Hadi Önal
Köşe Yazarı
Hadi Önal
 

KAN KIZILLIĞINDA ARZ-I MEV’UD

 İsrail, ABD ve İngiltere’nin himayelerinde ve bütün dünyanın gözü önünde bir büyük soykırım yapıyor. Siyonist barbarlar; kundaktaki bebeleri, çocukları, hastaları, aman dileyen sivilleri katlediyor; her 10 dakikada bir çocuk öldürüyor. 36 gündür aralıksız devam eden İsrail'in saldırılarında bu güne kadar 4 bin 506'sı çocuk, 3 bin 27'si kadın olmak üzere 11 bin 78 Filistinli öldürüldü, yaralı sayısı 30 bini buldu. Kısaca bir millet alenen ve topyekûn yok ediliyor. Gözü dönmüş İsrailli bakan,“Gazze’ye atom bombası atılmalı” diyor. Katil Siyonist İsrail “şimdilik” iki buçuk milyon Gazzeli’yi, yerinden yurdundan sürerek tarihten silmek istiyor. Evler, okullar, hastaneler, ibadethaneler, işyerleri, parklar, çocuk bahçeleri gece gündüz bombalanıyor. Bir kız çocuğu,“annemi istiyorum, babamı istiyorum”,diye feryat ediyor. Bir anne, İsraillilerin öldürdüğü kundandaki bebeğine sarılıyor. Babalar, İsrail tarafında öldürülen çocukların başında cinnet geçiriyor. Filistin Sağlık Bakanı Miya Keyle, “insanların katledilmesi yetmedi mi?”, diye sesleniyor dünyaya…  Küresel sermeyenin satın aldığı dev medya kuruluşları dezenformasyonla olanları gizlemeye çalışıyor. Yaydığı yalan haberlerle kamuoyunu yanıltmaya devam ediyor. Akan iki acı, “kan ve gözyaşı”, ırmaklaşıyor. Kalpleri kinin ve kirin kelepçesi ile zincirlenmiş Siyonistlerin vahşeti karşısında insan olanların vicdanlar sızlıyor. İnsanı, insan olmaktan utandıran bu vahşet, şiddetini artırarak devam ediyor. İsrail, insanlık suçu işliyor. Binyamin Netanyahu ve generalleri Adolf Hitler’e rahmet okutan cinayetleri ile adlarını kanla tarihe yazdırıyorlar.   Şüphesiz bu günlere hemen gelinmedi. Yahudi lider David Ben Gurion tarafından 14 Mayıs 1948 tarihinde kurulan Siyonist İsrail Devleti, her yıl, topraklarını zulmün her türünü Filistinlilere yaşatarak genişletti. Arkasına aldığı ABD, İngiltere ve Batılı pek çok ülkenin destekleri ile gaddarlaştılar, vahşileştiler, insanlıktan çıktılar. Kim engel olabilirdi Siyonist İsrail’in bu denli küstahlaşmasına?  Türkiye mi, İran mı, Mısır mı, Irak mı, Libya, Suriye mi? O halde İsrail’e bir şekilde engel olabilecek bu devletlerin öncelikle halli gerekiyordu.   Yaklaşık bir milyon kişinin ölümüne, iki milyon kişinin yaralanmasına, 150 milyar doları maddi hasara yol açan ve galibi olmadan sonuçlanan Irak- İran Savaşını düşünün. Unutmayın ki 1980-1988 yılları arasında tam 8 yıl süren bu savaşta Amerika daha sonra yok edeceği Irak’ı destekliyordu. ABD ve Batı, 2003 yılında “Niyetimiz Iraktaki kimyasal silahları imha etmektir. Irak’a barış adalet ve özgürlük götürmektir.”, dedi,  Irak’ta 2 milyon insanın kanına girdi. Böylece Irak halledildi. 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus'ta başlayan; Mısır, Yemen, Cezayir ve Ürdün'e sıçratılan Arap Baharı ile bu ülkelerde iç karışıklıklar başlattı. Bu iç ayaklanmalar ve karışıklıklar Tunus ve Mısır ABD istekleri doğrultusunda şekillendi. 2011 yılında Libya’da iç savaş çıkartıldı. 19 Nisan 2011 tarihinde NATO savaş uçakları, Libya’nın başkenti Trablus ile Sirte kentini vurdu.  Sırada Suriye vardı. Petrol kuyuları ABD için ne kadar önemliyse Suriye’nin sahip olduğu zengin su yatakları ile bilinen Golan Tepeleri de Siyonist İsrail için o kadar önemliydi. ABD ve onun akıl hocası Siyonist İsrail yaptığı sinsi planı uygulamaya koydu. Bu planla bir yandan Petrol bölgelerini ele geçirecek diğer yandan da Müslümanlığın önünü kesecek, Müslümanlar vahşi ve gaddar gösterecekti. Bunun için kanlı bir örgüt gerekiyordu. DAİŞ terör örgütünü bu amaçla kurdu. Bizim öngörüsüz, kifayetsiz, çapsız ve teslimiyetçi politikalarımızı da ardına alan ABD, İŞİD/DAEŞ terör örgütü ile Suriye’de iç savaş başlattı. Hedef, Suriye’nin kuzeyini Araplardan arındırmak, bu bölgede “PKK/PYD Terör Devleti” kurmak. Bu planda “Stratejik ortağımız” ABD tarafından bize verilen görev, mülteci durumuna düşen 3,5 milyon Kuzey Suriyeli Araplara kapılarımızı açmak, onları “ensar” olarak bağrımıza basmaktı.  Uzatmayayım, Siyonist İsrail’in önündeki engeller kaldırıldı. Kendilerini Tanrı’nın kutsal kavmi olarak Siyonist Yahudi’lere Arz-ı Mev’ud’un yolu açıldı. Siyonist İsrail için Arz-ı Mev’ud’ da ilk hedef Gazze’ydi. Gazze halledildikte sonra sırada Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün ve Türkiye’nin güneyini ilhak var. Nasıl olsa Müslüman ülkelerin dişlerini saymışlardı. Ne yapardı Müslüman ülkeler? En fazla üç beş günlük yas ilan eder, üst seviyede kınama mesajları yayınlar, telefonla mekik diplomasi yürütür, protesto için yürüyüş yapar; toplanır, dağılır; bağırır, çağırır, konferans tertip eder, miting düzenler, söver sayar, beddua ederlerdi. Eh o kadar da olacaktı. Olmalıydı. Oluyor da…     Hadi Önal/12 Kasım 2023/BURSA  
Ekleme Tarihi: 12 Kasım 2023 - Pazar

