Sayın Bakan’ım, Bilindiğiniz üzere 20 Ocak 2020 tarihinde Elazığ’da 6,8 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Deprem, Elazığ genelinde pek çok bina ile birlikte okullarımızdan bazılarında da ağır ve orta hasara sebebiyet verdi. Hasarsız okullarımız da vardı. Bu okullardan biri de şehrin merkezinde yer alan Mehmet Akif Ersoy Lisesiydi. Bu okulumuz, İl Milli Eğitim Müdürlüğü teknik elemanlarınca hasarsız olduğu tespit edildiği, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, tarafından da hasarsız olduğu görüldüğü için depremde evi yıkılan veya hasarlı olduğu için evini terk eden aileleri günlerce içerisinde barındırdı. Bilahare Elazığ İl Milli Eğitim Müdürlüğü bu okulda eğitim öğretime devam edilmesi doğrultusunda okula yazı göndererek eğitim ve öğretimin sürdürülebileceğini söyledi. Ancak uzun süredir bu binanın bulunduğu yerde gözü olan Elazığ Belediyesi, depremi fırsat bilerek Mehmet Akif Ersoy Lisesi ile yanı başındaki Kadir Gökalp Anaokulunun kendilerine terk edilmesini istedi. Milli Eğitim Müdürlüğü, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü ve Bayındırlık İl Müdürlüğü teknik elemanlarınca hasarsız olduğu tespit edilen, hakkında “Hasar Tespit Raporu” düzenlenmeyen Mehmet Akif Ersoy Lisesi ile Kadir Gökalp anaokulu hasar sebebiyle yıktırılmadı. “Ben buranın altını otopark, üstünü de kent meydanı yapacağım, arzusu, hevesi ve “ben yaptım oldu” mantığı ile olupbittiye getirtilerek 27 Şubat 2020 tarihinde yıktırıldı. Bu okulların yerine daha önce de belediye tarafından defalarca el konulmak istenmiş ancak her seferinde bu istek reddedilmişti. Hatta bu konuda Belediye mahkemeye gitmiş, ancak mahkeme Milli Eğitim Müdürlüğü lehine karar vermişti. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 26. Maddesi, “okul arsalarının tahsisi, devri veya değişikliği Bakanlık iznine tabidir, İl yönetiminin yetkisinde değildir.”, der. Bu kadar açık bir hüküm olmasına rağmen; Mehmet Akif Ersoy Lisesi’nin önce yıktırıldı 6 ay sonra da ‘Elâzığ Merkez İmar Planında yapılan değişiklik ile yeri eğitim alanı olmaktan çıkartıldı. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği’nin 3. Maddesi B bendi; “İmar planında yer alan yol hariç, sosyal ve teknik altyapı alanlarının ve kamuya ait sosyal ve kültürel tesis alanlarının kaldırılabilmesi veya küçültülmesi ancak bu tesislerin hitap ettiği hizmet etki alanı içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir. Eşdeğer alanın ayrılmasında yüzölçümü ve konum özellikleri korunur. Bu alanların yerinin değiştirilmesinde, mevcut plandaki hizmet etki alanına göre aynı uygulama etabı veya bölge içinde kalması, yaya erişim mesafelerinin dikkate alınması ve yeni tespit edilen alanın tesisin yapılmasına müsait olması zorunludur.”,der. Ancak Elazığ Belediyesi, aradan üç yıl geçmesine rağmen, herhangi bir adım atmamış, nüfus yoğunluğunun çok olduğu bu bölgede yeni bir lisenin ve anaokulunun yapımı için herhangi bir girişimde bulunmamıştır. “Ben ne istersem o olur”, mantığı ile hareket eden Elazığ Belediyesi, hızını alamamış olacak ki şimdi de “öğretmenevini” “millet kıraathanesi” yapmak peşine düşmüştür. 