28 Şubat da bile, Milli eğitim Bakanlığına tapusu verilmeyen okulun, 15 Temmuz öncesi isteyenlere de tapusunun değil, kullanma hakkının verilmesinin sebepleri.
1-Bu okulun arazisi, şehir merkezinde kaldığı için “ Size şehrin dışında bir arazi verelim. Okulunuzu da yapalım. Bu araziyi de Öğretmen evi ya da, eğitim bakanlığı konuk evi yapalım ya da başka amaçla kullanalım” derler se, bu arazi içinde din eğitimi yapılamayacağından ve her türlü melanet yaşana bileceğinden; vakfediliş amacı dışında kullanılabilir endişesi ile verilmemiştir.
2- Dernek Yönetiminin, Devlete güvensizliğinden değil. Devlet içinde yapılanmış Fetö örgütünün İmam Hatip Liselerini köreltmek amacı güttüğünü, çok iyi bildiklerinden tapusu verilmemiştir.
3-Aydın - İzmir - Muğla - Manisa İllerindeki FETÖ yapılanmalarının müsebbibi olan, Recep Uzunallı'nın " Bizim Özel Okul ve Dershanelerimizin bulunduğu il ve ilçelerde bina ve eğitim olarak güçlü imam- hatip okullarına müsaade etmeyiz. Bizim her ilde Milletvekillerimiz, Valilerimiz, Müdürlerimiz olacak, karda yürüyüp izimizi belli etmeyeceğiz" sözünü daha 1984 yılında, söylediğini duyduklarından vermemişlerdir.
4- Yönetim Kurulu, Milli eğitim Bakanlığı genelgesi ile belirtilen “49 yıllığına Milli Eğitime kullanma izni verilen arazilere, okul inşaatı yapılabilir.” Genelgesine uygun olarak okulu ve arazisini Milli eğitime 49 yıllığına kullanma hakkı vermiştir. Bu arada aynı yönetim, kendi gayretleri ile 17.3 milyon TL ödenek çıkartmıştır.
5- 15 Temmuz Darbesinden öncesi bu, 17.3 Milyon liralık ödeneklerin tamamı, Recep Uzunallı mantığındaki, kişiler tarafından başka arazilere kaydırıldığı kamu oyunda yaygındır. Bu kaydırılma olayı Dernek yöneticilerini cezalandırmak amacı ile yapılsa da; İmam hatip öğrencilerine ve İmam Hatip sevdalılarını cezalandırmış oldu.
Dernek yönetimine, okulun teslim edilememesine gelince
1-Okul binasını teslim alan Milli Eğitim, binayı teslim aldığı gibi değil, birçok yeri hasara uğratılmış bir şekilde, bazı kapıları ve kapı kolları, kilitleri, sökülmüş, muslukları sökülmüş, lavaboları kırılmış halde teslim etmek istemiştir. Dernek yönetimi ise, bir yazı ile, teslim aldıkları gibi, teslim etmelerini istemiştir.
2-Binanın bakımı ve onarımı yapılmadan, teslim edilmek istendiyse. Dernek yönetimi de haklı olarak sökülenlerin yerine takılmasını istemekte ve teslim almamakta haklıdır kanısındayım.
3- Binada yangın çıkartılmasının da, çürük imajı yayılmaya çalışılmasının da amacı bellidir. “Eğer bir eylemin kimler tarafından yapıldığını merak ederseniz, sonucun kimin işine yaradığına bakınız? Müsebbipleri onlardır.” Sözü sizleri gerçeğe götürecektir.
4-Binanın ömrünü tamamladığını iddia edenler, Devletin kasasına göz diken ve bundan nemalanmak isteyenlerin uşağıdırlar. Bu konuda benim bilmediğim bir rapor varsa ve bana sunarlarsa köşemde yayınlayacağım değilse, devlet ihale ve inşaat mafyasının çanak yalayıcıları, olduklarını kabul ettiklerini sayacağım.
5- Milli eğitimle yapılan görüşmelerde, Milli eğitimin istediği binanın yapılacağı alan kadar, bölümün tapusunu, İmam Hatip Okulu olmak kaydı ile vermeyi yönetim teklif etmiş. 28/9/ 2013 genelgesinden önce. Dernek yönetiminin bu önerisini hiçbir İdareci kabul etmemiştir.
