zamla birlikte meskenlerde 1 kilovat saat elektriğin bedeli 233 kuruşa çıktı. Yani fişe taktığımız her cihazın, yaktığımız her ampulün, kaynattığımız her suyun bedeli arttı. Fakat asıl dikkat çekici olan, bedelin %79’unun doğrudan dağıtım şirketlerinin kasasına gidiyor olması! 

Eskiden elektrik üretimi, iletimi, dağıtımı devletin bir kurumu olan TEK(Türkiye Elektrik Kurumu) tarafından yapılmaktaydı. Sonra TEDAŞ geldi. TEDAŞ Türkiye’yi 21 bölgeye ayırdı. 2013 yılında yapılan bir operasyonla, elektrik dağıtımı, devlet kurumlarının elinden alınıp özel sektöre devredildi. Yani kamu hizmeti, kâr hizmetine dönüştü. 

Peki, bu kâr hizmetini yöneten şirketler kimler, biliyor musunuz? Buyurun işte liste: 

Başta 4 bölgede faaliyet gösteren Cengiz Holding, 3 bölgede faaliyet gösteren Limax Holding olmak üzere Kolin İnşaat,  Çalık Holding, IC Holding, Zorlu Holding, Alarko Holding, Sabancı Holding, Kipaş Holding, Eksim Holding, Türkerler Holding, Kiler Holding, Kazancı Holding, Torunlar Grubu, Akkök Grubu, Bereket Enerji ve Aydem Enerji’ye pay edildi. Toplamda 16 holding veya şirket… Hani “vatandaş tasarruf etsin” diyenlerin, faturasını düşürmek yerine ekranını karartanların adını bile anmaktan çekindiği o şirketler… Evet, Bugün devlet, halka sunduğu enerji hizmetini, bu holdingler aracılığıyla yürütüyor. Devlet, şirket farkı ne? Farkı mı? 

Eskiden elektrik devletten gelirdi, halka ucuzdu. 

Şimdi elektrik şirketten geliyor, halka pahalı. 

Eskiden elektrik, fatura olur; devlet kasasına gider hizmet olarak geri dönerdi. Şimdi kâr aracı olmuş, şirketin eli vatandaşın cebinde. İşin özü: 

Devlet vatandaştan tahsilat yaptırmakla kalmıyor, holdinglere de ödeme garantili müşteri sunuyor. Ve biz hâlâ sanıyoruz ki bu zam, üretim maliyetinden dolayı? Hayır, sevgili okurum; mesele ne doğalgaz ne kömür ne de su maliyeti… Mesele kimin kasasının dolacağı meselesi... 

Bu ülkede bir emekli, bir öğretmen, bir işçi, bir çiftçi ısıya, ışığa, internete muhtaçken, birileri faturaların üstüne villa dikiyor, yat alıyor, özel uçak sahibi oluyor. 

Soruyorum size: Vatandaşın doğrudan cebine giren bu ele izin veren kim?  

Vatandaş mı öncelikli olmalı yoksa bir takım şirketler mi?  

Kâr mı önce gelir, kamu mu? Zam mı zulüm, yoksa bu düzen mi?  

Şimdi, vatandaşlarını karanlıkta kara çula oturtmaya yeminli olduğu icraatları ile gösteren ilgili yetkili, etkili, etiketli yeminlilere soruyorum:  

Vatandaşını böylesine hırpalayan devlet yönetimi olur mu?  

Çağrım net:   

Enerji ticaret değil, temel haktır. 

Elektrik dağıtımı yeniden kamulaştırılmalı. 

Halkın sırtından şirketlere peşkeş çekilen sistem son bulmalı. 

Her fatura bir şirkete değil, bir vicdana çarpmalı. Biz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak fişin ucunda sadece elektrik değil, adalet de bekliyoruz. 

 

Hadi Önal/08 Nisan 2025/ Elazığ 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.