Ülkemizin ekonomik durumunun dünyanın diğer ülkeleri özellikle de Avrupa ülkeleri ile mukayese edildiğini, ülkemizin ekonomisinin iyi bir yerde olduğunu söyleyenler ile onlara inananları gördükçe üzülüyorum. Şüphesiz ki bir ülkenin ekonomik kalkınmışlığının mihenk taşı, o ülkenin gayri safi milli geliridir. Nedir gayri safi milli gelir? Ülkenin bir yıl içerisinde ürettiği mal ve hizmetlerin değerlerinin toplamıdır. Üretilen mal ve hizmetlerin para karşılığı değerinin o ülkenin nüfusuna bölünmesi de fert başına milli geliri ifade eder. Milli gelir o ülke insanının refahını gösterir. Öyle ya kişi ne kadar gelir elde ediyorsa refah düzeyi o derece yüksek olacaktır. Şimdi bu pencereden bakarak parlamenter sistemle yönetilen ülkelerin fert başına düşen milli gelirlerini değerlendirelim.
İsveç’te kişi başına düşen milli gelir: 81,867 dolar, Norveç’te; 67,898 dolar, ABD’de; 63,051 dolar, Singapur’da; 58,484 dolar, Hollanda’da; 51,290 dolar, Almanya’da; 45,466 dolar, Belçika’da; 43,814 dolar, Fransa’da; 39,257 dolar, İtalya’da, 30,657 dolar… Yunanistan’da; 18,168 dolar, Macaristan’da; 15,373 dolar, Romanya’da; 12,813 dolar Bulgaristan’da; 9,826 dolar, Türkiye’de; 7,715 dolar…(Veriler 2020 yılına aittir.)
Şimdi, bu ülkelerin insanlarının refah seviyeleri düşük bizim ülkemizin insanlarının mı yüksek? Yani bizim ülkemiz insanları tok, onlar mı aç?
Konu ile ilgili olarak Belçika’yı örnek vermek istiyorum. Neden Belçika? Çünkü ben, Belçika’da 6 yıl öğretmen olarak görev yaptım. O nedenle bu ülkeyi seçtim. Emekli öğretmen olduğum için de öğretmen maaşın esas aldım.
Belçika’da bir öğretmen kaç Euro maaş alır?
Öğretmenliğe ilk girişte aylık olarak brüt olarak; (0-3yıl) 2661 Euro, (4-10 yıl) brüt: 3256 Euro, (12-20 yıl) brüt 3984, (20 yılı aşkın) 4727 Euro alıyor. Ayrıca her yıl 1,5 maaş tutarı gezi parası...
Emekli bir öğretmenin net maaşı ise 1957 Euro’dur. Bir Euro son döviz kuruna göre 11lira 10 kuruş yani emekli bir öğretmen aylık Türk parası ile 1957x11,10= 21 bin 722 lira emekli maaşı alıyor.
Belçika’da asgari ücret, 2020 verilerine göre 1.593,81 Euro /ay… Yani aylık, 17 bin 500 lira. Şimdi, bu ülkenin insanlarının aç bizim ülkemiz insanlarının tok olduğunu söyleyebilir misiniz?
Peki, bizim bu ülkeden veya ülkelerden neyimiz eksik? Toprağımız, havamız, suyumuz mu? Hayır! Yer altı, yer üstü kaynaklarımız mı? Hayır! Tarihimiz, kültürümüz, inancımız mı? Hayır! Gördüğünüz gibi eksiğimiz yok; ancak fazlalıklarımız var. Nedir bu fazlalıklar: Kanun kural tanımazlığımız, okuma özürlü oluşumuz, ikiyüzlülüğümüz, kandırılmaya, aldatılmaya müsait oluşumuz, saflığımız, Allah’ın bize bahşettiği akılla hareket edemeyişimiz, Allah’ı Allah’la kandırma gayretimiz, dünya malına aşırı düşkünlüğümüz, koltuk ve makam merakımız… Rab bana hep bana deme huyumuz, İsrafımız, lükse, gösterişe, şaşaaya olan düşkünlüğümüz, ne oldum delisi oluşumuz, devletin malını deniz gören domuzluğumuz, ahlaki noksanlığımız… Cehaletimiz, kinimiz, küfrümüz… Peki, bu fazlalıklardan kurtulmanın yolu yok mu? Var elbette… Eğitim.
Dünya ülkelerinden bizi ayrılan en büyük farkımızdan biri de yalanlarımızın kuyruklu oluşu.
Kızı babasına sorar; “baba kuyruklu yalan nedir?” Baba, düşünür. Nasıl cevap versin? Sonra birden kızının yılandan korktuğu aklına gelir.
“Yılanı biliyorsun değil mi kızım”, der. Kız, Aman baba!”, der; baba devam eder: “Şimdi bir yılanı düşün, ucu olmayan bir çubuğa sarılmış. Bu çubuğa da yalan çubuğu diyelim. Yılan, ha bire bu çubuğun ucunu bulacağım diye kıvranarak ilerliyor. Peki, şimdi ben sana sorayım yılanın kuyruğu nerede kalır?”
Kız,” nerede kalır?
Baba, “elbette ki yalan çubuğunun arkasında… İşte yalanla yılanın bu sarmalına “kuyruklu yalan”, denir. Anladın mı şimdi?”
Kız “ vallahi bir şey anlamadım baba, anladımsa Arap olayım.”
Baba, “anlamazsın elbette yavrum, toplumdaki safların saflığı sana da sirayet etmiş.