KAN KIZILLIĞINDA ARZ-I MEV’UD

 İsrail, ABD ve İngiltere’nin himayelerinde ve bütün dünyanın gözü önünde bir büyük soykırım yapıyor. Siyonist barbarlar; kundaktaki bebeleri, çocukları, hastaları, aman dileyen sivilleri katlediyor; her 10 dakikada bir çocuk öldürüyor. 36 gündür aralıksız devam eden İsrail'in saldırılarında bu güne kadar 4 bin 506'sı çocuk, 3 bin 27'si kadın olmak üzere 11 bin 78 Filistinli öldürüldü, yaralı sayısı 30 bini buldu. Kısaca bir millet alenen ve topyekûn yok ediliyor. Gözü dönmüş İsrailli bakan,“Gazze’ye atom bombası atılmalı” diyor. Katil Siyonist İsrail “şimdilik” iki buçuk milyon Gazzeli’yi, yerinden yurdundan sürerek tarihten silmek istiyor. Evler, okullar, hastaneler, ibadethaneler, işyerleri, parklar, çocuk bahçeleri gece gündüz bombalanıyor. Bir kız çocuğu,“annemi istiyorum, babamı istiyorum”,diye feryat ediyor. Bir anne, İsraillilerin öldürdüğü kundandaki bebeğine sarılıyor. Babalar, İsrail tarafında öldürülen çocukların başında cinnet geçiriyor. Filistin Sağlık Bakanı Miya Keyle, “insanların katledilmesi yetmedi mi?”, diye sesleniyor dünyaya… 

Küresel sermeyenin satın aldığı dev medya kuruluşları dezenformasyonla olanları gizlemeye çalışıyor. Yaydığı yalan haberlerle kamuoyunu yanıltmaya devam ediyor. Akan iki acı, “kan ve gözyaşı”, ırmaklaşıyor. Kalpleri kinin ve kirin kelepçesi ile zincirlenmiş Siyonistlerin vahşeti karşısında insan olanların vicdanlar sızlıyor. İnsanı, insan olmaktan utandıran bu vahşet, şiddetini artırarak devam ediyor. İsrail, insanlık suçu işliyor. Binyamin Netanyahu ve generalleri Adolf Hitler’e rahmet okutan cinayetleri ile adlarını kanla tarihe yazdırıyorlar.  