6- Daha sonra yönetim iki parsel olan arazinin, bir parselini 5900 metre kare kısmının tamamını aynı şekilde vermeyi teklif etmiş. 24 derslikli, Okulun parasını dernek yönetimi çıkarmış olmasına rağmen yine hiçbir idareci, 15 Temmuzdan evvel bu teklifi de kabul etmemiştir. Arazinin tamamının tapusunu, 24 derslikli okul için istemişlerdir
7- Dernek yönetimi ise bu arada, Arazinin tamamı üzerinde, TENZİLE ERDOĞAN- RECEP TAYYİP ERDOĞAN NAZİLLİ İMAM HATİP KÜLLİYESİ yapmak için çalışmalarını sürdürmekte idi.
8- Dernek yöneticileri hiçbir zaman çaresizlik içine düşmediler. Amaçsızda kalmadılar. Dernek yönetimi hala, Nazilli’de Tenzile Erdoğan- Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi sevdasındadır. İnşallah bu inançlarını da gerçekleştireceklerdir.
9- Okuldan mezun olanların bazıları, gerçekleri dernek yöneticilerinden değil de, yanlış insanlardan öğrendikleri için, yanlış tepki göstermişlerdir. Okulda yangın çıkarılması, tabi ki hepimizi üzmüştür. Ama koruyamayanlar, Kanımca, Dernek yöneticileri değil, kullanım hakkı elinde olan ve sökülen, kırılanları, tamir ettirip, derneğe geri veremeyen, Milli Eğitim idarecileridirler.
10- Dernek yöneticilerin isteği, ”Devlet buraya bina yapsın ve derneğimize teslim etsin!” değildir. Bunu, adımı bildiğim gibi biliyorum. Yukarıdaki açılamalarım da bunun ispatıdır.
49 yıllığına Milli Eğitime Teslim edilen okulun; 60 yaşına gelmiş dernek yöneticileri Mezarlarında mı teslim almayı düşünecekler ki? Onların tek istekleri ,” Devlet içinde yapılanan ve ileride yapılana bilecek olan, 15 Temmuzdaki Fetö yapılanması gibi, devlet düşmanlarının eline tapuların geçmesini engellemektir. Vakfediliş amacına uygun kullanılmasını sağlamaktır.”
11- Hiçbir yazımızda, Hiçbir Valiyi, ya da kişileri, Fetöcü olarak itham etmedik.(üzerine alınanlar yarası olanlardır. Çünkü yarası olanlar gocunurlar) Devletin Adaleti, nasıl olsa kim Fetöcü, kim değil, ortaya çıkaracaktır. 3. Maddede yazığımız, ifadeler bizim değil, Fetö den aranan, Recep Uzunallı’nın, ifadeleridir.
12- Tekrar söylüyorum, anlamakta zorlananlara. Olayların dışında olanları, kasıtlı olarak etkilemek isteyenlere, söylüyorum. Dernek yönetimini zan altında bırakmak isteyenlere söylüyorum. Okul arazisine yapılan, Camiyi, yaptıran hayırseverden, dernek yönetimi, ne bir arazi aldı ne de bir kuruş aldı. Bir hayırsever, yüklenici firmaya, ister para verir, isterse 100 dairelik arazi verir, isterse bir ton altın verir. Derneği ilgilendirmez. Çünkü dernek kasasına bir kuruş girmeden, çıkmadan, Dernek yönetimi, okula bir cami sahibi yapmıştır. Bu da Dernek yönetiminin başarısıdır.
Okulun bahçesine, öğrencilerin uygulamalarda kullanacağı, caminin minareleri kimi rahatsız edebilir, aklıselimi olanlar bilirler. Bu konunun takdirini de, siz okuyucularıma ve kamuoyuna bırakıyorum.
13- Cami yapıldıktan sonra, Dernek olağan genel kurulunu yapmıştır. Yönetim ibra edilmiştir. İcraatları üyeler tarafından takdirle karşılanmıştır. Yeni bir yönetim oluşturulmuştur. Genel Kurulda hiçbir üye itiraz etmemişlerdir.
14- Cami, hem bulunduğu mahalleye hizmet verecek, hem de okulun uygulama camisi olacaktır. Caminin oraya yapılması okulun oradan kaldırılmasını isteyenlerin, oyununu bozmuştur. İşte tam bundan sonra, Caminin minareleri birilerine batmıştır.
