“Dinlerini parçalayan ve bölük, bölük olanlardan( olmayın. Bunlardan) her fırka, kendilerinden olan ile böbürlenmektedir.”Rum suresi 32. ayeti.
“Dinlerini parça, parça edip guruplara ayrılanlar var ya, senin onlarla hiçbir ilişkin yoktur. Onların işi ancak Allaha kalmıştır. Sonra Allah onlara yaptıkları bildirecektir” En’am suresi 159. ayeti.
Müslümanların, Allahın dediklerini yapması gerekmez mi?
Elbette ki yapması gerekir.
Yüzlerce cemaat, yüzlerce tarikat, yüzlerce ne olduğu belirsiz ve ne yaptıkları kontrol edilemeyen gurup, yüzlerce tekkede, gizli kapılar arkasında sözüm ona ibadet yapıyorlar.
Ney yapıyorlarmış?
İbadet yapıyorlarmış.
Peki, Allah kitabında onların bu çalışmalarının yanlışlığını 1400 yıl önce neden kuranı keriminde yer vermiş acaba? İbadet yapıyor olsalardı bu ayetler iner miydi?
Laf olsun diye mi indirdi Rabbim?
Hayır. Allahın kuranda bahsettiği, ayetlerin tamamı geçerliliğini sonsuza dek sürdürecektir.
O dini parça, parça eden ve İslam için çalıştığını söyleyen, çıkarcı, yobaz, azgın, arsız, yüzsüz guruplar var ya, en küçüğünden en büyüğüne kadar hepsi, bu inanan milletin kanını emen, sülükler, kenelerdir de ondandır ki, Allah bu ayetlerini göndermiştir.
Eğer bunların yaptıkları doğru olsaydı Yüce yaradan bu ayetlerinde böyle bir şey der miydi acaba?
Hayır demezdi.
Bir tanesi dahi iyi olsaydı demezdi.
İstisnasız yediden yetmişe dini parçalayan kim varsa Allahın emirlerini yerine getirmeyen ve İslam için çalışmayan münafıklardır.
Onların hiç birisi kendi kazandıklarını yemezler.
Hiç birisinin kendi alın teri girmez o arsız ve soysuz midelerine.
Ağır olduğunu zannetmeyiniz. Bunlar benim fikrim değil. Allahın ayetlerinden çıkardığım düşüncelerdir.
Yüce yaradan hepimizin içini de dışını da biliyor.
Dinimizi parça, parça edenler var ya ülkemde bütçemizin neredeyse yarısına hükmediyorlar.
Ve bütçenin hiçbir kuruşu da, parçalanmış gurupları yönetenlerin ( şeyhlerinin, tarikat liderlerinin) kazandığı helal para değildir. Onlar sadece, kendilerine yardım edenlerin “Parayı verdiğinde cennete gireceğini” zanneden, “Şeyhinin eteğinin altına sığındığında ya da tutuğunda Sırattan geçeceğini zanneden” dini bilmeyen cahillerin sırtından zengin olmuş kenelerdir sülüklerdir.
Bana bir tarikat şeyhi gösterin alın terini yemiş ticaretten kazandığı ile hayatını idame ettiren. Yoktur bulamazsınız.
Peki, peygamberimiz Hazreti Muhammet Aleyhi Selam efendimiz nasıl yaşamış? Ne yemiş ne içmiş? Kendi kazancından başka hiçbir şeyi yememiş. “Bir elime dünyayı diğer elime ayı verseniz de fikrimden dönmem” demiştir.
Bu asalakların yediği içtiği ve yolları haramdır. Ey yetkililer ey yönetenler “ En güvendiğiniz parçalayıcı sülükler, vatanıma işgal etmek üzereyken, kurtulduk.” Aklınız varsa Tüm tarikatları, dini parça, parça edenleri ve tekkelerini kapatalım. Kontrol edilemeyen karargâhlarını dağıtalım”
Cahil dinini kurandan öğrenmeyen, hadislerle zenginleştirmeyen, cahil olduğu için kolaycı yolu tutan, halkı da, bunların ağından kurtaralım.
Bu pislikler son zamanlar ülkeyi bölme ve Milletin en azından yarısının saygı duyduğu değerlere saldırmaya kötüleştirmeye itibarsızlaştırmaya başladılar.
Zannetmeyin sıra sizlere, bizlere de gelmeyecek.
Örneğini daha dün, 15 Temmuz da gördük.
Yüce Allah dinini korurken, hepimiz de, ülkemizi de korudu. Eğer tedbir almaz isek, bundan sonra gerekeni yapmadığımız da, dinimizin parçalanmasına seyirci kaldığımız için bize de ceza verebilir. Münafıkların yeri Kafirlerden daha aşağıdadır.
Saygılarımla. Mehmet Kızılaslan 2017-05-09