1933 yılında Elazığ’ın ikinci taş binası olarak inşa edilen yine hakkında “Hasar Tespit raporu” bulunmayan 1983 yılından bu yana da öğretmenlere olduğu kadar Elazığ’da mevcut okulların eğitim, kültür ve sanat etkinliklerini gerçekleştirdikleri öğretmenevini, belediye resmi internet sitesinde kıraathane yapacağını beyan etmiştir. Sitede; “Tarihi öğretmenevi vizyon projeler kapsamında 24 saat uyumayan Elazığ Millet Kıraathanesi’ne dönüştürülecek; kıraathanede konuklara, limitsiz internet, ücretsiz dijital baskı ve fotokopi hizmeti ile sabah ve akşam çorba ikramı sunulacak”, denilmektedir. Sayın Bakanım, Elazığ Öğretmenevi, Elâzığ’ın neresinde olursa olsun öğretmenlerin tek vasıtayla ulaşabilecekleri merkezi bir yerdedir. Öğretmenevini, öğretmenlere çok görerek onların ellerinden almak, öğretmenleri değersizleştirme isteğinin somut ifadesidir. Öğretmenlerini aşağılayan bu kanun tanımazları ve yaptıkları uygulamaları, Elazığlı emekli ve çalışan öğretmenler olarak şiddetle kınıyor ve protesto ediyoruz. Elazığ Belediyesi, millet kıraathanesi yapacaksa gitsin yüzölçümü 180.000 metre kare olan, her gün binlerce insanın uğrak merkezi, Doğu Anadolu’nun en büyük parklarından biri olma özelliğine sahip Kültür Parkta yapsın. Ancak amaç kıraathane yapmak değil, merkezi bir yerde bulunan bu öğretmenevini, öğretmenlerin ellerinden alarak onları aşağılamaktır. Kurulan korku imparatorluğu ile gerçekleştirilen uygulamaların hukuk devleti ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Elazığ Milli Eğitim Müdürlüğünün, eğitim sendikalarının susması manidardır. Öğretmenleri temsil ettikleri söylenen sendikalardan tek cılız ses, Elazığ’da en fazla üyeye sahip “Eğitim Bir” sendika başkanından gelmiş. O da ilimizde yayınlanan Turan gazetesine 7 Haziran 2022 tarihinde verdiği beyanatta “Depremde ağır hasar gören tarihî öğretmenevi binası Sayın Bakanımız tarafından Elazığ Belediyesi’ne tahsis edildi.”, demiş ve sizin öğretmenevini belediyeye verdiğinizi söylemiştir ki biz bu ihtimali doğru bulmadığımız için size yazıyoruz. Sayın Bakanım, Elazığ Öğretmenevi, yalnızca öğretmenler hizmet vermekle sınırlı değildir. Şehrin merkezinde olması, çok amaçlı salonunun bulunması ile de Milli Eğitim Müdürlüğünün toplantı ve seminerlerine ev sahipliği yapmakta, şehrin okullarında öğrenim gören öğrencilerinin her türlü kültürel ve sosyal faaliyetlerini gerçekleştirmelerine ve sergilemelerine imkân tanımaktadır. Sayın Bakanım, Milletlerin varlığını sürdürmeleri eğitimle mümkündür. Bir milletin milli, ahlâkî ve kültürel yönden güçlenmesi; ekonomik kalkınması o milletin öğretmenlerinin azim ve gayretleri ile doğru orantılıdır. Eğitimi gereksiz gören, öğretmenini değersizleştiren; onlara dinlenme, buluşma ve stres atmayı dahi çok gören bu işgale tarafınızdan müdahale edileceğine inanıyoruz. “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum”, diyen bir kültürü ayaklar altına alan; sizleri yanlış bilgilendiren ve yanlış yönlendirenleri de size şikâyet ediyoruz. Durumun tarafınızdan ivedilikle ele alınmasını, değerlendirilmesini bekliyoruz. Hadi Önal: Elağzığ'lı emekli öğretmenler adına.