Araziye göz dikenler, artık araziyi Cami yapıldıktan sonra, başka amaçla kullanamayacaklarını kafalarına sokmuşlardır. O nedenle olacak ki, Yönetim Kuruluna ve üyelerine; Denli densiz, hadli hadsiz, inançlı inançsız, kişiler aracılığı ile saldırtmaya başlamışlardır. Ayrıca Bu okulun bahçesine, öğrencilerin uygulama için kullanacakları caminin yapılmasına karşı çıkanlardan bir kısmı, Fetö soruşturmasından içeridedirler. Dernek yönetimine, saldıran ve saldırtanları siz okurlarımın ve kamuoyunun, takdirlerine bırakıyorum.
Vakıf arazilerinin koruyucusu Allah’tır. Vakıf arazilerini, vakfediliş amacı dışında kullanmak isteyenlerin, kullananların durumlarına bir bakınız. Bu dünyada mevkilerini, makamlarını, paralarını, servetlerin kaybetmişlerdir. Durumları içler acısıdır. İnşallah öbür tarafta da kurtuluşları olmayacaktır.
Yazımı okuduğunda, kasıtlı düşüncelerinden dolayı anlayamayan, çıkarcı, bencil, münafık, olanlara, Dernek Yönetimine saldıranlara, tekrar sesleniyorum. 15 Temmuz Fetö darbesinden önce, “49 yıllığına kullanma izni verilen arazilere okul yapılabilir” Milli Eğitim Bakanlık genelgesi olmasına rağmen; tapu isteyenleri ve onları savunanları, İmam Hatiplerin güçlenmesini istemeyen, Aydın - İzmir - Muğla - Manisa İllerindeki FETÖ yapılanmalarının müsebbibi olan, Recep Uzunallı, mantığında oldukları kanaatindeyim. Bu, 20- 30kişiyi de, siz okuyucularımın ve kamuoyunun, takdirlerine bırakıyorum.
Devlet Denetleme Kuruluna, gitmeye gelince, Dernek yönetimi zaten bunu kendileri istemişlerdir. Bu durum, 2013 - 15 Temmuz 2016 tarihine kadar, Parasını Dernek yöneticilerinin çıkarttığı külliyenin, gizli ve açık engelleyicilerinin de ortaya çıkmasını sağlamış olacaklardır.
15 Temmuzdan sonra, Fetöcülük ithamı ile hazineye devredilen bina olmasaydı, 42 yıllık İmam Hatip Okulu binası kullanılmayacak mıydı? Bir başka sorum. Ahmet Yesevi ve Beş Eylül okulları acaba kaç yıldır kullanılmaktadırlar?
Diyanet İşleri Başkanlığı, Camiyi başka bir amaç için kullanma düşüncesi taşımadığı için olsa gerek, Birileri gibi, caminin tapusunu istememiştir. Kullanma hakkı ile yetinmiş ve din görevlisi atamıştır. Bu noktada, okul arazisinin tapusunu isteyenlerin, niyetlerinin takdirlerini, siz okuyucularıma ve kamuoyuna bırakıyorum.
Diğer yandan, kamu oyu, derneğin çıkarmış olduğu, 17.3 Milyon TL lik ödeneğin, kağıt üzerinde ( temel ruhsatlarında) bile sahip çıkamayan bir avuç kişinin milleti yanıltma haklarının olmadığını düşünmektedir.
Değerli okurlarım, Lanet Fetö örgütünün darbe girişimi, 15 Temmuz, şanlı dik duruş ve karşı darbe hareketi ile, Başta Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Milletimiz ve İdarecilerimizin uyanık olanları tarafından engellenmiştir. Fetöcü’lerin birçoğu bu hain darbe kalkışması sonunda yakalandılar. Birçokları da kaçtılar, aranıyorlar. Ne yazık ki, Fetö nün lanet fikirlerini savunanlar, onlar gibi davrananlar, içimizde gizlenip saklananlar, kanımca, aramıza nifak sokmaya devam etmektedirler. Onlara kanmayacağız, oyunlarını bozacağız inşallah.
Barış, huzur ve sağlık dolu günler dilerim.
Mehmet Kızılaslan 26/10/2017