Ülkelerin kalkınmışlıklarına, ya da geri kalmışlıklarına işaret eden, çeşitli kriterler vardır. Bu kriterlerden bazıları şunlardır.
1-Diğer ülkelerin vize istemelerinin azlığı kalkınmışlığına, çokluğu geri kalmışlığına işarettir.
2-İhraç ürünleri teknoloji ürünü ise kalkınmışlığına, değilse geri kalmışlığına işarettir.
3- Kadınların ve çocukların ölüm sebepleri, cinayet ya da yetersizlikse geri kalmışlığına, değilse kalkınmışlığına işarettir.
4- Ülkenin alacak ve borç dengesi açık veriyorsa geri kalmıştır. Fazla veriyorsa kalkınmıştır.
5-Arge (araştırma geliştirme) ye ayrılan bütçelerin çokluğu gelişmişliğine değilse geri kalmışlığına işarettir.
6- Milli gelirin kişi başına düşen dilimin inin o kişinin gerçek geliri ise gelişmiliğine değil se geri kalmışlığına işarettir.
7- Zenginle fakir arasındaki gelir farkı uçurum halinde ise geri kalmıştır değilse fark çok az ise kalkınmışlığına işarettir.
8- Ekonomisinin, lokomotifi inşaatsa, geri kalmışlığına, sanayi ürünleri ise kalkınmışlığına işarettir.
9- Yaşam standardının yüksekliği gelişmişliğine ilkelliği geri kalmışlığına işarettir.
10- İş kazalarının çokluğu geri kalmışlığına, azlığı kalkınmışlığına işarettir.
11- İhracat ürünlerinde katma değerin çokluğu kalkınmışlığına, azlığı geri kalmışlığına işarettir.
12- Faili meçhullerin çokluğu geri kalmışlığına, azlığı yada yokluğu kalkınmışlığına işarettir.
13- Üretimin çokluğu kalkınmışlığına, yokluğu esirliğine işarettir.
14- İnsan sağlığına verilen önem kalkınmışlığına, değilse geri kalmışlığına işarettir diyeceğim, ama Küba aklıma gelince bu maddeyi bu kategoriye sokmak istemiyorum. Küba da insan hayatı çok ama çok önemli, ama kalkınmışlık tartışma konusu olabilir.
Aklıma geldiği kadar kalınmışlık ve geri kalmışlık göstergelerini ayazmaya çalıştım.
Bizi kıskanan!. Avrupa ülkelerini düşününce neden kıskandıklarını anlamakta zorlanıyorum. Bir ülke düşününüz, sanayi ürünleri değil de ülkenin taşı toprağı madeni mermeri işlenmeden satılırken, gökdelenleri tavırları arazileri ile birlikte pazarlanıyorsa. Birileri de “topraklarını mı götürecekler, bizde Avrupa’dan bina alabiliyoruz.” Diyorlar sa, söyleyecek sözüm kalmıyor.
Ben biraz tutucuyum bu konuda, Allahın ürettiği, toprak hiçbir yabancıya satılmamalı. Madenler ise en son teknolojilerle, en büyük katma değerlerle işlendikten sonra ihraç edilmeli. Ve karşılık olarak da para alınmamalı, yine Allahın ürettikleri ile takas edilmelidir. Burada anlatmak istediklerimi anlamakta birçoğunuz zorlanacaksınız.
Ama sizler lütfen yukarıdaki maddelere bakarak kalkınmış mıyız, değimliyiz anlamaya bari çalışınız. Saygılarım doğru tahlil edenleredir. Sevgililer gününüz kutlu olsun.
Mehmet Kızılaslan 2017-02-14