Şüphesiz bu günlere hemen gelinmedi. Yahudi lider David Ben Gurion tarafından 14 Mayıs 1948 tarihinde kurulan Siyonist İsrail Devleti, her yıl, topraklarını zulmün her türünü Filistinlilere yaşatarak genişletti. Arkasına aldığı ABD, İngiltere ve Batılı pek çok ülkenin destekleri ile gaddarlaştılar, vahşileştiler, insanlıktan çıktılar. Kim engel olabilirdi Siyonist İsrail’in bu denli küstahlaşmasına?  Türkiye mi, İran mı, Mısır mı, Irak mı, Libya, Suriye mi? O halde İsrail’e bir şekilde engel olabilecek bu devletlerin öncelikle halli gerekiyordu.  

Yaklaşık bir milyon kişinin ölümüne, iki milyon kişinin yaralanmasına, 150 milyar doları maddi hasara yol açan ve galibi olmadan sonuçlanan Irak- İran Savaşını düşünün. Unutmayın ki 1980-1988 yılları arasında tam 8 yıl süren bu savaşta Amerika daha sonra yok edeceği Irak’ı destekliyordu. ABD ve Batı, 2003 yılında “Niyetimiz Iraktaki kimyasal silahları imha etmektir. Irak’a barış adalet ve özgürlük götürmektir.”, dedi,  Irak’ta 2 milyon insanın kanına girdi. Böylece Irak halledildi. 18 Aralık 2010 tarihinde Tunus'ta başlayan; Mısır, Yemen, Cezayir ve Ürdün'e sıçratılan Arap Baharı ile bu ülkelerde iç karışıklıklar başlattı. Bu iç ayaklanmalar ve karışıklıklar Tunus ve Mısır ABD istekleri doğrultusunda şekillendi. 2011 yılında Libya’da iç savaş çıkartıldı. 19 Nisan 2011 tarihinde NATO savaş uçakları, Libya’nın başkenti Trablus ile Sirte kentini vurdu. 

Sırada Suriye vardı. Petrol kuyuları ABD için ne kadar önemliyse Suriye’nin sahip olduğu zengin su yatakları ile bilinen Golan Tepeleri de Siyonist İsrail için o kadar önemliydi. ABD ve onun akıl hocası Siyonist İsrail yaptığı sinsi planı uygulamaya koydu. Bu planla bir yandan Petrol bölgelerini ele geçirecek diğer yandan da Müslümanlığın önünü kesecek, Müslümanlar vahşi ve gaddar gösterecekti. Bunun için kanlı bir örgüt gerekiyordu. DAİŞ terör örgütünü bu amaçla kurdu. Bizim öngörüsüz, kifayetsiz, çapsız ve teslimiyetçi politikalarımızı da ardına alan ABD, İŞİD/DAEŞ terör örgütü ile Suriye’de iç savaş başlattı. Hedef, Suriye’nin kuzeyini Araplardan arındırmak, bu bölgede “PKK/PYD Terör Devleti” kurmak. Bu planda “Stratejik ortağımız” ABD tarafından bize verilen görev, mülteci durumuna düşen 3,5 milyon Kuzey Suriyeli Araplara kapılarımızı açmak, onları “ensar” olarak bağrımıza basmaktı. 

Uzatmayayım, Siyonist İsrail’in önündeki engeller kaldırıldı. Kendilerini Tanrı’nın kutsal kavmi olarak Siyonist Yahudi’lere Arz-ı Mev’ud’un yolu açıldı. Siyonist İsrail için Arz-ı Mev’ud’ da ilk hedef Gazze’ydi. Gazze halledildikte sonra sırada Suriye, Irak, Lübnan, Ürdün ve Türkiye’nin güneyini ilhak var. Nasıl olsa Müslüman ülkelerin dişlerini saymışlardı. Ne yapardı Müslüman ülkeler? En fazla üç beş günlük yas ilan eder, üst seviyede kınama mesajları yayınlar, telefonla mekik diplomasi yürütür, protesto için yürüyüş yapar; toplanır, dağılır; bağırır, çağırır, konferans tertip eder, miting düzenler, söver sayar, beddua ederlerdi. Eh o kadar da olacaktı. Olmalıydı. Oluyor da… 

  

Hadi Önal/12 Kasım 2023/BURSA  

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.